Erzurum

Dünyadaki şehirleri burdan tanıtabilirsiniz

Erzurum

İletigönderen Panzehir » Pzt Eyl 03, 2007 13:07

[img]http://img206.imageshack.us/img206/7800/erzurumselcukpl3.jpg[/img]

Erzurum'un bilinen ilk adı Doğu Roma (Bizans) İmparatoru II.Theodosios' a (408-450) izafe edilen Theodosiopolis' ti, şimdiki Erzurum' un yerinde kurulmuştu. IV. asır sonuna doğru Roma imparatorluğu sınırları içine alınmış ve 415 tarihinde Theodosios' un emriyle Şark Orduları Kumandanı Anatolius tarafından kurulmuştur. Urfalı Mateos' a göre bu şehir Garin mıntıkasında Fırat'ın kaynağına yakın bir yerde bulunuyordu. Belazurî. bölgeye hakim olan Ermenyakos' un ölümü üzerine yerine geçen Kali adlı karısı tarafından kurulduğu için Araplarda Kalikala (Kali' nin ihsanı) adını vermişlerdir. Belazuri Kalîkala' yı dördüncü Ermeniyye şehirleri arasında sayar ve Ermeniyye şehirlerinden biri olarak kabul eder. X. asır İslam coğrafyacıları Kalikala şehri hakkında bize malumat vererek, doğuda ev eşyasının en önemlisi sayılan Kali (halı)nın burada yapıldığım ve adını bu şehirden almış olduğunu kaydetmektedirler. Hudud alalam' ın yazarı bu şehrin müstahkem bir kalesi bulunduğunu ve her taraftan gelen gazilerin burayı nöbet tutarak koruduklarım Ve şehirde tüccarların çok olduğunu bildirmektedir. Bugünkü Erzurum adı ise, Erzen' in Selçuklular tarafından fethedilmesi üzerine ahalisinin Theodosiopolis' e (Kalikala=Karin) göç etmelerine müteakip bu şehre Erzen ve Türk hâkimiyetinin ilk safhalarında bu adın sonuna, Meyyafarikin (Silvan) ile Siirt arasındaki Erzen' den ayırmak ve Anadolu'ya ait olduğunu belirtmek üzere Rum kelimesi ilave edilerek, Erzen al-Rum denilmesinden kaynaklanmıştır. Selçuklular tarafından Erzurum'da basılmış paraların üzerinde şehrin adı Arzan al-Rum şeklinde yazılmıştır.

Tarih Öncesi Çağlar

Erzurum ve çevresi özellikle son Kalkolitik ve Eski Tunç çağından itibaren yoğun iskana ve siyasi olaylara tanık olmuştur. Bunun sebebi en eski çağlardan beri önemli ticari ve askeri yolların kavşak noktasında yer almaşı, zengin akarsu ağım bünyesinde bulundurması ve doğal savunma zeminine sahip olmasıdır. Çevredeki sert iklim şartlarına rağmen.dağ silsileleri ve akarsu boylarındaki verimli ovalar tarıma ve bilhassa hayvancılığa uygun bir ortam oluşturmuştur. Karaz, Pulur ve Güzelova kazılarının tanıklığında, yaklaşık altı bin yıldan beri çevredeki yaşama biçiminin devam ettiği söylenebilir. Bölgede M.Ö. IV. binden itibaren çok kuvvetli bir kültür birliğinin olduğu da ortaya çıkmıştır.

    Davranışlarıyla örnek olmuş Dadaş kelimesi erzurumun yerli halkına verilen bir isimdir. Dadaş kelimesinin manası ise dogruluk, mertlik, dürüstlük, misafir perverlik vs. bunun gibi güzelinsanlardır. Dadaşın eşine benzerine rastlamak mümkün degildir. Örf ve adetlerine baglılıkları ile asıllarıyla gurur duyan kişilik sahibi insanlardır. Ne mutlu türküm diyene ve sonrada Ne mutlu dadaşım diyene.

    Tarihimize 93 Harbiyle adı geçen Türk-Rus savaşında Erzurumun Aziziye Tabyasında Erzurum kadınlarından bu savaşta eşlerini ve çocukarını şehit vermiş Kara Fatma (Fatma Seher Erden) ve Nene Hatunun göstermiş oldukları kahramanlıktan dolayı dadaş ünvanı ilk kez bu kadınlara verilmiştir,Dadaş kadına verilen bir ünvandır.




