
Esad’ı eleştirenler beterini ederler
Kilis’te birkaç gün önce mülteci kampında olaylar çıktı.
500 mülteci yetersiz su veriliyor diye eylem yaptı. Polisimizin üzerine taş ve sopalarla saldırdılar. Bir şube müdürü dört polis memuru yaralandı. Polis güç kullanmak zorunda kaldı.
Evet, geçen gün olan olayların özeti bu. Peki, bu adamlar kim?
Suriye devletinden kaçan kişiler neden kaçıyorlar?
Suriye’de silahlı eyleme karışmışlar, devlete kurşun atmışlar.
Peki, günlerden beri Davutoğlu’ndan, Bülent Arınç’a Başbakan’a kadar AKP kadroları Suriye’yi neyle itham ediyorlar?
Bu mültecilere Esad güç kullandı diye…
Bir Müslüman hakkında ileri geri konuşanın başına aynısı gelmeden o kişi ölmezmiş. Dün Esad’ı eleştirenler şimdi Kilis’te aynısını yapıyor mültecilere karşı güç kullanıyor.Oysa Esad bu insanlara kendisine karşı silah kullandılar diye güç kullanmıştı.
Bırakın silahı AKP’nin taşa ve sopaya bile tahammülü yok.
Yanlış anlamayın ben neden güvenlik güçleri kullanıldı demiyorum.
Ama dün Esad’ı eleştirenler aynı insanlara daha azını bile yaptıklarında güç kullanıyorlar.
Demek ki maazallah bunlar Esad’ın yerinde olsalar lav silahları ile bu mültecileri kızartma yaparlardı.
Bu arada bu gelen mültecileri masum ve mazlum gösteren o şakşakçı yandaş medya bu olaya sesini bile çıkartmıyor.
Demek ki bu mülteciler kimmiş efendim?
Bir bardak su için polisimizi bile dövecek kadar gözü dönmüş insanlarmış bunlar.
Polisimize saldırırken hiç de öyle mahzun ve mazlum durmuyorlar.
Bütün bu olaylar herkesin gözü önünde cereyan ediyor.
Ancak görmek istemeyen bir gözden daha kör ne olabilir?
Lafla savaş gemisi yürümez
Akdeniz suları ısınıyor.
Dünyanın önde gelen ülkeleri devasa uçak gemileri ile bölgede gövde gösterisi yapıyor.
Rusya, Çin, Fransa, ABD, İsrail, İran ve diğerleri bölgede bilek güreşi yapmakla meşgul.
Peki, biz ne yapıyoruz?
Denizin dibinden enkazımızı bile çıkartamıyoruz.
Bir de çıkmışız Suriye konusunda en üst perdeden atıp tutuyoruz.
Lafla ne peynir gemisi ne de savaş gemisi yürümez…
Bizi ciddiye alan bile yok Kofi Annan bir Rusya’da bir İran’da bir İsrail’de Türkiye’yi pas geçip duruyor.
Biz de haçlı işgalinde rol kapmakla meşgulüz.
Benimkisi iddia, bakalım zaman kimi haklı çıkaracak?
Bayram değil seyran değil Başbakan Numan Kurtulmuş’u neden partisine aldı?
Olayları yakinen takip eden herkes bilir ki Başbakan kendisine yapılan en ufak bir çıkışı yıllar geçse de unutmaz, unutturmaz.
Yani sizin anlayacağınız kitabında pek affetme yoktur. Bunun yüzlerce örneği var.
Ancak son derece ilginç bir şekilde birebir kendi şahsını en ağır cümlelerle eleştiren Numan Bey’e partisinin ve başbakanlığın kapılarını sonuna kadar açıyor.
Bu başbakanın kendi tercihi ile olacak bir şey değil, gelişmeler Erdoğan’ın mizacına aykırı.
Peki, olay ne?
Daha önce söyledik, ABD’nin dünyayı kontrol etmekte kullandığı ve kurdurduğu bazı kurumlar var. IMF ve NATO bunların başında geliyor. Yeni konseptte bu kurumların hedefi İslam coğrafyası. İşgalin alt yapısını hazırlıyorlar.
Bu kurumlar İslam coğrafyasından veto yemesin bu bölgelerde rahat hareket etsin diye yeni dönemde bu kurumların başına Türkiye’den isimler getirilecek.
Maalesef ülkemiz haçlı işgalinin başkumandanlığını yapıyor.
Benimki bir iddia ama bir yere not edin. Gelecek iki yıl içinde bakalım ne olacak?
Ali Babacan IMF’nin başına, Abdullah Gül NATO’nun başına getirilebilir.
Başbakan da kendisini en yukarıya hazırlıyor. Öyleyse Başbakan’ın yerine kim gelecek?
Numan Kurtulmuş.
ABD’de Temple ve Cornell üniversitelerinde çalıştı, İngilizceyi biliyor
Wikileaks belgelerine göre eski ABD elçisinin raporunda da belirtildiği üzere İsrail konusunda son derece ılımlı.
Şimdi düşünün ABD konuşurken tercüman kullanmayacak konuşulanlar orada kalacak bu Erdoğan’da dahi olmayan bir özellik…
ABD’nin beklentilerini de biliyor oralarda yıllarca mürekkep yalamış.
ABD mürekkebi diline bulaşmış.
İsrail konusunda son derece ılımlı.
Eh daha ne olacak? Yani bundan iyisi Şam da kayısı…
Ben asıl Davutoğlu ile Bülent Arınç’a üzülüyorum olan onlara olacak!
Ama Davutoğlu herhalde kitap yazar ben bile okurum.
Düşünsenize kapağında şöyle bir resim; Hillary Clinton ile ellerini birbirine vurdukları fotoğraf ve kapak yazısı; Ben, Hillary ve yaşananlar…
Bir çırpıda okunur. Valla insan merak ediyor bu kadar kısa zamanda bütün dostlarımızla bizi düşman yapan Davutoğlu nasıl oldu da Hilllary Clinton ile bu kadar yakınlık ve dostluk kurdu?
Bülent Bey de herhalde kökenimiz isimli bir kitap yazar!
Türk siyasetinde önde olan isimlerin başta kendisi olmak üzere büyük dedelerini anlatır.
Bu tarihi kitap da bir çırpıda okunur…
Selim KOTİL, 20 Temmuz 2012