Erdoğan’ın Zaferi Türkiye’de kutuplaşmayı ve ABD ile gerginliği artıracak! / (Çeviri: Erkan GÜÇİZ)

Erdoğan’ın Zaferi Türkiye’de kutuplaşmayı ve ABD ile gerginliği artıracak! / (Çeviri: Erkan GÜÇİZ)

İletigönderen Erkan Güçiz » Pzt Eyl 08, 2014 15:51

11 Ağustos 2014
Ross Wilson (yeni ABD Maslahatgüzarı)

Erdoğan’ın Zaferi Türkiye’de kutuplaşmayı ve ABD ile gerginliği artıracak!
Türk muhalefeti bir mesaj ve bir lider etrafında birleşemedi…


Recep Tayyip Erdoğan’ın beklendiği gibi Türkiye Cumhurbaşkanı seçilmesi, en azından yakın gelecekte, Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde ve ABD Türkiye ilişkilerinde bir değişiklik getirmeyecek.

En azından yedi yıldır süren ve gittikçe Türk siyasetinde daha baskın bir duruma gelen kutuplaşma devam ediyor. Bir cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası birleştirici olabilirdi fakat daha da bölücü olarak bu kutuplaşmaya katkıda bulundu. Nitekim Erdoğan, bölünme siyasetinden memnun gibiydi; bu kesinlikle onun için bir siyasi kazanç oldu.

Bu kutuplaşmanın bir başka sebebi de muhalefet partilerinin Erdoğan’a meydan okuyacak etkili bir çabadan yoksun olmalarıydı. Erdoğan’ın karşısına fazla tanınmayan, kendilerinin de benimsemedikleri, yaşlı İslam akademisyeni, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu koydular. Türk siyasetinde marjinal kalarak pek bir iş yapamayacaklarını becerisizlikleriyle gösterdiler. Ülkedeki bu kutuplaşma, Erdoğan karşıtı politik güçlerin kendilerini modernize edip etkili bir mesaj ve yeni bir lider etrafında, ülkenin kentsel işçi sınıfını birleştirme için bir yol bulana kadar bitmeyecek.

Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı sarayına taşınması Türk politikasında, önemli bir değişiklik yaratmayacak. Kutuplaşmaya rağmen en az %52’si, belki daha da fazlası, görülmemiş refah ve milyonlarca Türk vatandaşına siyasi katılımcılık getirdiğine inandıkları ekonomik ve toplumsal düzenin devamını istiyorlar. Erdoğan’ın siyaset alanındaki baskısı ve kabalığı ülkenin bir simgesi olarak kalacak. Türkiye’de özgürlükler için endişe eden pek çok kişi endişe etmeye devam edecekler; herhalde yakın zamanda daha da kötü (veya iyi) olmayacak.

Türkiye'nin uluslararası rolü de değişmeyecektir. Birbirine zıt, bazen yapıcı ve devlet adamlığına yakışır bazen tahrik edici veya daha da kötü davranışlarla devam edecek. Birbirine aykırı düşen ulusal ve kişisel etkenler, örneğin İsrail-Filistin ve bölgesel Kürt sorunları, Türkiye’nin olayları ve eğilimleri kendi çıkarları ve bölgesel istikrar için etken bir şekilde yönlendirmesine engel olacaktır. Bu istenen bir şey değil.

İstenmeyen diğer bir şey de ABD Türkiye ilişkilerindeki soğukluk. Erdoğan, güttüğü siyaset, davranış ve konuşmalarının, ülkesini Washington gözünde ne kadar zarara soktuğunun farkında değil. Başkan Obama ABD’nin bölgedeki çıkarları için Türkiye’nin önemine değer veriyorsa da artık Erdoğan ile uğraşmaktan bıkmış durumda. Erdoğan’ın Türkiye cumhurbaşkanlığına seçilmesinin temel sonucu, iyi de olsa, kötü de olsa süreklilik olarak görünse de gelecek o kadar belirli değil.

İzlenmesi gerekenler:

Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak, bu makamın yetkilerinin çok üstünde bir siyaset yürütme hevesi ülkenin parlamenter sistemi ile nasıl uyuşacak? Tabii ki iktidardaki AKP, liderini takip edecek fakat AKP iktidarının ilk günlerine kıyasla, bürokrasinin kuralları ve kişisel hırslar siyasetin çok daha güçlü belirleyicileri olacak.

Erdoğan kimi seçecek başbakan yapmak için, ve açıkça siyasi bir kimlik taşıyan cumhurbaşkanının desteklediği bu kişi, gelecek genel seçime kadar iktidarı etken bir şekilde kullanabilecek mi? AK Parti her zaman bir koalisyon idi ve Erdoğan dışında, onu bir arada tutanlar şimdi sayıca azaldı. Burada da, kişisel rekabetler ve beklenmedik olaylar önemli olacaktır. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına geçmesiyle doğacak siyasi kaymaları önlemek ve belirsizliği azaltmak için Temmuz 2015 için planlanan genel seçim öne alınabilir.

Türk ekonomisine ne olacak? 2013 yılının ortalarında Gezi Parkı olayları ve yılsonundaki yolsuzluk suçlamalarının vuku bulduğu zor bir dönemden sonra yatırım, iş sahasındaki faaliyetler ve büyüme son on yılda olduğu gibi devam edegeldi. Ama enflasyon tekrar yükseliyor, bölgesel ve küresel gelişmeler Türkiye’nin yabancı sermayeye bağımlı ekonomisini yeniden mercek altına koyabilir; ülkenin büyüyen refah seviyesinde bir kesinti önemli siyasi sonuçlar doğurabilir. Ekonomi politikadaki süreklilik Türkiye’nin ekonomik motorunu çalışır durumda tutmak için yeterli olmayabilir.

Türkiye ABD için önemli olmaya devam edecektir. Erdoğan, ABD Türkiye ilişkilerinde bazen iyi bazen de çelişkili de olsa önemli bir rol oynamaya devam edecektir. Bölgesel olaylar çarpıcı ve belki de tehdit edici şekilde sürecektir.
Her ne hal ise, Washington Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanı ile anlaşma ve ilişki kurmanın yollarını bulmak zorundadır.

Türkiye eski ABD büyükelçisi Ross Wilson Atlantik Konseyi'nde Dinu Patriciu Avrasya Merkezi’nin kıdemli bir üyesidir.

© 2014 Atlantic Council.

Kaynak:
http://www.atlanticcouncil.org/blogs/new-atlanticist/erdogan-victory-will-extend-turkey-s-polarization-tension-with-us
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x