İşte Tuncay Güney'in polisteki ifadesi
Verdiği ifade ile yıllar sonra Ergenekon operasyonunu başlatan Tuncay Güney'in İstanbul Organize Suçlar şubesinde verdiği sorgu kaydı avukatlara dağıtıldı.
Tuncay Güney'in Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'a 2001 yılında verdiği ifadenin kasedi Silivri'deki Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde basın mensuplarına dağıtıldı. Güney ifadesinde Ergenekon yapılanmasıyla ilgili bilgiler aktarıyor. Bilindiği gibi Ergenekon operasyonu bu ifadeler üzerine başlatılmıştı..
Tuncay Güney'in ifadelerinden bazı satır başları:
ÖRGÜT HAKKINDA
Ergenekon sizin bildiğiniz gibi MHP'lilerin demir dövdüğü bir şey değil. ABD'nin örgütlediği bir grup. Veli Küçük ve diğer askerler de Ergenekon örgütlenmesi içinde
Ergenekon örgütlenmesinin sağı solu yok.. Bizdeki taslakta öyle Atatürkçülük gibi bir falan yok. Ama bunlar Mustafa Kemal'i örnek alıyorlar. Ama bu son dönemi değil devrimci, inkılapçı dönemleri filan.. Perinçek PKK'nın Türk gladyosu içindeki adam.. Bendeki taslakta Ergenekon'un ilkeleri yok.. General Küçük'ün grubunun adı Ergenekon'dur. Bütün bu askeri sivil cuntaya Ergenekon denir. Ergenekon Lobi'nin mutlaka evimdeki fotokopisini alın. Ergenekon'a sadece devletten değil, işadamlarından ve mafyadan da kaynak akıyor. Ergenekon'un İran, Azerbaycan ve Ortadoğu'da da örgütlenmesi var. Ergenekon'un amacı Türkiye'yi ele geçirmek miydi? Bilmiyorum ama her yerde örgütlendiler
Kendilerini devletin sahibi olarak görüyorlar.
Bir taraftan da bürokrasi içinde örgütleniyorlar.
Bankalardan, büyük işadamlarından, mafya gruplarından, uyuşturucudan nerelerden kaynak sağladığını göreceksiniz. Bizdeki bilgiler sadece devleti hortumlamadıklarını gösteriyor.
KENDİSİ HAKKINDA
1986'da babam ölünce çalışmaya başladım. Gazete ilanıyla işe girdim. Dalan'ın İstek Vakfı Okulları'na yemek dağıtıyordum.- Beni Sabah Gazetesi'ne Ali Kur isimli bir öğretmen gönderdi. Sabah'ta Tevfik Yener'in yanında ofisboy olarak çalıştım, getir götür işleri yapıyordum.
Köken olarak Çorumluyum, namaz kılıyorum. Ayazağa'da din dersi alıyordum.
Fethullah Hoca bir vaaz verdi, doğal olarak etkilendim
Kırklar Öğrenci Yurdu vardı Boğaziçili öğerncilerin kaldığı Fetullah Hoca yurduydu. Fetullah Hoca, ergenlikten sonra kesmez daha radikal bir arayış içine girersiniz.
Samanyolu TV'de Doruktakiler diye bir program yaptım.
VELİ KÜÇÜK HAKKINDA
O örgütün sözcüsü bence. Ben Ergenekon'u verdiğimde baktı, güzel dedi. Ben dedim Tansu Hanım görüşmek istiyor. Dediki ben kesinlikle politikaya filan girmek istemiyorum. Hangi partiden girse kazanırdı.Veli Küçük 'Yeşil' için patrondu.
Veli Küçük Öcalan'ın avukatı Doğan Erbaş hiç görüşmedi.
Öcalalan Moskova'da teslim olacaktı Veli Küçük Kenya'da yapılan operasyona karşıydı.
Özel kuvvetlerle Ergenekon arasında bir hizipleşme var.
Veli Küçük'ün Kuzey Irak'ta okulu vardı.Yeşil'in ölümü Veli Küçük'ün işine yaramazdı. Yeşil'in Mehmet Eymür ile arası iyi değildi.
Veli Küçük kendi dünyasında gizemli bir lider olarak kalmayı istiyor. Doğan Güreş Paşa'nın bile o kadar havası yok.Kimse Yeşil'i Veli Küçük'ten habersiz öldüremez.
CEM ERSEVER HAKKINDA
Cem Ersever JİTEMin 4. bölge komutanıydı. Cem Ersever tarafında olanları tasfiye eden Veli Küçüktü.Kimse Güneydoğu'da kalmak istemezdi, ama Cem Ersever orada kaldı
Cem Ersever JİTEM'in 4. bölge komutanıydı ama hiçbir zaman muhalif olmadı.Veli Küçük, Soner Yalçın'ın kitabını yorumlarken, 'Bu Cem kendi cinayetlerini anlatmamış' dedi
JİTEM'in bu kadar tetikçisi var ama nerelerde ne yapıyorlar bilmiyorum.
