EZOTERİK ve EGZOTERİK

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

EZOTERİK ve EGZOTERİK

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Pzr Mar 17, 2024 22:55

EZOTERİK ve EGZOTERİK
Dil, düşünce ve kültür arasındaki ‘ilişki’ üzerine ‘yeni’ şeyler söylenip yazılmakta.
Kuşkusuz bu sevindirici bir gelişme olarak görülmelidir.
Değil mi ki, Cumhuriyet’le birlikte Batı Klasikleri ve hatta Doğu Klasikleri’nin Türkçeleştirilmesi konusunda Devletsel bir çaba gösterilmişti.
1960’lı yıllardan itibaren de ‘Sol’ hakkında yoğun bir çeviri çabasının olduğunu biliyoruz.
Ancak, daha o günlerden itibaren, bu ‘çeviri’ler ile ‘orijinal’i arasındaki tutarsızlıklar ortaya çıkmış; örneğin Kapital’in birkaç farklı çevirisi yapılmıştır.
Sadece, bu yazıya giriş tümcesindeki ‘ilişki’ sözcüğünün, ilintililik veya yakınlık olmaktan öte bir ‘bağ’ veya ‘bağlantı’ya işaret ettiği düşünülürse, ilk bakışta bu ‘anlam derinliği’ kavranamayabilir.
Kendi payımıza, ne dil ve ne de çeviri konusunda ‘uzman’ olmadığımız halde, salt kendi çalışmalarımızın ‘özgül’lüğü bağlamında, yeri geldikçe kimi sözcük, terim ve kavramların ‘anlam derinliği’ni göstermeye çalışmaktayız.
Kuşkusuz yeterince ‘edebî’ bir ‘biçem’ tutturduğumuzu savlayacak değiliz.
Ancak bir dilden bir başka dile ‘çeviri’ yapılırken, ‘edebî’ olmaya çalışmanın, çoğu kez ‘bilimsel titizlik’ten ödün vermeye yol açtığını söyleyebiliriz.
Nitekim Alman kökenli çağdaş filozoflardan Anselm Jappe’ın dikkat çektiği üzere, özellikle Hegel ve Marx’ın çalışmalarının Fransızca çevirilerinde bile bu umursamazlığın yanlış anlaşılmalara yol açtığı görülmektedir.
Örneğin, Hegel uzmanı olmayan biri için, Hegel’in ‘Begriff’ diye yazarken Fransızca ‘notion’ mu yoksa ‘concept’ mi demek istediğinin bir önemi olmayabilir. Benzer biçimde, Marx’ın Kapital’inin kavramsal (conceptuelle) yapısı, deyim ya da tarif (Fransızca notion) biçiminde çevrilecek olursa, kavramın deyimden çok daha ileri bir ‘kesinlik’ ifade ettiği görmezlikten gelinmiş olacaktır.
Yine Hegel’in Almanca ‘Verstand’ sözcüğü‚ Fransızca ‘Intellect’ yerine ‘Esprit’ sözcüğüyle çevrilecek olursa; Hegel’in ‘Intellect’i esprit hareketinin dışında özgül ampirik bir veri olarak gördüğü es geçilmiş olacaktır.
O arada Google’de, Almanca Verstand karşılığı olarak Esprit yazdığını anımsatalım.
Böylece, felsefî ve bilimsel çabaların, Çizmeli Mehmet Ağa benzeri ‘Google Amca’nın ‘keyfine göre’ sıradanlaştırılarak yaygınlaştırılmak istendiğine dikkat çekelim.
Kaldı ki, bu konuda sanılandan çok daha fazla örnek verilebilir. Dahası, çok daha ‘derin’ anlam kaymalarına yol açabilecek örnekler bulunmaktadır.
Öyle ki, Marx’ın kendi yaşadığı dönemde, çalışmalarının Fransızca ve Rusça’ya çevirilerini okuyarak ‘düzeltme’ler yaptığı da bilinmektedir.
Nitekim Türkiye’de özellikle ‘Sol’ kesimde, Marx-Engels-Lenin çevirileri üzerine, sözde ‘kuramsal’ tartışmalar yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir.
Burada yine Anselm Jappe’ın dikkatimizi çektiği üzere, bir filozof, bir bilim insanı ve ya da öğreti sahibi bir politikacıyla ilgili değerlendirmeleri ‘ezoterik’ veya ‘egzoterik’ bir yaklaşımla ele almak arasında da çok önemli bir ayırım vardır.
Dolayısıyla, örneğin Marx’ın çalışmalarının ‘ezoterik’, yani ilgili konularda belli bir derinliğe ulaşmış kişilerce çevrilmesi ile, gelişigüzel yaygınlaştırılmış, alenî yani ‘egzoterik’ bir yaklaşımla, yani sözde herkesin anlayabileceği bir dille çevrilmesi arasında da önemli bir ayırım olacağı söylenebilir.
Kısaca ‘basite indirgemek’ ile ‘bayağılaştırmak’ arasındaki ayırımı iyi belirlemek gerekmektedir.
Nitekim Türkiye’de Marx ve Marksizm konusunda bu ‘bayağılık’ı görmek için çok çaba harcamaya gerek yoktur.
Sözde ‘kerli ferli’ aydınlarımızın bu konudaki görüşleri ile Çemizgezek’in dağ köyündeki kahvehane sakinlerinin görüşlerinin benzeştiği ileri sürülebilir. Her ikisi de ‘Das Kapital’de neler yazdığını bildiklerini rahatlıkla söyleyebilirler.
Bu abartılı örneği geçersek, Marx’ın bizzat Adam Smith için ‘ezoterik’ bir yaklaşım geliştiremediği, yani ‘genel sürecin özüne inemediği’ ileri sürülmektedir.
Benzer biçimde, Genç Hegelciler de, Hegel ve o arada Platon hakkında, çoğunlukla ‘egzoterik’ bir yaklaşımın egemen olduğunu ileri süreceklerdir.
Bu bağlamda kalmak üzere, Marx’ı geçtik, Türkiye’de Mustafa Kemal Atatürk hakkında ileri sürülen görüşlerin de ‘egzoterik’ ve daha açık biçimde ‘sıradan’lığın ötesine geçemediğini ileri sürebiliriz.
Ve savımız olsun, Marx’ı gereği gibi yani ‘ezoterik’ biçimde kavramaya çalışmak Mustafa Kemal Atatürk’ü de ‘gerçekçi’ biçimde anlamayı kolaylaştıracaktır.
Tatlısu Atatürkçüleri hop oturup hop kalksalar da, böyledir.
Kuşkusuz bu, Mustafa Kemal’i anlamak için Marx’ı anlamak gerektiği anlamına gelmez. Ama anlamaya çalışılan her ne ise, ona ‘ezoterik’ bir biçimde yaklaşılması gerektiğini ileri sürmek demektir.
Giriş tümcemiz dil, düşünce ve kültür’ün birbirlerine ‘bağlı’ olduğu biçiminde idi.
‘Birlikte dönüştükleri’ de söylenebilir.
Öyleyse önce ‘dilimiz’i geliştirmek ve yabancı dillerden çeviri yaparken kendi dilimiz kadar o dilde ‘gerçekte’ ne denilmek istendiğini bilmek gerekmektedir.
Kaldı ki, kendi ülkemizin ‘kurucusu’ hakkında ‘ezoterik’ bir yaklaşım geliştirememiş olmanın ayıbını hiçbir gerekçe örtmeye yetmese gerektir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün hangi ‘görüşü’ ezoterik bir yaklaşımla içselleştirilmiştir diye soracak olursak, çok ayıp etmiş olur muyuz?
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1563
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Re: EZOTERİK ve EGZOTERİK

