
Eğitime son darbeler indiriliyor. Skandallarla kaos yaratmadan istediklerini elde edemeyecekler.
YÖK’ün önceki başkanı Erdoğan Teziç’in yardımcısı Prof.İsa Eşme, geçen hafta sonu bir kanalda konuştu. Herkes onun sınav skandallarıyla ilgili konuşacağını bekliyordu.
“Mühendislik bilgisi almadan mezun oluyorlar, mezunların ‘filtre’ edilmesi lazım, bu görevi Mühendis Odaları yapmalıdır” dedi.
İnsanımız bilmiyor ki bu adam mühendislik diplomalarını kaldırandır. Programa telefon ettim, yazdırarak soru yönelttim, cevap verilmedi.
İsa Eşme, bugünlerde Tunceli bölgesinde Teknik Liseleri izlemeye gidiyormuş. Düşündüm, Mühendislik bilgilerini üniversiteden kaldırıp Teknik Lise düzeyine indirdiğini, Teknik Liseleri üç dönemlik kurslara çevirdiğini, Teknik Eğitim Fakültelerini 2 yıllık yüksek okula çevirdiğini bilen yoktu, kimse yoluna çıkıp hesap sormayacaktı nasıl olsa, kollarını sallaya sallaya gidip sonuçları yerinde görmek mi istiyordu?
“Diplomaları odalar versin” demesi nedir, ben size anlatayım.
2006 yazılarımı okuyanlar anımsayacaktır, 5544 sayılı bir yasa çıkardılar, bu yasayla YÖK kendini lağvediyor, diplomaları kaldırıp yerine işe girerken sınavı getiriyor. Adına Mesleki Yeterlilik Kurumu Kanunu dediler. Üniversiteyi piyasa üst kuruluna bağladılar, diye yazmıştım.
Bu kanuna paralel olarak, Mühendis Odalarına “Mühendislik Yapabilir” belgesi verme yetkisi verildi, filtre dediği budur, diploma bile değildir. Hepsinin altında İsa Eşme ve Erdoğan Teziç imzası vardır. İşin içinde bizde kaliteyi düşürüp, dışarıdan mühendis getirtme hesabı vardır. Hatta, gençlerimizi dışarıda mühendislik eğitimi yapmaya kaçırtmak da var. İsa Eşme’nin ekranda överek söz ettiği, E.Teziç’in hazırladığı YÖK 2006 Strateji Raporunda bu küresel hesaplar açıkça yazılıdır.
Bu hafta patlayan “sahte diploma” skandalı nedir, şimdi anladınız mı?
Diplomalar 2006’dan beri yasayla kaldırılmıştı, mezun olan tüm mühendislik öğrencileri bunu biliyor, ellerinde diplomaları yoktur, mezuniyet belgesi vardır, o da mühendislik bürosu açmaya yetmiyor.
Mühendislik odaları bu tezgâha girdi, çünkü onlar onay vermeden diploma sahibi olunamayacak. Asıl diploma sahtekârlığı bundan sonra geliyor!
İsa Eşme, “vakıf üniversitelerinden gidip boş diploma alıyorlar, bunların filtresi şarttır” dedi. Peki, böyle olacağını bilmeden mi dükkân açar gibi özel üniversitesi açtınız? Sonuçlarından sorumlu olacak mevkide sizdiniz! Demek ki böyle olmasını siz planladınız, ya da ne yaptığınızı bilmiyordunuz, birileri sizin elinize verdi.
Açtığınız onlarca devlet üniversitesi de aynı düzeysizlikte değil mi? Ya bu yıl, sıfır puanla aldığınız meslek okulu mezunları? Onlara modül sistem getirip bir havuz problemi bile çözdürmeden mezun etmediniz mi?
On yıl önce, “ne bu kadar ders, nedir havuz problemi, çocuğun ne işine yarayacak ki” diye yaygara kopartıp önce ilkokuldan kaldırdığınızı, bir daha da hiçbir sınıfta öğretmediğinizi unutmadık. Mühendisliğin temeline siz dinamit attınız. Asıl skandal budur!
Sahte sınav belgesi, çalınmış sorular, sahte diplomalar…
Bu tezgâhla YÖK’ün işi bitti, defteri dürülüyor, eğitim piyasaya devrediliyor demektir.
