Ergenekon haberlerini basına sızdıran savcı Zekeriya Öz'müş

Genel & Güncel Konular

Ergenekon haberlerini basına sızdıran savcı Zekeriya Öz'müş

İletigönderen Çetin Taş » Çrş Tem 16, 2008 18:08

Kim kirletti?

ŞİMDİ de başımıza "Agarta" çıktı. Soruşturunca öğrendik ki, Agarta, Ergenekon’un asıl adı imiş. Meğer 600 yıllık geçmişi olan bir tür "tarikat"mış.

Ek bilgiye göre de bu tarikat Mu ve Atlantis’ten göç eden bilim rahiplerince kurulmuşmuş.

Tarikat mensupları, sonradan gizlenme gereği görüp, dağ ve mağara içlerine çekilmişler. Ama orada boş durmamışlar. Yeraltında şehirler kurmuşlar, tünellerle Asya’dan (muhtemelen Tibet civarından) Kuzey Kutbu’na kadar yeraltından gidebilmişler.

Masalın gerisini bugünkü Hürriyet’te de okursunuz ama biz kısaca devam edelim:

Agarta’lar zamanı gelince yeraltından dışarı çıkacaklarmış ve liderleri de yeryüzündeki kötülüğü yenecekmiş.

Eğer vaktiniz bol ve gönlünüz eğlenmeye açıksa sermaye bol!

Ama işin bu yarı şaka kısmının dışında bir de ciddi boyutu var: Önceki gün İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin bir basın toplantısında özetle "Ergenekon (pardon Agarta) iddianamesinin içeriğini açıklamanın yasalara göre mümkün olmadığını o nedenle sadece şekli sayılabilecek tarafları hakkında bilgi vereceğini" söyledi değil mi?

Nitekim Sayın Engin’in açıklamasında ne "Agarta" vardı ne "Magarta"!

Ama dünkü gazeteleri açınca gördük ki, İddianame bu "Agarta Efsanesi" üzerine kurulmuş. Dahası... Agarta denen meş’um çete 20 ayrı hücre (veya departman) esasına göre örgütlenmişmiş. İsmet ve Dilovası kod isimli gizli tanıkların beyanları Türkiye’yi sarsacakmış. Bitmedi... "Örgütün eylemleri 12 Mart 1995 tarihinde İstanbul’un Gazi Mahallesi’nde daha çok Alevi yurttaşlarımızın devam ettiği 3 kahvehanenin otomatik silahlarla taranması sonucu 22 kişinin ölümüne, 155 kişinin yaralanmasına yol açan Gazi Olaylarına kadar" uzanıyormuş.

Bu gidişle 6-7 Eylül 1955 tarihli meşhur "6/7 Eylül olaylarını" veya "31 Mart (1909) olaylarını" da 600 yıllık geçmişi olan Agarta’lar yaptı denirse galiba şaşmayacağız.

Ama asıl önemlisi, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın "İddianame hakkında bilgi verilmesi yasak" demesi ve kaynağı belli olmayan haberler nedeniyle "örneğine çok az rastlanan yoğunlukta" bir bilgi kirliliğinin yaşandığından şikayet etmesi ardından birilerinin bu uyarıyı hiç ciddiye almayıp aynı tür haberleri medyaya sızdırmasıdır.

Sorunca öğrendik ki İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın uyarısını dinlemeyip bu haberleri veren bizzat Agarta davası Savcısı Zekeriya Öz imiş. Muhabirleri iki grup halinde makamında kabul etmiş ve bir kısmını yukarıda özetlediğimiz bilgileri o vermiş.

Bundan anlaşılıyor ki iki-üç aydır yaşadığımız bilgi kirliliği ve pek çoğu uydurma haberle dolu furyanın ardında da ya Zekeriya Öz’ün kendisi vardı veya medya onun bilgi ve onayı ile bu kampanyayı yürüttü.

Şimdi anlıyor musunuz birkaç gün önce CNN Türk’te konuşurken "Gizliliğe uyarsanız, bilgi kirlenmesini de önlemiş olursunuz. Bir takım belgeler medyada yayınlanır ise, gizlilik olayı ortadan kaldırılırsa bu soruşturmanın selametinden, güvenilirliğinden bahsetmek mümkün olmaz" diyen Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun ne demek istediğini?


