Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer!..

Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer!..

İletigönderen Türk-Kan » Cum Oca 08, 2010 0:28

Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer!..

Başlık, Melih Aşık’ın Milliyet gazetesindeki köşesinden.. Anlamı şu:

-Tek halk, tek devlet, tek önder!..

Yani Nazi Almanyası’nın kutsal sloganı!. Aslında hakkını yememek gerek; aynı sıralarda İtalya’da da “Duçe” Mussolini, aynı anlamı içeren sloganlarla kutsanıyordu… Hitler’in gizli devlet polisi “Gestapo”ya karşılık Mussolini’nin de silahlı faşist İtalyan birlikleri “Kara Gömlekliler”i vardı… İkisi de ülkelerini ve dünyayı kana buladılar... Yarattıkları faşizmi, korku imparatorluğunu, her fırsatta şu sözcüklerle övmeyi de ihmal etmediler:

- Özgürlük ve eşitlik!..

İkinci Dünya Savaşı sonunda yıkıldıklarında, geriye 65 milyon ölü, gaz odalarında ve fırınlarda yok edilmiş 6 milyon Yahudi ve harap bir dünya bırakmışlardı…

***
Günlerdir Tuncay Özkan’ın “Ergenekon: Çook Gizli Örgüt Nasıl Kurulur?” başlıklı kitabını okuyorum. Sevgili Tuncay, en başından bugünlere nasıl gelindiğini, belgeleriyle, tek tek ve akıcı bir üslupla anlatıyor. Ama daha da önemlisi “büyük resim” nedir onu gösteriyor!. Ve tabii, Ergenekon sürecinin ne için, hangi amaçla ve nasıl “çalıştırıldığını” da tüm yönleriyle gözler önüne seriyor…

Okurken, “büyük resim” konusunda aynı şekilde düşündüğümüzü gördüm. Yıllardır “organize şekilde” topluma dayatılan, “Küçük düşünmeyelim, Cumhuriyet’in bizi mahkûm ettiği küçük ülke, küçük milliyetçilik sarmalından kurtulalım. Osmanlı’yı yeniden inşa edelim, işte İspanya örneği” ahlaksızlığına Tuncay şu yanıtı veriyor:

- Türkiye derseniz koyun gibi mutlu yaşarsınız diyorlar... Bırakın İspanya gibi olun, gevşek federasyon, Osmanlı maskesi altında büyük yaşayın. Teze bakın; sanki parçalanan Osmanlı değildi. Sevr’i imzalayan Osmanlı değildi… Türkiye’ye dayatılan “Gevşek Ülke (Vatan)” tasarımıdır. Bu planın nirengi noktası da Ergenekon davasıdır. İşte bu düşünceyi yaşama geçirmek için süreç işliyor...”

Tuncay Özkan, aslında uzun uzun anlatmak istediğim kitabını şu satırlarla noktalıyor:

- Bu dava Fethullahçılar, emperyalist gizli servisler, AKP destekli, tarikat, cemaat koordineli bir tasfiye davasıdır. Hukuki değil, siyasidir. Neyin tasfiyesi olduğu ortadadır. Bunca çabaları boşunadır. Ergenekon; bu davanın tertipçileri için siyasi tarihin en acı yenilgisi olacaktır.

***
Pekii, Tuncay’ın gösterdiği “büyük resmi” gerçekleştirebilmek için ne lazım?.. Çok basit, başlığa bakın:

- Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer!..

Yargı üzerinde, ordu üzerinde oluşturulan baskıya bakın, üstüne İçişleri Bakanı’nın, “AB normlarına!” uygun polis kadrolarında büyük artırıma gitme ve emniyet güçlerine ağır silah projesini koyun, nereye doğru gittiğimizi gayet açık şekilde anlayacaksınız!.. Zaten zorlanmanıza da gerek yok, AKP’li Burhan Kuzu 2012’den itibaren yarı başkanlık (ardından başkanlık) projesini açıkladı bile!.. Proje istedikleri gibi işlerse, geriye ne kalıyor?..

- Gömleklerin rengi!!!

