ERGENEKON
Bu, Ergenekon efsanesini canlandırmaktan ziyade Ankara şahikasında doğan güneşin büyüklüğünü ve eşsizliğini tarih çerçevesi içinde göstermek Ergenekon'dan Ankara'yı görmek için yazılmış ve 27 Birincikânun Gazi gününde Ankara Halkevi sahnesinde temsil edilmiştir.(Sahne:Karanlık, kayalık bir mağarayı gösterir. Köşede bir demirci ateşi. Bir yanda demiri dövmekten yeni kalkmış bir demirci, öte yanda yere uzanmış. (bir ozan.biri söylerken öbürü dinleyici vaziyette kalır.)
OZAN - GÖNLÜMÜN yaylasında meleye dursun kuzum
Diyelim. "Her zamanki Efendin Türk'ü tanı!..
Türk örnektir Tanrının her pürüzsüz huyuna;
Dünya, yaratılmıştır Türk'ün yüzü suyuna.
Biz seninle geçmişe dalalım gel kopuzum..
Yelelerinden tutup tarih denen aslanı;
Türk kalbinden geçti ilk Tanrıların kanları;
Öbür ırklar sürüyken Türklerdi çobanları!
Göğsümüzün ininde gönlümüz BİR KURT GİBİ;
Bağrımız delik deşik, parçalanmış bir yurt gibi...
HEY BOZKURT, BÖRTEÇENE, TANRISI MÜJDELERİN!
Bir sesin gelsin de tek...gelsin içinden yerin...
Kurt olmazsan da görün güneşle gök yerine!
Güneşi başına al, gökü koy gözlerine!
Güneş başlı, gök yüzlü bir insan diye belir!
Bu dört yanı tutuşmuş ve çiğnenmiş yurda gir...
(Ozan'a dönüp sesini değiştirerek)
Git,sunma ıstırabı!gönlüm, karmakarışık..
(bir müddet sükût, köşede BOZKURT'UN GÖZLERİ ve sonra ağzı parlar, kendi görünür ve kaybolur.)
Bir çift yıldız mı düştü?Bir çift kudretli ışık!
Yeşil bahar açıyor içimdeki karakış:
Bir ışık, bir çift ışık..iki göz!iki bakış!
Müjde, Ozan! müjde Türk! Öncümüz belirdi, bak!
Milletin iradesi bu kılığa girdi, bak,
Gün gelecek bir insan kılığına girecek!.
Türk, şimdi, eritecek, kıracak,
devirecek!..
Bu kurt girdi bu yere muhakkak bir delikten;
Dağlar demirden olsun, irademiz çelikten.
(İlerler, Ozan'a sevinçle döner)
Bu kovuktan süzüldü, yaylalar aşmakta kurt!
Bu kovuktan bizlere görünecek bütün yurt!..
(Çekicini taşlara vurur; ateşini hızlandırır, sahneyi gürültü ve duman sarar.)
İNSANLIK MAHVOLURDU, daha kurtulmasaydın!
Koca Türk gözün aydın! yüce Türk gözün aydın..
Hey ufuklar açılın..Açıl, yalçın dağ, açıl!
Hey Türk! ışık ol gene, kara toprağa saçıl..
Dünya, murada erdin; dünya, yeşiller giyin!
Geliyor gene eski sahibin, eski beyin!
Hey esirler, mazlumlar, rahat bir nefes verin..
Nara Türk'ün narası, dağlar taşlar ses verin!..

(DUMAN, KARANLIK VE GÜRÜLTÜ ARASINDA DEVRİLDİĞİ GÖRÜNEN KAYA DEKORLARI KALKAR,YEŞİL BİR OVA PASAJINDAN ANKARA KALESİ DEKORU GÖRÜNÜR; İKİ TEPE ARASINDA GAZİ'NİN RESMİ BİR GÜNEŞ GİBİ AKSETTİRİLMİŞTİR.Demirci iki yanda dekorun gölgeleri içinde heyula gibi yarı saklı duran seymenlere haykırır)
Bu güneş doğdu artık gönlümüzün yasına;
Dünyayı çevirelim bir şölen sofrasına!..
BEHÇET KEMAL
(Ülkü dergisi, Şubat 1933,s.14-15-16-17)
Ankara 1933'te güneşin varolduğu yıllarda böyleydi. Ama 1920'de Kurtuluş Savaşı yıllarında bize bu günleri anlatan şu olay yaşanıyordu.
25 HAZİRAN 1920
TÜRK direnişi Fransız parlamentotosunda;
M.Dadalier,
YURTLARINI SAVUNAN TÜRKLERİN "İSYANCI" adıyla kurşuna dizildiğini söyledi. Bazı mebuslar, TÜRKLERİ Ermenilerin katili olarak niteledi.Fransız Başbakanı Briand şöyle konuştu: "TÜRKİYE'Yİ ORTADAN KALDIRMAK MÜTTEFİKLERİN SAVAŞ HEDEFLERİNDEN BİRİ İDİ.TÜRKLERE KÂH YAŞAYACAKSIN, KÂH YAŞAMAYACAKSIN DERSEK BU ONLARDA YURTSEVERLİK!! DUYGUSU UYANDIRIR, ÇETECİLİK YAPARLAR. MUSTAFA KEMAL VE ÇETELERİNİN BİZİM ÜLKEMİZDEKİ BENZERLERİNE YURTSEVER DENİR!..Briand, Ermenilerin isteği üzerine askerî etki alanlarının hudutlarını Mersin ve İskenderun Körfezi'nin ötelerine götürdüklerini söyledi.(Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü,Cilt3,s 100)
NEFESİYLE!..
"Dünyanın geleceği bağımsız ülkelerin elindedir. Bugün dünyanın bağımsız ülkeler sıralamasında ülkemiz başı çekiyor.Dünya savaşlarından sonra kurulan büyük Yugoslavya federasyonu, emperyalistlerin emellerini Doğu Avrupanın ortasında kesmektedir. Ancak ülkemiz bir kristal küredir.Ben 'JOSİP BROZ TİTO', bu küreyi ellerimle tutarak değil alttan nefesimle üfleyerek havada tutuyorum.Umarım benim nefesim tükendiğinde hemen birisi gelir ve bu görevi devralır.Yoksa kristal küre yere düşer ve tuz buz olur. İşte o zaman dünyanın kaderinin korunması başka bağımsız ülkelere kalır. ANADOLU'DA 'KEMALİSTLER'LER TARAFINDAN KURULAN DEVLETİN TEMELİ BAĞIMSIZLIKTIR! BU YÜZDEN ANADOLU DÜNYANIN KADERİNİ KURTARMA GÖREVİNİ OMUZLARINA ALIR... "
BİR EMPERYALİST "MUSTAFA KEMAL VE ÇETELERİNİN BİZİM ÜLKEMİZDEKİ BENZERLERİNE YURTSEVER DENİR" DİYOR.
BİR YURTSEVER İSE "'KEMALİSTLER'LER TARAFINDAN KURULAN DEVLETİN TEMELİ BAĞIMSIZLIKTIR! BU YÜZDEN ANADOLU DÜNYANIN KADERİNİ KURTARMA GÖREVİNİ OMUZLARINA ALIR... "
Eray ALP
Toplumsal Haber
11 Mart 2009
http://www.toplumsalhaber.com/haberoku.php?id=145206

Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan, halkını esir eden içerideki cephenin suskunluğudur.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK