Ergenekon Tertibi'nde Doğu PERİNÇEK yargılıyor!

Genel & Güncel Konular

Ergenekon Tertibi'nde Doğu PERİNÇEK yargılıyor!

İletigönderen Türk-Kan » Prş Oca 22, 2009 12:02

Perinçek'ten çok sert savunma

Ergenekon sanığı Perinçek, "Kahramanlar köpeklere boğduruluyor" dedi.


Ergenekon'da 11. dalga operasyonlar şu saatlerde sürerken, davanın 40. duruşması da başladı. Duruşmada şu sıralar İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek ifade veriyor. Türk yargısının ABD'nin infaz memuruna dönüştüğünü söyleyen Perinçek, "TSK her gün futbol topu gibi tekmeleniyor. Kahramanlar köpeklere boğduruluyor" dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davanın bugünkü duruşmasına, Sevgi Erenerol dışındaki 43 tutuklu sanık katıldı.

42 tutuksuz sanıktan Güler Kömürcü Öztürk, İbrahim Benli, Emin Caner Yiğit, Murat Özkan, Yusuf Tunçer, Aydın Gergin, Rafet Arslan, Yusuf Beşirik de duruşmada hazır bulundu.

Duruşmaya, tutuklu sanıklardan İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in avukatları Ceyhan Mumcu ve Servet Bora ile eşi Şule Perinçek, küçük oğlu Can Perinçek ile izleyiciler de geldi.

Bugünkü duruşmaya, izleyici ve avukatlardan katılımın daha yoğun olduğu gözlendi.

Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, müdahil Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın avukatları Ali Koç ve Özkan Yücel tarafından yapılan mahkeme heyetinin reddi konusundaki talebin reddedildiğini tutanağa yazdırdı.

Başkan Şengün, sanıkların iddianamede yer aldığı sıraya göre önce Serhan Bolluk'u savunması yapması için kürsüye çağırdı. Bolluk da hazırlayamadığı için savunmasını daha sonra yapacağını söyledi.

Bunun üzerine Doğu Perinçek, kürsüye çağrıldı. Başkan Şengün, yasal haklarını hatırlattığı Perinçek'e savunma yapmaya hazır olup olmadığını sordu. Perinçek de hazır olduğunu belirterek, savunmasını yapmaya başladı.

Öte yandan Perinçek'in, partililerin Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi önünde toplanmasını istemediği belirtildi. Yerleşke önünde bir önceki duruşma günü yaşananların aksine, herhangi bir protestocu grubun olmadığı görüldü.

SAVUNMASINA KIRCI İLE BAŞLADI


Perinçek savunmasına intihar eden emekli albay Abdülkerim Kırcı'ya ilişkin beyanlarıyla başladı.

Perinçek, "Kahramanları intihar eden ordu, savaşma yeteneğini kaybeder. Kahramanları intihar eden ülkenin yargısı, başka büyük devletin infaz memuruna dönüşür. Türk yargısı ABD'nin infaz memuruna dönüşmektedir. Bir kahramana yaşamayı zindan etmişiz, Türk milleti kahramanlarını ölüme zorluyor. Zor dönemler kahramanlar ile geçilir. Şimdi kahramanları köpeklere boğduruyorlar" dedi.

Bu sürece sessiz kalınarak kalkıda bulunulduğunu ileri süren Perinçek, Abdülkerim Kırcı'nın değil bir devletin intihar ettiğini söyledi.

"TSK futbol topu gibi tekmeleniyor"

Abdullah Öcalan'a dokunanın yandığını iddia eden Perinçek, "Apo'yu yakalayan Levent Göktaş albayı içeri tıkacaksınız. Sonra kapalı kapılar arkasında görüşeceksiniz. Apo'ya dokunan yanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri hergün futbol topu gibi tekmeleniyor" diye konuştu.

Tuncay Güney'in ve Danıştay saldırısına ilişkin davada ceza alan Osman Yıldırım'ın beyanlarının ciddiye alınmasının savcıların kendi samimiyet ölçülerini ortaya koyduğunu ifade eden Perinçek, bu davanın Türkiye'nin en temiz insanlarına açıldığını söyledi.

Gladyo temizlenmek isteniyorsa, NATO'dan çıkılması gerektiğini belirten Perinçek, "NATO'dan çıkalım Uğur Mumcu'lar katledilmez, Madımaklar yakılmaz, PKK'nin kökü kazınır. NATO'dan çıkalım Irak halkına en büyük katkıdır" diye konuştu.

