ENİŞTEM ÖPTÜ

ENİŞTEM ÖPTÜ

İletigönderen Feza Tiryaki » Prş Eyl 04, 2014 10:53

ENİŞTEM ÖPTÜ


Bizde bir söz vardır: “Bayram değil seyran değil eniştem beni niye öptü?”

Birdenbire, birileri için iyilik gibi görünen ama neden yapıldığı belirsiz, gündemle hiç ilgisiz bir iş yapılırsa şaşırılarak bu deyim söylenir…

“Eniştem beni öptü, öptü de, acaba neden öptü?”

Aynısı geçen haftalarda bize yapıldı. Gazete başlıklarında, bu sanki olağan bir habermiş, iyi bir yenilikmiş gibi şöyle bir yer aldı, geçti gitti.

Unutuldu bile: “Soyadı mağdurlarına sevindirici haber!” dediler, bu birdenbire ortaya çıkarılan duruma, yasa taslağına.

Hürriyet muhabiri Fevzi Kızılkoyun’un haberiydi. Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğü radikal(köklü, kökten) bir çalışmaya imza atmışmış. Genel Müdürlük, mahkemelerde dava açılmadan nüfus müdürlüklerine dilekçe ile başvurularak soyadı değiştirilmesini öngören taslak hazırlamışmış.

Hani aklı, anlayışı kıt öğrencine bir şeyi basitleştirerek, yavaş yavaş anlatırsın, ilgisiz örnekler verirsin anlasın diye. Bunda da öyle oldu. Başladılar akılsız çocuğa belletir gibi örnekler vermeye. Bu yapılan, büyük bir mağduriyeti giderecekmiş. İnsanlar soyadlarını düzelttirmek, değiştirmek için mahkeme kapılarında beklemeyeceklermiş. Ya ne olacakmış? Şıp diye istedikleri oluverecekmiş.

Beklemek zaman kaybıymış!

“Oh ne âlâ memleket!”

Taslak, İçişleri Bakanlığına sunulmuş. Meclis’e getirilerek yasalaşması planlanıyormuş.

Yasalaştıktan sonra da üç yıl içinde ilginç soyadı taşıyan, ne demekse ilginç, ne kadar yoruma açık bir söz bu ilginç öyle değil mi, soyadı alay konusu olan, yazım hatası olarak soyadı mağduru olan kişiler bir dilekçe yazacaklar, işi bitirecekler.

Mağdur, haksızlığa uğramış kişi demek. Nasıl soyadı ile haksızlığa uğranılıyorsa, kıygınlık yaşanıyorsa…

1934 yılında çıkarılan bir yasa, “Soyadı Yasası.”

Cumhuriyeti kuran, Kurtuluş Savaşı ile düşmanı yurdumuzdan atan, devrimlerle insanıımza çağdaşlık yolunu açan yüce Atatürk’ün önderliğinde bu çok büyük işleri gerçekleştiren atalarımıza Osmanlı Devleti döneminde soyları sopları unutturulmuş, Türklük bilinci bilerek körleştirilmişti. İnsanlar o devirde kendilerine takılan adlarla, benzetmelerle anılıyordu. Adın önüne, kör, topal, aksak, çolak, parmaksız, kolsuz… gibi beden eksiği belirten sözler ekleniyor veya ünlendiği bir durumla anılıyordu kişi. Hacı, uyanık, çiftçi, kasap… gibi. Çoğunlukla da baba adlarıyla tanımlanıyordu memurlar. Askerler ise orduda doğum yerleriyle ayrılıyordu birbirlerinden. Soyadı yasası bu karışıklıklara son verdi. Kişiye kendi soyadını seçme özgürlüğünü tanıdı. Böylece askerlikte, memurlukta, evlilikte, hukukta, mahkemelerde, ekonomik işlemlerde kargaşa dönemi bitti. Ülkemiz insanı da çağdaş dünyadaki yerini aldı. Türk Ulusu yüce önderine de Türk’ün atası anlamına gelen, en büyük Türk’ü simgeleyen Atatürk soyadını verdi. Bu soyadı alma dönemindeki yanlışlıkları, istenmeyen durumları vatandaşlar mahkeme yoluyla çözdüler, bu kapı hep açık bırakıldı. İsteyen istediği zaman mahkemeye başvurarak her neyse istediği, kendine nasıl bir haksızlık yapıldığını düşünüyorsa, mahkemelerde hakkını aradı.

