Erdoğan ABD'ye niye gitti? / Orhan KARATAŞ

Erdoğan ABD'ye niye gitti? / Orhan KARATAŞ

İletigönderen Başkomutan » Çrş Eyl 21, 2011 16:33

Erdoğan ABD'ye niye gitti?

Recep Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyaretlerinin makul ve mantıklı şekilde izahını yapan henüz çıkmadı. Sorsanız, kahramanlık hikayeleri anlatır, itibardan saygınlıktan dem vururlar. Hatta, biraz gaz verirseniz ABD Başkanına akıl verip, dünyaya yol gösterdiğini bile söylerler. Oysa mesele gayet açıktır. İşin aslını kendi sözleri ele veriyor. Herşeyden önce unutulmaması gereken nokta halının altıdır.

Cüneyt Zapsu çok net ve kesin biçimde AKP'nin kullanmaya müsait olduğunu, halının altına
süpürmek yerine bu imkandan faydalanılmasının daha isabetli olacağını ABD zirvelerine bildirmiş ve teminat vermiştir.

BOP Eşbaşkanlığı

Hiç kimse bir şey söylemese, hiçbir bilgi ve belge olmasa da, AKP'nin nereden gelip, nereye gittiğine biraz yakından bakarsanız, ABD ile olan münasebetlerinin sebebini hemen çözebilirsiniz. Partileşmeden önce, daha fikir aşamasındayken Washington'un yolunu tutanlar, daha sonra her önemli karar, her kritik gelişmenin öncesinde de aynı şeyi tekrarlamışlardır.


ABD ziyareti neredeyse peryodik hale gelmiştir. Niçin gittiklerini, ne konuştuklarına, hangi ajanda ile döndüklerini, hiçbir zaman açık etmemeye çalışıyorlar. Ancak ortaya dökülenler, hükümet kararları ve Türkiye'nin içinde bulunduğu durum herşeyi gösteriyor. Başka hiçbir gösterge, hiçbir işaret olmasa bile Recep Tayyip Erdoğan'ın Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanı sıfatı taşıması, olup bitenleri anlamaya da anlatmaya da fazlasıyla yeter.

BOP bir ABD projesidir. İsrail'in menfaatlerini korumaya ve geliştirmeye endekslidir. Projenin hedefini ABD'nin bakanları; "sınırları, yönetimleri, rejimleri değiştirerek Ortadoğu'yu yeniden şekillendirmek" olarak açıklamışlardır.

Arap baharının aslı


Zurnanın en romantik sesi çıkardığı yer burasıdır. Ortadoğu gırtlağına kadar BOP'a saplanmış durumdadır. "Arap baharı" dedikleri şey, tam olarak bu BOP'tur. Irak'ı çoktan halletmiş ve üzerine oturmuşlardır. Tunus, Mısır ve Libya'da sonuç almışlar, ancak henüz son şekli vermemişlerdir. Suriye'yi düşürmek için her yolu deniyorlar. Sonrasında sıranın İran'a geleceği aşikardır.

AKP hükümeti ve Recep Tayyip Erdoğan bütün bu gelişmelerin bizzat içinde yer almışlardır. Zaman zaman kendi dünya görüşleri ağır basmış, "NATO'nun Libya'da ne işi var?" gibi çıkışlar yapmış, ancak BOP görevinin hatırlanmasıyla birlikte anında çark etmişlerdir. Beşar Esad'la kurdukları özel dostluklar bir anda terk edilmiş, Kaddafi'den aldıkları "barış" ödülleri unutturulmuştur.

