Emin Çölaşan ve Hizbullah / Dr. Mehmet YUVA

Emin Çölaşan ve Hizbullah / Dr. Mehmet YUVA

İletigönderen Türk-Kan » Cum Şub 04, 2011 13:51

Emin Çölaşan ve Hizbullah

Doç. Dr. Mehmet Yuva
mehmetyuva@cemmedya.com

Mekân: Amerika Birleşik Devletleri. Sene: 1991. Konu: Türkiye bir Federal Eyalet Sistemini kaldırabilir mi? Böyle bir siyasi yapı Türkiye’deki etnik ve mezhepsel sorunları çözer mi? Bunu isteyen güçlerin gerçek hedefi nedir? Yüksek Lisans öğrencisi sıfatıyla Türkiye’de yoğun olarak tartışılan bu konuları irdeleyen makalemi o zaman Hürriyet gazetesinde yazan gazeteci Emin Çölaşan’a iletmiştim. Herhangi bir yorumda bulunmadı. Rahmetli Özal’ın Arap dünyası ile başlattığı “acilimi“ ve bunu talep eden ABD’nin amaçlarını analiz eden ikinci yazımda zahmet edip bir yorumda bulunmamıştı. Hakkaniyet, toplumsal duyarlılık ve gazeteci sorumluluğu noktasında kalem kullanan Emin beyin, Araplar söz konusu olduğunda takındığı tavır çok olumsuz. Onun bu yazılarını eleştiren yorumlarımı gazetesine ilettim. Okurlarına köşesinde yer veren Emin beyin yazılarımı nazar-i dikkatte almamasına bir anlam verememiştim. Amenna, meşhurdu. Önemli bir gazetede yazardı. Birden fazla kitabi yayınlanmıştı. Uygun bulmadığı veya ideolojik bazda ölçülerine uymayan yazıları kale almamayı tercih etmiştir. Lakin söz konusu olan tarihte hasıl olmuş olayların objektif ve bilimsel değerlendirilmesi ise burada müdahale etmeyi gerektiren bir durum hasıl olmuş demektir. Emin beyin tedavülde olan ve Arap toplumlarını haksızca suçlayan ve rencide eden bayat ama tehlikeli iddiaları temcit pilavı gibi sunması ve toplum mühendisliği yapması kabul edilemez. Araplara karşı bu kadar önyargılı, bu derece tutarsız yaklaşan Emin beyi en nihayet kendi köşemden uyarmayı bir önemli sorumluluk ad ediyorum.

Emin bey, Türkiye’de hükümetin icraatlarını iyi analiz edebilen değerli bir kalem. Lakin Araplar konusunda çok objektif değil. Yaklaşımlarını besleyen kaynaklar Bati ve İsrail meşrepli. Tabloyu dikkatlice tetkik edin. Emin bey, ABD’nin empoze ettiği, AKP dahil, bütün hükümetleri yerden yere vuruyor ama ABD ve İsrail’e karşı siyaset yapan Lübnan’ın Hizbullah örgütüne, Suriye’ye, Irana ve genelde Araplara tahammül edemiyor.

Erbakan’a kızıyor, politikalarını beğenmiyor, Araplara saldırıyor. Özal’a kızıyor Araplara saldırıyor. Tayyip beye kızıyor Araplara saldırıyor. Bu güçleri hükümet yapan bütün Araplarmış gibi Türkiye’nin başına musibet olan her siyasal İslam faaliyetlerinden Arapları sorumlu tutuyor. Arap dünyasını Suudililerden veya radikal bağnaz-gerici Arap rejimlerinden ibaret olduğunu sanıyor. Güzel kardeşim, her toplumda mevcut olan siyasi renkler ve farklı tercihler Arap dünyası içinde geçerlidir. Gerici, bağnaz, yoz-yobaz, işbirlikçi, vatan haini, talancı-hırsız, rüşvetçi-yalancı, sahtekâr-tahkiyeci unsurları da barındırmaktadır. Ama Araplar, İspanyadan Kafkaslara, İstanbul’dan Hindistan’a kadar muazzam bir medeniyetin kurucuları da olmuştur. Ataları Yunanlılara Alfabeyi öğretmiş. Roma imparatorluğuna dört imparator, 2 kraliçe vermiş. Fars ve Osmanlı onun alfabesi ile var olmuş. Mustafa Kemal onları yakinen tanıyor. Medeniyete yapmış oldukları katkıların ve Avrupalılardan çok daha uygar olduklarının farkında:

