Ermenistan ile ilişkilerin tarihten, jeopolitikten, demografiden, dinden ve kültürden gelen engeller yüzünden olumlu bir mecraya oturtulması son derece zordur. Bu anlamda ilişkiler üzerindeki önyargıların, dogmatizmin ve fanatizmin etkisi kırılmadan bu ilişkilerde her hangi bir ilerleme beklemek doğru olmaz. Ermenistan arkasına her türden büyük güçleri aldığı, kimliğini Türkler soykırımı yaptı iddiası üzerine oturttuğu, varlığını da Türkiyenin sınırlarını tanımama üzerinden kurduğu sürece bu ilişkilerde herhangi bir ilerleme sağlanamayacaktır. Ermenistan bir bakıma Türkiye ve Azerbaycan yönünden sınır tanımayan, başka ülkelerin topraklarında gözü olan işgalci ve haydut bir devlettir.
Küçük Ermenistanın büyük oyunu!
Ermenistanın Türkiyeye karşı oynadığı oyunun büyüklüğü kavranmadan ilişkilerin niteliği ve geleceğinin tam olarak anlaşılamayacağı bilinmelidir. Türkiyeye yönelik olarak büyük güçlerin, mesajlarını Ermenistan üzerinden vermesi bu bakımdan son derece açıklayıcıdır. ABDdeki başkanlık seçimlerinin ya da AB-Türkiye ilişkilerinin üçüncü tarafı olan Ermeni iddiaları platformuna dönüştürülmesi de bunun kanıtıdır. Rusya ve Türkiye/Azerbaycan ilişkilerini Ermeni iddialarının belirleyiciliğini ise tartışmaya bile gerek yoktur.
Bu bakımdan Ermenistanı, Türkiyedeki bir takım siyasilerin sandığı gibi Azerbaycan, Türkiye ve Gürcistan arasında sıkışmış daracık bir coğrafyadan ibaret, iki ya da iki buçuk milyon insandan ibaret bir ülke olarak görmek doğru değildir. Ermenistan bir ülke olmaktan daha çok dünyanın her yerinde, Moskovada, Washingtonda, Brükselde, Pariste Türkiye aleyhtarlığını organize eden bir zihniyetin adıdır. Hatta Ermenistan, Türkiyeye karşı savaşı arkasına aldığı kilise, uluslararası sermaye ve uluslararası siyasi destekle sürdüren organize bir şer hareketinin merkezidir. Bu nedenle Ermenistan ile Türkiye arasındaki ilişkileri bir anlamda Türkiye-Rusya, Türkiye-AB, Türkiye-ABD ilişkilerinden soyutlayarak anlamak ve anlamlandırmak mümkün değildir. Bu nedenle Türkiyeyi yönetenler, Ermenilerin Türkiyeye karşı kurduğu uluslararası komplolarını, düşmanlığını, önyargılarını, iddialarını ve tarihi kinlerini görmezlikten gelerek sorunun diplomasiyle, ekonomiyle ya da siyaset yöntemleriyle aşılacağını düşünmeleri doğru değildir. Üzücü ama gerçek budur.
Ermenistana jest üstüne jest yapılmaktadır!
Türkiye, Ermenistan ile ilişkileri bu gerçekler ışığında çok yönlü, çok boyutlu, uzun vadeli, derin ve tarihi kökleriyle ilişkilendirerek ele almalıdır. Ermenistan ile ilişkiler jestlerle, tavizlerle ya da tek taraflı adımlarla iyileştirilebilecek türden değildir. Ermenistanla ilişkiler, bir adım önde olmak jestleriyle, ya da tarihçilere görev verilerek gerçekleri araştırmakla aşılamayacak kadar derindir. Bu gerçekler orta yerde dururken Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerini soğuk savaş sonrası bir jest sorunu, ya da olumlu adımlar atma sorunu olarak ele alma yanlışını yapmıştır.
Türkiyenin Ermenistana yaptığı bazı jestler: Ermenistan pasaportunu taşıyanlar havaalanları ve sınır kapılarında bandrol satın alarak Türkiyeye giriş yapma imkanı sağlanmıştır. Türkiye, muhtelif zamanlarda Ermenistana tarım ve çeşitli gıda yardımları yapılmasına izin vermiştir. Van Gölündeki Ermenilere ait Akdamar Kilisesini onarmış ve Ermenistandan bazı yetkilileri de açılışa davet etmiştir. Eurovision Şarkı Yarışmasında, Ermenistana en yüksek puanları vermiştir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 301. maddesini Ermenilerin de arzusuna uygun biçimde değiştirmiştir. TTKnın başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlunu da Ermenileri rahatlatmak için görevinden almıştır.
Jestleriniz size zafiyet olarak geri dönecektir!
Sınırlarını tanımayan, soykırımı yapmakla suçlayan ve toprakları üzerinde hak iddia eden bu ülkeye karşı Türkiye, yeni jestler yapmak peşindedir. Bunun için son Gürcistan olaylarının arkasından Türkiye, Gürcistanın ihtiyaç duyduğu insani yardımı bahane ederek bu ülkeye hava yoluyla ulaştırılmasına katkıda bulunmak ve Gürcistandan ayrılmak isteyenlerin Erivan üzerinden ayrılmalarına kolaylık sağlamak üzere, Türkiye Hava Sahasıında Ermenistana uygulanan kotayı esnekleştirmiştir.
Ermenistanla yürütülen gizli görüşmelerden, Ermenistanı içi boş Kafkas İttifakı na davet çalışmalarından, peynir ya da futbol diplomasisi gibi garipliklerden sonuç alınacağını beklemek, her şeyden önce gerçekçi değildir. Ermenistanla sorun, jest sorunu değil toprak, güç ve egemenlik sorunudur! Açıkçası vatan sorunudur. Sorun bu şekilde tanımlanmadığı sürece Ermenistanla yapılan tantanalı görüşmeler, abesle iştigal etmekten öteye gitmeyecektir. Yaptığınız jestler de zafiyetiniz olarak size geri dönecektir!
