
Fark!
BU fotoğraf ve üzerindeki yazı, Anadolunun çeşitli yerlerinde AKP tarafından dağıtılıyor. Ayrıca bazı AKPli belediyelerin internet sitelerinde yer alıyor.
İşin mantığına bakınız! Atatürkle eşi Latife Hanımın Ankarada 1923 yılında çekilmiş bir fotoğrafı. Latife Hanım o günlerde örtülü...
Ve şimdi cumhurbaşkanı adayımız (!) Abdullah Gülün de eşi örtülü. Seçim öncesinde bunlar kendilerini Atatürkle kıyaslıyor ve şunu demeye getiriyor: "Atatürkün eşi de örtülüydü!"...
Resmin üzerinde bu doğrultuda ilginç ifadeler yer alıyor.
Abdullah Gül ve eşi, Atatürk ve eşinin yanına yakışmıyor.
Kendilerini Atatürk üzerinden aklamaya kalkışmaları derseniz, o hiç yakışmıyor.
Emin ÇÖLAŞAN, 30.06.07
Latife ile Hayrünisa arasındaki yedi fark
EMİN Çölaşanın dün köşesinde yayınladığı "Latife ile Hayrünisa" konulu "AKP afişi"nin verdiği ilhamın etkisi altında kalarak...
BİR: Latife başını sonradan açmıştır. Hayrünisa ise böyle bir değişim yaşamamıştır.
İKİ: Latife başına buyruktu; icabında Gazi Paşaya bile rest çekerdi. Hayrünisa ise eşinin konumunu dikkate alarak davasını AİHMden çekecek denli edilgen bir tutum içindedir.
ÜÇ: Latifenin başörtülü fotoğrafları olduğu gibi başı açık fotoğrafları da vardır. Hayrünisaya ait fotoğraflar ise tek tiptir, aykırı fotoğraf yoktur.
DÖRT: Latife ata binen, silah atan, eşine tercümanlık yapan, dönemin koşullarına göre medyatik takılan sıkı bir İzmir kızıydı. Hayrünisa ise mahalle baskısı koşullarında ortaya çıkmış, muhafazakár ve mahcup bir Kayseri kızı imajı çizmektedir.
BEŞ: Latife, Köşkün en politik işlerini bile çekip çevirmeye meraklıydı. Hayrünisa ise sadece Dışişleri Konutunu dekore ederek kendine bir sınır çizdi.
ALTI: Latifenin önce örtülü, sonra açık olması ne kadar koşullar gereği ise, Hayrünisanın hep örtülü olması da o kadar koşullar gereğidir.
YEDİ: Latife bir çağdaşlaşma ve Batılılaşma projesi gibiydi. Hayrünisa ise günümüzün "modern mahrem" tezine denk düşmektedir.
Ahmet HAKAN, 01.07.07
Sizin gözünüze carpan baska "fark" var mi..?
