Ferit İlsever ölmesin!!!!

Genel & Güncel Konular

Ferit İlsever ölmesin!!!!

İletigönderen Çetin Taş » Cmt Ağu 02, 2008 20:16

Kuddusi Okkır gibi ölmesin

“Ergenekon” davası kapsamında tutuklu bulunan İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever'in eşi doktor Ufuk İlsever, eşinin sağlık durumunun ciddi olduğunu ve bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini bildirdi.


Ufuk İlsever, Ulusal Kanal'da düzenlediği basın toplantısında, “Ergenekon” soruşturması kapsamında 21 Mart 2008 tarihinde gözaltına alınan ve 135 gündür Tekirdağ F tipi özel güvenlikli kapalı cezaevinde kalan eşinin 1,5 yıl önce ağır akciğer embolisi* geçirdiğini ve sürekli doktor kontrolü altına tutulması gerektiğini söyledi.


Eşinin cezaevine girdikten sonra sağlık durumunda ciddi bozulmalar olduğuna dikkati çeken İlsever, “16 Temmuz tarihinde Tekirdağ Devlet Hastanesinde çekilen akciğer tomografisinde, akciğerdeki kitlenin büyüdüğü, lenflerdeki büyümenin arttığı ve böbrek üstü bölgede 2,5 santimetre çapında yeni bir kitle olduğu tespit edildi” dedi.


İlsever, ortaya çıkan bu yeni kitleyle ilgili tetkiklerin yapılması gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Eşimin cezaevi koşullarında yaşamını sürdürmesi imkansız görülmektedir. Ferit İlsever için geçen her gün telafisi mümkün olmayan zaman kaybıdır. Eşimin sağlık durumu ciddi olduğu için bir an önce tahliye edilmesi gerekir. Eşimin derhal serbest bırakılmasını, teşhis ve tedavilerinin dışarıda donanımlı hastanelerde sürdürülmesini istiyorum.”


Eşinin Tekirdağ Devlet Hastanesinin raporunun ardından Trakya Üniversitesi Hastanesine sevk edildiğini anlatan Ufuk İlsever, “Ancak eşim acil servise gönderildiği için burada 9 saat sedye üzerinde bekletildikten sonra 'Sevkiniz yanlış' denilerek geri gönderilmiştir” diye konuştu.


İlsever, eşinin hastalığının tedavisi nedeniyle tahliyesi için yapılan başvurunun geçen hafta reddedildiğini ifade ederek, “Eşimin tahliyesi için avukatları aracılığıyla yeniden tahliye talebinde bulunduk” dedi.
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/95710 ... 29&sz=4762

*: Akciğer embolisi, akciğer atardamarı veya onun dallarından bir ya da birkaçının kan pıhtısı ile tıkanması sonucu ortaya çıkan klinik tablodur. Akciğer embolisi derin ven trombozu adı verilen genellikle bacak ve veya baldır toplardamarlarında oluşan pıhtının bir parçasının yerinden kopup dolaşıma katılması ve nihayetinde akciğer atardamarına gelerek burada bir tıkanmaya yol açması ile oluşur.
Kaynak: http://www.akcigerim.com/?sayfa=emboli


Not:Anlaşılan İşçi Partili dostlarımız yakında Ferit abileri ile ilgili kötü bir haber alacaklar.
Bunca yapılan kötü muamele ve haksızlığın hesabını elbette tarih sorumlulara soracaktır.Ama mevzu tarihi olmadan önce o hesap sorulacak mıdır?Bütün kalbimle bunu görmeyi diliyorum.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Gilda » Cmt Ağu 02, 2008 20:35

Çetin Taş,


Hangi isyan yada vicdan duyurabilir sesimizi?


Vurulduk ey halkım, Unutma Bizi

Dağ gibi karayağız birer delikanlıydık,
Babamız sırtında yük taşıyarak getirirdi aşımızı, ekmeğimizi.
Arabalar şırıl şırıl ışıklarıyla caddelerden geçerken
bizler bir mumun ışığında bitirdik kitaplarımızı
kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini,
yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya.
Ecelsiz öldürüldük
Dövüldük, vurulduk, asıldık...
Vurulduk ey halkım, unutma bizi
Yoksullugun bükemedigi bileklerimize, çelik kelepçeler takıldı.
İşkence hücrelerinde sabahladık kaç kez,
İsteseydik, diplomalarımızı mor binlikler getiren birer senet gibi kullanırdık.
Mimardık, mühendistik, doktorduk, avukattık.
Yazlık kışlık katlarimiz, arabalarımız olurdu.
Yüreğimiz işçiyle birlikte attı, köylüyle birlikte attı.
Yaşamımızın en güzel yıllarını, birer taze çiçek gibi verdik topluma.
Bizleri yok etmek istediler hep.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Fidan gibi genç kızlardık; hayat, şakırdayan bir şelale gibi akardı göz bebeklerimizden.
Yirmi yaşında, yirmi bir yaşında, yirmi iki yaşında iskencecilerin acimasiz ellerine terkedildik.
Direndik küçücük yüreğimizle, direndik genç kızlık gururumuzla.
Tükürülesi suratlarına karşı bahar çiçekleri gibi,
taptaze inançlarimizi fırlattık boş birer eldiven gibi.
Utanmadılar insanlıklarından, utanmadılar erkekliklerinden.
Hücrelere atıldık ey halkım, unutma bizi.
Ölümcül hastaydık.
Bağırsaklarımız düğümlenmişti.
Hipokrat yemini etmis doktor kimlikli işkencecilerin elinde öldürüldük acımaksızın. Gelinliklerimizin
ütüsü bozulmamıştı daha.
Cezaevlerine kilitlenmiş kocalarımızın taptaze duygularına, birer mezar taşı gibi savrulduk.
Vicdan sustu.
Hukuk sustu.
İnsanlık sustu.
Göz göre göre öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Kanserdik; ölüm, her gün bir sinsi yılan gibi dolaşıyordu derilerimizde.
Uydurma davalarla kapattılar hücrelere.
Hastaydık.
Yurtdışına gitseydik kurtulurduk belki.
Bir buçuk yaşındaki kızlarımızı öksüz bırakmazdık.
Önce kolumuzu, omuz başından keserek, yurtseverlik borcumuzun diyeti olarak fırlattık attik
önlerine.
Sonra da otuz iki yaşında bırakıp gittik bu dünyayı, ecelsiz.