UZUNDERE

TARİHİ : İlçenin 3000 yıla yakın bir tarihi olduğu tahmin edilmekte olup, tarih boyunca pek çok devletin egemenliği altına girdiği bilinmektedir. M.S. 1018-1036 yıllarında Türkler’in eline geçen Uzundere , 1071 Malazgirt savaşından sonra Türkler’in Anadolu'ya girmesiyle Saltukoğullan Beyliğine katılmıştır. Eskiden beri ismi Azort olan ilçe daha sonra Uzundere bucağı olarak teşkilatlanmış, 1955 yılında belediye, 19.06.1987 tarih ve 3392 Sayılı Kanunla daha önce bağlı olduğu Tortum ilçesinden ayrılarak ilçe statüsüne kavuşmuştur.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 11.621
Şehir Nüfusu: 4.277
[color=black]Köy Nüfusu: 7.344
Belde Sayısı: -
Köy Sayısı: 10
Yüzölçümü(km2): 840
İl'e uzaklığı (km): 85




OLUR


TARİHİ : İlçe, 1922 yılında bucak merkezi haline getirilmiştir. Bu günkü ilçe merkezimiz 1958 tarihine kadar OLTU İlçesine bağlı bucak iken, 1958 tarihinde Oltu' dan ayrılarak ilçe olmuştur. Bölgedeki gözetleme kuleleri, kaleler aynı zamanda kiliseler yörede yerleşimin çok eskiye dayandığını kanıtlamaktadır. İlçe Keçili köyünde Van Kalesi, bunun yanında Yıldızkaya köyünde tabii mağara gezilip görülmeye değer yerlerdendir. Ayrıca İlçeye bağlı Köprübaşı, A.Karacasu, Beğendik köylerinde gözetleme kaleleri bulunmaktadır. Kale, Kilise ve tarihi eserlerin hangi devirden kaldığına dair tam bir tarih belirtmek mümkün değildir. Olur çevresi 1877 -1878' de Osmanlı - Rus savaşı sonunda Berlin antlaşması ile savaş tazminatı olarak Ruslar’a bırakılan yörelerimizden biridir. 40 yıl esarette kalmıştır. Bölgeye intikal eden düzenli birliklerin mücadelesi sonunda ilçe 28 Mart 1918' de İstiklaline kavuşmuştur.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 10.833
Şehir Nüfusu: 3.260
Köy Nüfusu: 7.573
Belde Sayısı: -
Köy Sayısı: 40
Yüzölçümü(km2): 820
İl'e uzaklığı (km): 174




TORTUM

TARİHİ : Tortum’un tarihi hakkında çeşitli kaynaklarda bilgiler mevcuttur. Selçuklular zamanında Saltukoğullardan Tortum llgan ve îmadeitin beylerin ilçenin ilk yerleşimcileri olduğundan bu adı aldığı sanılıyor. Ayrıca Selçuk dilinde Tortum Bağlık bahçelik anlamına gelmektedir.Tortum tarihte Med, Pere, ve Romalıların hakimiyetinde kamus 1018 yılında Türk hakimiyetine geçmiştir. Selçuklular, Karakoyunlular ve Osmanlı hakimiyetinde kalmış 1828-1829 Rus savaşından sonra Rus istiladan kurtarılmıştır. Erzurum’ dan geri çekilen Ruslar silah ve cephanelerini buralarda yaşayan Ermeniler’e bırakmışlar ve zamanla Ermeni saldırıları başlamıştır. İlçe 16 Mart 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmıştır.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 20.949
Şehir Nüfusu: 7.856
Köy Nüfusu: 13.093
Belde Sayısı: 5
Köy Sayısı: 47
Yüzölçümü(km2): 1.423
İl'e uzaklığı (km): 52




TEKMAN

TARİHİ : İlçenin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte 1517 yılında Osmanlı yönetimine katılmıştır. 1946 yılına kadar Hınıs ilçesine bağlı bir köy iken, aynı yıl ilçe olarak teşkilatlandırılmıştır.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 34.685
Şehir Nüfusu: 6.584
Köy Nüfusu: 28.101
Belde Sayısı: -
Köy Sayısı: 69
Yüzölçümü(km2): 2.197
İl'e uzaklığı (km): 151




ŞENKAYA

TARİHİ : Şenkaya İlçesi tarihi süreç içerisinde çok değişik milletlerin egemenliği altında kalmıştır .Yavuz Sultan Selim'in Çaldıran Zaferi’ne giderken 23 ağustos 1514 yılında Erzurum' u Akkoyunlulardan alıp Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katmasıyla Osmanlı egemenliği altına girmiştir. 1828-1878 yıllarında Rus istilasına uğrayan bölge "1877-1878" Osmanlı Rus harbinde (93 harbi ) Gazi Ahmet Muhtar Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetlerinin yenilmesi üzerine 1879 yılında imzalanan "Ayastefonos antlaşması " ile Kars vilayetine bağlanarak Rus yönetimine girmiştir, İlçe, Bardız Deresi Rusya ile Osmanlı devleti arasında 1917 yılına kadar sınır teşkil etmiştir.1917 yılında Rusya'da Bolşevik ihtilali üzerine işgalci Rus birlikleri bölgeyi terk etmişler ve Rus hakimiyeti son bulmuştur.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 16.740
Şehir Nüfusu: 3.647
Köy Nüfusu: 13.093
Belde Sayısı: 5
Köy Sayısı: 47
Yüzölçümü(km2): 1.423
İl'e uzaklığı (km): 185




