AKPdeki bu kontrollü deprem Fıratla sınırlı kalmayabilir. İçişleri Bakanı Beşir Atalay bile gidebilir. Şayet Çankaya Köşkündeki Gülü razı edebilirse. Çünkü Atalay, kızının düğününde aile içi yemeğe davet ettiği tek bakan olacak kadar Güle yakın. Galiba Gül, Ergenekon operasyonu 2. Cumhuriyetçiler ve Zaman Grubunun arzu ettiği şekilde sonuçlanmadan Atalayın bir başka bakanlığa kaydırılmasını istemiyor. Aralarında böyle bir ufak anlaşmazlık var. Erdoğan ise, aksine şu aşamada Atalayın yerini değiştirerek, seçimler öncesi hem Ergenekon skandalındaki eleştirileri hafifletmeyi, hem millete ve devlete sımsıcak mesajlar vermeyi arzuluyor. Özetle, ufukta kabine revizyonu adlı bir deprem daha görünüyor!..
Başbakan Erdoğan adamlarını ne zaman harcar?..Bu sorunun cevabını bulmak için onu yakından tanımaya gerek yok. 6 yıllık duruşuna bakmak yeterli. Surda gedik açtırmama prensibine sonuna kadar bağlı olan Erdoğan için, ne yolsuzluk, ne ülkenin bütünlüğüne yönelik faaliyetler, ne ağız bozukluğu adam yeme ölçüsü değildir. Tek ölçüsü, şahsına ihanet ve bilgisi dışında iş çevirmedir. Bir de kısa vadeli hedefler için kurban veriyormuş gibi yapar. TSKyı rahatsız eden Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçeri, milletvekili yapması gibi Dinçeri milletvekilliği yoluyla, Başbakanlık Müsteşarlığından aldı amma 22 Temmuz seçimlerinden hemen sonra Başdanışman sıfatıyla partisinin MYKsına oturttu. Yani parti-hükümet politikalarında hala en etkin isim.
AKPnin neredeyse Erdoğandan güçlü ismi haline gelen Mir Dengir Fıratın istifa ettirilmesine de bu ölçüler ışığında bakalım.
Bir kere Kılıçdaroğlu ile düellosunun bu işle hiçbir ilgisi olmadığından herkes hemfikir. Küçük bir ihtimal ama eğer ilgisi varsa, o da ancak şudur; Fırat, şirketi, uyuşturucu kaçakçılığı vs. konularında Erdoğana yanlış bilgi vermiş olabilir. Böyle ise dahi Erdoğanın bu tür şeyleri önemsemediği bilinir.

Bu yemeğe bir mim koyalım. Çok önemli, hatta istifanın tetikleyicisi olduğunu düşünüyorum. Neden mi?
Ahmet Türkün, gazetecilere yakalanınca, Türkiyenin selameti açısından bu görüşmeyi yazmayın ricasında bulunması
Sırrı Sakıkın, AKPnin iki numarası, bir numaranın bilgisi olmadan böyle bir görüşmeye gelir mi? diyerek, buluşmanın Başbakanın bilgisi çerçevesinde gerçekleştiğini ima etmesi
Buluşmada Dengir Fıratın, DTPlilere, PKK ile aranızdaki ilişki biçimi, Başbakanın sorunun çözümüyle ilgili olarak açılım yapmasını engelleyen bir etmen. Biz sizin PKKyı bir terör örgütü olarak görmenizi istiyoruz. Ancak isteklerle, gerçekler farklı. Bunu da biliyoruz. PKKyı bir terör örgütü olarak tanımlamanın sizin için imkansız olduğunu biliyoruz. Bu noktada DTPnin en azından bazı konularda daha hassas davranmasını bekliyoruz", DTPlilerin de, genel af talebini gündeme getirdiğinin ortaya çıkması
Mir Dengir Fıratın yemekten bir hafta sonra, kendi ağzından, Görebildiğim kadarıyla, onlar yönetmiyor, orayı. Bu nedenle, onlara çok kusur bulmuyorum. Yönettiklerini bilsem, tamam kusur veririm; ama öyle değil Başbakanın da talimatı var; Terör örgütü demedikleri sürece görüşmem diye. Doğrusu da budur. Sen hedef gözetmeksiniz adam öldürürsen olmaz.(Bu sözler, DTPyi ibra ve hedef gözeterek adam yani asker-polis öldürmeye okey olarak anlaşılmaz mı?) şeklindeki açıklamaları
İşte bunlar o yemeğin bilinenleri. Bu kadarı bile milleti, askeri-polisi rahatsız etmedi mi? Ya bilinmeyenler? Ya birileri ortam dinlemesi yapıp, Başbakanın önüne koyduysa?..Ve hele o konuşmalarda, Başbakanın da işin içinde olduğunu ortaya koyan hususlar varsa veya Fırat, yetkisini-haddini aşıp, bazı angajmanlara girdiyse?..
Burada parantez açıp, Erdoğanın öfke sanatına da küçük bir gönderme yapmak istiyorum. Tüm iyi niyetine, göze aldığı risklere rağmen, DTPlilerin Diyarbakır, Van, Hakkaride kendisine reva gördüğü muamele, Pompalı Tayyip kampanyaları?.. Kasımpaşalı Erdoğanı çileden çıkarıp, bunun faturasını, işi yüzüne gözüne bulaştıranlara ödettirmesine yol açmaz mı?
Parantezi kapatıyor ve sadede geliyorum. Fıratın kurban verilmesinin zamanı da çok ilginç. Genelkurmay Başkanı Başbuğun davetiyle Eğirdir Dağ Komanda Tugayına gitmiş, bu sayede, sanki göreve yeni gelmiş, alfabenin Asından başlarmış gibi birden bire terörle mücadelenin önemini anlamış ve bunu herkesten çok sahiplenmiş, bugüne kadar flört ettiklerine, ya sev ya terk et deme noktasına gelmiş, hatta hatta pompalı savunmaya sahip çıkıp, adeta iç savaş sinyali vermiş!..