Milletin bu durumu fark etmemesi için de İsrail'le tiyatro oynamaktadırlar. BOP'un Eşbaşkanı olacaksınız, boynunuzda Yahudi'den aldığınız üstün cesaret madalyası bulunacak, İsrail'i İran'a karşı koruyacak füze kalkanını topraklarınıza yerleştireceksiniz, sonra da bütün bunların tersini söyleyip, bu milletin aklıyla alay edeceksiniz. Bu kadarını ancak AKP gibi, varlığı ve devamı süpürgenin ucunda olan bir parti yapabilirdi. Milletin de kendi aklıyla bu şekilde alay edilmesine rıza göstermesi ve bu tiyatrolara prim vermesi, önce BOP'un, sonra da AKP'nin işini bir hayli kolaylaştırmıştır.


Ziyaretlerden geriye ne kaldı?

Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır, Tunus ve Libya ziyaretleri yine BOP Eşbaşkanlığı görevinin gereği olarak yapılmıştır. Başbakanın bu ziyaretlerinde kuru laf, içi boş övünmeler ve bindirilmiş kıtaların tiyatrosu dışında Türkiye'nin menfaatine olan zerre kadar bir şey gösterebilen varsa beri gelsin.

Fransa geldi Libya petrollerinin üzerine oturdu, İngiltere payına düşeni çoktan aldı, Türkiye'ye de iflas etmiş müteahhitler, işinden olmuş onbinlerce insan ve Erdoğan'ın şovları kaldı.

ABD Başkanı veya bir bakanı bu ülkeleri ziyaret etseydi, bunun Arap dünyasındaki karşılığı başka türlü olurdu. Bu sebeple de Eşbaşkan devreye sorulmuştur. O da gitmiş, bir müfettiş edasıyla durumu yerinde görmüş, gelişmeleri yakından takip etmiş, gerektiği yerlerde müdahalelerde bulunmuş ve dönmüştür.Sonra da rapor vermek, durumu değerlendirmek ve bundan sonraki görevlerin ne olacağını anlayabilmek için ABD'nin yolunu tutmuştur.

Türkiye hep bedel ödüyor

Bizi asıl endişelendiren Türkiye'ye sıranın gelip gelmediğidir. Terörün tırmanması, bölücü ihanetin sıradanlaşması, Habur rezaletleri, PKK ile yapılan pazarlıklar; İmralı canisinin yattığı yeri bir parti genel merkezine çevirmesi içeriden kuşatmadır ve hiç birisi tesadüf değildir. İsrail'le, Kıbrıs Rumlarıyla ve İran'la gerginliğin tırmandırılması dışarıdan kuşatmanın gerekleridir. Bütün bu yaşananlarda ABD taraftır. Terörle mücadele ve PKK'nın geleceği ABD'nin insaf ve inisiyatifindedir. İsrail'le gerginliğin seyri, Rumlarla başlayan sondaj gerginliğinin nereye varacağı yine ABD'nin işaretine göre şekillenecektir.

İran'ın hiç yoktan yere kışkırtılmasının arkasında ABD'nin hesapları vardır. Birisi de çıksın bu işlerde AKP hükümetinin Türkiye'nin menfaatleri çerçevesinde ne yaptığını ve bütün bu yaşananlarda hangi faydayı sağladığımızı söylesin de öğrenelim. Kaybeden, bedel ödeyen, zor durumda kalan hep Türkiye.

Acele ediyorlar

Bu kadarla kalsa, başımıza yeni belalar açılmasa, yeni ve ağır bedeller ödemek zorunda kalmasak şükredeceğiz. Ancak bu gidişin sonu hiç iyi görünmüyor. Başbakanın her ABD ziyareti sonrasında olduğu gibi, bu defa da Türkiye'ye yeni roller verilecektir. Bu rollerin neler olacağı, BOP'a daha ne kadar saplanacağımız çok geçmeden ortaya çıkacaktır. AKP'nin üçüncü dönemini çok iyi değerlendirmek için acele ediyorlar. Bu kadar sıkıntının, bu kadar çelişkinin, bu kadar belanın yağmur gibi başımıza yağması bunun sonucudur.

Orhan KARATAŞ, 21 Eylül 2011
Ortadoğu Gazetesi
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 7 konuk

x