PAZARYOLU

TARİHİ : Çok eski bir tarihe sahip olan Pazaryolu' nun eski adı "Norgah" olup, bu "Yenişehir" veya "Sulak Yer" anlamına gelmektedir. Pazaryolu' nun kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. M. Ö.' ki yıllarda Sasper Türkleri’nin Doğubayazıt ile Çoruh Vadisi arasında yerleştikleri ve uzun süre bu yörede yaşadıkları, tarihçiler tarafından ifade edilmektedir. Daha sonra bir süre Cenevizlilerin idaresinde kalan Pazaryolu, sonra Selçuklu Türkleri’nin himayesine girmiş, bilahare Anadolu Selçuklu Beyliklerinden Saltukoğullarına, Fatih' in Trabzon' u fethi ile de Osmanlı İmparatorluğu'na intikal etmiştir.Bugün ilçede Selçuklular ve Cenevizlilere ait Kale ve hamam gibi eserlere rastlanmaktadır.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 9.595
Şehir Nüfusu: 4.812
Köy Nüfusu: 4.783
Belde Sayısı: -
Köy Sayısı: 35
Yüzölçümü(km2): 750
İl'e uzaklığı (km): 121




PASİNLER

TARİHİ: Pasinler Urartular döneminde ( M.Ö.900-600) önemli bir yerleşim birimidir. Sonraları, Karadeniz' in kuzeyinden Kimmerler ve İskitler inmişlerdir. İskitlere bağlı Phassis'ler Aras' ın verimli ve sulak vadisine yerleşerek kendi isimlerini verdiler. Böylece Phasis'lerin memleketi anlamına gelen Pasin kelimesi ortaya çıkmıştır.Pasinler, tarihten günümüze kadar bir "kilit” rolünü üstlene gelmiştir. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan önce 1048'de " Pasinler Savaşı” olması bu rolün en ilgi çekici örneklerindedir. Pasinler ovaya hakim bir noktada kurulu kalesi sebebiyle "Hasankale" olarak da adlandırılmıştır.1828-1829 yıllarında ilk 1877 1878 yıllarında ikinci defa Rus işgali yaşamıştır.Üçüncü işgal 1716 Şubatında başlamıştır ve Birinci Dünya Savacı sonunda Ermeni işgalinden kurtuluşu 13 Mart 1918'dir.1954 yılında Horasan, 1991 yılında Köprüköy Pasinler'den ayrılarak ilçe olmuşlardır.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 44.644
Şehir Nüfusu: 22.706
Köy Nüfusu: 21.938
Belde Sayısı: 1
Köy Sayısı: 56
Yüzölçümü(km2): 1.460
İl'e uzaklığı (km): 37




OLTU


TARİHİ : Oltu ismi Kıpçakların bir boy veya oymağından gelmektedir. Ayrıca bu ad Dağıstan' ın güneyinde oturan Küçük Şirvan Bölgesi' nde bir kasaba ve küçük bir köye de verilen isimdir. 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Alpaslan' ın komutanlarından Ebul-Kasim Erzurum yöresinde Saltuklu' lar Beyliğini kurunca, 1080 tarihinde Emir Ahmet Oltu' yu işgal ederek Türklerin eline geçmesini sağlamıştır. 1878 Ayestefanos Antlaşması ile Oltu Rusya' ya bırakılmıştır.1917 Bolşevik ihtilali ile Ruslar çekilirken burasını Ermenilere bırakmıştır. Ruslar tarafından Oltu'ya yerleştirilen Ermeniler, 40 yıl boyunca yerli halka zulüm etmişlerdir. 1918 yılında işgalden kurtulmak amacıyla Oltu İslam Komitesi kurulmuş ve 25 Mart 1918'de Ermeniler sınır dışı edilmiştir. Bu tarih Oltu' nun kurtuluşu olarak kutlanmaktadır. Kurtuluş mücadelesi sonrası kurulan Oltu Şura Hükümeti 17 Mayıs 1920' de TBMM Hükümetine katılmıştır. 1926 yılında Oltu ilçe statüsüne kavuşmuştur.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 46.518
Şehir Nüfusu: 30.073
Köy Nüfusu: 16.445
Belde Sayısı: -
Köy Sayısı: 65
Yüzölçümü(km2): 1.380
İl'e uzaklığı (km): 124




