gönderen özgürtürk » Çrş May 06, 2009 14:41
Eğer;
Mahkemece adının o şekilde zikredilmesi yasak olan yapılanma....
Birilerinin sonuna eklediği gibi bir TERÖR ÖRGÜTÜ olsaydı;
Şimdiye dek terör örgütü üyesi olmakla suçlanan 200 küsur kişiden herhangi birinin evine yapılan sabah baskınında küçük, minicik bir direnme ile karşılaşılırdı..
Bakınız; Bostancı'da sadece 1 militanın bulunduğu örgüt evine yapılan baskın ve sonuçları
Fiilen örgütçe kabul edilmiş ya da edilmemiş herhangi bir eylemi kanıtlanırdı..
Bakınız; PKK nın binlerce eylemi! Bugün eğer PKK yandaşları aralarından bazılarının örgüt tarafından kabul edilmediğini iddia edip bunu derin devlete yıkmaya çalışıyorsa bu şunu gösterir: terör örgütü eylemini kabul eder.. Etmekle kalmaz bunu bir propaganda aracı olarak kullanır!
Adı geçen örgütün "cephaneliklerinde" 400gr değil 100 lerce kilo A4/C4, boş LAW silahı değil roketatarlar, mermi kovanları değil yüzlerce-binlerce uzun namlulu tüfek vs, bulunurdu!
Bakınız; PKK'nın 9 askerimizi kahpece şehit ettiği saldırıda kullanılan patlayıcı miktarı... Demek ki yalnızca bir zırhlı aracı havaya uçurmak için 100 lerce kilo plastik patlayıcı gerekiyor! Pekiiii 400gr patlayıcıyla ne yapılır?
Örgüt mensubu olduğu ileri sürülen herhangi bir şahsın ifadesinde "ikrar" bulunurdu, oysa ne hikmetse ya hepsi isnat edilen suçu "inkar" ediyor ya da en kötü ihtimalle susma hakkını kullanıyor!
Bu sorular mantık çerçevesinde uzatılabilir... Ve ne yazık ki hiçbirinin cevabı yoktur! Hayali eylemlerle terör örgütü kurulmaz.. Dünyada, en antidemokratik ülkelerde dahi eyleme geçmemiş bir fiil yargılanamaz! Şu içinde bulunduğumuz forumlara giren herkes ucundan kıyısından AKP iktidarının nasıl "bertaraf" edilebileceği üzerine kafa yormuştur. Kafa yormakla kalmayıp bu fikirlerini diğer üyelerle hem de gizli gizli değil açıkça paylaşmıştır.... Pekiii bu, içinde bulunduğumuz şu forumu örgüt merkezi ve bizleri de örgüt mensubu mu yapar?
Ya da direksiyondaki arkadaşını gaza bas diye "gaza getiren" bir şahısla bu "gaza" gelip gazı kökleyen ve hız limitlerini aşmaya yeltenen ama korkusundan (ya da yasalara saygısından) bir türlü 90kmyi geçemeyen şahsın ilişkisini cürüm işlemek için çete oluşturmak suçu kapsamına sokabilir miyiz? Ne o yoksa benzetmeyi komik mi buldunuz? Ama ne yazık ki bu soruşturmanın ve davanın özü teknik olarak bundan farksızdır...
Üzgünüm ki, ülkemde at izi it izine karıştırılmıştır.... Bu dava elbette sonuçlanacaktır. Elbette suç işleyen sanıklar cezalandırılacaktır.
Ancak ya hayatında trafik suçu bile işlemediği halde terör örgütü üyesi olmak zannıyla aylardır zindanda tutulan şanlı şerefli subaylar, yazarlar, profesörler ya da örgüt kasası olmakla suçlanıp zindanlarda canını veren ve cenazesini belediyenin kaldırdığı Okkırlar, Kürt kızlarına burs verip okuttuğu, cüzzamlılara ilk kez insan muamelesi yapıp tedavi ettiği için; ölüm döşeğindeyken terör zanlısı olarak evi basılan Saylanlar.......
Bunlar yarın öbürgün adalet tecelli edip beraat ettiklerinde sizce adalet gerçekten yerini bulmuş olacak mıdır? Unutmayın geç gelen adalet adalet değildir..
Saygılarımla.