Ebru Gündeş, Reza Zarrab'a "Kızım da şahit beni aldatıyor" diyerek boşanma davası açtı (Neler olmuş neler)

Genel & Güncel Konular

Ebru Gündeş, Reza Zarrab'a "Kızım da şahit beni aldatıyor" diyerek boşanma davası açtı (Neler olmuş neler)

İletigönderen İlteriş Kağan » Cum Nis 16, 2021 18:30

Erdoğan’ın “hayırsever işadamı” Reza Zarrab, malum… ABD’de tutuklandı ve itirafçı olup sırra kadem bastı.
Geçen süreç, Reza Zarrab’ın Ebru Gündeş ile evliliğinde de derin yaralara yol açtı.
Nitekim Ebru Gündeş, Bodrum’da Rezza Zarrab’dan boşanmak için dava açtı.
İşte “neler olmuş neler” dedirten dava dilekçesinden Hürriyet’ten Toygun Atilla’nın kaleminden ortaya dökülenler:

ABD’de süren dava ve soruşturma, çift arasında gerginliğe yol açmıştı. Aralarındaki ilk kavga 2016 Haziran’ında patlak verdi. 8 ay boyunca hiç iletişim kurmadılar. Hatta Gündeş’in iddiasına göre Zarrab, çocukları Alara’yı bir kez bile aramadı. Sürecin sonunda barışsalar da telefonda sık sık tartışmaya devam ettiler. Buna rağmen Ebru Gündeş, kızıyla birlikte 6 kez ABD’ye giderek eşiyle görüştü.
Resim
TELEFONDA KAVGA ETTİLER
Ebru Gündeş ile Reza Zarrab arasındaki en şiddetli tartışma ise Aralık 2020’de yine bir telefon görüşmesi sırasında patlak verdi. Reza Zarrab eşinin ve kızının ABD’ye gelmesini istiyordu. Kızı Alara’yı özlemişti. Ancak Gündeş, Zarrab’ın bu teklifini pandemi sebebiyle geri çevirdi. Zarrab’ın buna karşılığı ise Gündeş’in iddiasına göre şu sözlerle oldu: “Sen beni ilgilendirmiyorsun, seninle işim kalmadı. Çocuğumu buraya getireceksin. Ben zaten seninle boşanacağım, bu iş böyle devam etmez. Evimden de hayatımdan da defol git.”

1 AY BOYUNCA OTELDE KALDI
Bu tartışma Ebru Gündeş’in gururunu incitmişti, mutlu günlerinde birlikte yaşadıkları Kanlıca’daki yalıyı terk etti. 1 ay boyunca kızıyla birlikte İstanbul’da bir otel odasında yaşadı. Sonrasında ise kızının düzenini bozmamak adına tekrar eve döndü.

AYNI EVDE, FARKLI ODADA
2021 Şubat ayında Ebru Gündeş, kızıyla Reza Zarrab’ın yanına gitti. Ünlü şarkıcı kızını babasının evine bıraktı, kendisi ise bir otelde kaldı. 3 günlük otel konaklamasının ardından kızının ısrarı üzerine Zarrab’ın evine gitti. Gündeş, dilekçede eşiyle aynı evde, fakat ayrı odada kaldığını vurguladı.

DAVA İÇİN BODRUM’U SEÇTİ
Boşanma kararı alan Ebru Gündeş, dava açmak için Bodrum Aile Mahkemesi’ni tercih etti. Dava dilekçesindeki ayrıntıya göre şarkıcı artık Bodrum-Bitez’de yaşıyordu. Adres olarak burayı göstermişti. Reza Zarrab’ın adresi ise Beykoz-Kanlıca’daki yalı gösterilmişti. Bodrum Aile Mahkemesi, 12 Nisan’da verdiği kararda tarafların 2 hafta içinde dosyaya ilişkin savunma ve itirazlarını iletmesini istedi. Mahkeme ayrıca çiftin çocuklarının velayeti, psikolojik durumu ve tarafların boşanma nedenleri hakkında sosyal inceleme raporu alınmasına hükmetti.