Perinçek'in sorgusuna devam ediliyor.


Kaynak
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen avrasya » Prş Oca 22, 2009 20:37

Değneksiz köyde,

Taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar ..

...
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08

İletigönderen Çetin Taş » Prş Oca 22, 2009 22:24

Perinçek'ten zehir zemberek savunma

"Ergenekon" davasının 40'ıncı duruşması Silivri Cezaevi'ndeki duruşma salonunda yapılıyor. Duurşmada İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek savunmasını yaptı.


Sorgu sırası kendisinden olan tutuklu sanıklardan Serhan Bolluk, savunmasının hazır olmadığını belirterek daha sonra ifade vereceğini belirtti. Bunun üzerine sıradaki sanık İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, kürsüye çağrıldı.



"KIRCI DEĞİL BİR DEVLET İNTİHAR ETTİ"



Perinçek savunmasına intihar eden emekli albay Abdülkerim Kırcı'ya ilişkin beyanlarıyla başladı. Perinçek, "Kahramanların intihar eden ordu savaşma yeteneğini kaybeder. Kahramanları intihar eden ülkenin yargısı başka büyük devletin infaz memuruna dönüşür. Türk yargısı ABD'nin infaz memuruna dönüşmektedir. Bir kahramana yaşamayı zindan etmişiz, Türk milleti kahramanlarını ölüme zorluyor. Zor dönemler kahramanlar ile geçilir. Şimdi kahramanları köpeklere boğduruyorlar" dedi.



Bu sürece sessiz kalınarak kalkıda bulunulduğunu ileri süren Perinçek, Abdülkerim Kırcı'nın değil bir devletin intihar ettiğini söyledi.



"NATO'DAN ÇIKALIM IRAK HALKINA EN BÜYÜK KATKIDIR"



Abdullah Öcalan'a dokunanın yandığını iddia eden Perinçek, "Apo'yu yakalayan Levent Göktaş albayı içeri tıkacaksınız. Sonra kapalı kapılar arkasında görüşeceksiniz. Apo'ya dokunan yanıyor. Türk Silahlı Kuvvetleri hergün futbol topu gibi tekmeleniyor" diye konuştu.



Tuncay Güney'in ve Danıştay saldırısına ilişkin davada ceza alan Osman Yıldırım'ın beyanlarının ciddiye alınmasının savcıların kendi samimiyet ölçülerini ortaya koyduğunu ifade eden Perinçek, bu davanın Türkiye'nin en temiz insanlarına açıldığını söyledi.



Gladyo temizlenmek isteniyorsa, NATO'dan çıkılması gerektiğini belirten Perinçek, "NATO'dan çıkalım Uğur Mumcu'lar katledilmez, Madımaklar yakılmaz, PKK'nin kökü kazınır. NATO'dan çıkalım Irak halkına en büyük katkıdır" diye konuştu.



İDDİANAME TÜRK ORDUSUNA DÜŞMANLIK BELGESİ


“Ergenekon” davasının tutuklu sanıklarından İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Bu iddianame, Türk ordusuna düşmanlık metnidir” dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada bugün başladığı savunmasına devam eden Perinçek, “Kimse korkmasın, vatanını, milletini savunsun. Biz Türk Silahlı Kuvvetlerine 'darbe yap' demiyoruz” diye konuştu.

Perinçek, onurlu bir adamın şakağına kurşun sıkmasının, “JİTEM öldürdü” diye belirtildiğini söyleyerek, “Bu mahkeme bunu çözecek. Bu çözemezse başka mahkeme çözecek. O da çözemezse Türk milleti bunu çözer. Kimse vatanseverliği mahkum edemez. Vatanseverliği mahkum etmeye kalkanlar, Türk milletinin ayakları altında kesinlikle kalacaktır” dedi.

Bu iddianamede örgütü kuran, ilişkiler ağını ören, çatısını çakan kişinin Tuncay Güney olduğunu ileri süren Perinçek, Güney ile 2001'de yapılan mülakat, buna dayanılarak yapılan şema ve Güney'in polise verdiği belge çuvalının bu davanın 3 kanıtı olduğunu kaydetti.


