Durum / Mustafa BALBAY

Durum / Mustafa BALBAY

İletigönderen Başkomutan » Sal Eki 19, 2010 15:55

Durum

Atatürk, mücadelesini bütün yönleriyle anlattığı, başlıca eseri “Nutuk”u bir hafta kürsüde okuduktan sonra, 20 Ekim 1927’de son sayfaya geldi.

O son sayfanın başında elde ettiği bütün sonuçları Türk gençliğine emanet ettiğini vurguladı, şöyle devam etti:

“Ey Türk gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklalini ve Türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler.

Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”


***

Atatürk, gençliğe hitabesini bundan 83 yıl önce, 20 Ekim günü Nutuk’taki son sözleri olarak okumuştu. Son aylarda duruşma araları çok uzarsa kendime okuma programının yanı sıra bir de ezberleme programı yapıyorum. Sevdiğim bir metni ya da şiiri ezberliyorum. Şiir, pek çok şeyi olduğu gibi zamanı da yeniyor.

66 günlük 4 Haziran - 10 Ağustos arasında Faruk Nafiz Çamlıbel’in 140 satırlık Han Duvarları şiirini ezberledim. Her söyleyişimde Toroslar’dan Orta Anadolu’ya o şiirsel yolculuğu yeniden yapıyorum.

Ekimde de 83. yıldönümüne selam olsun diye gençliğe hitabeyi ezberle dedim, kendime.

Önce bugünkü Türkçeye çevrilmişi mi ezberlemeli dedim; Atatürk’ün o günkü dilinden olan daha etkili.

Falih Rıfkı Atay, Çankaya’da Atatürk’ün Nutuk’ta kullandığı dil için şunu söylüyor:


    “Nutuk, dil inkılabından önce yazıldığı için, Namık Kemal mektebi üslubundadır. Atatürk’ü besleyen edebiyat o idi. Harbiye Okulu hapishanesinde bir gazel bile yazmıştır. Dilin Türkçeleşmesine inandıktan sonra bütün zevklerini ve âdetlerini fikirlerine feda ettiği gibi, o kadar sevdiği üslubunu da içilmiş bir cigara gibi atıvermişti.”

Hitabeyi bugünkü dile çevirenler elbette çok titiz hareket ediyorlar, önemli bir sorumluluk alıyorlar. Şu var ki, Atatürk o metni dil devriminden sonra yazsaydı vurguyu, etkiyi arttırmak için sanırım yeni dile göre cümleler kurar, farklı sözcükler kullanırdı...

***

Atatürk’ün gençliğe hitabı bugün ne kadar güncel?

Bu soruyu ciddiye alanlara bir önerim var; Ey Türk Gençliği diye başlayıp cümle cümle yeniden okusunlar. Bugün kullanmadığımız sözcüklerin anlamlarına baksınlar...


Nutuk, gençliğe hitabeyle bitiyor. Nasıl başlıyor? Okuması bir hafta süren Nutuk’ta Atatürk’ün ilk cümlesi şu:

“19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktım. Durum...”

Her şeye durum saptamasıyla başlıyor.

Yakın tarihimizi bilmek, bugünü görmek ve geleceğimizi kurmak için çok önemli.

Atatürk’ü bilmek, onun yaptıklarını kopya etmek değil. Bu mantık dışı bir şey olur. Örneğin, Kurtuluş Savaşı sürecinde Atatürk’ün deyim yerindeyse eli-ayağı telgrafçılardı. Onlar cephede savaşanlar kadar önemli işler başardılar. Bugün, “Atatürk bütün haberleşmeyi telgrafçılarla yaptı, biz de öyle yapmalıyız” denebilir mi?

Elbette hayır.

Ama Atatürk’ün Cumhuriyet’in kuruluş dönemindeki şu yaklaşımı, bugün de en az o günkü kadar güncel:

Önce iç barış... Yani yurtta sulh...

Ya şu:

Gerçek yol gösterici bilimdir...

İç barışın harcını başkasına kardırırsan? Bilim kurumlarında bilimden başka her şeyi konuşursan?

Sütun biter... Sorular, sorunlar bitmez...