NARMAN

TARİHİ : Narman yöresi sırasıyla (MÖ. 680-655 yıllarında) Sakalan daha sonra Arapların ve Bizanslıların hakimiyetine girmiştir. Selçuklu Hanı Alparslan'ın Malazgirt Zaferiyle Tortum, Oltu, Şenkaya, Olur ilçeleri ile birlikte Narman'da Türk hakimiyetine girmiştir.Selçuklulardan sonra Osmanlılar’ın hakimiyetine giren Narman, 1877-1878 Osmanlı Rus Harbinde Ruslar’ın işgaline uğramış, 1914-1918 yıllarında 1. Dünya Savaşında Ruslar’ın eline geçmiştir. 1917 yılında başlayan Bolşevik ihtilali sebebiyle Ruslar Narman’ı terk etmişlerdir. Ruslar’ın bölgeye yerleştirdikleri Ermeniler’in Türkler’e saldırarak katliam yapmaya başlamaları nedeniyle Narman halkı, kendilerini müdafaaya karar vermişlerdir.Yapılan çarpışmalar sonucunda 18 Mart 1919 günü İlçe düşman işgalinden kendi halkı tarafından kurtarılmıştır. Tarihi seyri içerisinde Narman Bizans hakimiyetinde iken NAMURVAN olarak adlandırılmış, Arapların bir bayram günü ele geçirmeleri nedeniyle "İD" olarak adlandırılan Narman Türk hakimiyetine geçtikten sonra NARMAN olarak adlandırılmıştır.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 34.372
Şehir Nüfusu: 13.042
Köy Nüfusu: 21.330
Belde Sayısı: 1
Köy Sayısı: 42
Yüzölçümü(km2): 1.275
İl'e uzaklığı (km): 98




KÖPRÜKÖY

TARİHİ : Türkler acısından Köprüköy İlçesinin tarihi 1071 Malazgirt Savaşı öncesine kadar uzar. Bugün için sınırları içerisinde bulunan Avnik (Güzelhisar) Kalesinin stratejik önemi çok büyüktür. 1054-1055 yıllarında Türk Boylarının Anadolu' ya ilk fetih hareketlerinin başladığı sıralarda Avnik Kalesinde bulunan Bizans yöneticileri, İslamiyet’le tanışmışlar ve İslamiyet’i kabul etmeleri neticesinde kendilerine bağlı 27 pare köyü Türklere satmışlardır. Türkler tarafından satın alınan bu köylerden bir tanesi de Köprüköy’ dür. 1829' da Ruslar’ın Erzurum'u işgal etmeleri ile Rus işgaline girmiş olan Köprüköy, Ermeni katliamlarından da nasibini almıştır

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 20.500
Şehir Nüfusu: 5.583
Köy Nüfusu: 14.917
Belde Sayısı: 1
Köy Sayısı: 38
Yüzölçümü(km2): 665
İl'e uzaklığı (km): 57




KARAYAZI

TARİHİ : İlçenin M.Ö, III, yüzyılda kurulduğu Aras nehri civarında, Salyamaç , Yolgören ve Çelikli köylerinde bulunan tarihi eserlerden anlaşılmaktadır. Eski adı Bayraktar’dır. Bucak iken Hınıs İlçesine bağlı olan ve daha sonra Pasinler İlçesine bağlanan Bayraktar Bucağı’nın ismi 1937 yılmda Karayazı olarak değiştirilmiş, müstakil ilçe haline getirilmiştir.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 35.785
Şehir Nüfusu: 7.532
Köy Nüfusu: 28.253
Belde Sayısı: -
Köy Sayısı: 70
Yüzölçümü(km2): 2.372
İl'e uzaklığı (km): 120




KARAÇOBAN


TARİHİ : Karaçoban ilçesinin tarihi M.Ö. 1400 yıllarına dayanmaktadır. Uzun yıllar İranlıların egemenliği altında kalmış, daha sonra Bizanslıların eline geçmiştir. 1071 yılında Selçuklu Sultanı Alparslan'ın Malazgirt savaşını kazanmasıyla, Karaçoban Türk hakimiyetine geçmiş, daha sonra tekrar İranlıların eline geçmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme döneminde Anadolu birliği sağlanırken, tekrar Karaçoban Türk hakimiyetine girmiştir. Kısa bir süre Rus işgalinde kalan İlçe, işgalcilerin temizlenmesiyle vatan topraklarına katılmıştır

