
Davostan önceki günlerde sesini yükseltemedi.
Davostan sonra birden değişti.
Yerel seçimlerde muhalefete hodri meydan diyemiyordu.
Önceki gün el kol hareketleri değişti. Ses tonu yükseldi. Avazı çıktığı kadar bağırıyor: Hodri meydannnn!
Önceki gün Ankarada düzenlenen, halkı soyduğu kanıtlanan Melih Gökçeki desteklemek amacıyla düzenlenen parti toplantısında, 2007 genel seçiminde olduğu gibi, muhalefete meydan okuyan bir RTE çıktı karşımıza.
Davos olayından sonra Müslüman Arap dünyasından ve içeride Müslüman halktan beklediğinden de öteye destek görmesi RTEye doruklara tırmanma olanağı sağladı.
Batının eleştirileri ne umuruna? Batı medyasının yazdıkları, alaylı eleştiriler ne umuruna?
Arapları sokağa dökmüş İrandan kocaman bir aferin almış
Arap sokaklarında kocaman portreleri...
Pırıl pırıl büyük boyda Türkiye bayrağı Gazze sokaklarında, mitinglerde.
Büyük boyda RTE resimleri, yüzlerce Türk bayrağı dikkat; Davosun hemen ertesi günü düzenlenen mitinglerde bin bir mahrumiyet içinde yaşayan Arapların eline nasıl geçti ve kim, hangi organizasyon bir günde bu olanakları sağladı?
Dikkat çekici; araştırılması, yanıtlanması gereken bir soru.
Davos RTEyi aşağılardan aldı yukarılara tırmandırdı.
Artık tutabilene aşk olsun!
***
Bilgi şaşkınlığından değil; Kuran yorumu ve İslam dini dışında genel bilgisi kulaktan dolma olduğu için konuşmasında Bizans İmparatoru Romen Diyojenle Sinoplu elinde fener sokaklarda (keşke bugün yaşasaydı) namuslu adam arayan filozof Diyojeni karıştırıyor. Önemli değil.
Bunlar bir yana; şımarıklığını, saldırganlığını kışkırtan yalnız Davos marifeti değil... İçeride de, içimizde de RTEnin seçim şansının artmasına yardımcı olanlar var.
Şımarık, küstah, saldırgan doğası yeniden canlanmış; bilgiden, bilgelikten nasip almamış bir adama şu veya bu nedenle destek olunabilinir mi?
Olunması gerekir mi? Üstelik böyle bir yaklaşım iktidara karşı her alanda, özellikle laik rejimin korunması, savunulması gereken duyarlı bir dönemde umut kaynağı olmuş ana muhalefet partisine yakışır mı, yaraşır mı?
Ana muhalefet partisi yaraştırıyor, yakıştırıyor!
***
Kara çarşafı partiye giydirdiği günler çağdaşlığı yakaladı diye CHPyi övenler bir sabah uyandılar ki, çarşafa öncülük eden, yedi bin çarşaflı, türbanlı taraftarı ile partiden ayrılmış!
Aynı gün İzmitte CHP adayı Sefa Sirmen her mahalleye bir Kuran kursu ile gündeme giriverdi.
İstanbulda İl Başkanı Gürsel Tekin çarşafı icat etti. Sirmen de Kocaelinde Kuran kursu mucidi!
Her iki olay parti programından kaynaklanmıyor ama burası CHPdir. Genel başkan onayladı mı akan sular duruyor.
Ne diyor genel başkan: Kuran kursları ciddi bir ihtiyaçtır!
Yıllardır bu konuda savaşım veren, bu ihtiyacı şunca yıldır anımsamayan CHPnin; yerel seçimler arifesinde, örneğin aşırı muhafazakâr Kocaelinde, AKPden üç-beş oy tırtıklamak için her mahallede Kuran kursları vaat etmesine ne demeli?
Dinci-dinci olmayan medyanın dilinde: Çarşaf tutmadı. Geri tepti. Şimdi Kuran kursu!
Çarşaf açılımında olduğu gibi Kuran kursları girişiminde de el atına binen tez iner.
Cüneyt ARCAYÜREK