    “ Fransızlar, Suriyelileri adam yapmak istiyorlarmış. Fakat evvela kendileri adam olsunlar. Suriyeliler zeki, modern ve nazik insanlardır. Fransızların terbiyesine ihtiyaçları yoktur. Suriyeliler henüz olgun değilmiş. Fransızlar ne zaman olgun olmuşlardır? Tarih maalesef yanlış anlaşılmıştır. Suriyeliler mükemmel medeni iken acaba Fransızlar ne vaziyetteydi? “
Sayın Çölaşan bunları bilmez mi? Emin beyin tasvip ettiği siyasal oluşumların Arap ve İslam dünyasında niçin mevcut olmadıklarını sorgulamıyor. Laik ve Cumhuriyet kuvvetlerinin Arap dünyası ile ilişkilerinin niçin bu denli zayıf olduklarını masaya yatırmıyor. Emin bey, Atatürk Cumhuriyetine sahip çıktığını her olanakta ifade etmektedir. Ancak, Mustafa Kemal’in Araplarla ilgili söylemlerini, işbirliği arzusunu ve bağımsızlık kazanıldıktan sonra onlarla ikame etmek istediği birlikteliği es geçiyor. Hatırlamıyor veya hatırlamak istemiyor. Makalelerinde ısrarla “Araplar Birinci Cihan harbinde bizi arkadan hançerledi” tabirini tedavüle sokuyor. Ama İngiltere ordusunda görev alan ve Osmanlı ordularına karsı Mısırda, Filistin’de savaşan Siyonist Yahudi kuvvetlerini zikretmiyor. Suriye’nin Türk bağımsızlık savaşına verdiği desteği ve özellikle bugün Suriye ile yaşadığımız örnek münasebetleri köşesine taşımıyor. Israrla, Suriye’nin geçmişte PKK’ ya sağladığı desteği hep hatırlatmayı görev ediniyor. Türkiye’nin soğuk savaş döneminde Suriye basta olmak üzere bütün komsu devletlerde istikrarsızlaştırma ve iç islerine direkt müdahale etme politikalarını ihmal ediyor.

Lübnan krizi ardından Beyrut’a giden Ahmet Davutoğlu ilgili taraflarla ve tabii ki bunların omurgasını oluşturan Hizbullah ile görüşüyor. Davutoğlu’nun maruz kaldığı muamele ve diplomatik temayüllere uymayan mevzuatlar muhterem Davutoğlu’nun sorumluluğundadır. Emin beyin bundan dolayı Davutoğlu’nun görüştüğü tarafları “terörist” diye damgalayıp Davutoğlu’nu gözden düşürmeğe çalışması etik değildir. Emin bey, Davutoğlu’na kızıyor, Lübnan’ın en önemli siyasi temsilcisi ve milyonlarca taraftara haiz, İsrail, ABD ve Suudililerin hedefinde olan, Hizbullah’a saldırıyor. “Terörist örgüt” yaftasını mubah Kabul ediyor. ABD ve İsrail ağzıyla konuşuyor. Başka bir ülkenin siyasi partisi bir Türk gazetecisi için niçin “teröristtir”? Beyrut veya başka bir ülkede Türk maslahatlarına karşı bir eylemde mi bulunmuş? Turkiye’nin ekonomik, siyasi ve güvenlik çıkarlarına zarar mı vermiş? Bunları yapmış ise somut verilerle ortaya koyarsa her duyarlı vatandaş gibi bizde onu deşifre eder ağır eleştiririz. Emin bey duyarlı ve sorumlu bir gazeteci-yazar. Bu ilkeye uygun daim itimat etmesi elzemdir. Objektif gazetecilik sorumluluğu bunu gerektirir.


Doç. Dr. Mehmet Yuva, 2 Şubat 2011
http://www.habercem.com.tr/n-115191-emi ... ullah.aspx
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Emin Çölaşan ve Hizbullah / Dr. Mehmet YUVA

İletigönderen yigitler » Cum Şub 04, 2011 16:19

Sn Yuva kusura bakmasin ama Emin Colasan bence dogrulari soyluyor. Bu Arap memleketlerin hemen hemen hepsi Amerika'nin kucaginda oturuyor.
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x