“DELİ SAÇMALARI BUNLAR”


Perinçek, Güney'in mülakatı olmaması durumunda ortada bir örgütün de olmayacağını dile getirerek, iddianamede Güney'in adının 487 kez geçtiğini, iddianamenin yarısının Güney'den oluştuğunu, diğer yarısının da “fasa fiso” olduğunu öne sürdü. “Bir meczubun Türkiye ile oynayamayacağını” ifade eden Perinçek, şöyle konuştu:

“Deli saçmaları bunlar. Deli safsatasının arkasındaki gücü görelim. Bir meczubun şemasını MİT resmi belge haline getirip 2002 yılından itibaren devlet içindeki darbe ve tertiplerde kullanır mı? Bu işler, bir meczubun işleri değil. Kasette izlenen deli saçmalarını savcı Zekeriya Öz ve ekibi iddianame haline getirmiş. O zaman kasette izlediğiniz Tuncay Güney, Zekeriya Öz olmuş. Kim önüne konan Tuncay Güney mülakatından üretilen görüntüleri izledikten sonra

'delillendirin', 'savcıları bulun', 'onları tutuklayın' talimatı vermiş? 2006'da

Fethullah Hoca 'ulusalcıların üzerine gidin' fetvası vermiş. Bu durumda kasetteki Tuncay Güney, Fethullah Hoca'nın ta kendisi oluyor. Koca koca komutanlar Güney'e meczup falan demesinler. Güney'in konuşması ulusa sesleniş konuşması. Bir meczup 70 milyonu önünde toplayabilir mi? Bu tertibi görelim. Güney bu tertibin, Türk milletine kastını açıklayan zavallı çocuğumuzdur. Çocuklarımızı sokaklara atıp zavallılaştırıyor, Tuncay Güney yapıyoruz.”


YENİDEN YAPILANMA BELGESİ



Hakkındaki iddiaları tek tek açıklayan Perinçek, “Ergenekon'un Yeniden Yapılama” belgesini Bilecik'te yapılan toplantıda yazdıkları iddiasının uydurma olduğunu söyledi.

Perinçek, 1992'den beri resmi olarak kendisine koruma verildiğini, illere girerken otomobille karşılandığını ve Bilecik'e gidip gitmediğinin vilayetten öğrenilebileceğini kaydetti.

Bu iddianın savcının samimi uydurması olduğunu savunan Perinçek, Tuncay Güney'in mülakatında böyle bir şeyin yer almadığını ifade etti.

Bu belgenin Doğu Perinçek ve arkadaşları tarafından Veli Küçük'ün talimatıyla yazıldığı iddiasının da yine Güney'in mülakatında yer almadığını, bunun da uydurma olduğunu belirten Perinçek, Güney'in mülakatında bunun tam tersini söylediğini kaydetti.

Perinçek, “savcıların uydurduklarına iddianamede de yer verdiklerini” öne sürerek, “Bunlara savcı denemez. Babamın hatırasını incitirim” diyerek, babasının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yardımcılığı yaptığını belirtti.

Perinçek ve partinin 3 genel başkan yardımcısının “Ergenekon temel belgesini” hazırladıkları iddiasının da doğru olmadığını, Güney'in böyle bir yalanı söylemediğini ifade ederek, “Devletin Yeniden Yapılanması” belgesinin “Ergenekon”un yeniden yapılanması belgesi olmadığını, bunun İP Başkanlık Kurulu kararı olduğunu kaydetti.


“ARZ EDERİM” DİYE BİTEN MEKTUP İDDİASI


İddianamede, kendisinin Veli Küçük'e “arz ederim” diye biten bir mektup yolladığı yönündeki iddialara da değinen Perinçek, söz konusu mektubu hem mahkeme heyetine hem de savcılara verdi.

Perinçek, mektubun sonunda “arz ederim” ifadesinin yer almadığını dile getirerek, “5 satırlık bir mektuptur. Bu sözcük de yoktur. Ayıptır, utanmazlıktır. Söylemediğim sözcükle bir gazeteye manşet oldum. Bu yalanlar mütareke basınında manşet olsun diye yazılıyor. Bu iddianamenin zavallılığına bakın, nelere muhtaç kalmış” dedi.


SAVCILARA İÇİN SUÇ DUYURUSU İSTEMİ


Savcıların bu kez “sahtecilik” suçu işlediğini savunan Perinçek, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e yolladığı mektubun sonundaki “arz ederim” sözcüğünün kesilip biçilerek, Veli Küçük'e yollanan mektuba eklendiğini, bu mektubun da Cumhurbaşkanı'na, bütün devlet ve hükümet yöneticilerine, TSK komutanlarına, siyasal partilere, kitle örgütlerine ve basına yollanan dosyanın sunuş mektubu olduğunu kaydetti.