Öldürüldük ey halkım, unutma bizi.

Giresun'daki yoksul köylüler, sizin için öldük.
Ege'deki tütün işçileri, sizin için öldük.
Doğu'daki topraksız köylüler, sizin için öldük.
İstanbul'daki, Ankara'daki işçiler, sizin için öldük.
Adana'da, paramparça elleriyle, ak pamuk toplayan işçiler, sizin için öldük.
Vurulduk, asıldık, öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bağımsızlık, Mustafa Kemal'den armağandı bize.
Emperyalizmin ahtapot kollarına teslim edilen ülkemizin bağımsızlığı için kan döktük sokaklara.
Mezar taşlarımıza basa basa, devleri yönetenler gizli emellerle,
başlarımızı ezmek
kanlarımızı emmek istediler.
Amerikan üsleri kaldırılsın dedik, sokak ortasında sorgusuz sualsiz vurdular.
Yirmi iki yaşlarındaydık öldürüldüğümüzde ey halkım, unutma bizi.
Yabancı petrol şirketlerine karşı devletimizi savunduk, komünist dediler.
Ülkemiz bağımsız değil dedik, kelepçeyle geldiler üstümüze.
Kurtuluş Savaşı'nda emperyalizme karşı dalgalandırdığımız
bayrağımızı daha da dik tutabilmekti çabamız.
Bir kez dinlemediler bizi.
Bir kez anlamak istemediler.

Vurulduk ey halkım, unutma bizi.

Henüz çocukluğumuzu bile yaşamamıştık.
Bir kadın eline değmemişti ellerimiz.
Bir sevgiliden mektup bile almamıştık daha
Bir gece sabaha karşı, pranga vurulmus ellerimiz ve ayaklarımızla çıkarıldık idam sehpalarına.
Herkes tanıktır ki korkmadık. İçimiz titremedi hiç.
Mezar toprağı gibi taptaze,
mezar taşı gibi dimdik boynumuzu uzattık yağlı kementlere.

Asıldık ey halkım, unutma bizi.

Bizi öldürenler, bizi asanlar, bizi sokak ortasında vuranlar,
ağabeyimiz, babamız yaşındaydılar.
Ya bu düzenin kirli çarklarına ortak olmuşlardı, ya da susmuşlardı bütün olan bitenlere.

ÖFKELERİNİ BİR GÜN BİLE KARŞISINDAKİLERE
BAĞIRMAMIŞ İNSANLARIN GÖZLERİ ÖNÜNDE ÖLDÜRÜLDÜK.

Hukuk adına, özgürlük adına, demokrasi adına.
Batı uygarlığı adına, bizleri bir şafak vakti ipe çektiler.
Korkmadan öldürüldük ey halkım, unutma bizi.
Bir gün mezarlarımızda güller açacak
ey halkım, unutma bizi.
Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak
ey halkim unutma bizi.
Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz
simdi hep birlikteyiz

ey halkım, unutma bizi.


UĞUR MUMCU
yalakalar cok oldukca aydinlik tabiki los isikta nazli kiz gibi olur....
Kullanıcı küçük betizi
Gilda
Üye
Üye
 
İletiler: 1078
Kayıt: Pzt Mar 12, 2007 12:58
Konum: kendimden...

İletigönderen maydonos » Cmt Ağu 02, 2008 21:16

katil akp ve yardakcisi meclis ve devletin basi..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen rafet » Cmt Ağu 02, 2008 22:52

Mafya babalari tutuklanirdi, uc gun sonra kucuk bir haber; rahatsizlik gecirdi hastaneye kaldirildi.

aman mafya babalarimiza birsey olmasin, bize cok lazimlar.

Gercekten hasta olan, hemen doktor, hastane gozetiminde olmasi gereken insanlara ise
bakim yapilmiyor, olmesi ya da hastaliginda geri donulemez bir noktaya gelmesi bekleniyor, ki
o zaman belki hastaneye gonderecekler.

Umarim bunlarin hesabi sorulur.

Lafa gelince demokrasiyi, insan haklarini kimseye de birakmazlar....
Kullanıcı küçük betizi
rafet
Üye
Üye
 
İletiler: 185
Kayıt: Sal Kas 06, 2007 2:07

İletigönderen Çetin Taş » Pzr Ağu 03, 2008 14:54

Gilda kardeşim.Üniversite bitene kadar odamın duvarında duran bu yazının tam da sırasıydı.Her okuduğumda burnuma yumruk yemiş gibi oluyorum.Gözlerim doluyor.

Maydonos kardeşim.Umarım hepimiz insanlık dışı muameleler yapan herkesin hesap verdiği günleri görürüz.

Rafet kardeşim.Yapılanın Nazi kamplarında yapılandan ya da şu Sırpların Boşnaklara yaptığından çok önemli bir farkı yok.Ve sanırım bu haksızlıklar üzerine çok şiir,çok kitap yazılacak.Bu şiirlerden pek çok şarkı bestelenecek.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x