
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'nun telefon dinlemeleri ve teknik takipleri düzenleyen yönetmeliğin iptali ile ilgili olarak aldığı karar, başta Ergenekon olmak üzere birçok önemli davanın delilleri ile ilgili soru işareti yarattı.
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, kamuoyunda telekulak olarak bilinen uygulamanın yönetmelikle düzenlenmesinin iptali amacıyla Danıştay'da dava açmıştı.
Açılan bu davanın ardından Danıştay 10. Dairesi 14 Ocak 2007'de yayınlanan yönetmeliğin bazı hükümlerinin yürütmesinin durdurulması talebini iptal etmiş, bazılarının ise yürütmesini durdurmuştu.
Bunun üzerine Adalet Bakanlığı konuyu üst makam olan Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu'na götürmüştü.
ADALET BAKANLIĞI'NA RET
İşte bugün alınan kararda üst mahkeme Adalet Bakanlığı'nın itiraz gerekçelerini yerinde görmedi ve reddetti.
Genel Kurul, ret gerekçesinde ise Anayasa ile verilen kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığını korunması, özel hayatın gizliliğinin korunması, haberleşme hürriyeti ve düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti konularında yapılacak denetim faaliyetlerinin yönetmelik değil, yasayla yapılması gerektiğini belirtti.
Bu kararın en önemli özelliği, bundan sonra yapılacak olan dinleme ve teknik takip ile ilgili uygulamaların düzenlenmesinin yanında, geçmişte yapılan teknik takip ve dinlemelerin de delil niteliğini yitirecek olması.
DELİL NİTELİĞİ BİTİYOR
Yönetmeliğin çıkarıldığı 14 Ocak 2007 tarihinden bu yana, bu yönetmeliğe dayanarak yapılmış tüm dinlemeler ile elde edilen bilgi ve belgeler delil niteliğini yitirmiş olacak.
Mahkemeler alacakları kararlarda resen bu delilleri geçersiz saymak durumunda bulunacak. Mahkemelerin kararlarını dayandırdıkları delillerin hukuka uygun koşullarda toplanmış olması gerekiyor.
Bu bağlamda, Ergenekon davası kapsamında oluşturulan iddianamesinin çok önemli bir kısmı teknik takip ve dinlemeden oluşan Ergenekon davasında bu yönetmeliğe dayanarak yapılan dinlemeler de delil niteliğini yitirmiş olacak.
Peki bu konuyla ilgili olarak hukukçular neler söylüyor?
İşte Gazeteport'a konuyla ilgili görüşlerini aktaran hukukçular ve yorumları:
KÖKSAL BAYRAKTAR-
YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ HUKUK
FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ
Ergenekon iddianamesinde delil olarak kullanılan dinlemelerin bir kısmı hukuken doğru olduğu şekliyle bir Asliye Ceza Hakimi, Sulh Ceza Hakimi veya Ağır Ceza Mahkemelerinde yetkilendirilmiş veya nöbetçi hakim tarafından verilen izinlerle gerçekleşmiş durumda ama önemli bir kısmı da Danıştayın iptal ettiği Adalet Bakanlığı yönetmeliği temelinde yapılmış. Ergenekon iddianamesinde Danıştayın iptal ettiği bu yönetmelik çerçevesinde yapılmış olan dinlemeler hukuken geçerli değildir. Benim kanaatim bu yöndedir. Ergenekon davasında tutuklu olanların avukatları da bundan sonra savunmalarında Danıştayın bu kararına atıfta bulunarak savunma yapacaklardır, böyle tahmin ediyorum. Ama tabii hukukta mutlaklar yoktur. Hakimler başka türlü bir mülahazada da bulunabilirler. Ancak Danıştayın kararı verildiği andan itibaren geçerlidir ve iptal edilen hükümler çerçevesinde yapılmaya devam edilecek dinlemeler hukuken geçerli delil olarak sayılmayacaktır.
ÖZDEMİR ÖZOK
BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANI
Telefon dinlemeleri hukukta istisnai olarak kullanılması gereken bir yöntem olmakla beraber, bilhassa da organize ve dirençli mafya ve terör örgütlerinin takibi hallerinde bazen lüzumludur. Ve, usule ve hukuka uygun olarak yapılan dinlemeler elbette delil olarak geçerlidir. Ancak Ergenekon davasında durum farklıdır. İnsanların birbirleri ile şakalaşmaları dahi dinlenmiş ve dinlemeler istisnai bir delil toplama yönetmi olmaktan çıkarak, doğal bir olaymış muamelesi görmüştür. Danıştayın bu tür hukuk dışı dinlemelere imkan veren yönetmeliğin bazı hükümlerini iptal etmesiyle Ergenekon dosyasında bu yöntemlerle yapılmış dinlemeler hukuki geçerliliğini yitirmiştir ve Danıştayın bu kararından sonra, iptal edilen hükümlerle hukuki sayılabilecek dinlemeler yapılması mümkün değildir..
EROL CİHAN
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
Danıştay söz konusu yönetmeliğin tamamını değil, bazı hükümlerini iptal etti. İptal edilen hükümler çerçevesinde şu ana kadar yapılan ve dosyaya delil olarak giren deliller hukuken geçerli değildir. Bundan sonra da bu hükümlerle dinleme yapılırsa, hukuken geçerli sayılmaz. Danıştayın kararının gerekçesi çok önemlidir,gerekçeyi gördükten sonra bundan sonrasında Adalet Bakanlığının dinleme yönetmelikleri konusundaki sınırlarını daha iyi görebileceğiz.
Kaynak