Ergenekon savcıları yargılanabilir!..

Genel & Güncel Konular

Ergenekon savcıları yargılanabilir!..

İletigönderen tuba » Cum Ağu 08, 2008 18:24

Ergenekon savcılarına şok

Ergenekon davasının ek klasörlerine, ‘’Galip’’ adlı gizli tanığın açık isim ve kimlik bilgilerinin konulması yeni bir tartışma yarattı. Tanık koruma yasası, gizli tanığı deşifre edenlere 4 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor. Ergenekon davasının 3 savcısı da gizli tanığı deşifre etmekten yargılanabilir.

ANKARA- Ergenekon davasının ek klasörlerine ‘’Galip’’ adlı gizli tanığın açık isim ve kimlik bilgileri konularak deşifre edilmesi, yeni bir tartışma yarattı. Tanık koruma yasası, gizli tanığı deşifre edenlere, 4 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor. Yasa bu suçu işleyen kamu görevlilerinin, Memurin Muhakemat kanununa ve izne tabi olmadan 1-4 yıl arasında yargılanmalarını da öngörüyor. Böylelikle gizli tanığı deşifre eden 3 Ergenekon savcısının da yargılanmaları gündeme gelebilecek.

5 Temmuz 2008 günü yürürlüğe giren Tanık Koruma yasasının 20’inci maddesi ‘’Bu Kanunun uygulanması nedeniyle öğrendikleri bilgi ve belgeleri açıklayan, yayınlayan veya her ne şekilde olursa olsun başkalarının bu bilgi ve belgeleri edinmesini ya da erişimini kolaylaştıranlar fiil başka bir suç oluştursa bile ayrıca, Türk Ceza Kanununun 258 inci maddesi hükmüne göre cezalandırılır.’’ hükmünü taşıyor. TCK’nın 258’inci maddesinde de ‘’’Görevi nedeniyle kendisine verilen veya aynı nedenle bilgi edindiği ve gizli kalması gereken belgeleri, kararları ve emirleri ve diğer tebligatı açıklayan veya yayınlayan veya ne suretle olursa olsun başkalarının bilgi edinmesini kolaylaştıran kamu görevlisine, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası verilir.’’ deniliyor Tanık Koruma yasası ayrıca ‘’Bu kanunda belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket edenler ile bu maddede sayılan fiilleri işleyenler hakkında müsteşarlar, valiler ve kaymakamlar hariç olmak üzere, 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanmaz’’ ibaresi de bulunuyor.

ASKERİ ATAŞEYİ ANLATTI

Ergenekon soruşturmasında, ‘’Galip’’ kod adı verilerek ‘’Gizli Tanık’’ statüsüne alının kişinin, açık kimlik bilgilerinin savcılar tarafından yanlışlıkla dosyanın eklerine konulduğu ortaya çıkmıştı. Böylelikle ‘’Gizli tanık Galip’’ adıyla dosyada yer alan kişinin, PKK üyesi H.B olduğu belirlendi. Abdullah Öcalan gibi Halfeti’nin Ömerli köyü doğumlu olan bu kişinin, 2005’de Almanya’da tutuklanıp Türkiye’ye iade edildiği ve ağabeyinin de, Suriye’de Abdullah Öcalan ile birlikte aynı evde kaldığı belirlendi.

Ergenekon soruşturması sırasında Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığına bir yazı yazılarak, Gaziantep Cezaevi'nde bulunan H.B’nin PKK eylemleri ve Öcalan’ın Şam‘daki faaliyetleri konusunda ’Gizli Tanık’’ sıfatıyla dinlenmesi istendi. Bunun üzerine ifadesi alındı ve bu ifade İstanbul’a gönderildi. Gizli tanık daha sonra Ergenekon sanıklarının kaldığı Kandıra Cezaevine nakledildi. Kimliği ortaya çıkan PKK’lı, ‘’Galip’’ kod adı ile verdiği ifadede de şunları anlatıyor:

12 EYLÜL’DEN HABERLERİ VARDI: 1980 ihtilali öncesinde Abdullah ÖCALAN'ı, Suruçlu Ethem AKÇAN'ın Suriye Halep'e çıkardığını örgütün ihtilal öncesi bir bülten yayınlayıp ihtilali adeta haber verdiğini, örgütün ihtilali nasıl öğrenmiş olduğunun karanlık bir nokta olarak kaldığını…

MUMCU NEDEN ÖLDÜRÜLDÜ ?:"Örgütte Pilot Necati olarak bilinen şahsın, Ağn’lı olduğunu, Abdullah ÖCALAN'ın kendisine, pilot Necati’nin devletin adamı olduğunu kendisinin kontrol etmek üzere görevlendirildiğini, Pilot Necati'nin Abdullah ÖCALAN'a üstü kapalı olarak "sen bir kuşsun istediğimiz zaman seni pişirip yeriz" dediğini, Pilot Necati'nin bir uçak kazasında öldüğünü, Uğur MUMCU öldürüldükten sonra Abdullah ÖCALAN'ın, Uğur MUMCU'nun kendisinin pilot Necati ve Kesire YILDIRIM ile olan ilişkisini araştırdığını ve bunu ortaya çıkartacağı için öldürüldüğünü söylediğini,