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 32.300
Şehir Nüfusu: -
Köy Nüfusu: -
Belde Sayısı: 1
Köy Sayısı: 19
Yüzölçümü(km2): -
İl'e uzaklığı (km): 183




İSPİR

TARİHİ : Oldukça eski bir yerleşim alanı olan ilçemiz ve çevresi, tarih boyunca Perslerin, İskender, Roma ve Bizans İmparatorluklarının hakimiyetinde bulunmuş, zaman zaman da Müslüman Arapların eline geçmiştir. 1015'ten itibaren Anadolu’ya başlayan Türk akınlarının tesir sahasında kalan yöremiz, 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Türk topraklarına katılmıştır. Fatih'ten sonra Anadolu da kurulan ilk Türk beyliği olan Saltukoğulları beyliği sınırları içerisinde kalan İlçemiz, 1202 Anadolu Selçukluların eline geçmiştir. Bu devletin yıkılmasından sonra birkaç kez daha el değiştiren ilçemiz ve çevresi 1517'de Yavuz Sultan Selim'in Mısır sefer dönüşünde kesin olarak Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır.Birinci Dünya savaşı döneminde ilçemiz 1914 - 1918 yılları arasında Rus işgali ve Ermeni mezalimine uğramış, 25 Şubat 1918'de Kazım Karabekir Paşa Komutanlığında l. Kafkas Kolordusuna bağlı birliklerce vatan topraklarına katılmıştır.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 30.260
Şehir Nüfusu: 11.244
Köy Nüfusu: 19.016
Belde Sayısı: 3
Köy Sayısı: 88
Yüzölçümü(km2): 2.100
İl'e uzaklığı (km): 137




ILICA


TARİHİ : Ilıca İlçesinin ilk yerleşme yeri, Karasu ile Pulur çayı arasındaki verimli bölgedir. Bu bölgenin sınırları içinde yer alan Karaz (Kahramanlar Köyü ) da yapılan kazılar ve arkeolojik araştırmalar buradaki hayatın M. Ö. 4000 yıllara kadar uzandığını göstermektedir.Ilıca sırasıyla; Huriler, Hayasa, Azzi krallığı, Urartular (MÖ. 900-600), İskitler, Metler ve Perslerin istilasına uğramıştır. M.Ö. 65 yıllarında Romalıların hakimiyetine geçmiştir. M. S. 1040 ile 1063 yıllarında Büyük Selçuklu Devleti Komutanlarından İbrahim Yınal ile Kutalmış, Erzurum 'u ele geçirmek için Ilıca'da ordugah kurmuşlardır. Malazgirt Zaferi’nden sonra Ilıca tamamen Türklerin eline geçmiştir.Birçok kez işgal ve istilaya uğrayan Ilıca, l Cihan Harbinde General Yudeniç kumandasındaki Rus ordusunun 16 Şubat 1916 günü Erzurum'u işgaliyle geri çekilen Türk ordusunu takip ederken 16-17 Şubat 1918 gecesi vuku bulan şiddetli çarpışmalardan sonra Rusların eline geçti.Kazım Karabekir Paşa kumandasındaki Türk ordusunun saldırışı karşısında Ermenilerin kaçması neticesinde 11 Mart 1918 günü Ilıca yeniden Türkler’in eline geçti.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 30.328
Şehir Nüfusu: 12.909
Köy Nüfusu: 17.419
Belde Sayısı: 1
Köy Sayısı: 63
Yüzölçümü(km2): 1.702
İl'e uzaklığı (km): 14