KIZININ VELAYETİNİ İSTİYOR
Ebru Gündeş, dava dilekçesinde evlilik birliğinin onarılamaz bir şekilde temelinden sarsıldığına vurgu yaparak boşanmak istediğini dile getirdi. Sanatçı, kızı Alara’nın velayetini de talep etti.

İHANET İDDİASI DİLEKÇEDE
Ebru Gündeş, Reza Zarrab’ın başka kadınlarla ilişkisinin bulunduğunu iddia ettiği dava dilekçesinde, o kadınlardan birini kendisinin de yakından tanıdığını söyledi. Bu ilişkilere hem kızının hem de kızının bakıcısının şahit olduğunu öne süren Gündeş, kendisinin de bunları farklı kaynaklardan doğrulattığını ifade etti.

Ebru Gündeş’in Reza Zarrab ile evliliğinden olan kızları Alara, şu an 10 yaşında:
Resim
Ha, Reza Zarrab, AKP’den bir kesimin desteğiyle (karşılıklı tabii ki) Türkiye’de afra-tafra yaparken, Ebru Gündeş’in eşini dolandırdığı da gündeme gelmişti. Bu konudaki haber

Ebru Gündeş’in eşi Reza Zarrab 17 Aralık 2013’te düzenlenen operasyon kapsamında tutuklanarak cezaevine konulmuştu. Gündeş ise ağabeyi Cengiz Kumartaşlıoğlu’yla birlikte 31 Aralık 2013 gecesi İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde 2 saat ifade vermişti. İfade, Ebru Gündeş’in Reza Zarrab’ı dolandırdığını (hem de nitelikli tarafından) ortaya koymuştu.

Olayların gelişimi şöyle:
Zarrab’ın “dolar işi” yaptığı Cafer Saran adlı bir kişi kaçak göçmenlere yönelik 2012 yılında gerçekleştirilen bir operasyonda gözaltına alındı. Zarrab, Cafer Saran’ın serbest kalması için emniyet nezdinde girişimlerde bulundu ancak Saran tutuklandı. Bu süreçte devreye Gündeş ve Kumartaşlıoğlu girdi. Saran’ın serbest bırakılması ya da adli işlemlerinin hızlandırılması için Kumartaşlıoğlu İstanbul’da görevli B.A isimli bir savcıyla temasa geçti. Bu süreçte Zarrab, Gündeş ve Kumartaşlıoğlu arasındaki telefon görüşmeleri polis takibine takıldı. Telefon kayıtlarına göre savcı B.A, normal hukuki prosedürleri anlatarak dosya hakkında bilgiler verdi, dava açılması sürecinin nasıl hızlandırılabileceğini anlattı. Ancak Gündeş ve Kumartaşlıoğlu sanki savcıya verilecekmiş gibi Zarrab’tan 200 bin dolar istedi. Zarrab da parayı vermeyi kabul etti. Ebru Gündeş, Zarrab’a kendi sekreterinin hesap numarasını vererek paranın oraya yatırılmasını istedi. Gündeş, ağabeyi Kumartaşlıoğlu’na da Zarrab’a paranın bu işlemler için ödendiğini söylemesini istedi getirtti.
Resim
Gündeş: Göz yumdum
İşte bu iddialar yeni yıl gecesi Mali Şube polisleri tarafından Gündeş’e soruldu. Aylık gelirinin 50 bin lira olduğunu söyleyen Gündeş önce “Ben dava sürecinin hızlanması adına herhangi bir kimseden para talep etmedim, böyle bir konuya da aracılık etmedim. Ağabeyim bu parayı kendisi için almış olabilir” dedi. Ancak daha sonra Gündeş’e; eşi, ağabeyi ve sekreteriyle yaptığı telefon konuşmaları okundu ve yeniden ne diyeceği soruldu. Gündeş, bu kez telefon konuşmalarını kabul ederek, şunları söyledi:

“B.A. isimli savcı bu bilgileri vermesi karşılığında para almadı. Cengiz isimli ağabeyimin paraya ihtiyacı olması ve benim de elimde istenen miktarda nakit para olmamasından dolayı, eşimden de ağabeyim için para almak istemediğimden dolayı ağabeyimin bu şekilde eşimden para almasına göz yumdum. Cafer Saran isimli şahsı tanımıyorum, bu zamana kadar ne telefonla ne de yüz yüze görüşmem olmadı. Alınan paranın ağabeyim tarafından nerede kullanıldığını bilmiyorum.”

İfadeye göre savcıya verileceği iddia edilen 200 bin dolar için Gündeş ve Kumartaşlıoğlu arasında “Ben isteyemem, sen iste” tartışması yaşandı. Gündeş’in Kumartaşlıoğlu’na “200 bin dolar iste” diye mesaj gönderdiği, Kumartaşlıoğlu’nun ise “Nasıl isteyeyim. Sen söyle Ebru” diye yazdığı öğrenildi. Kayıtlarda Kumartaşlıoğlu’nun, Zarrab’a “Generalim” diye hitap ettiği de yer aldı. (Kaynak: Milliyet.)
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2378
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53

Adam "saygıdeğer işadamı üstelikte yardımsever'"

İletigönderen İlteriş Kağan » Cmt Nis 17, 2021 7:35

Ebru Gündeş , eşinizin hayatında başka kadınlardan daha çok kaynağı belirsiz başka paralar var
Eşiniz hırsız ve dolandırıcı, belki farkederek davada kullanırsınız.
Hırsızlık ve dolandırıcılık Ebru için olumsuz bir kriter olmadığı için mahkemede bu konuyu kullanabileceğinin farkında değildir. Hırsız ve dolandırıcı olması değil başka kadınlarla aldatmış olması rahatsız etmiş kendisini Eşinin hırsız ve dolandırıcı olması değil de aldatması sorun olmuş.
Çok enteresan insanlar bunlar.
Olur mu tazminat isteyecek o paralardan “birlikte kazandık yarısı benim” diyecek.

17-25 kasetleri arasında Reza’nın da ses kaydı vardı. İhale alabilmek için 6 kişiye kadın getirtecekti. Adamına “parası önemli değil, paradan kaçma, pazarlık yapma, kadınlar İstanbul’un en iyisi olsun”dedi.
12 kadın belirlendi. Bunların arasından en iyi 6 seçildi. Adamı, pazarlığı kadın başına, gecelik 600 $’dan bağladı, Reza’ya 1000$ dedi (kadın başına 400 Reza’yı dolandırdı). Reza, bu ayarlama sohbetinin sonunda, “geçen sefer benimle olan da gelsin” mutlaka dedi.
Ebru, o zamandan beri boynuzlarıyla geziyor.
Aklı Başında Bir Toplum Her 5 Yılda bir Meclisi Ve Yönetimi yenileyen Toplumlardır.
Bir hamalın yükü geçicidir; fakat sahtekâr bir politikacının yükü kalıcıdır çünkü onun dolandırıcılıklarının muazzam yükünü her daim akılsız toplumlar taşımaktadır.
Üçkâğıtçı politikacılar tarafından sürekli olarak kandırılan, tekrar tekrar aldatılan bir millet için hangi sıfat kullanılabilir? Şaşkın? Çok hafif! Ahmak? Yeterli değil! Beyinsiz? Evet, işte tam da sıfat budur! Aptal kalabalıklar, sahtekâr politikacıların en büyük servetidir!
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş Kağan
Üye
Üye
 
İletiler: 2378
Kayıt: Cmt Şub 08, 2020 18:53


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x