SABANCI SUİKASTI HAKKINDA
Sabancı cinayetinin ardından Sabancılar, eski istihbaratçılarla bir dedektifler ekibi kurdu.
Fehriye Erdal'a Sabancı Center'da çalışması için referans veren Hüseyin Kocadağ. Sabancı cinayeti ile ilgili dosyaları bana Doğu Perinçek verdi. Abdullah Çatlı, Levent'teki İETT garajında bir minibüs içinde Fehriye Erdal ve Mustafa Duyar ile görüştü. Sabancı cinayeti, Dursun Karataş'a ihala edildi.
Hedefteki isim Özdemir Sabancı'ydı..
CUMHURİYET GAZETESİ İÇİN
Gürbüz Çapan, Cumhuriyet gazetesinin hisselerini alıyordu
Cumhuriyet'te İlhan Selçuk'un 28 Şubat'ta sonra Hüseyin Kıvrıkoğlu'nu rencide eden bir yazı yazdı..Veli Küçük, 'İlhan Selçuk'la gazete olmaz' dedi.. "Veli Küçük, 'Bir gazete düşünüyoruz, güçlenmek için basına girmeliyiz' dedi.. Veli Küçük'ün gazete istemesi üzerine Cumhuriyet gündeme geldi..Cumhuriyet solcu değil, devletçi bir gazete. Derin devlet, Cumhuriyet gazetesine verilmesi için Çevik Bir'e para veriyor, ama para ulaşmıyor..
ADNAN HOCA
Veli Küçük Adnan Hoca'nın İsrail tarafından finanse edildiğini söyledi.
Adnan Hoca, Mersin'deki çiftliğine Veli Paşa'yı davet etti. Ama o gitmedi. İsrail'in propagandasını yapıyor diye kızardı.
SUSURLUK
Sadece Mehmet Eymür, Veli Küçük'e yakındı.Abdullah Çatlı, İzmit'te Veli Küçük'ün yanına gidip gelirdi.Veli Paşa, Abdullah Çatlı'dan hoşnut değildi.Mehmet Ağarı Susurluk kazasından 1 saat önce uyardılar. Yoksa o da orada olacaktı. Ağarı uyaran kişinin Sami Hoştan olduğunu sanıyorum.
ÇEKİRDEK KADRO
Tuncay Güney ifadesinde çekirdek kadroyu da açıkladı. Güney'in iddiasına göre çekirdek kadroda şu isimler yer aldı: Eski Genelkurmay Başkanı emekli Ogeneral İsmail Hakkı Karadayı, Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necip Torumtay, Eski Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Teoman Koman, Eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Rasim Betir, Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Güven Erkaya, Emekli Tümgeneral Nejat Müldür, Emekli Tümgeneral Osman Özbek, Emekli Tuğgeneral Engin Hoş, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük
FETHULLAH GÜLEN
Necip Hablemitoğlu'nun Fethullah Hoca raporu vardı
Veli Paşa, Fethullah Gülen'den daha akıllı... Arada bir fark yok; sadece dinci değil Veli Paşa..
Tuncay Güney'in evinde bulunan Ergenekon örgütü ile ilgili 6 çuval doküman 2 ruhsatsız tabanca, 36 fişek ve 115 sahte diploma ile pek çok farklı belge bulunmuştu.
Önce Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü'nde sorgulaması yapılan Tuncay Güney, birkaç gün sonra İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne teslim edilmişti. Güney, kendisini sorgulayan Organize Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'a Ergenekon hakkında detaylı bilgiler vermişti.
[img]http://haber.gazetevatan.com/images/vatanLogo_yeni.jpg[/img]
Neden servis edildi?
Bu görüntülerin medyaya servis edilmesinin anlamı ne?
Tuncay Güney'in 2001'de emniyette alınmış ifadesinin görüntüleri gündeme bomba gibi düştü. Peki bu görüntülerin medyaya servis edilmesinin anlamı ne?
Ergenekon davasının seyrini nasıl etkileler, neler oluyor? İşte değerlendirmeler...
Hikmet Fırat Arslan/İşçi Partililer'in Avukatı
Mahkeden talebimiz zaten savunmamızı yapmadan önce bu mülakatın izlenmesi yönündeydi. Çünkü savcıların dayandığı 'biricik' delil bu mülakattı. Burada gördüğümüz kadarıyla Tuncay Güney karşılıklı bir sohbet ortamında iddialarını sıralıyor. Bunun bir delil olabileceği tartışmalı tabii. Daha sonradan değerlendirme imkanı bulacağız. Hatırladığım kadarıyal Fethullah Gülen'le ilgili bölümlerde 'Fethullah Hoca' diyor ama savcılık metinlerinde bu ifadeler Fethullah gülen diye geçiyordu, böyle çelişkiler var, inceleyeceğiz.