HORASAN

TARİHİ : Horasan, Doğuyu Batıya bağlayan eski ipek yolu üzerinde bulunan ve M.Ö. 4000 yılına kadar uzanan bir geçmişe sahip olup, Büyük Roma, Asur, Uranu, Med, Pers Devletlerinin istilalarına uğramış, milattan sonraki dönemde ise, Sasani, Arap ve Bizans hakimiyetinde kalmıştır. 1071 Malazgirt Savaşıyla birlikte Selçukluların Bizans, Gürcü ve Ermeni krallıklarına karşı kesin üstünlükleri Doğu Anadolu' nun zaptı başlamış oldu. Bu süreçte İran Horasan' ından gelen Türk topluluklar, o zamana kadar ismi ÜSKÜHAT olan yere Horasan ismini vererek yerleştiler.Erzurum ve civarında Osmanlı hakimiyeti 1514 yılında yapılan Çaldıran Seferiyle kurulmuş ve Horasan, Erzurum Sancağı Pasinler Kazasına bağlı 16 köyden ibaret bir Osmanlı Nahiyesi olmuştur.1877-1878 Osmanlı-Rus harbi sırasında, Ahmet Muhtar Paşa kumandasındaki ordu her ne kadar kısmi başarılar elde ettiyse de Horasan - Köprüköy - Pasinler hattı Rus işgali altına girdi ve ordu Erzurum hattına çekildi.1917 yılında Rusya'da meydana gelen ihtilal üzerine Rus'lar, işgal ettikleri yerleri Ermenilere bırakarak bölgeden çekildiler.Rusların çekilmesinden sonra Doğu illerini kurtarmak üzere harekete geçen ordumuz, Kazım Karabekir Paşa komutasında 12 mart 1918 de Erzurum' u kurtarmıştır. Horasan' ın Ermeni zulmünden kurtuluşu ise 25 mart 1918’dir.Horasan İlçesi, Cumhuriyet devrinde Pasinler İlçesine bağlı Zanzak (Akçataş) nahiyesinin bir köyü iken 1940 yılında nahiye merkezi şimdiki Horasan' a nakledilmiş ve 30 köy bağlanmıştır. 4 Aralık 1953' de 6191 sayılı kanunla ilçe olmuştur.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 44.884
Şehir Nüfusu: 15.578
Köy Nüfusu: 29.306
Belde Sayısı: -
Köy Sayısı: 77
Yüzölçümü(km2): 1669
İl'e uzaklığı (km): 81




HINIS

TARİHİ : Hınıs İlçesinin tarihi kesin olmamakla beraber İlçenin Kuruluş tarihi M. Ö. 1400 Yılına dayanmaktadır. Uzun süre İranlıların hakimiyetinde kalan İlçe, daha sonra Bizanslıların eline geçmiş. 1071 Malazgirt Zaferi ile Türk hakimiyetine girmiştir. Daha sonra İranlılar’ın eline geçen Hınıs, Osmanlı İmparatorluğunun büyüme döneminde Türk hakimiyetine girmiştir. Kısa bir süre Rus işgalinde kalmış ise de 14 Mart 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtarılarak vatan topraklarına katılmıştır.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 50.750
Şehir Nüfusu: 31.132
Köy Nüfusu: 19.618
Belde Sayısı: 1
Köy Sayısı: 81
Yüzölçümü(km2): 1799
İl'e uzaklığı (km): 150




ÇAT


TARİHİ : Çat İlçesi XVIII Asrın başlarında Osmanlı Sipahileri Tarafından İlçeye 17 Km uzaklıkta bulunan Yavi Kasabası civarında kurulmuş XIX. Asrın başlarında Dersim tarafından gelen Türk Aşiretleri ile birleşmişlerdir. Birinci Dünya Savaşından sonra-Kığı İlçesine bağlanmış daha sonra coğrafi konumu sebebiyle Tercan İlçesine bağlanmıştır. Yavi Bucak Merkezi iken 1936 yılında Aşağıçat Köyü İlçe Merkezi olmuş, 1939 yılında idari bağlılığı değiştirilerek Aşkale ilçesine bağlanmıştır. 1946 yılında Oyuklu Köyü adı altında Erzurum İline bağlanmıştır. 1954 yılında ise Oyuklu Köyü Çat adı altında İlçe merkezi haline dönüştürülmüştür.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 27.104
Şehir Nüfusu: 8.131
Köy Nüfusu: 18.973
Belde Sayısı: 1
Köy Sayısı: 41
Yüzölçümü(km2): 1386
İl'e uzaklığı (km): 52




AŞKALE

TARİHİ : Konumu itibariyle, doğu illerini batıya ve kuzeye bağlayan yolların kesiştiği noktada yer alan ve tarihi açıdan eski bir yerleşim yeri olan Aşkale, tarihi boyunca çeşitli kavimlerin ve milletlerin istilasına uğramış ve otuz beş kez el değiştirmiştir.Bugünkü ismini Türk devresinde alan Aşkale' nin tarihi, MÖ 1700 yılında Hititler' le başlamış, 1081 yılında Türkler' in , Çaldıran Savaşı (1514) ile de Osmanlı Devleti'nin hakimiyetine girmiştir.

İLÇENİN GENEL DURUMU :

Toplam Nüfusu: 35.388
Şehir Nüfusu: 15.374
Köy Nüfusu: 20.014
Belde Sayısı: 2
Köy Sayısı: 67
Yüzölçümü(km2): 1.500
İl'e uzaklığı (km): 56




Erzurum Mutfağı

Anadolu'nun her yöresinin kendine ait yöresel bir mutfağı vardır. Erzurum'da zengin bir mutfak kültürüne sahiptir. Bunlardan lor dolması, kadayıf dolması, özel yapılmış su böreği, ayran aşı ve cağ kebabı bu mutfağın baş yemekleridir. Erzurum'a yolu düşenlere bu yemekleri, özellikle Tortum Cağ kebabını tatmaları tavsiye edilir.