***
Bir Yurtsevere Mektup (XLII)

Sevgili kardeşim Balbay, son zamanlarda bu güzel ve yalnız ülkemde değişik şeyler de yaşanmaya başladı!.. Örneğin, TEKEL işçileri, itfaiye işçileri her türlü baskıya, zorbalığa, şantaja karşın eylemlerini yükselterek sürdürüyor… Diğer taraftan, iyice yapışmış olmasalar bile iktidara sempatiyle bakan kimi yazarların yazılarında, söylemlerinde radikal değişimler yaşanıyor. Örneğin Nuray Mert diyor ki: “Demokrasi diye diye tek parti rejimine doğru koşuyoruz! Tarih bu dönemi çok karanlık bir dönem olarak yazacak...” Tesadüfe bak; bizim yıllardır eskittiğimiz cümleler!.. Kısacası, toplumun üzerine geçirilen “deli gömleği” artık ne yama tutuyor, ne de dikiş!..

Sevgili kardeşim, seni ve tüm yurtseverleri, dışarıdaki milyonlar adına bir yurtseverin tüm sıcaklığı, gücü, direnci ve geleceğe olan güveniyle kucaklıyorum...

e-posta: umitzileli@gmail.com


Ümit ZİLELİ, 7 Ocak 2009, CUMHURİYET
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer!..

İletigönderen Urunguj » Cum Oca 08, 2010 1:25

Bazen kendimi gerçekten afallamış gibi hissediyorum. Çok değil, daha 10 yıl öncesinde şu anda yaşadıklarımızı ortalama zeka ve kültür düzeyinde bir vatandaşımıza sorsam, inanıyorum ki "sen manyak mısın, anlattıklarına kargalar bile gülmez" derdi .

Melih Aşık'ın sözkonusu yazısından:

AKP’nin 2010 yılı ajandasını televizyonda izleyenlerin gözüne “Tek Parti” sloganı takılmış. Üstelik defalarca tekrarlanıyormuş “Tek Parti”...
Neyi hatırlatıyor bu “tek”çi görüş... O tarihe geçen ünlü sloganı tabii..

“Ein Volk, ein Reich, ein Führer!”
Yani: “Tek Halk, tek Devlet, tek Önder...”
Nazizmin bu meşhur sloganını bilmeyen var mıdır?
2007 seçimleri öncesi AKP seçim afişlerinde şu slogan okunuyordu:
“Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet!”
Tekçilik ilerletilebilir... Mesela:
Tek parti, tek lider. Tek medya , Tek yargı...
Gidişat o yönde...




Ülkemizde hain bir sosyolojik iğfalin nasıl gerçekleştirildiğini insanın yüzüne tokat gibi vuran bir yazı!

Teşekkürler Türk-Kan.

Aslında internet abonesi olsaydım, ben de Ali Sirmen'in dünkü "Nerede Görülmüş" makalesini yazacaktım. Aynı şeyi olabildiğince apaçık anlatmaya çalışmış. Ümit Zileli gibi O'na da tezgah kurmalarından korkmaya başladım

"
Kullanıcı küçük betizi
Urunguj
Üye
Üye
 
İletiler: 222
Kayıt: Cmt Ara 05, 2009 0:44

Re: Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer!..

İletigönderen devimsel » Cum Oca 08, 2010 1:51

Teşekkürler Türk-Kan ve Urunguj.
Ein Volk, Ein Reich, Ein Führer!..

Yazıyı okuyunca aklıma hınzırlık geldi :mrgreen:

Bizim Führer'e bir kulak verelim bakalım ne diyor. :mrgreen:

"Tam bağımsızlık demek, kuşkusuz siyasal, maliye, ekonomi, adalet, askerlik,
kültür... gibi her alanda bağımsızlık ve tam özgürlük demektir.
Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin
gerçek anlamıyla bütün bağımsızlığından yoksunluğu demektir."

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
Kullanıcı küçük betizi
devimsel
Üye
Üye
 
İletiler: 291
Kayıt: Çrş Nis 08, 2009 0:07


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x