İletigönderen AksayTopbas » Prş Mar 21, 2024 22:08

Metinde ele alınan dil, düşünce, ve kültür arasındaki bağlantı üzerine yapılan vurgular ve çeviri konusunda ortaya konulan derinlikler oldukça ilgi çekici. Çevirinin sadece dilbilimsel bir işlem olmadığı, aynı zamanda kültürel, felsefi ve ideolojik bağlamları da içerdiği vurgusu, özellikle önemli. Marx, Hegel gibi düşünürlerin eserlerinin çevirisi konusunda yapılan gözlemler, çevirinin ne kadar karmaşık ve dikkat gerektiren bir süreç olduğunu gösteriyor. Bu bağlamda, ezoterik ve egzoterik kavramları arasında yapılan ayrım da düşündürücü. Bir metni, özellikle de felsefi veya teorik metinleri, çevirirken, derinliklerine inebilmek için gerekli olan bilgi birikimi ve anlayış düzeyinin altını çiziyor. Bu ayrım, belirli bir bilgi ve derinliğe ulaşmış kişiler tarafından yapılan çeviriler ile daha genel, herkesin anlayabileceği bir dille yapılan çeviriler arasındaki farkı vurguluyor. Bu, özellikle bilimsel veya felsefi çalışmaların çevirisinde önemli bir nokta. Ayrıca, çeviri sırasında edebiyat ve bilimsel titizlik arasında kalmak zorunda oluşumuz, çevirinin sadece dil bilgisiyle değil, aynı zamanda metnin ruhuyla da ilgilendiğimizi gösteriyor. Dil, düşünce ve kültür arasındaki bu bağlantının, çeviri çalışmaları aracılığıyla daha da derinleştiğini ve karmaşıklaştığını söyleyebilirim. Bu yüzden, çeviri yaparken hem kaynak dilin hem de hedef dilin kültürü, tarihçesi ve felsefesi hakkında bilgi sahibi olmak gerektiğine inanıyorum. Bu, çevirinin sadece kelime kelime değil, anlam düzeyinde de doğru ve tutarlı olmasını sağlar.
Kullanıcı küçük betizi
AksayTopbas
Üye
Üye
 
İletiler: 9
Kayıt: Prş Mar 21, 2024 22:02

Re: EZOTERİK ve EGZOTERİK

İletigönderen Anderson Bennett » Sal Nis 02, 2024 13:55

çok ilginç bir konu
Kumar meraklıları için mükemmel bir seçenek olan casinoplus güncel giriş https://turk-casino-plus.net/.
Kullanıcı küçük betizi
Anderson Bennett
Üye
Üye
 
İletiler: 3
Kayıt: Sal Nis 02, 2024 13:52


Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x