Emniyetteki ifadesinde, “arz ederim” sözcüğünün o mektupta olmadığını açıkça söylediğini ifade eden Perinçek, mahkeme heyetine seslenerek, “Bu bana iftiradır. Suç duyurusunda bulunacaksın. İddia makamı sahtecilik yaptığı zaman suç duyurusu yapacaksın. Eğer savcılıkla aranızda bir anlaşma varsa onu bilemem. Ama hakimseniz suç duyurusu yapacaksınız” dedi.


TERÖR ÖRGÜTÜ PKK'YA SİLAH VERİLDİĞİ İDDİASI



İddianamede, TSK subaylarının, Doğu Perinçek'in “organizesi ve referansıyla” Barzani ve Talabani'ye 24 bin adet silah verdikleri, bu silahların 6 bininin yine Türk subaylarınca PKK'ya teslim edildiğinin yazıldığını belirten Perinçek, şöyle devam etti:

“Tek kanıtları, Tuncay Güney'in söyledikleridir. Savcılara göre, Mehmetçiği vuran silahları ve kurşunları PKK'ya, Türk ordusu vermektedir. 24 bin silahın bireysel veya grupsal bir girişimle Barzani, Talabani ve PKK'ya verilemeyeceği açıktır. Güney, 24 bin silahı 2 arabaya sığdırabilmiştir. Bu konularda uzman olan, İP Genel Başkan Yardımcısı emekli General Servet Cömert ile yaptığımız hesaba göre, 24 bin silah, 120 ton ağırlığındadır ve silahların arasındaki hava boşlukları da hesap edildiğinde bu kadar silah, en az 12 TIR ile götürülebilmektedir. TIR'ların büyüklüğüne göre bu konvoy 20 TIR'a kadar çıkmaktadır. TIR'ların boyu 13 metre 60 santimdir. Trafik kurallarına göre TIR'lar arasında bırakılması gereken mesafe de dikkate alınırsa, bu konvoyun boyu 1,5–2 kilometredir.

Genelkurmay Başkanlığı da bu haince suçlamanın 'tamamen asılsız ve mesnetsiz' olduğunu bildirmiştir. İddianame yazılmadan önce bu resmi yazı Savcı Zekeriya Öz'e verilmişti. Savcı, Güney'in 2001 yılındaki alçakça ve haince yalanını iddianamesine inatla ve ısrarla, döne döne yazmıştır. Güney güvenilir ama Genelkurmay Başkanlığı güvenilmez.”

Perinçek, 16 Şubat 2001 tarihinde New York Times gazetesi ve 23 Şubat 2001 günü Washington Post gazetesinde, gazeteci Jim Hoagland imzasıyla yayımlanan haberde, Türk ordusunun komutanlarının “Kuzey Irak sınırında kaçakçılık yaptıkları”nın yazıldığını belirterek, bunun bir suçlama olduğunu söyledi.

“CIA, Ergenekon iddianamesine bu kuyruklu yalanı yazdırabilmiştir” diyen Perinçek, bunun amacının TSK'yı yıpratmak olduğunu söyledi.

Perinçek, “Bu iddianame, Türk ordusuna düşmanlık metnidir. Hain olan insan bunu iddianameye koydurur” dedi.

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/10833113.asp?gid=229


Not: Ağzına,yüreğine sağlık.İyiki varsın.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen talat pasa 1 » Cum Oca 23, 2009 0:24

Tarihi durusmadan, yurt severlere selamlar.
Savunma yapmayan Perincek,Amerikancilari sorguladi.Bundan sonra rahat uyuyamayacaklardir.
Önce Vatan
Kullanıcı küçük betizi
talat pasa 1
Üye
Üye
 
İletiler: 340
Kayıt: Pzr Kas 23, 2008 17:12

İletigönderen Türk-Kan » Cmt Oca 24, 2009 22:25

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen receylan » Cmt Oca 24, 2009 22:35

az önce savunmanın doğu bey'in sitesine konulmuş tam metnini de okudum...benim tanıdığım doğu bey yakında bunları tam bir paçavraya çevirir...
Kullanıcı küçük betizi
receylan
Üye
Üye
 
İletiler: 398
Kayıt: Çrş Eyl 26, 2007 5:15

İletigönderen İlteriş » Pzt Oca 26, 2009 16:41

Perinçek savunmasına devam ediyor

"Can arkadaşım Uğur Mumcu'yu, İlhan Selçuk ile falan öldürecekmişiz. Bu kadar büyük yalan olur mu?"