Gelelim muhtemel yeni skandallara. Nelerin yaygarası kopartılacak, kimlerin işi bitti defteri dürülecek acaba?
Mesela, sınavsız üniversiteye giriş, bütün dershaneleri kapatır. Burası da piyasa diyeceksiniz, ama kazın ayağı öyle değil, büyük piyasaya işlerin devredilmesi için önce ayak alıştırması yapıldı. Çok büyük bir sektör oluştu bu işte. Onların direncini kırmak için çok büyük skandallar gerekir, bakalım göreceğiz. O dershanelere “sertifika verin” diyecekler. Hani sözde eğitim profesörlerinin “konstraktif” dedikleri budur.
Devlet okulunda sınavlar kalkınca, çocuk dershaneye gitmeyecektir. Giderse, bir dersin sertifikasını almak için gidecek, yani kağıt toplamaya gidecek… Veli buna ne der?
Dershaneler müşteri-veli kaybeder. Onun için asıl büyük skandal bu piyasada kopacaktır. Altta kalanın canı çıkacak, pek çoğu iflas edip yok olacak.
Kapitalizm budur. Tekelleşmeye başladığında, kendi yarattığı ileri karakollara ihtiyacı kalmaz ve kendi eliyle onu yok eder, yok ederken haklı pozisyonda olmak ve kendine destek bulmak için “mağdur ve mağdureler” yaratır.
YÖK’de o sınavları hazırlayanlardan birileri de, sınava girenlerden birileri de okkanın altına atılacaktır. Çünkü paranın ilâhları kurban almadan egemen olamazlar!
Dershanelerle ilgili dernek ne var, bilmiyorum, varsa ilk skandal orada çıkartılabilir. Sonra, hükümete yakın olmayan dershanelerde skandal çıkabilir.
DİB’in lağvedilmesi Dünya Bankasının programındadır. Daha büyük skandal muhtemeldir, Diyanet İşleri Başkanlığında patlayacaktır. Örneğin camilerde güvenlik sorunu yaratılabilir. Yoksa camilerin cemaatlere satışında halkı nasıl arkasına alacak?
Bir skandal da Kültür Bakanlığında çıkartılır; kültür işlerini piyasaya devredip lağvedilmesi gündemdedir.
Eğitimde skandallar sürecek. Daha neler mi var?
Liseler 4 yıldan 2+2 ye dönüşecek, sonra 2 yılı ilköğretime, 2 yılı üniversite hazırlık sınıfı olacak… Sınavsız yüksek okul, diplomasız mezuniyet, işe girerken sınav, ömür boyu sertifikalı kurslar, ne Türkçe ne Kürtçe devlet okulları, okulların belediyelere bağlanması, internetten sertifika, küresel e-okullara geçiş…
Bütün bunların altında imzası olduğunu bilmiyoruz gibi konuşuyor İsa Eşme.
Canlı yayına bağlanan Kemal Alemdaroğlu’nu görevden alan ekibin içindeydi, selamlaşamadılar! Alemdaroğlu İstanbul Üniversitesinde eğitim kalitesinin düşmemesi için ne yaptı da Dünya Bankasının hışmına uğradı acaba?
Eğitim demek çocuklarımız demektir, eğitimde skandal demek, paranın ilâhları çocuklarımızın kanına susamış demektir. Vahşi kapitalizm, bütün kozlarını piyasaya sürmüş görünüyor. Çocuklarımızı timsahlara yem yapmayacağız!
Bizim de genlerimizde direniş kültürü var, onların kitaplarını okul bahçelerinde yakmakla başlayacağız, onlarla kozlarımızı er geç paylaşacağız!
EK:
2.7.2007 tarihli “Eğitim Neden ve Nasıl Sektörleştiriliyor” başlıklı yazımda demişim ki, “Dünya Bankasının görevlisi gibi konuşan Prof.Eser Karakaş’ın diyor ki; “Müfredat reformu eşzamanlı değişimleri gerektiriyor. Sistemi bloke eden sınav sistemi ve dershanecilik var.” Değerli okurum, dinamitlenecek blokları gördünüz mü?
Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 1 Ekim 2010
mahiye@gmail.com