EPİSTEMOLOJİK KOPUŞ

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

EPİSTEMOLOJİK KOPUŞ

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzr Eki 09, 2022 19:28

EPİSTEMOLOJİK KOPUŞ
Tanrı Avarel Nebati’den razı olsun diyerek başlamak istiyorum.
Çünkü, ne olduğunu bilmeden dillendirdiği ‘epistemolojik kopuş’ terimi dolayısıyla Türkiye’nin bütün ‘okur yazar’larının sözlüklere, ansiklopedilere koşup ‘o da ne demek?’ diye araştırmaya başlamalarına neden oldu.
Çünkü onlar da bilmiyorlardı.
Ve hâlâ bilmediklerini bile bilmediklerinden eminim.
Çünkü okulların hiçbir basamağında olduğu gibi üniversitelerde bile ‘felsefe’ öğretilmemektedir.
Öğretildiği sanılan felsefe ise, filizofların söylediklerini papağan gibi ezberletmenin ötesine geçmemektedir.
Felsefe yoksa ‘bilim’ de yoktur diye ‘iri bir laf’ ederek konuyu açmaya çalışalım.
‘Epistemolojik Kopuş’ terimi ilk kez Fransız filozof Louis Althusser tarafından, onun J.J. Rouseau üzerine verdiği derslerde, 1956 yılından itibaren oluşturulmaya başladı.
1962 yılında Amerikalı ‘bilim felsefecisi’ ve ‘bilim tarihçisi’ olan Thomas Samuel Khun’un Türkçeye ‘Bilimsel Devrimlerin Yapısı’ (La structure des révolutions scientifiques) başlığıyla çevrilen yapıtında ise ‘paradigma değişikliği’ olarak yer aldı.
Khun ‘paradigma’ değişikliliğiyle, herhangi bir bilimsel alanda, o güne kadar bilim adamlarınca geçerli olduğu varsayılan ve ya da doğruluğuna inanılan ilke ve yöntemlerdeki köklü değişikliği dile getrimek anlamında kullanıyordu.
Yani o gün bugündür kulanımı yerleşen ‘paradigma’ terimi, özde ‘epistemik model’ anlamına gelmektedir, ki zamanla bu terimin gelişigüzel yerlerde, bilgiçlik taslamak amacıyla kullanılmaya başlandığına tanıklık etmekteyiz.
Nitekim danışmanlarının Avarel Nebati’nin eline tutuşturdukları metinde yer alan ‘epistemolojik kopuş’ teriminin de, bundan böyle zırt-pırt kullanılacağı ileri sürülebilir.
Terimin babası sayılan Louis Althusser’e dönülecek olursa, onun, 1950-70 yılları arasındaki dönemin, yani dünya genelinde ve o arada Türkiye’de samimi bir ‘felsefî tartışma’ ve ‘bilimsel kaygı’nın yeraldığı dönemin en parlak felsefecilerinden biri olduğunu görüyoruz.
Dolayısıyla en çok tartışılan filozoflarından biri oldu Louis Althusser.
Türkiye’de ise, hep olduğu gibi, Althusser’in tezleri de yine derinlemesine incelenmeden, şurada burada ‘entellektüel’ görünmenin araçlarından birine dönüştürüldü.
Örneğin Althusser’in ‘Genç/Olgun Marx’ ayırımının kökeninde, işte bu ‘epistemolojik kopuş’ görüşü yeralıyordu.
Yani Althusser’e göre, genç Marx 1845’lere değin genç hegelciler ve örneğin Fauerbach’ın etkisi altında ‘bilim öncesi’ ya da ‘bilimsel hazırlık’ aşamasında iken, Kapital’lerle birlikte bu akımdan ‘epistemolojik’ bir kopuşla ‘bilimsel’ aşamaya geçmiş oluyordu.
Demek ki Althusserci ‘epistemolojik kopuş’ bilim öncesinden ‘bilim’e geçişi dile getirmek için kullanılmakta idi.
Avarel Nebati’nin ‘epistemolojik kopuş’u da, bu anlamda, ‘iktisat’ın neo-klasik anlayışından gözlerdeki parıltıya dönüşen bir ‘bilim’e dönüşmesi olmaktadır.
Karikatür bir Maliye Bakanı’nın ‘karikatür bilim’ine gülüp geçerek, Althusser’in Rousseau üzerine olan tezlerine geçelim.
Ki, ancak böylece ‘epistemolojik çaba’nın ne demek olduğu anlaşılabilecektir.
Althusser, Rousseau’da bir ‘tesadüfi materyalizm’ (matérialisme aléatoire) keşfeder.
Her şeyden önce bu bir ‘keşif’tir.
Yani Rousseau’nun diğer ‘okur’larının görmediği veya göremediği bir gerçeklik.
Öyle ki, bu, taa Epikür tarafından ileri sürülen ‘felsefeyi sıfırdan başlatma geleneği’de denilebilecek olan, düşüncenin yeraltında kalmış kısımlarını kazıp ortaya çıkarmak çabasından başka bir şey değildir.
Althusser de, Rousseau’yu, yine kendisinin keşfi olup bugün genelleşmiş olan ‘yeniden okuma’ya tabi tutmaktadır.
Böylece ‘tarihsel nedensellik’ (causalité historique)’ten ‘tarihsel belirleyicilik’e (déterminisme historique) varan bir ince felsefî işçilik yapmak çabasına tanıklık etmekteyiz, ki ‘epistemolojik çaba’ işte tam da bu demektir.
Althusser’in Rousseau’nun yazdıklarından çok nasıl yazmadıklarını ortaya çıkarmasına biraz daha ayrıntılarıyla girerek, hem ‘epistemoloji’nin ya da ‘epistemolojik çaba’nın ne olduğu anlaşılacak ve hem ‘epistemolojik kopuş’un nerede ve nasıl olduğu gösterilmeye çalışılacaktır.
(Sürecek)
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1526
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x