Ergenekon ve ABD - 1
Mehmet Altan, bilinen bir gerçeği, AKP saflarında bir liberal yazar ve İkinci Cumhuriyetçi olarak dile getirdi. Vatan gazetesinde yayımlanan söyleşide, özetle dedi ki...
AKPye kalsa Ergenekon kapanır... AKPyi aşan bir irade var Ergenekonun peşinde.. AKP ile askerin anlaşmasını önleyen başka bir irade devrede... AKPnin de onayı var.. Dünya sistemi Ergenekonu tasfiye ederek Türkiyeyi tedavi ediyor.. Ama bunu kendi kendimize yapmamızı istiyorlar.. Burada NATO ve ABDnin istemediği hiçbir darbe olmaz...
Altan haklıdır. AKP tek başına, kendi iradesiyle bu operasyonu bu boyutlarıyla gerçekleştiremezdi. Dayandığı veya ona bu rolü veren dış güçlerin, özetle ABDnin ve tali olarak da ABnin varlığı, operasyonu sürdürmesinde baş etken. Ergenekon olayını iyice anlamak için bunu açmalıyız.
***
Ergenekonun iki yönü var. Birincisi, darbe olasılığı şüphelerini tasfiye... İkincisi de, TSKnin bir güç olarak devreden çıkartılması. Aslında, Ergenekonun esas amacı tek: TSKyi bir siyasi güç olarak tasfiye. İstenseydi, Gladyo, Ordu içindeki darbe şüphelileri vb. sessiz sedasız da tasfiye edilebilirdi. Pek çok ülkede, örneğin Gladyo tasfiyesi böyle oldu.
Ergenekonun, görev alanından saparak, aynı zamanda iktidar muhalifi çevrelere yönelik bir susturma operasyonuna da dönüşmesini nasıl açıklayacağız?
Burada bir taşla birkaç kuş vurma oyunu var.
Ergenekon davasının teslim edildiği yerli güçler, bu fırsatı, kendi iktidarlarını pekiştirmek için yoğun olarak kullanıyor.
Kim bu yerli güçler? Öncelikle şüphesiz ki Fetocular. Fetocuların ana karargâhı nerede? ABDde. Bu güç orada kollanıyor ve besleniyor. ABDnin bu güçlere stratejik ve taktik olarak geniş ölçüde yardımcı olduğu da açık...
Başka? Tabii ki iktidar. AKP, TSKnin de bu arada bir oyuncu olarak tamamen tasfiye edilmesini, kendi stratejik yönelişleri ve iktidarını mutlaklaştırmak için çok önemli görüyor. Erdoğanı savcı kılan güç, ABD. Sık sık kararlılık borusunu öttürmesinin nedeni bu.
***
Can alıcı soru şu: ABD neden eski müttefiki, 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde kader birliği yaptığı TSKyi şimdi gözden çıkartıyor? İnsan hak ve özgürlükleri gibi ulvi idealler uğruna mı?
Bu operasyon Bush döneminde başladı. Bush, Yeni Muhafazakârların en saldırgan iktidarını temsil etmekteydi. Bush, özgürlüklerin ve insan haklarının en büyük düşmanlarından biri olarak tescillidir. Irak, yalan ve dolanla işgal edildi ve 1 milyon Iraklı öldü! Dünyada Amerikan Yüzyılı projesini ortaya Bush ve ekibi attı.
Bu bir yüzyıl sürecek bir Roma İmparatorluğu benzeri bir mutlak egemenliğin hayaliydi! Bu projenin sahipleri, zamanın ruhunu asla anlayamayan, veya anlayıp da eyvah iktidarı kaçırıyoruz.. diye son bir hamle yapan, zeki gibi görünen politik kesimleri temsil ediyordu...
***
Peki neden TSKyi devre dışı bırakmak istediler?
Bu soruya iki yanıt verebiliriz...
Birincisi, dünyada gelişim; ekonomik ve sosyal küreselleşme, artık askeri güçlere dayanarak iktidar olmayı; askeri güçleri kullanarak eskinin hegemonya anlayışlarını gerçekleştirmeyi pek mümkün kılmıyor. Irak da aslında, bu eski politikanın son örneği olarak tarihte yerini alacaktır!
Çok özel koşullar oluşmadıkça, bu özel koşullar üzerinde dünyaca bir ortak irade, bir mutabakat sağlanmadıkça, artık ikinci bir Irak olayını bu dünya, bu ekonomi, ne kaldırır ne de buna fırsat verir...
Unutmayalım ki, Irakın işgali, hem ekonomik hem de siyasi ve sosyal olarak, ABD hükümetini çökertmiştir...
ABDnin artık askeri güçlerle ittifak ederek, kendi menfaatlarını koruma dönemi, esas olarak sona ermiştir. (Geçiş döneminde her zaman istisna yaşanabilir!)
İkincisi ise, TSKnin yapısındaki gelişmeyle ilgilidir.. yarın...
CUMHURİYET, Orhan BURSALI, 26 Nisan 2009