Yıl 92. Teröristler Barzani kontrolündeki Hakurk, Basyan ve Avaşin alanlarını ele geçirmiş ve ABDli Çekiç Güç sayesinde ummadığı bir güce kavuşmuştu. İmralıda yatan hain bölücü başı bile bu güç karşısında kendini adam sanmış, Botan-Behdinan sözde savaş hükümetini kurmaya bile kalkışmıştı. Merkez de Şemdinli olacaktı.
Saldırdılar, kinle, nefretle, çılgınca saldırdılar askerlerimizin üzerine. Bir anda üç büyük çatışma yaşandı Şemdinlide, Şemdinli Derecikte, Alanda, Aktütünde.
Beklemiyordu hainliğin böylesini Mehmetçik; dost ve kardeş Irak topraklarından geliyor hainler, bir gece ansızın sınırları aşıyor ve karakollarımıza saldırıyordu, yüzlercesi it sürüsü gibi. Kahramanca çatıştı Mehmetçik, Mehmetçiğin yanında kadın kız genç yaşlı, kahramanca çatıştı saatler boyu.
Şehitlerimizin hesabını sordu bir bir, ama hain kurşundan da kurtulamadı, 74 vatan evladı bu çatışmalarda gözlerini yumdu, elveda dedi bizlere, bir daha geri gelmemecesine... Öfkelendi Mehmetçik bu hainliğe, 92 Ekiminde ne kadar sınırlar varsa aştı Şemdinlide, Iraka girdi, köşe bucak demeden hainleri aramaya başladı
İlk kez o yılda tanıdım Talabaniyi, Barzaniyi; PKKya terör örgütü diyorlar, dost ve kardeş ülke Türkiye ile beraber bu hainlerin ardından gitmek istiyorlardı.
Yardım etti Türkiye bu ikiliye, yetim hakkı kul hakkından keserek ekmek verdi, yemek verdi, para silah cephane, ne isterlerse verdi, yeter ki bu hain PKK terör örgütü tarihten silinsin artık istiyordu.
Öyle güzel yanaşmışlardı ki Türkiyeye, terör bitecek, akan kanlar duracak, hatta Irak kuzeyindeki boş alanlara peşmergeler yerleşecek ve sınır boylarındaki karakollarımızla birlikte görev yapacaklardı, her şey güzel olacaktı güzel...
Mehmetçikten kaçamayan hainler büyük darbe yedi Irakta ve dağılma noktasına geldi. Görecektiniz ele geçen silah cephaneyi, bir orduyu bile donatmaya yeterdi.
Ama ne oldu sonunda?
Önce Talabani, ardından Barzani PKK terör örgütü ile anlaştı ve Türkiyeden aldıkları yardımları paylaştı. Bu yetmedi, dağılmaya giden örgütü sakladılar ve TSKnin operasyonlarını durdurmak için barış çığlıkları atmaya başladılar.
93 Martına gelindiğinde artık iç barış rüzgarları esiyordu dört bir yanda. Talabani her gün Türkiyeye geliyor, Özal, Demirel ve Çetinle görüşmeler yapıyordu. Akan kanlar duracak, artık şehit haberleri gelmeyecekti Doğudan, analar ağlamayacaktı. Kendi sorununu kendi ulusal güçleriyle çözmek yolunu seçmeyen
Türkiye bu ikiliye, tarihten ders almayarak, güvendi ve yüreğini açtı, onlar da sinsice yanaştı. Bu Talabani, yanına günümüz DTPsi Eş Başkanı Ahmet Türkü ve de İmralıda yatan hain Öcalanı da alarak Lübnan Bekaada televizyonların karşısına geçti ve ateşkes ilan etti.
O tarihte kimse sormadı; nasıl olur da bir terör örgütü Türk devletine karşı ateşkes ilan edebilir, bu ne cüret, kimdir bunlar, diye. Ne oldu peki, bu Talabaninin bu oyunuyla sonunda ne oldu peki?
PKK terör örgütü kısa zamanda toparlandı, silahlandı, çoluk çocuğu kandırıp kaçırıp sayıca çoğaldı ve nihayetinde Mayıs 1993te Bingöl karayolunu kesip, silahsız birliğine gitmekte olan 33 vatan evladını araçtan indirip, sıraya dizip kurşunladı, kurşuna dizdi, öldürdü
İşte Talabani denince, işte Barzani denince hep bu olaylar aklıma geliyor ve yüreğim yanıyor.
İnanamıyorum, Türk devletini yöneten Türk büyüklerinin bu ikilinin oyununa nasıl gelmiş olduğuna inanamıyorum, kızıyorum, öfkeleniyorum ama nafile, devran acımasızca dönüyor ve bugün, sanki tarihten hiç ders almamışız gibi, bu ikili tekrar karşımıza çıkıyor yıllar sonra.
İşbirlikçi medya 16 yıl öncesi gibi barış çığlıkları atıyor, işbirlikçi uzmanlar çözümden barıştan bahsediyor, Türk devletinin Türk büyükleri yine bu Barzani-Talabani ikilisinin sözlerine kulak veriyor, yazık Kapatın artık sahneyi bu ikilinin oyunlarına!
Almayın ağzınıza artık bu hainlerin adını, bastırmayın kirli ayaklarını her karışı şehit kanlarıyla sulanmış bu kutsal topraklara!
Dönün bir Türk tarihine bakın, kendinize dönün artık, çareyi de çözümü de dışarıda aramayın, çare içimizde, çözüm içimizde.
Ama siz gücünüzü bilmez iseniz, tarih ne yapsın güç ne yapsın sizin için
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.
Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Forum Kuralları yazdı:21. Çokluortam dosyalarının (görüntü, ses veyahut resim dosyaları gibi) sunulduğu bölümler ve sohbet bölümü haricinde kalan bölümlerde; konu içeriğine binaen konuyu açan üyeye, "teşekkür etmek" ve benzeri kutlama iletileri göndermek uygunsuz ve gereksizdir. Bu kurala uymayan üyeler uyarılır.
Forum Kuralları yazdı:21. Çokluortam dosyalarının (görüntü, ses veyahut resim dosyaları gibi) sunulduğu bölümler ve sohbet bölümü haricinde kalan bölümlerde; konu içeriğine binaen konuyu açan üyeye, "teşekkür etmek" ve benzeri kutlama iletileri göndermek uygunsuz ve gereksizdir. Bu kurala uymayan üyeler uyarılır.
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!
EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!
Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.