Şimdi, ülkemizdeki bütün çivilerin yerinden oynatıldığı, Atatürk devrimlerinin kimi zaman ulu orta, kimi zaman sinsice ortadan kaldırılmaya çalışıldığı günümüzde böyle bir yasa taslağı neden hazırlanır?

Kimin yararınadır bu devrim yasasını, Türk ulusunun bütünlüğünü, birliğini koruyucu yasayı değiştirmek?

Kimin ve neyin içindir, yargıca, ilgili yasaya başvurmadan bir sıradan memurcuğun sözüyle soyadlarını değiştirtebilmek?

Çok az kişiyi ilgilendiren bir durumu genelleştirmek, böylece başka bir amacı gerçekleştirmek işin özü aslında…

Bizi akıl yoksulu sayanlar bu işin kılıfını böyle sunuyorlar.

Haberde bu yasa neden değişiyor açıklanmış. Açıklamanın burası geri zekâlılar, anlama güçlüğü çekenler için hazırlanmış olmalı.

Eski yasa neden değişiyormuş? Eski yasada ne varmış?

Yürürlükteki soyadı kanununa göre mahkemeye başvuracak, dava açacaksın. Değişikliğin kabul görmesi için, demiş bunu anlatan kişi, haklı bir neden olması şart, diye de eklemiş. Yoksa haklı bir neden olması mı rahatsız etmiş birilerini? Nedensiz, keyfince Türk adlarını değiştirebilmek için mi bu yeni yasa?

Durun, soyadı değiştirmenin kabul görmesi için gereken nedenlerden bazıları şöyleymiş:

Soyadının milli kültüre ve âdetlere uygun olmaması, kişinin itibarını zedeleyebilecek şekilde komik ve alay konusu yapılması.

Bunlar hep eski yasadan. Hükümsüz. Yeni çıkacak nasıl?

Bir dilekçeyle soyadın değişiyor. Bunun için ilginç olması yeterli. Soyadım alay konusu dedin mi, tamamdır, bir de yazım hatası var, burası şöyle olacaktı, bu harf yanlış yazıldı, bunun yerine doğrusu şu harf dedin mi, yetişecek!

Nüfus memuru yapmasın bakalım dediğini? Paçası sıkıysa, gözü yiyorsa, terör örgütünün emrine, terör örgütünün siyasi partisine karşı gelsin? Nasıl seçimlerde korkutulan, baskı altında tutulan yöre halkı, bu PKK teröristlerine oy verdiyse, nüfustaki küçük memur da aynını yapacaktır.

Şimdi bu bahaneleri bölücüler çekecekler istedikleri yöne kadar…

Bunun böyle olacağını, bu yasanın bölücülerin önünü açmak için çıkarılacağını bilmiyor mu sanki bunu haber olarak yazanlar?

Bundan böyle artık ülkemizde her çıkarılacak yasa, bölücülük üzerine olacak!

Ne devleti koruyan yasalar, ne durulacak bir sınır, ne düzen kalacak! Keyiflerince yönetileceksin. Arap çöllerinde yoktur böyle kabile düzeni. Bir yerden gelen emirle ulusun çıkarlarına ters gelen yasa çıkarma, ulus devleti param parça etmeye yeltenme… Ulus çıkarına ters bir yasa teklifini hazırlama cüretini kolay kolay kimse gösteremez çağdaş ülkelerde. Dünyayı başına yıkarlar buna kalkışanın.

Ülkenin koruyucu kalkanını, adlarını, dilin, kimliğin Türkçeyi, istedikleri gibi değiştirecekler, sen ağzın açık bakacaksın! Üstelik sevineceksin de: “Mağduriyet gideriliyor.” diyeceksin. Ne anlayışlı iktidar, ne anlayışlı muhalefet, ne anlayışlı yönetim diyeceksin!