Ergenekon davasının 42'inci duruşmasında, tutuklu sanıklardan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek savunmasına devam etti. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmaya 39 tutuklu sanık katıldı. Tutuklu sanıklar Mete Yalazangil ve Aydın Yüksek ise duruşmaya gelmedi.
Tutuksuz sanıklar Güler Kömürcü Öztürk ve Rafet Arslan ile geçen duruşmada tahliye olan gazeteci-yazar Vadet Yenerer ile emekli astsubay Orhan Tunç da duruşmada hazır bulundu.

Tutuklu sanık Doğu Perinçek, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye cezaevinden bölmeye çalıştığını ve bunun için faaliyetlerde bulunduğunu öne sürerek, "ABD, Barzani ve Talabani üzerinden Türkiye'yi bölmeye başlamıştır. Bu da yerel yönetimler üzerinden yapılmaktadır" dedi.

Tutuklu sanık İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, cuma günü başladığı savunmasına devam etti. Savunmasında çarpıcı iddialarda bulunan Perinçek, kendilerini ''Kürt örgütü'' olarak adlandıran örgütlerin liderlerine gönderdiği 26 Mayıs 2000 tarihli mektubun da iddianamede suç unsuru olarak yer aldığını kaydetti.

"Öcalan'ın avukatları gelip görüşümü sordu"

2000 yılında Abdullah Öcalan'ın avukatları bir heyet halinde ziyaretine geldiğini söyleyen Perinçek, "Görüşlerimi sordular. Bizzat Öcalan'ın görüşlerimi öğrenmek istediğini, ona aktaracaklarını söylediler. Ben de Kürt meselesinin çözümü dahil, Türkiye'nin yaşadığı sürece ilişkin tahlilimi ve programımızı anlattım. Daha sonra bu çözümlerin yetersiz ve eksik aktarılmasından kaygılanarak, görüşlerimi yazılı hale getirdim ve bütün Kürt örgütü liderlerine ve basına gönderdim. Resmi makamlara da yolladım ve ayrıca Teori Dergisi'nin Aralık 2000 tarihli sayısında tam metin halinde yayımladım.''

Söz konusu mektubun gizli olmadığını belirten Perinçek, mektubun yayımlandığı Teori Dergisi'nin Aralık 2000 sayısına ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan sorulmasını talep etti. Perinçek, ''Bu mektubun her satırının altına bugün de imza atarım. Herkese de dikkatle incelemelerini ve bu meselenin çözümünde değerlendirmelerini öneririm'' dedi.
''Kürt meselesi konusunda sorunu halkı kazanarak çözmeyi amaçladıklarını'' belirten Perinçek, bu konudaki görüşlerini anlattı.

Toprak reformunun olmaması olayı bugünkü durumuna getirdi

Atatürk'ün ''Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir'' dediğini, ''bunun Kürt ve Türk'ü kaynaştırdığını'' söyleyen Perinçek, ''Atatürk'ün başlattığı sürecin daha sonra kesildiğini'' savundu. Perinçek, ''Atatürk devrimlerin tamamlanamaması, Atatürk'ün üzerinde durduğu Güneydoğu Anadolu'daki toprak reformunun yapılamaması nedeniyle bugün bulunulan noktaya gelindiği'' görüşünü dile getirerek, ''İP'in can ve kan pahasına bunları uygulamaya çalıştığını'' söyledi.

"Her seçimden önce tutuklanıyoruz, sonra beraat ediyoruz"

''İP'in bu konudaki çalışmaları nedeniyle tutuklandıklarını'' öne süren Perinçek, ''Türkiye'yi bölme senaryolarının 1987 yılından itibaren yeniden gündeme geldiğini, hatta 1960'lar da benzer planların yapıldığını'' iddia etti. Perinçek, 1986 yılında dönemin ABD Savunma Bakanı'nın Türkiye'ye geldiğini, görüşmek istediği konuların Türkiye'nin bölünmesiyle sonuçlanabilecek şeyler olması nedeniyle dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Üruğ'un görüşmeyi reddettiğini savunarak, kendisinin Üruğ ile görüşerek bu konuyu yazdığını söyledi. Doğu Perinçek, ''Bunun bedeli de 1990 yılında hapsedilmem olmuştur. Daha sonra beraat ettim. Beraat ettim ama 1991 yılındaki seçimlere hazırlanamamış oldum. Zaten her seçimden önce tutuklanıyoruz, sonra da beraat ediyoruz'' diye konuştu.

