İnadına Kutlamak... / Dr. Noyan UMRUK

İnadına Kutlamak... / Dr. Noyan UMRUK

İletigönderen Noyan Umruk » Pzr Ağu 26, 2012 12:19

İNADINA KUTLAMAK… :turkiye:



Dr.Noyan UMRUK



Evet, bugün “Büyük Taarruz” başlıyor… 30 Ağustos, yakın tarihimizin dönüm noktası…

”Makus talihimizin” yenildiği, diğer bir deyişle emperyalizmin çanına ot tıkandığı gün…

“Kuvayı Milliye Destanını” küçümsetmeye çalışanları nafile çabalarıyla baş başa bırakıp,

sözü büyük Ozan’a bırakalım :



Ateşi ve ihaneti gördük

Dayandık her yanda,

dayandık İzmir’de, Aydın’da

Adana’da dayandık,

Dayandık, Urfa’da, Maraş’ta, Antep’te



Sarışın bir kurt: Başkumandan…



Dağlarda tek tek
ateşler yanıyordu.
ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında O’nu gördü.
paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu.
paşalar : «üç,» dediler.
sarışın bir kurda benziyordu.
ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
bıraksalar,
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
kocatepe’den afyon ovası’na atlıyacaktı.



Dünyanın hiç bir ordusunda bir nöbetçi, şairinin ağzından, dizeleri inci taneleri gibi

dizerek, başkumandanını bu denli sade, derin ve de yürekten bir sevgi ile anlatamadı…



Sarışın Kurt’un Memetçikleri…



saat 3.30.
izmirli ali onbaşı ve de mangası
karanlıkta göz yordamıyla
sanki onları bir daha görmeyecekmiş gibi
baktı manga efradına birer birer :
sağda birinci nefer
sarışındı.
ikinci esmer.
üçüncü kekemeydi
fakat bölükte
yoktu onun üstüne şarkı söyleyen.
dördüncünün yine mutlak bulamaç istiyordu canı.
beşinci, vuracaktı amcasını vuranı
tezkere alıp Urfa’ya girdiği akşam.
altıncı, inanılmıyacak kadar büyük ayaklı bir adam,
memlekette toprağını ve tek öküzünü
ihtiyar bir muhacir karısına bıraktığı için
kardeşleri onu mahkemeye verdiler
ve bölükte arkadaşlarının yerine nöbete kalktığı için
ona «deli erzurumlu» derdiler.
yedinci, mehmet oğlu osman’dı.
çanakkale’de, inönü’nde, sakarya’da yaralandı
ve gözünü kırpmadan
daha bir hayli yara alabilir,
yine de dimdik ayakta kalabilir.




topçu evvel mülâzımı hasan’ın
yaşı yirmi birdi.
kumral başını gökyüzüne çevirdi,
kalktı ayağa.
baktı, yıldızları ağaran muazzam karanlığa.
şimdi bir hamlede o kadar büyük,
öyle şöhretli işler yapmak istiyordu ki
bütün ömrünü ve hâtırasını
ve yedi buçukluk bataryasını
ağlanacak kadar küçük buluyordu.
yüzbaşı sordu :
- saat kaç?
- beş.
- yarım saat sonra demek...



beş otuz...
ve başladı topçu ateşiyle
ve fecirle birlikte büyük taarruz...
sonra.
sonra, düşmanın müstahkem cepheleri düştü.
...
sonra, 30 ağustosta düşman kuvâyı külliyesi imha ve esir olundu

...

sonra, 9 eylülde izmir’e girdik
ve kayserili bir nefer
yanan şehrin kızıltısı içinden gelip
öfkeden, sevinçten, ümitten ağlıya ağlıya,
güneyden kuzeye,
doğudan batıya, Türk halkıyla beraber

seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz’i…



Ve sonra, imparatorluğun küllerinden tüm “mazlum milletlere” örnek, yurttaşlarına kıvanç veren genç, gürbüz, bağımsız bir Cumhuriyet doğdu.



Ve sonra, 60 yılda, özellikle amcaları ile birlikte ülkeyi yönetenlerle son 10 yılda bakın ne hale geldi Türkiye…



-“Tüm okulları, imam-hatip okulları yapma şansını yakalayarak”, “sabileri” sefil eden alt üst edilmiş bir milli eğitim sistemi,

- Sinagogları, konsolosluğu havaya uçurarak, 67 insanımızı öldüren, Suriye’de Esad’a karşı savaşırken öldürülen El Kaideci’yi serbest bırakan, genelkurmay başkanı başta olmak üzere askerleri terörist diye hapse tıkan çökmüş bir yargı ve adalet sistemi,

-Cari açık, dış borç, “ne idüğü belirsiz” net-hata noksana dayanan bir ödemeler dengesi ile kağıttan kaplan, yeterince üretmeyen, teknolojik zaafiyet içinde bir ekonomik yapı,

- Başta benzin olmak üzere zorunlu tüketim üzerinden toplanan dolaylı vergilere dayanan adaletsiz bir mali sistem

-Elbirliğiyle moralman çökme noktasına getirilmiş bir ordu,

-Açıla saçıla, Doğu Akdeniz’den, Kıbrıs ve Türk dünyasına ve Pekin, Moskova, Erivan, Tahran, Bağdat, Şam altıgenine değin tüm komşu ülkeleri ciddi tehdit haline getirip, Habur-Oslo-Şemdinli-G.Antep sürecinde PKK’nın da bu konjonktüre eklemlenmesine göz yumulması ile iflas etmiş güvenlik ve dış politika süreci,

-Zavallı bir ulusal istihbarat sistemi,



Sonuç: “Bir türlü kendilerine şükran duyulamayan” Cumhuriyet kurucularınca emanet edilen Mısak-ı Milli’nin, ülkenin “bekası”nın ciddi tehdit altında olması…Karar halkın…



Ama yine de kutlanacak neyi kaldı demeyin. Yaşadığımız karanlık günler bu büyük ulusun, bu halkın okyanusları andıran tarihinde sadece bir virgül…



AYDINLIK G; 26.08.2012

[/b]
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1067
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x