“Bunların her yanı demokrat. Baştan ayağı özgürlükçü, tepeden tırnağa değişimci bunlar!” diye geçireceksin içinden!

Hızını alamayacak, verilen gazla haykıracaksın: “Devrimci bunlar, devrimci!”

*
Bunlar nelerden mağdurlarmış dedim, bu konudaki haberleri aradım bilgiağında. Önceden haberler yapılmış, gazeteler, televizyonlar toplumu çoktan hazırlamış. Karşına hep aynı adlar çıkıyor. Özenle seçilmiş, insanları şaşırtacağı kesin bazı adlar. “Aptal, Yalak, Verici, Dönek, Fırıldak, Sıçan, Abaza, Dana, Ördek, Tren, Otuzbiroğulları, Tekerlek, Yuvarlak, Verir…”

Bunları duyunca yufka yürekliler hemen, “Vah zavallılar… Aman ne iyi olmuş, yolları açılmış, bir memurla işleri bitirecekler artık, bu soyadlardan istedikleri an, istedikleri dakikada, istedikleri adı alarak kurtulacaklar, bir memurla bir dakikada, şipşak! Oldu da bitti maşallah! diyecekler… İktidara, buna ses etmeyen o sözde muhalefet partilerine bile minnet duyacak vatandaşlarımız.

Mağduriyeti (haksızlığı) giderme numarasına, Atatürk’ün kurduğu bu devlet temelinden sarsılacak kimse ayırdında olmayacak.

Yüce Atatürk’ün “Türkiye halkı, ırkça, dince ve kültürce ortak, birbirlerine karşılıklı hürmet ve fedakarlık hisleriyle dolu, kaderleri ve menfaatleri müşterek olan sosyal bir toplumdur.” sözünü bir kez daha anımsasak…

Acaba kazın ayağı öyle mi, söylendiği gibi mi? Bunca yıl bu iş mahkemelerle yürüdü de şimdi ne oldu da soyadı yasasına el atıldı birden? diye düşünmeye başlasak…

Biraz düşünce, biraz açılımı akla getirme, biraz siyaseti takip etme, gittiğimiz yolu, parçalanmaya doğru dolu dizgin gidişi görme, bu soyadı mağdurlarına iyi haber başlığıyla verilen haberin arkasındaki gizli hayınlığı apaçık ortaya serecektir…

Ben Kürt’üm(!), soyadım neden Türk dedirtecekler vatandaşa. Ben şuyum soyadım neden Türkçe, dedirtecekler kandırılmışa… Aynız boynuz harflere de izin çıkmıştı zaten. Alın size açılımın açılımı, büyük açılım…

Bu işi üç yılda işi tamamlayacaklar, çıkaracakları yasaya göre.

Ülkemizin bir bölümünün soyadları hızla değiştirilecek. Ulus devletin sonu getirilecek bu yasayla. Ayrı ad olmadan ayrılık olur mu? Ön adın değişmesi yetmez. Asıl olan soyadı değil mi? Soyun, geldiği yerin… Bölmek istediklerini önce kağıt üzerinde bölecekler, soyadlarını değiştirdiklerini, seksen yıldır taşıdıkları soyadlarından ayırdıklarını Türk ulusundan ayıracaklar, dünyaya bu durum sözüm ona belgelenecek, buna karşı çıkana söz hakkı verilmeyecek. Vatandaş bölücünün elinde oyuncak edilecek.

*

Haberi duyurdular, kulaklar alıştı, aynanın arkası tartışılmadı bile. Aslan CHP, Kaplan MHP, tatlı tatlı kaşınarak uyuklama numarası yapıyorlar.

Hazır olun, sakın ola ki şaşırmayın öpüldükçe…

Eniştemiz bizi daha çoooook öpecek.

Bizi ne koruyan, ne kollayan var.

Kendimizden başka kimsemiz yok.

Her birey bir Mustafa Kemal çoktan beri…

Bunun bilinciyle uyanık olmalıyız.

Sırada kimbilir daha neler var, neler…

Ne inciler…

Ne inci kolyeler…

Feza Tiryaki, 4 Eylül 2014
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1012
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x