
Rasim Görüm mahkemede "Biz suçlu değiliz. Suç şüphesi olan iddia makamıdır" dedi.
''Ergenekon'' davasının tutuklu sanıklarından olan ve Cumhuriyet gazetesine bomba atılmasıyla ilgili Ataşehir'de yapılan toplantıya katıldığı öne sürülen tutuklu sanıklardan Rasim Görüm, savunmasını yaptı.
Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davada savunmasını yapan Rasim Görüm, davanın tutuklu sanıklarından Hüseyin Görüm'ün amcası olduğunu söyledi.
Görüm, 24 Mayıs 2008 sabahı maskeli ve silahlı yaklaşık 40 polisin evini bastığını ve kendisine, ''Ergenekon davası için buradayız, bizi uğraştırma, silahlar nerede?'' dediklerini öne sürdü.
Polisin kendisine, ''Evinde neden Türk bayrağı asılı? Cumhuriyet gazetesi okuyor musun?'' gibi sorular yönelttiklerini iddia eden Görüm, taksicilik yaptığı arabada da arama yapıldığını ve her iki yerde de hiçbir şey bulunamadığının tutanakla tespit edildiğini ileri sürdü.
Rasim Görüm, polis sorgusunda Danıştay davası sanıklarından Osman Yıldırım'ın kendisini teşhis ettiğinin söylendiğini öne sürerek, ayrıca kendisine ''Muzaffer Tekin ve Veli Küçük'ü tanıdığını söyle'' şeklinde telkinde bulunulduğunu iddia etti.
Görüm, polise, ailesiyle gittiği Şile gezisinde sadece Veli Küçük'ü gördüğünü ama tanıştırılmadığını anlattığını, polislerden çok baskı gördüğünü, bu nedenle Adli Tıp'ta ''psikolojik baskı gördüğünü'' aktardığını dile getirerek, adli tıp raporunu gösterdi.
Yıldırım'ın, kendisinin Muzaffer Tekin'in korumalığını yaptığını ileri sürdüğünü belirten Görüm, ''İstanbul'a 2-3 yıldır gelmemiştim. Sakarya Hendek'te yaşayan bir insan olarak nasıl İstanbul'da yaşayan bir insanın korumalığını yaparım? Ben Muzaffer Tekin'in ev adresini bilmem, iş adresini bilmem. Sadece görmüşlüğüm ve merhabalaşmışlığım vardır'' dedi.
Rasim Görüm, Muzaffer Tekin'le irtibatı olsaydı, en azından telefon dökümlerinde 2-3 görüşmelerinin ortaya çıkması gerektiğini ama böyle bir şeyin olmadığını savunarak, ''Hiçbir görüşmemizin olmaması, savcıların ifadesiyle, hayatın doğal akışına uygun mudur?'' diye konuştu.
Ataşehir'de bir villada yapıldığı iddia edilen toplantının olduğu tarihlerde Hendek'te bulunduğunun baz istasyonu kayıtlarından da anlaşıldığını belirten Görüm, aynı tarihlerde Osman Yıldırım ve Alpaslan Aslan'ın bu bölgede bulunduklarının ve gün içinde bir kaç kez görüşme yaptıklarının ise yine baz istasyonu kayıtlarından ortaya çıktığını söyledi.
Görüm, Osman Yıldırım'ın kendi ablasını öldürme, nüfus kağıdında tahrifat yapma ve 18 yaşındaki öz yeğenini pazarlama gibi suçları bulunduğunu iddia ederek, ''Bu tür suçları olan bir adamın savcılar nezdinde niçin muteber bir adam olduğunun nedenini engin tecrübelerinize bırakıyorum'' dedi.
-''OSMAN YILDIRIM'IN İFADESİ YALAN''-
Yıldırım'ın ifadesinin ''yalan'' olduğunun söylediklerinin çelişmesinden de anlaşılabileceğini savunan Görüm, Alpaslan Aslan'ı ilk önce 2003 yılında tanıdığını belirttiğini ancak daha sonra 2006 yılında tanıştıklarını söylediğini, eylemler için pek çok kez toplantı yaptıkları Ataşehir'deki evin ''sağdaki daire mi, soldaki daire mi'' olduğu sorulduğunda bunu bile söylemediğini ileri sürdü.
