Erbakan'da aynısını savunmuş

Eski Yargıtay cumhuriyet Başsavcısı Sabin Kanadoğlu’nun Cumhurbaşkanı seçimiyle ilgili ortaya attığı üçte iki çoğunluk görüşünü ilk olarak 1989 yılında Özal’ın seçimi öncesinde Necmettin Erbakan’ın savunduğu ortaya çıktı.

Eski Yargıtay cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun Cumhurbaşkanı seçimleriyle ilgili ortaya attığı ve YÖK’ün de destek verdiği üçte iki şartını ilk kez tam 18 yıl önce Turgut Özal’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi incesinde Necmettin Erbakan’ın savunduğu ortaya çıktı. Erbakan, o dönem 450 milletvekilinden oluşan parlamentoda üçte iki çoğunluk olan 300 milletvekili katılmadıkça Cumhurbaşkanı seçiminin yapılamayacağını ilk açıklayan isim oldu.
Erbakan, üçte iki çoğunluk zorunlu görüşünü ilk kez Özal’ın aday olduğu seçimlerde 1 ve 2. turların yapılmasının ardından 3. tur öncesinde bir basın toplantısıyla açıkladı. Erbakan’ın açıklamaları, Özal’ın seçileceği 3. tura 4 gün kala 27 Ekim 1989 tarihinde Milli Gazete’de manşetten yayınlandı.

ERBAKAN DA 96 VE 102. MADDELERE DAYANDIRDI

Erbakan, üçte iki çoğunluk görüşünü Kanadoğlu gibi Anayasa’nın 96 ve 102’inci maddelerine dayandırdı. Erbakan, her iki maddeyi de okuduktan sonra 96. maddede “Toplantı yeter ve karar sayısı için Anayasa’da başkaca hüküm yoksa” ifadesi bulunduğunu, 102. maddede ise “Cumhurbaşkanı TBMM üye sayısının üçte iki çoğunluğuyla ve gizli oyla seçilir” hükmü bulunduğunu, bu hükmün toplantı yeter ve karar sayısını açıkça ortaya koyduğunu belirtti. 1989’da parlamento 450 milletvekilinden oluştuğu için üçte iki çoğunluğun 300 olduğuna vurgu yapan Erbakan, 1 ve 2. turlara 284’er milletvekili katıldığını belirtip Meclis’teki partileri uyararak şöyle konuştu:

SEÇİMLER GEÇERSİZ

“Anayasa’nın bu sarih hükümlerine rağmen halen yapılmakta olan Cumhurbaşkanı seçimlerinin birinci ve ikinci turunda Meclis üye sayısının üçte iki çoğunluğu olan 300 milletvekiliyle değil, bundan daha az olan bir üye sayısı toplanmıştır. (Birinci turda 284, ikinci turda 284)
Yukarıda açıklaman sebeplerden dolayı Cumhurbaşkanı seçimi için yapılan birinci ve ikinci tur seçimler hukuken geçersiz kabul edilmek durumundadır. Ve yapılmamış sayılmaları gereklidir. Bundan dolayı 31 Ekim’de Meclis 3. tur için değil gerçekte Anayasa’ya göre hukuken 1. tur için toplanacaktır.”

Erbakan, açıklamaları çerçevesinde 3. tur oylama öncesi ülkenin hukukçularının ilk 2 turun geçerli olup olmadığı konusunu tartışıp karar vermeleri çağrısında bulundu.

ANAYASA MAHKEMESİ İPTAL EDER

Erbakan, Kanadoğlu gibi üçte iki çoğunluk şartının yerine getirilmemesi halinde seçimlerin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edileceğini de şöyle savundu:
“Hukukçular tarafından Cumhurbaşkanı seçiminin 1. ve 2. turlarının geçersizliği ortaya konulduğu halde Özal 'dediğim dedik' diyerek hukuksuz bir şekilde 3. tur adı altında yeni bir tur yaparak Çankaya’ya oturmaya kalkarsa ne olur. Bu takdirde Cumhurbaşkanı seçiminin Anayasa’ya aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi’nce tespit edilir ve Cumhurbaşkanlığı hukuken iptal olunur.”

ANKA

Demek ki aklın yolu birmiş...ve kurallar ideoloji falan da dinlemezmiş....

İnşallah Cumhurbaşkanı seçilemez de böyle git gel olursa anayasanın amir hükmü gereği meclis yani milletvekilleri seçimi yenilenir.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde ve bu ülkenin geleceğinde en çok ve en büyük görev anayasa mahkemesine düşüyor.
Şayet anayasa mahkemesi Özal'ın seçilmesi hakkında'SU-İ MİSAL EMSAL OLMAZ'' diyerek o seçimleri iptal ederde böylece yeniden seçime gidilir.
Herşey bence anayasa mahkemesinde.

Çelik çomak...

Yarın, 8 Nisan...
Cumhuriyet Hukuku'nun doğum günü.
Yani, 83 yıl önce...
"Kadı" ların yerini "hâkim" ler aldı.

Bunu hatırlatalım. Ve, bir liste verelim...
ODTÜ, Gazi, Hacettepe, İstanbul, Ege, Karaelmas, Selçuk, Muğla, Dokuz Eylül, Ankara, Uludağ, Yıldız Teknik, Kocaeli, Sakarya, İnönü, Bilim, Kültür, Atatürk, Kocatepe, Pamukkale, İzmir Ekonomi, Ondokuz Mayıs, Anadolu, Cumhuriyet, Celal Bayar, Marmara, İTÜ, Boğaziçi, Bilkent, Mustafa Kemal, Sütçü İmam, Yüzüncü Yıl, uzatmayayım...
53'ü devlet.
25'i vakıf.

Nedir bu?
YÖK'ün önceki gün yaptığı açıklamanın altına imza atan üniversitelerimiz... Firesiz.
Ne diyor YÖK?
Çok şey diyor...
Ama kritik iki uyarıdan biri şu:
"Cumhurbaşkanlığı seçimi için, Meclis Başkanı oturumu açtığında, kendisi hariç, 367 üyenin olması zorunludur... Aksi durum, Anayasa'ya aykırıdır."

Bu görüşe katılmazsın, "mesnetsiz" dersin, "aman boşver canım" dersin, "ulema" ya sorarsın, hatta "kervan yürür" falan diyerek hakaret edersin... Bilemem.
Bildiğim şu.

367 olmazsa...
CHP şak diye, Anayasa Mahkemesi'ne gidecek, çoktan söyledi bunu.
E bir iş mahkemeye giderse?
Bilirkişi raporu istenir...

YÖK'ün açıklaması bilirkişi raporudur.

"Aynen katılıyorum" diyen, yukarıdaki rektörler listesini bir daha okuyun ve yanına şunu ekleyin: YÖK'ün Başkanı zaten Anayasa Hukuku Profesörü... Hafife alan, yanılır.

Çünkü madem "çelik çomak" kültüründen geliyoruz... "Çanak çömlek patladı" ya da, hazır olmak lazım.

Yilmaz Özdil, 07.04.07

cafersadık yazdı:Demek ki aklın yolu birmiş...ve kurallar ideoloji falan da dinlemezmiş....