antalyalim yazdı:Sagol Türk-Kan, TSK nin nerede oldugu cok acik; padisahin emrinde olmaya devam etsinler...
Kaygılarınızı anlıyorum, ama TSK'ya da haksızlık yaptığınızı düşünüyorum. Yalçın Küçük, Ergenekon sürecine ordunun müdahalede bulunduğunu söylemişti. Bu da 2009'un öncesinde oluyor. Kasım ya da Ekim ayı olabilir. İlker Başbuğ'dan konuşmasını bekliyorsunuz. TSK'nın bu süreçte alacağı her tavır iktidar partisini tahrik edecek, bu orduyu bir kör dövüşüne dahil edecektir. Yaşar Büyükanıt döneminde 27 Nisan e-muhtırası verildi ve halk orduya karşı müthiş bir cephe aldı. Onun için ordu sadece ülke güvenliği ile ilgileniyorum gözükmek istiyor.
Üniter yapı korunmak koşuluyla açılımlara göz yummak ise çok vahim bir yanlıştır. Yanlışım varsa düzeltin, ama ordu içerisinde de bir ayrışma söz konusu. Ayrıca ordu içerisinde bir değil birkaç grup var. Tabii ki bunlar yüzeysel gelebilir sizlere. İçeride ne olup bitiyor biz de bilmiyoruz. Bu süreçten huzursuz olan subaylar elbette var. AQP'nin istediği kıvama geldiğini, biat ettiğini söyleyenler var. Suskun kalmak biat etmekse bu da doğrudur. İlker Başbuğ'dan beklentilerim kişisel olarak fazladır, ama ondan sonra gelecek kuşaklar için umudumun çok fazla olduğunu söyleyemem. Kürt sorunu konusunda açılım yapmak isteyenler ise çok büyük bir hayal kırıklığı yarattılar. Ordu da ılımlı, liberal bir hava estirmeye çalışıyorlar.
Tek güvencemiz ordudur. Şu da bir gerçektir ki Bezgin'in dediği gibi asıl ordu halktır, halk gücüdür, Türk milletinin gücüdür. Onun hiç kimseye güvenmemek gerekiyor. Bunu güvensizlik anlamında söylemiyorum, tam tersine kendine güvenmemiz gerektiği için söylüyorum. Biz kendimize güvenirsek her şeyi başarabiliriz.