Görüm, Yıldırım'ın kendisini Şile gezisindeki resimlerden ''Muzaffer Tekin'in koruması'' olarak teşhis ettiğini öne sürerek, ''Toplantı yaptıkları evin sağdaki daire mi, soldaki daire mi, villa mı, apartman dairesi mi olduğunu hatırlayamayacak seviyede birinin fotoğraflara bakıp birini teşhis etmesini beklemek, bir köpekten bilardo oynamasını beklemektir'' görüşünü savundu.
Osman Yıldırım'ın, ''Cumhuriyet gazetesini bombalama olayını önce Muzaffer Tekin'in yaptırdığını'' söylediğini, iddianamenin bir başka sayfasında yer alan bir ifadesinde, ''Veli Küçük'ten aldığı iş gereği çıkar amaçlı olarak Cumhuriyet'e 2 saldırı düzenlediğini'' anlattığını, iddianamenin yine bir başka yerinde ise ''bombalama emrini ve el bombalarını Muzaffer Tekin'in Ataşehir'deki toplantıda verdiğini'' öne sürdüğünü kaydeden Görüm, Yıldırım'ın savcılar tarafından yönlendirildiğini iddia etti.
Rasim Görüm, vaatler yerine getirilmediği takdirde Yıldırım'ın bu kez de savcılar hakkında çeşitli suçlamalarda bulunacağını ileri sürdü.
Kuvayı Milliye 1919 Derneği ile iddia edildiğinin aksine hiçbir bağlantısının olmadığını, buraya hiç gitmediğini öne süren Görüm, şunları söyledi:
''Akrabalarımla gittiğim gezide çektirdiğim fotoğraf suç mudur? O fotoğrafta amcam var, halam var, amca oğlum var. Herhangi biriyle yan yana fotoğrafım mı var? Ben ailemin geçimini taksicilik yaparak sağlamaktayım. Şu an ailem mağdur durumdadır. Hakkımda toplanacak ya da karartılabilecek hiçbir delil yoktur. Kaçma şüphesi de kaçabileceğim bir yer de yoktur. Ben buradan tahliye edilsem de her gün mahkemenin önünde yatacağım, beraatımı bekleyeceğim. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum.''
-ÇAPRAZ SORGUSU YAPILDI-
Savunmasının ardından çapraz sorgusu yapılan Rasim Görüm, Cumhuriyet savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın'ın, ''Muzaffer Tekin'i tanımadığınızı söylüyorsunuz. Ancak aynı karede yan yana olan fotoğraflarınız var. Tanışıklığınızı gizlemenizin özel bir nedeni var mı?'' sorusu üzerine, Muzaffer Tekin'in ofisine gitmediğini, bunun yanlış aksettirildiğini ileri sürdü.
Görüm, ''Gizlemiyorum. Tanıyorsam, gördüysem söylerim. Benim sadece merhabalığım var. Hiç muhabbetim yok. Tanımak kavramı ne demek. İddia makamı mahkemeyi yanıltıyor'' dedi.
Bunun üzerine Savcı Taşkın, Rasim Görüm'e, Hüseyin Görüm'ün barakasında çekilen fotoğrafını göstererek, ''Bu unutulacak bir şey midir? Bu şekilde söylemeniz varsa bağlantınızı gizlediğiniz anlamına gelir'' diye konuştu.
Rasim Görüm de fotoğraflardaki kişinin kendisi olduğunu ancak fotoğrafların, Şile'de ailece gidilen bir yerde, konferansta ve barakada çekildiğini belirterek, ''Fotoğraflardan dolayı kurgulanmış bir şekilde huzurdayım'' iddiasında bulundu.
Görüm, başka bir soru üzerine de Alpaslan Arslan'ı tanımadığını söyledi.
Duruşmada söz alan Muzaffer Tekin de Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'e hitaben, ''Ben sizin bir bakışınızdan anlıyorum. Meslek hayatınızda belki de 'zul' diyeceğiniz iddia makamı ile çalışıyorsunuz. 'Tertibi gizliyorsunuz' diyorlar. Esas tertibi gizleyenler kendileri. 6 tane topluma mal olmuş insanız. Olmayan ev, olmayan toplantı, olmayan bomba. Hala bunları buradaki namuslu ve dürüst insanlara yamamaya çalışıyorlar. Biz suçlu değiliz. Burada kuvvetli suç şüphesi olan iddia makamıdır'' görüşünü savundu.
Kaynak