ASKERİ ATAŞE: 1993 yılında Abdullah ÖCALAN'ın Suriye Şam şehri Kızılay hastanesi yakınlarında (Hilalahmer) denilen bölgede Hasan BİNDAL tarafından kiralanmış olan bir apartmanın onuncu katında zaman zaman kaldığını, yanındakilerle birlikte, daireye çıkmak için asansöre bindiğinde asansörde bir kişinin daha olduğunu, bu şahsın dokuzuncu katta indiğini, Abdullah ÖCALAN'ın bu şahsın Türkiye Askeri Ataşesi olduğunu söylediğini….

ÖZAL’IN ÖLÜMÜ : 1993 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL'm PKK'nın dağdan inmesi için projeler ürettiğini, PKK'nın dağdan inmesi ve kardeşlik ortamının oluşması amacıyla yapmış olduğu girişim çalışmalarının örgütte çok olumlu karşılandığını, ancak 1993 yılı Nisan ayında ÖZAL'ın öldüğünü ve akabinde Bingöl de 33 askerin PKK tarafından vurularak öldürüldüğünü, bu eylemle birlikte yeşeren umutların tamamen kaybolduğunu, PKK'nın tek taraflı ateşkes sürecinde olduğu, devletin çözüm arayışlarına girdiği bu dönemde, PKK içerisinde bir grubun bu eylemi gerçekleştirmesine anlam veremediğini….


[img]http://img247.imageshack.us/img247/2488/gazeteportsmallhy2.gif[/img]
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen maydonos » Cum Ağu 08, 2008 18:33

yargilanabilir yetmez yargilasinlar....zaten savci sirnlerdeki gargamel tiplemesine cok benziyor...tanridan tek dilegim bu iftiraci savciyi sirin baba yargilasin ...
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Çetin Taş » Cum Ağu 08, 2008 19:55

Haber konusu yargılanabilmek ayrı bir durum.Ama bu devlete onlarca yıl şerefle hizmet etmiş ve KEMALİST DEVRİM savunucu olduklarını her fırsatta eylemleri ile ispatlamış olan generaller,parti genel başkanı,gazeteciler,yazarlar,öğretim görevlileri hem de TERÖRİST olmak iddianamesi ile yargılanabiliyorlar da bu savcılarımız neden yargılanamasınlar?
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Neden Cumhuriyet Savcısı

İletigönderen önder kadan » Cmt Ağu 09, 2008 8:51

Bilmiyordum öğrendim, siz biliyor muydunuz?
___

Lozan'da doktora yaptıktan sonra Atatürk tarafından "Hukuk Reformu yapmakla" görevlendirilen Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt, savcılar için "Cumhuriyet Savcısı" unvanının isim babasıdır.

Ata'nın huzurunda "Hukuk Reformu" için fikir fırtınası yapılırken, Bozkurt çok tepki alır ve sıkıştırılır:
"Neden sadece savcılara Cumhuriyet Savcısı deniliyor? Cumhuriyet Başbakanı, Cumhuriyet Bakanı, Cumhuriyet Müsteşarı, Cumhuriyet Valisi, Cumhuriyet Büyükelçisi olmuyor da, Neden Cumhuriyet Savcısı? Savcılara neden bu imtiyaz?"

Atatürk, Bozkurt'a "Ne diyorsun?" diye sorar. Bozkurt'un cevabı çok net olur:
"Çünkü öyle zaman olur ki, cumhuriyeti korumak için başbakandan, bakandan, müsteşardan, validen, büyükelçiden bile hesap sormak gerekebilir. İşte o hesabı soracak olan Cumhuriyet Savcısı'dır."

Atatürk, gülümseyerek hoşnut kaldığını belli eder. "Devam et Bozkurt" der.

Cumhuriyet Savcısının bu cumhuriyeti korumak ve kollamak yetkisi hukuk reformuna ve Atatürk'ün yorumuna kadar uzanır. Bugün Cumhuriyet Başsavcısı üzerinde şimşekler çaktırılırken, bu anının bir kez daha yazılması gerekliydi.

Demek ki bazı cumhuriyet savcıları görevini başka ülkenin çıkarları için yapıyorsa yargılanmalıdır.

Kaynak
Kullanıcı küçük betizi
önder kadan
Üye
Üye
 
İletiler: 46
Kayıt: Çrş Tem 09, 2008 10:25
Konum: balıkesir


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x