Ergenekon Savcılarının Yeni Hedefi Vural Savaş mı?
İsmini açıklamak istemeyen bir polis memurundan ilginç bir mektup aldım. Mektupta şöyle deniyor:
“Ben, İstanbul Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli bir polis memuruyum.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evinde arama yapıldığı gün, sizin evinizde de arama yapılmasına karar verilmişti. Son anda vazgeçildi.
Sizi en yakından izleyen kişilerden biriyim. Tanıdığım en vatansever insanlardan birisiniz. Onun için bu mektubu yazıyorum.
Temmuz ayı içinde, Ankara’dan gelen arkadaşların iştirakiyle üst üste Beşiktaş Adliyesi’nde toplantılar yapıldı. Savcılar polislere, Vural Savaş’ın yazdıkları çok etkili oluyor; dördüncü iddianameye kadar onun hakkında da bir şeyler bulun talimatını verdiler.
Dikkatli olun”
***
Polis olduğunu söyleyen kişi mektubuna, 7 Ağustos 2009 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan, Mehmet Y. Yılmaz’ın “Gülene Dokunan Yanıyor” başlıklı yazısını eklemiş. Söz konusu yazıda şöyle deniyor:
Fethullahçı çetenin üzerine giden yazılar yazdığım için, benim adıma endişelenen arkadaşlarım var.
Bir tanesi üşenmemiş, ‘Fethullah Gülen’e bulaşanların’ başına neler geldiğinin bir listesini çıkarmış.
Birlikte okuyalım:
Ankara DGM Savcısı Nuh Mete Yüksel, Fethullah Gülen hakkında ‘Şeriat devleti kurmak için terör örgütü oluşturmak’ suçlaması ile dava açmıştı.
Savcı Yüksel’in bir kadın ile avukat bürosunda sevişme görüntüleri ortaya çıktı. Hakkında açılan soruşturma sonunda Yüksel’e kınama cezası verildi.
Fethullah Gülen’in ‘beraat’ kararını temyiz eden Ankara Cumhuriyet Savcısı Salim Demirci’nin, kararın Yargıtay’da onaylanmasının ardından kaseti çıktı ve internette yayınlandı.
Demirci’ye ait olduğu iddia edilen görüntü ve ses kayıtlarında, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘Türkiyelilik” çıkışı ve dönemin Diyarbakır Valisi, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala hakkında ağır sözler yer alıyor. Demirci de, Yüksel gibi özel yetkili savcılık görevinden alınıp düz savcı yapıldı.
Gazeteci yazar Ergün Poyraz, Fethullah Gülen hakkında DGM Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Poyraz hâlen Silivri Cezaevi’nde, Ergenekon Davası’ndan tutuklu bulunuyor.
ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer’e ait gizli çekilmiş video görüntüleri mahkemeye Gülen’in avukatları tarafından delil olarak sunulmuştu. Gülseven Yaşer de Ergenekon soruşturması kapsamında aranıyor.
Emniyetteki Fethullahçı çeteleşme ile ilgili raporlar hazırlayan Ankara Emniyet Müdürü ve yardımcılarının da disiplin cezalarına çarptırıldıklarını da ekleyelim.
Fethullah Gülen cemaatiyle ilgili önemli açıklamalar yapan eski cemaat mensuplarından bazıları da hâlen Ergenekon Davası nedeniyle Silivri Cezaevi’nde ikamet ediyor.
Korkutucu bir tablo gibi görünüyor elbette.
Fethullahçılara bulaşan kim varsa, gizli çekilmiş video ya da ses kasetleri ortaya çıkıveriyor.
Bunun bir tesadüf olduğunu düşünenlerin, gerçekten çok saf olması gerekiyor.”
***
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evinde arama yapıldığı gün, benim evimde de arama yapılmasının kararlaştırıldığı ve son anda verilen bir emirle vazgeçildiği bilgisi, en emin kaynaklardan bana daha önce iletildiği için, polis memurunun yazdıklarının doğruluğuna inanmama rağmen, makale mevzuu yapmayacaktım.
Ancak, Ergenekon savcıları 3 nolu iddianamenin ek klasörlerinden birine bir fotoğraf koymuşlar. Bu fotoğraf 21 Ağustos 2009 Star Gazetesi’nde “Kent Otel toplantılarına katılan isimlerin birlikte çektirdikleri fotoğraflar da ek klasöre girdi” alt yazısıyla; aynı tarihli Akşam Gazetesi’nde “Kent Otel hatırası” altyazısıyla yayınlandığı gibi; Samanyolu Televizyonu’nda bir suç delili imiş gibi yayınlandı.
***
1- Ankara dışındaki konferanslarımla aynı güne denk geldiği için, ben Kent Otel’de yapılan toplantıların hiçbirine katılmadım.
2- Söz konusu fotoğrafta yan yana dizilmiş yedi kişi var:
Sağ başta Bilgi Yayınevi sahibi Ahmet Tevfik Küflü, onun yanında Ankara’nın tanınmış tüccarlarından ve Ankaralılar Vakfı Başkanı Ayhan Sümer, sonra sırasıyla ben, Yekta Güngör Özden, Bener Cordan, Engin Aydın ve ismini hatırlayamadığım bir kişi daha…
3- Fotoğraf’ın Kent Otel’le ilgisi olmayan ağaçlıklı bir mekânda çekildiği anlaşılıyor. Ahmet Tevfik Küflü ve Ayhan Sümer’e sordum. Çekildiği mekânı hatırlayamadıklarını söylediler.
4- Resimde yer alanlardan Bener Cordan en uzun süre Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarlığı yapmış ve 16 Ağustos 2004 tarihinde hakkın rahmetine kavuşmuş bir kişi. Çok uzun süren bir hastalık süreci de geçirdiğinden, bu resmin en az sekiz yıl önce çekildiği anlaşılıyor. Yani AKP tek başına iktidar olmadan önce…
Görüyorsunuz (F) Tipi Örgüt ve Ergenekon savcıları ne çeşit delillerle, ülkemizin şerefli ve vatansever insanlarını suçlamaya kalkışıyorlar. Medya da buna alet ediliyor.
Bana karşı bazı polis görevlileri ve yargı mensuplarının saldırıları arttıkça, daha güçlendiğimi hissediyorum.
Ne demişti Nedim:
“Düşman ne denli saht (çetin) ise, şâd ol ey Nedim
Seng (taş) üzre gösterir zer-i kâmil (altın) ayarını
Sözcü Gazetesi VURAL SAVAŞ 01 Eylül 2009
http://erdem43.blogcu.com/sozcu-gazetes ... 51591.html