Saygı Öztürk/Hürriyet
Tabii Tuncay Güney'in bu ifadeleri her ne kadar şu anda TV'de yayınlanıyorsa da bunlar aylar önceden gazetecilerin önümlü bir bölümünün bu bilgileri aldığı, hatta kitap haline getirildiğini unutmamak gerekir. Güney'in söylediği bütün söylediği ilk cümle her zaman şu olmuştur 'Emniyetteki ifadelerimin hiç birini kabul etmiyorum, 9 gün işkence gördüm...doğru bile olsa ben o doğruyu kabul etmiyorum diyor.' Ama görüntülere bakıldığında böyle bir işkence görmüş havası yok, çok rahat görünüyor, hiç bir korkusu yok gibi bir hali var. Bu kadar bilgilere bu kişinin sahip olması şüphelidir. Biz yıllardan beridir uğraşırız, Veli Paşa'ya nasıl ulaşırız diye, ben bir kez ulaşabildim. Güney'in bu haline baktığım zaman bir gazeteciden ötesi olduğunu düşünüyorum. Bu kadar bilgiyi kısacık gazetecilik yaşamına sığdırması mümkün değildir. Bu tars bir sorgulamaya emniyetteki ifadeyle 'mülakat' denir. Mülakatların özelliği sorguda alınan her şey savcılığa gönderilmez, iki suret halinde yapılır. Belli bölümleri emniyete bilgi olarak gönderilir, daha ayrıntılı bir bölümü ise emniyette belge olarak kalır.
Tuncay Güney'in açıklamaları şu aşamada neden gündeme getirildi, savcılık neden buna ihtiyaç duydu ayrı bir soru. Bu kişi konuşuyor, söylediklerinin kaçı doğru, çok kişi şu anda zan altında bırakılıyor, bahsi geçen kişilerin çoğu yargılanmakta zaten. Sağlıklı bir sorgulama ifadeler bu şekilde açıklanır hale geldiğine göre birileri birinden intikam alıyor sorusunu doğurmaktadır.
Cüneyt Özdemir/Gazeteci
Gerçekten korkunç bir durum. Türkiye büyük bir dezenformasyonla karşı karşıya. dünyada bunun bir örneği var mı? Türkiye ilk kez çok önemli kişiler hakkında çok önemli iddiların ifade edildiği bir sorguyu, bir polis sorgusunu hiç bir editöryal mudahale olmadan yayınlıyor, bir polis ifadesini yayınlıyor. Dünyada bir örneği var mıdır bilmiyorum. Ben bir bilgi vermek istiyorum. Şimdi Mart ayında Doğan Kitap'tan 'Önemli işler dairesi' adında bir kitap çıkıyor ve çeşitli istihbaraçılarla konuştum. şu anda dinlediğiniz görüntüler Şu anda seyrettiğiniz görüntüler emniyet istihbaratta yapılmamış, organize suçla mücadele şubesinde yapılıyor. ilk tuhaflık buradan kaynaklanıyor. Çünkü Tuncay Güney çeşitli bağlantılarıyal takip edilen ve uzaktan izlenen bir isim. Hatta kısa bir süre önce yeniden altını çizdiler, daha sonra tamamen adli bir vaka nedeniyle organize şubede gözaltına alınıyor ve bu sorguda orada yapılıyor. Bu sorguya istihbaratçıların katılmadığını en azından o dönem için biliyorum. O gün istihbaratın başında olan isimler bugün başında değiller. O gün önemsenmeyen bilgilir bugün televizyon ekranlarında. Dikkatli seyrederseniz montajlı bir bant. orjinali 9 saatlik bir bant... Hangi bölümlerinin servis edildiğini de bilmiyoruz, bazı bölümler kesilmiş ayıklanmış durumda. Bütünün görmediğimiz bir iddialar toplamını izliyoruz. Şu anda TV izleyicileri savcı ve hakim durumuna geçmiş durumunda.
Ahmet Hakan/Hürriyet gazetesi
Tuhaf ve vahim buluyorum bu tür bir yayını, bu tür ifadelerin servis edilmesini. Neye yöneliktir hangi amaçla yapılmaktadır anlayamıyorum, yadırgadığım bir durum. Bu iş ciddiyetinden çok şey kaybediyor özellikle Tuncay Güney kasetleri, bağlantılarıyla... Benim açımdan böyle, ve bu beni üzüyor. Ergenekon'u hafifletici atılımlar bunlar, bombaları tartışmamız gerekiyor oysa. Bombalar çıkıyor sağdan soldan, eyvah işin en ciddi boyutu dediğimiz gün bu soruşturmayı yürütenler tarafından işin ciddiyetini ortadan kaldıracak bir Tuncay Güney bandı sürülüyor piyasaya. Bu beni şaşırtıyor, ne yapmaya çalışıyorlar, amaçları nedir? Ergenekon meselesini küçümseyenlere çok önemli kozlar veriliyor.
(KanalDhaber)
[img]http://haber.gazetevatan.com/images/vatanLogo_yeni.jpg[/img]