"Türkiye'yi bölmeye çalışıyorlar"

''Abdullah Öcalan'ın Suriye'de bulunduğu süre içerisinde PKK'da 2 başlı bir durumun ortaya çıktığını'' söyleyen Perinçek, PKK'nın Kuzey Irak'ta bulunan kadrolarının ABD'nin kontrolünde olduğunu, Öcalan'ın ise Suriye'nin etkisinde bulunduğunu kaydetti.
Perinçek, ''bu nedenle ABD'nin bir operasyonla Öcalan'ı Şam'dan çıkarttığını'' iddia ederek, ''Dünyada başka bir ülke var mıdır? Kendi hapishanesinde bulunan hükümlüyü, kendisini bölmek isteyen ABD'nin eline versin. Abdullah Öcalan hükümlü bulunduğu cezaevinde Türkiye'yi bölmek için faaliyetlerde bulunmaktadır'' dedi. ''Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Barzanileştirilmeye çalışıldığı'' görüşünü dile getiren Perinçek, ''AK Parti'nin bu bölgedeki adaylarının da Barzanici olduğunu'' iddia etti.
Perinçek, ABD'nin Barzani ve Talabani üzerinden Türkiye'ye bölmeye başladığını, bunun da yerel yönetimler üzerinden yapıldığını savundu.

"Ermeni soykırımı yoktur" dediği için İsviçre'de hakkında soruşturma başlatıldığını hatırlatan Perinçek, 22 Temmuz 2005'te İsviçre'de Rauf Denktaş'ın da aralarında bulunduğu bazı kişiler ve akademisyenlerle bir dizi etkinlik yaptıklarını anlatarak, duruşma salonunda bu etkinliklerin görüntülerini izlettirdi. Doğu Perinçek, ''Ergenekon örgütü yapıyorsa bunları, herkes Ergenekoncu olur'' dedi.

Çıkışta gözaltına alındığı İsviçre'deki konferansın görüntülerini de izlettiren Perinçek şöyle devam etti: "Aynı yargı burada da devam ediyor. Çünkü o yargının merkezi aynı. İsviçre'yi o yargıya zorlayan da iddianameyi yazdıran da ABD'dir. O yargı benim her yerde peşimden geliyor. AİHM'de bu konuda dava açmıştık. Beni arkamdan vurdular. 'Onu kendi ülkesinde bu Talatpaşa Komitesi'nin çalışmalarından dolayı hapse tıktılar' deniyor. Şimdi gelin AİHM'den adil bir karar bekleyin. Beni bırakın, AİHM'den 'Ermeni Soykırımı yalandır' deme hakkını alayım geleyim.''

Talatpaşa Komitesi

Talatpaşa Komitesi'nin İsviçre'de yaptığı etkinlikleri ayrıntılarıyla anlatan Perinçek, hakkında açılan soruşturmanın önce kapatıldığını, 6 ay sonra ise dışarıdan bir müdahale ile yeniden açıldığını söyledi. Perinçek, Talatpaşa Komitesi'nin Almanya'da yaptığı etkinliklere de değinerek, buradaki çalışmalara her kesimden insanın katıldığını, aralarında AK Partili Nevzat Yalçıntaş, İbrahim Özdoğan ve Mehmet Dülger'in de olduğunu kaydetti.
Almanya'daki etkinlikten bir ay sonra Avrupa Parlamentosu'nun Talatpaşa Komitesi'nin lav edilmesi için bir karar aldığını söyleyen Perinçek, bunun ardından Başbakan Erdoğan'ın bu çalışmalara katılan AK Parti üyelerini Kızılcıhamam'daki toplantıda azarladığını öne sürdü.