Halk oyunları

Erzurum'da oynanan halk danslarına "Bar" denir. Bar'ın tarihçesi çok eskilere Orta Asya'da Altay kavimlerine kadar uzanır. Erzurum halk oyunları erkek ve kadınlarca ayrı ayrı oynanır. Atatürk Üniversitesi halk oyunları ile Erzurum halk oyunlar ve türküleri derneği bar ekibi çeşitli uluslararası halk dansları festivallerinde birincilik ödülleri almışlardır. Bar oyunu mertlik ve yiğitlik sembolüdür. Erzurum ayrıca zengin bir halk türküleri kaynağına sahiptir.

El sanatları

Erzurum, el sanatları, Erzurum kuyumculuğu ve Oltu taşı işlemeciliği ile ünlüdür. Yarı değerli taş olan Oltu Taşı (kehribar) Erzurum'a özgüdür. Altın ve gümüş ile birlikte Oltu Taşından kadınlar için bilezik, gerdanlık, broş, küpe, saç tokası ve tarağı yapılırken, erkekler için tespih, ağızlık, yüzük, vb. eşya imal edilmektedir. Bu ürünlerin satıldığı yer Rüstem Paşa Bedesteni'dir. Taşhan olarak da adlandırılan bu eser Kanuni Sultan Süleyman'ın sadrazamı Rüstem Paşa tarafında yaptırılmıştır. Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşıyan iki katlı bina halen çarşı olarak kullanılmaktadır.

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02

İletigönderen creative » Pzt Eyl 03, 2007 14:02

CİRİT OYUNU :

Tarihi Cirit Oyunu Alparslan'la beraber Anadolu'ya girmiş daha sonra Avrupa'ya ve Arabistan ülkelerine sıçramıştır. 17.yüzyılda Fransa'da, Almanya'da ve diğer ülkelerde de Cirit Oyunu yayılmıştır.

Cirit Oyunu, Türklerin en büyük tören ve bedeni oyunu idi. Daha sonra 16.yüzyılda Osmanlı Türkleri tarafından bir savaş oyunu olarak kabul edildi. 19. yüzyılda bütün Osmanlı ülkesi ve saraylarının en büyük gösteri sporu ve oyunu oldu. Cirit, aynı zaman tehlikeli bir oyun olduğundan 1826 yılında II.Mahmut tarafından yasak edildi. Fakat daha sonra yine Osmanlı ülkesinin başta gelen meydan ve savaş oyunu olarak her tarafa yayıldı.

Cirit Oyunu, daha 40-50 yıl öncesine değin Anadolu'da yaygın bir oyun olduğu halde son yıllarda sadece ERZURUM ERZİNCAN UŞAK BAYBURT ANKARA MANİSA KARS yörelerinde yaşamaya devam etti. 20-25 yıldan beri Konya ve Balıkesir'de tarihe karıştı. ERZURUM ilimiz 23 kulübü ile bu oyunun ayakta kalabilmesi için elinden gelen uğraşı vermektedir.her yıl mayıs ayında yapılan Erzurum grup eleme maçları bir aydan fazla sürmektedir.Bu durum son yıllarda türkiye şampiyonası heyecanını bile geride bırakır hale gelmiştir.

Buna rağmen halen Anadolu'nun hemen her köşesinde düğünlerde ve bayramlarda köy delikanlıları ve kasaba halkı Cirit Oyunu'nu oynamaktadır. Büyük şehirlere karşı köy ve kasabalarda yaşamaktadır. Sinop köylerinden Gaziantep'e, Bursa'dan Antalya'ya kadar Doğu, Batı, Güney ve Kuzey Anadolu'da köylerimizin güreşle beraber başlıca yiğitlik ve savaş oyununu teşkil etmektedir. Halkın ilgisini çekmek için cirit meydanında davullar ve zurnalar çalınır. Ayrıca yurtdışında İran, Afganistan ve Türkistan Türkleri ile Türklerle meskûn diğer Asya yörelerinde de hâlâ canlılığını ve geleneğini sürdürmektedir.

Her yıl Ertuğrul Gazi Törenleri dolayısıyla eylül aylarının ikinci Pazar günleri Söğüt'te, çeşitli şenlikler vesilesiyle de Erzurum, Kars ve Bayburt dolaylarında oynanmaktadır.