Oktay Ekşi-16.07.2008
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/944 ... 1&sz=47670
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Ergenekon oldu AGARTA

İletigönderen Çetin Taş » Çrş Tem 16, 2008 18:17

Ergenekon oldu, AGARTA


BİZİM savcılar yıllardır birlikte yatıp, birlikte kalktığımız "Ergenekon" örgütünün adını bir günde "Agarta"ya döndürüverdiler.

Savcılar adını ne koyarlarsa koysunlar, soruşturma tam bir kara mizaha dönüştü.

İş o kadar dallanıp budaklandırıldı ki herkesi dehşetli bir korku sardı.

Bu korku, döndü dolaştı, iktidar partisini bile vurdu.

Baksanıza ters bir rüzgár esse Başbakan evinden dışarı çıkamıyor.

Programı gizleniyor, hatta gazetecilere yanlış bilgi veriliyor.

Başbakan’ın cuma namazını kılmak için gittiği caminin kubbelerine bile keskin nişancılar yerleştiriliyor.

Yurtdışında da böyle.

Başbakan nereye giderse partisinin kapatılmasını önlemek için yabancı devlet adamlarından destek arıyor.

Örneğin Paris’e gitmeden önce Egemen Bağış’ı yollayıp devlet başkanlarına partisinin kapatılmaması için mesajlar vermelerini sağlamak amacıyla kulis yaptırıyor.

* * *

Bu kulislere Avrupa’daki Milli Görüş Teşkilatı yanlısı kuruluşlar, işadamları ve özel olarak görevlendirilen kişiler bütün güçleriyle katılıyor.

Erdoğan’ın Akdeniz Zirvesi toplantıları sırasında bir araya geldiği liderlerle yaptığı görüşmelerde tercümanlığı Egemen Bağış’ın üstlendiğini zirveyi izleyen meslektaşlardan öğreniyoruz.

Kapatma davası ile ilgili olarak kulis yapmaya zorlanan Avrupa’daki bazı Türk işadamları isyan etme noktasına çoktan gelmişler.

Bir işadamı gazetecilere şöyle dert yanıyor:

"Bu kadarı da fazla, kendi devletimiz aleyhinde açıklama yaptırmak istiyorlar, bunu yapamayacağımı söyledim."

AKP’nin bu korkusu, bu endişesi niye?

* * *

Bence yaşadığımız anormalliği en iyi özetleyen haber dünkü Posta’daydı.

Haber şöyle:

"Şovmen Ata Demirer, Ergenekon olayından sonra annesi Ayten Kaçar’ın kendisini telefonla arayıp uyardığını söyledi. Ata’nın söylediğine göre anne Ayten Kaçar oğluna ’Gösterinde birkaç siyasi espri var ya oğlum, ne olur onları şovundan çıkar. Bak etraf çok tehlikeli başına bir iş gelmesin’ demiş. Ata ’Annem Ergenekon’dan öyle korktu ki, espriler yüzünden başıma bir iş gelmesin diye sürekli uyarıp duruyor’ diyor."

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin dün yaptığı açıklamada yasalar izin vermediği için iddianamenin içeriğine değinemedi.

Ama soruşturmadan sorumlu olan savcı Zekeriya Öz gazetecilere iddianamenin en önemli bölümlerini açıkladı.

Bu nasıl iştir?

Başsavcı yasaya uyuyor, savcı ise yasa masa dinlemiyor.

Bakalım başsavcının tutumu ne olacak?

İddianame henüz açıklanmadı ama savcının verdiği bilgilere göre Türkiye’de yıllardan beri eylem koyan hemen hemen bütün örgütler ve işledikleri suçlar iddianameye sokulmuş.

Belli ki savcılar örgütün kökenini 600 yıl önceye dayandıracak kadar işi abartmışlar.

Aylardan beri darbe örgütü diye sunulan Ergenekon son anda terör örgütü olarak tanımlandı.

Bir sürpriz de Özden Örnek Paşa’nın "Bana ait değil" dediği ama bir türlü anlatamadığı "Darbe Günlükleri"nin iddianamede olmaması.

Sanırım Savcı Zekeriya Öz bugüne kadar pek önemsemediği, ciddiye almadığı "Darbe Günlükleri"ni iki paşayı suçlayabilmek için saklıyor olabilir.

Tufan Türenç
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/944 ... yazarid=39
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x