"Darbelerin arkasında ABD var"

Perinçek, vatanseverler arasında ''Ülkenin gidişatı nereye?'' şeklinde yapılan konuşmaların darbe faaliyetleri olarak gösterildiğini, olmayan darbelerin yargı önüne getirildiğini, bunun da ABD tarafından gerçekleştirildiğini öne sürdü. Doğu Perinçek, Türkiye'deki darbelerin arkasında ABD'nin olduğunu savunarak, 12 Eylül askeri müdahalesinin ABD'nin olduğunu savundu. ''Bugün bizi bu huzura getirenler de ABD. 600 bin kişiyi hapislere atmış koskoca darbe var. O darbenin yavruları bugün Türkiye'yi yönetiyor'' görüşünü dile getiren Perinçek, şöyle konuştu:

Vurulanlarla sanıklar aynı adamlar

''12 Eylül darbesinin çocukları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla vatanseverlerin yakasına yapışıyor. Kemalist devrimi tasfiye sürecinde Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Eşref Bitlis katledildi. Kim bunlar? Eşref Bitlis, Şener Eruygur, Uğur Mumcu, İlhan Selçuk. Aynı adamlar bunlar. Vurdukları adamlarla sanık sandalyesine koydukları aynı.''

Eşref Bitlis'in öldürülmesi

Orgeneral Eşref Bitlis'in ''Ergenekon'' şemasında yönetici olarak yer aldığını ileri süren Perinçek, ''Gladyocular Eşref Bitlis'i öldürdünüz, hıncınızı alamadınız mı?'' dedi.
Orgeneral Bitlis'in ölümünden kuşku duymaları üzerine uzmanlara araştırma yaptırdıklarını belirten Perinçek, yaptıkları çalışma sonucu buzlanmanın olmadığı, pilotaj ve yapım hatasının bulunmadığının belirlendiğini kaydetti.

Hrant Dink bizden biriydi

Perinçek, bu nedenle olayın kaza olamayacağını saptadıklarını ifade ederek, görevde olan bir generalin, 3 albayın önünde Aydınlık muhabirine, uçağın Amerika tarafından düşürüldüğünü söylediğini, bunu da bazı komutanlardan teyit ettiklerini iddia etti. Perinçek, ''Orhan Pamuk'a benzeyen, batıya yaranmak için ne yaptığını şaşıran bir adam var mı öldürülen? Hrant Dink bizden biriydi. Bizi birbirimize kırdırmak isteyen bu oyuna gelmeyin diyordu'' diye konuştu.

"Uğur Mumcu benim can arkadaşım"

Perinçek, 1956'dan beri tanıdığı Uğur Mumcu ile karınca kararınca gazetesini çıkarttıklarını, liseyi ve üniversiteyi beraber okuduklarını, Mamak Cezaevi'nde de birlikte kaldıklarını dile getirdi. Perinçek, ''Benim can arkadaşım Uğur Mumcu'yu, İlhan Selçuk ile falan öldürecekmişiz. Bu derece gerçekle tamamen kopmuş, bu kadar büyük yalan olur mu?'' dedi.

"Susurluk olayını biz ortaya çıkardık"

Susurluk olayını da parti olarak kendilerinin ortaya çıkardıklarını öne süren Perinçek, Susurluk Komisyonu'na ilk olarak kendisinin çağrıldığını ve ifade verdiğini, Susurluk'un arkasında ABD olduğunu söylediğini kaydetti.
''Susurluk'u yapanlar, Susurluk ile mücadele edenleri yargının önüne çıkardı'' diye konuşan Perinçek, 12 yıl önce düzenledikleri konferansa konuşmacı olarak katılanların şimdi ''Ergenekon'' davasının sanığı olduğunu dile getirdi.

"Susurluk'un üzerine kim gitmişse tutuklanmış"

Doğu Perinçek, ''Kim Susurluk'un üzerine gitmiş, tutuklanmıştır. Demek ki Ergenekon iddianamesini Susurlukçular yazmıştır. İddianame, Susurluk'un üzerine gidilmesi için değil, kapatılması içindir'' diye konuştu.

Kaynak
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

İletigönderen Türk-Kan » Sal Oca 27, 2009 0:17

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Türk-Kan » Prş Oca 29, 2009 8:10

Ergenekon Tertibi: Doğu PERİNÇEK yargılıyor! 4. Gün

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen avrasya » Pzt Şub 02, 2009 0:15

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in savunması,

Aynı zamanda Tertipçilerin yargılanacağı iddianame olmuş ..
Kullanıcı küçük betizi
avrasya
Üye
Üye
 
İletiler: 279
Kayıt: Prş Oca 15, 2009 23:08


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x