Melek yüzlü şeytan!
Bebek yüzlü katilsevici!
Nasıl olurmuş da böyle bir ortamda üzerinde “Benim güzel ülkem” yazılı tişörtle poz verirmiş.
Kırmızı-Mavi-Beyaz bir tişörte “Yaşasın ABD emperyalizmi” yazdırıp giymeliydi çünkü; İngilizce hem de!
Son dönemin yaygın tabiriyle “bu neyin kafası”ymış!
Öyle bir tişört giyebilmek için “ne kullanıyorsa bize de versin”miş!
Batı ittifakının olanca gücüyle hedef aldığı bir liderin eşi olarak, her türlü “güvenli bölge” ye kaçma, sığınma imkanına sahipken, ülkesinde ve böyle dik biçimde duruyor olması yerilmesi gereken bir tavır mı yoksa takdir mi edilmeli!
“Sığıntılar” makbul tabii... Emin olun, vaktiyle bizim de tarihimizde tanıklık ettiğimiz gibi, Esad ailesi Suriye sahillerine yanaşan - mesela bir Fransız gemisine- binip de ülkelerini kaderine terk etseydi, paylaşımcılara teslim etseydi, Esma Esad’ın harcamaları kimseyi germezdi!
Hem sonra, halkı açlıktan ölürken 40 bin TL’lik çantayla poz veren “First Lady(!)”sine tek satır çatamayanların, Esma Esad’ın “Dior şıklığı”nı ayıplaması tuhaf değil mi!
“Diktatör” olduğu iddia edilen lideri devrilen bir Afrika ülkesiydi. Darbeyi yapan askerler liderin eşini ele geçirmişti. Üstünü başını parçaladıkları, belli ki darp da ettikleri kadını aralarına almışlar; o sinmiş, korkmuş, ürkmüş haliyle dalga geçen güleç pozlar vermişlerdi objektife!
Rahatlayacak mısınız Esma Esad’ı da böyle “düşmüş” gördüğünüzde!
“Yıkılmayan bir kadın” görüntüsünü lanetlemeye kalkışmadan önce Kaddafi’nin “linç edilişi”ni izlerken hissettiklerinizi hatırlayın bence!
Selcan TAŞÇI, 27 Haziran 2012