Kimse ellerini ovuşturmasın. Erdoğanın bu inanılmaz U dönüşünde TSKnın etkisi olduğunu, Erdoğan-TSK işbirliği yaşandığını ima etmiyorum. Yer ve zamanı bizzat kendisi tarafından belirlenen, tamamen Erdoğan patentli ama kısa vadede yine TSKnın dövülmesine yarayacak bir projenin kokusunu alıyorum. Burada yine bir parantez açıyorum. Mesela, Fehmi Korunun, bir gün önce Erdoğan için, Obama gibi geldi, Bush oldu demesi ne tesadüftür ve tam da, TSKnın dövülmesi hedefinin 12den vurulduğunu göstermiyor mu? Bir yerlere, Erdoğan TSKnın baskısı altında sinyali gönderilmiyor mu?
Erdoğanın Ölüm-Kalım Savaşı ve Büyük İşbölümü
Erdoğanın Türkiyeyi tam dönüştürme projesini, ABD ve ABye verdiği sözleri hayata geçirmek için ne pahasına olursa olsun mahalli seçimlerde çok yüksek bir oy oranını yakalamayı, özellikle Doğu ve Güneydoğuyu silip-süpürmeyi hedeflediğini biliyoruz. Bu uğurda, bu saatten sonra en milli olduğunu da görüyoruz. Adeta ölüm-kalım savaşı veriyor. 22 Temmuz seçimlerine gidişini hatırlayın; ABD, AB ve TSKnın istemediği isimleri milletvekili listesine koymadığı söylendi, Aleviler için vitrinler hazırladı, sosyal-demokrat isimleri baş tacı yaptı vs Yani herkesin ağzına bir parmak bal çalıp, yüzde 47ye ulaştı, sonra da bildiğini okumaya devam etti.
Mahalli seçimler öncesinde de aynı film vizyona sokuluyor. DTP-PKKya, TSKdan, Baykaldan bile daha şiddetli tepki gösteriyor. Bunların tartışılmasının müsebbibi değilmiş gibi, Tek vatan, tek millet, tek bayrak sloganını ağzından düşürmüyor. Ve Mir Dengir Fırat gibi, Kürt politikasının baş mimarı bir ismi harcıyor Hepimize de, Vay anasını Tayyip Bey değişti canım demek düşüyor!..
Soralım, Mir Dengir Fırat, DTP-PKKya mı, Barzaniye mi daha yakın bir isim? Elbette Barzaniye.
Yerine atanan Abdülkadir Aksu ismi üzerinden kaç mesaj veriliyor? 1-Devlete yakın bir isim. 2-Aylardır parti içinde huzursuz olan, Fıratın kellesini isteyen ama netice alamayıp, arayışa girişen ak saçlılar ve ılımlıların gönlü alındı. 3-Aksu ismi seçimlerde sadece Doğu ve Güneydoğuda değil, İstanbulda da ne kadar işe yarayacak varın bir düşünün!..
AKPdeki bu kontrollü deprem Fıratla sınırlı kalmayabilir. İçişleri Bakanı Beşir Atalay bile gidebilir. Şayet Çankaya Köşkündeki Gülü razı edebilirse. Çünkü Atalay, kızının düğününde aile içi yemeğe davet ettiği tek bakan olacak kadar Güle yakın. Galiba Gül, Ergenekon operasyonu 2. Cumhuriyetçiler ve Zaman Grubunun arzu ettiği şekilde sonuçlanmadan Atalayın bir başka bakanlığa kaydırılmasını istemiyor. Aralarında böyle bir ufak anlaşmazlık var. Erdoğan ise, aksine şu aşamada Atalayın yerini değiştirerek, seçimler öncesi hem Ergenekon skandalındaki eleştirileri hafifletmeyi, hem millete ve devlete sımsıcak mesajlar vermeyi arzuluyor. Özetle, ufukta kabine revizyonu adlı bir deprem daha görünüyor!..
Erdoğanın yapmak istediklerine bir nokta koyup, Çankaya Köşküne geçelim DTP Genel Başkanı Ahmet Türkün, Kürt sorununun çözümünde Abdullah Gülün devreye girmesini istemesi, aile dostu Fehmi Korunun, Kürt sorununun çözümünde Gülü, Erdoğandan daha başarılı ilan etmesi, Gülün Kurban Bayramının birinci gününde Diyarbakırda olacağı haberinin uçurulup, sonra, Böyle bir program yok açıklamasının yapılması
Görünen o ki, iş bölümünde yine Erdoğana, kötü polis, Güle, iyi polis rolü düşmüş!.. Biri düne kadar küçümsediği terör kartını kullanarak, seçimleri alacak, öbürü, perde gerisinde birilerine, Kürt sorununu çözme taahhüdünde bulunacak. Hele bir hedeflerine varsınlar, Mir Dengir Fırat da, muhtemel diğer seçim kurbanlarının da yeniden baş tacı edildiğini, yaşayıp, görürüz!...
Hasılı, Erdoğan-Gül ikilisi Türkiyeyi, PKK belasından kurtaracak, ama Barzani ile sarmaş dolaş olunacak, Kürt sorununa siyasi çözüm bulunacak!..Acaba kaç kişi ve hangi kurumlar, günlük dönüşümlere bakarak, mahalli seçimlerin AKPye kazandırılması halinde yangından kaçarken, doluya tutulacağımızın farkında?..
Meyyal Uygur, 8 Kasım 2008