Kurallar
Cirit Oyunu'nda iki takım bulunur. Bu takımlar 70 ilâ 120 metre genişliğindeki bir alanda karşılıklı olarak alanın en gerisinde 5'er, 6'şar veya 7'şer kişi olarak dizilirler. Ciritçiler bölgesel giyimleriyle atlarına biner. Sağ ellerine atacakları ilk ciriti, diğer ellerine de yedek ve kamçı alırlar. İki tarafın birinden bir atlı öne fırlar, karşı dizinin önüne 30-40 metre kadar yaklaşır. alay durağındaki rakip takım oyuncularından birine Sağ elindeki ciriti savurur, sonra geri döner, atını kendi dizisine doğru mahmuzlar. Karşı tarafın oyuncusu hızla onu takip eder, elindeki ciriti geri dönüp kaçan karşı taraf elemanına fırlatır. Bu kez ilk oyuncunun çıktığı sıradan diğer bir ciritçi onu karşılar. İkinci diziden çıkan, sırasındaki yerini almak için süratle yerine dönmeye çalışır. Bu defa rakibi onu kovalar ve ciritini atar.

Oyun böylece sürer. Cirit isabet ettiren ciritçi takımına sayı kazandırır.Günümüzde cirit modernize olmuş ve artık resmi bir spor dalı haline gelmiştir.Artı ve eksi puanlardan olşan bir puanlama şekli mevcuttur.Oyunun galibini bu puanlar belirler

Ciritçi karşı taraf oyuncusundan kendisini sakınmak için çeşitli hareketler yapar, atın sağına soluna, karnının altına, boynuna yatar.

Öte yandan cirit oyununda ölüm olmaması için, daha evvelleri hurma ve meşe ağacından 70-100 santim uzunluğunda, 2-3 cm. kutrunda yapılan ciritler, daha sonraları kavak ağacından yapılmaya başlanmıştır. Sopaların uçları silindir şeklinde kesilerek yuvarlatılır. Kabukları yontulur. Bu isabet halinde bir yara açılmasını ve ölüm tehlikesini yok etmek için alınan bir tedbirdir.




Cirit sona erince, cirit oyununu düzenleyenler başarılı olanlara ödüller, ziyafetler verir.


Terimler

Değnek; Diğnek, Deynek
Çeşitli yörelerde cirit oyununa verilen ad.
Cirit Havası
Cirit oynanırken davul ve zurna ile özel ritmlerde çalınan ezgilerin tümü ya da bir tanesi.
At Oyunu
Ciritin Tunceli ve Muş yöresindeki adı.
At Oynatma Havası
Tunceli ve Muş yörelerinde ciritten önce at oynatma için özel ritmlerde çalınan ezgi ve ritmlere verilen ad.
Rahvan
Atın iki ayakla koşar gibi aynı yanda bulunan ayaklarını aynı anda atarak yaptığı, biniciyi sarsmayan bir yürüyüş şeklidir.
Rahvan At
Biniciyi sarsmadan yürüyen at.
Tırısa Kalkmak
Atın çaprazlama ayak atarak hızlı ve sarsıntılı yürüyüşüne denir.
Dörtnal
Atın en hızlı koşuşu.
Hücum Dörtnal
Atın en hızlı koşuşunun daha ilerisinde bir süratle hedefe at sürme.
Adeta
Atın düz yürüyüşü.
Aheste
Atın ağır ağır, arka kalçalara yüklenerek yürüyüşü.
At Başı
İki atın bir hizada oluşu.
At Cambazı
Ciritte at üzerinde beceri ve hüner gösteren binici.
At Oynatmak
Ciritte hüner göstermek.
Sipahi, Sipah, İspahi
Eskiden Yeniçeriler zamanında bir sınıf atlı askere denirdi. Fakat iyi at binen kişilere de at oyunlarında becerisi olan oyunculara da çeşitli yörelerde bu adlar kullanılmaktadır.
Seymen Olmak
Ulusal giysilerin yöreye ait olanlarının düğün nedeni ile Ankara dolaylarında giyilmesine denir.
Osmanlı
Atlı, suvari, anlamında kullanılmaktadır.
Menzil
Ciritte at üzerinde sıra biçiminde duranlara verilen ad.
Alan
Cirit meydanına verilen ad. Cirit oynanan yer.
Şehit
Ciritte isabet alıp ölenlere verilen ad.
Acemi
Savurduğu ciriti ata değen oyuncuya denir.
TERÖRÜN BEYNİ BARZANİ
YÖNETİMİ KANDİL
DESTEKÇİSİ BÖLÜCÜLER
MİHMANDARI AKP'DİR
Kullanıcı küçük betizi
creative
Üye
Üye
 
İletiler: 855
Kayıt: Pzr Şub 25, 2007 20:27
Konum: Başkent'den


Şu dizine dön: Şehirler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x