AKPnin aldığı uluslararası destek pek çok kişi için muamma.
Özellikle de, İslam karşıtlığının giderek yükseldiği bir dönemde, ABD gibi Hristiyan değerlere giderek bağlanan bir ülkenin, AB gibi bir Hristiyan kulübünün, İslamcı olduğunu gizlemeyen bir siyasi oluşumu destekleyen Pro-akp tavrı ilginç.
Oysa bunu çözmek hiç de zor değil.
AKP, oturmuş bir evrensel pozisyonu kökünden değiştiren bir parti.
AKPye kadar dünyanın her yerinde İslamcılık neydi?
Batı karşıtlığı, ABD karşıtlığı ve İsrail düşmanlığı.
Türkiyede de, İranda da, Kuzey Afrikada da, Afganistanda da, Ortadoğuda da İslamcı siyaset bu üç ayağın üzerine otururdu.
AKP bu evrensel anlayışı kırdı.
İslamcıydı ancak Batı karşıtı değildi.
İslamcıydı ama ABDden yanaydı.
İslamcıydı ama İsrailin kayıtsız şartsız müttefikiydi.
AKP alışılagelmiş kalıpları kırmış, evrensel bir yenilik yakalamıştı.
Bu durum AKPye uluslararası destek ağlıyordu ama çirde bazı sorunlar yaratıyordu.
Farklı bir yaklaşımla büyümüş kuşaklar AKPnin bu tavrını sorgulamaya başlıyorlardı.
Burada devreye Türkiyenin en büyük sivil toplum gücü, tarikatlar sokuldu.
Bunlar kitlelere AKPnin bu tavrının taktiksel olduğunu fısıldadılar.
Büyük bir cemaat olan Fethullahçılar ise zaten yıllardır bir AKPninkine benzer bir taktikle çalıştıkları için durumu garipsemediler.
Tabanda sızlanmalar artınca hemen bir iki göstermelik adım atılıyor, kitle konslidasyonu sağlanıyordu.
Mesela Iraka yönelik tezkere geçirilmiyor içeriye mesaj veriliyor, buna mukabil Bağdatı bombalayacak uçaklara hava sahası açılarak pozisyon korunuyordu.
Hamas lideri davet ediliyor, arkasından hemen bir geri adım atılıyordu.
AKP maçı iyi idare ediyordu.
AKP İslamcı siyaset paradigmasını bugüne kadar başarıyla kırdı.
Peki bu zurna nerede zırt diyecek?
Bence yanıt İran-ABD ilişkilerinde gizli.
ABDnin İranla gerilimi tırmandırması AKP için dönüm noktası olacak.
Daha açık söylemek gerekirse, ABDnin İrana yönelik bir harekâtı AKPnin bu siyasetini uygulamasını güçleştirecek, hatta imkansızlaştıracak.
Böyle bir harekat turnusol kağıdı olacak.
Çünkü İran her ne kadar Şii müslümanlığın kalesi olsa da, Siyasal İslamın gönlünde ciddi bir yeri var.
Bu Türkiyedeki İslamcılar için de böyle.
ABDnin İrana yönelik bir harekatta tarafsız kalması mümkün değil.
Ya yanında olacak, ya karşısında.
ABnin de böyle bir harekata giderek pozitif yaklaşım sergilemesi Türkiyenin bu harekatın tam olarak dışında kalmasını zorlaştırıyor.
Hükümet buna ya destek verecek, ya karşı çıkacak.
Karşı çıkarsa bunu ABD ve İsraile anlatamaz.
Yanında olursa ise başta içerdekiler olmak üzere İslamcılara.
AKPnin siyasi geleceği Ahmedinecadın ve ABDli seçmenin elinde gibi görünüyor.
Bunların alacağı pozisyon, Recep Tayyip Erdoğan için içerdeki muhalefetten çok daha önemli.
Fatih Altaylı
Gazeteport