Baştan başlayalım:

Ey Türk Gençliği...


Mustafa BALBAY
19.10.2010
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Durum / Mustafa BALBAY

İletigönderen cetrefil85 » Çrş Eki 20, 2010 0:45

Herkesi 10 Kasım' a kadar, Nutuğ' u altını çizerek okumaya davet ediyor ve herkesi 10 Kasım saat: 12.00' de Nutuk' ları ile Ata' mızı ziyarete bekliyorum.
Kemalist budur, ateşte pişen çelik gibi dağlanır yüreği acıyla, çıplak elleri ile tutar kor gibi, ateş gibi, kardeşinin sonsuza uzanan bedenini. Kemalist yanar, meşale olur, nice karanlık böyle aydınlanır.
Kullanıcı küçük betizi
cetrefil85
Üye
Üye
 
İletiler: 12
Kayıt: Pzt Eki 27, 2008 1:14

Re: Durum / Mustafa BALBAY

İletigönderen Deli Haydar » Prş Eki 21, 2010 12:23

Durum
Cumhuriyet Gazetesi / 19 Mayıs 2005


19 Mayıs 2005'te genel durum ve görünüm:

Ülke emperyalist devletler ve onların kontrolündeki çokuluslu şirketler tarafından siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel yönden kuşatılmış. Ülkenin ordusu, yavru vatanda işgalci olarak nitelendirilirken yabancı askerler ülke topraklarına yerleştirilmiş. Tersaneler, limanlar, rafineriler, fabrikalar ya kapatılmakta ya da yabancılara satılmakta. Satmak, siyasi başarı olarak kabul ediliyor.

Ayrıca ülke toprakları, parsellenerek yabancılara satılmakta. Ulusal varlıklar bir bir elden çıkartılıyor.
Ulus; onuru ayaklar altına alınmış ve dünyanın her yerinde soykırım suçlusu ilan ediliyor.

Devletin bütçesi dış borçlarla yabancı kuruluşların kontrolüne geçmiş; işçinin ücretini bile yabancılar belirlemekte.
Halk, yoksul bir durumda; milyonlarca insan açlık sınırının altında yaşamaya çalışıyor.

Devletin sağlık hizmeti bitirilmiş. Eğitim hizmeti yozlaştırılmış; eğitimde birlik bozulmuş.
Çiftçi; diri diri toprağa gömülmüş, hakkını arayan köylü ülkeyi yönetenlerden azar işitiyor.
Memur sürgünden sürgüne gönderiliyor; devletin kadroları planlı bir şekilde yeniden oluşturuluyor.

İtilaf devletleri kendi aralarında birlik kurmuş, ülkeyi aralarına alacakları bahanesiyle kural üstüne kural dayatıyor fakat onlar kendi koydukları kurallara uymuyor. Ülkenin gümrük duvarları yıkılmış; sanayisi çökmüş; yatırımları durmuş.

Halk, uyutuluyor.

Demokrasi amaç değil araç olmuş. Din tacirleri, siyaset piyasasını ele geçirmiş; düne kadar "gavur" dedikleri yabancılarla işbirliği içindeler.

Ülkede bazı çevreler gizliden gizliye ılımlı din devleti kurmayı planlanıyor bazı çevreler ise açıkça ulus devleti yıkma çabası içine girmiş, federasyonu tartışıyor. Ülkeyi kan gölüne çevirerek parçalamak isteyenlere içeride ve dışarıda itibar gösteriliyor.

Ulusal değerler ayaklar altına alınmış, ulusal bayramlar bile eleştiri konusu yapılmakta.

Medya satılmış.

Ülkenin aydınlarının birçoğu, aşağılık duygusu içine girmiş, ceplerindeki yabancı pasaportlarla halkını küçümsüyor ve yabancılardan medet umuyor; mandacılık yeniden hortlamış.

Koltukları işgal edenler kendi çıkarını düşünmekte...
Ulus, karanlık ve belirsizlik içinde olup bitecekleri bekliyor...

Felaketin korkunçluğunu ve ağırlığını anlamaya başlayanlar yakında kurtuluş çaresi saydıkları yollara başvurmakta gecikmeyecektir...



Deniz Som
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x