Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen ilkkurşun » Cum Eki 30, 2009 18:40

TSK'ya operasyonu bunlar yapıyor

İmzanın ıslak ya da kuru olması bir şeyi değiştirmiyor!
Bu bir proje!
Üstelik epeydir uygulanmakta olan bir proje!
Amaç bellidir!
TSK vurulacak!
Realize safhasında olan operasyon ya da psikolojik harekatın safhaları var!
Bulunduğumuz süreçte imajı bertaraf taarruzları var!
Hedef TSK’ya karşı var olan olumlu toplumsal algıyı ters-yüz etmek!
Algıda benimsenen örnek ise 18. yüzyılın Yeniçerisi!
Her sabah sarayın kapısında kelle isteyen, asan-kesen ve kanun-nizam tanımayan başıbozuklar çetesi!
Evet ilk hedef TSK’nın, kuruluş misyonundan ayrılan Yeniçeri Teşkilatı ile özdeşleştirilmesidir!
Cunta, darbe ve muhtıra gibi argümanlarla TSK’ya saldırmanın ardında hep bu hesap vardır!
Psikolojik taarruzun bir başka safhası, fısıltılarla askerin din düşmanı olduğunun yayılmasıdır ki dar çevrelerde olsa da bunun yapılmadığını hiç kimse söyleyemez!
Peki netice mi?
Kuşkusuz sonuçta Yeniçeri kışlasının topa tutulması gibi şeyler elbette yaşanmaz ama proje TSK’nın etki ve imaj bağlamında sıfırlanmasıdır!
Bazılarınızın oh ne güzel demokrasi geliyor dediğinizi duyar gibiyim!
Hayır, TSK’nın vurgun yemesi bizim coğrafyamızda demokrasiye katkı falan yapmaz!
Aslına bakarsanız demokrasi bizde TSK’yı tarumar etme projesi adına çiğnenen adi bir sakızdır!
Bulunduğumuz coğrafyada güçlü bir ordunuz olmazsa bırakın demokrasinizi, bütünlüğünüzü bile koruyamazsınız!
Gelelim TSK’yı Yeniçeri gibi sunma projesinin ardında kimlerin olduğuna?
“NATO sorgulanmalı ve Avrasya ile ilişkilerimiz yoğunlaştırılmalı” diyen TSK’daki yeni milli dalgadan rahatsız olan dış dinamikler!
Hadi adlarını da verelim; başta ABD, akabinde onun bölgemizdeki partneri İsrail ve Kıt’a Avrupa’daki yoldaşı AB!
Dış dinamiklerin peşi sıra TSK’ya bir türlü nüfuz edemeyen malum dini gruplar!
Ve üçüncü olarak TSK’yı fethedemediği ve fethedemeyeceğini gördüğü için AKP iktidarı!
Evet bu üçlü gerekçeleri farklı olsa da TSK’nın imaj ve etki bakımından aşağı çekilmesinde yoldaştırlar!
Dolayısı ile TSK’ya yapılan bütün psikolojik operasyonlarda öncelikle bu üçlünün ayak izlerini aramak gerekiyor!
Tablo bu...
Ancak daha önce de yazdığımız gibi kör göze parmak misali olan bu harekata TSK’nın hâlâ bir tepki ya da karşılık vermemesi, ne anlaşılır ne de kabul edilebilir bir şeydir!

Sabahattin ÖNKİBAR
sonkibar@gmail.com
Yazy Tarihi: 30/10/2009
Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır. Kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir." MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Resim
Kullanıcı küçük betizi
ilkkurşun
Üye
Üye
 
İletiler: 99
Kayıt: Cum Eki 23, 2009 15:40

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Kas 01, 2009 2:22

Arslan BULUT'un bugünkü yazisindan:

Fazlı Köksal da “TSK’nın dağıtılıp yeni bir ordu kurulmasını isteyenlere soruyor:
Nizam-ı Cedit benzetmesi boşuna değil. Ne demek Nizamı Cedit? Yeni Düzen. Yeni Dünya Düzeni kurulmaya çalışılmıyor mu? Bu düzenin savunucularının Yeni Düzene uygun bir ordu istemelerinden daha mantıklı ne olabilir. Yalnız bir soru var; Nizam-ı Cedit kurulurken, dayandığı hazır, eğitimli bir grup vardı. Bunların kuracakları ordunun nüvesini hangi silahlı grup oluşturacak? Yeniçeri Ocağının kışlalarını Nizam-ı Cedit top ateşine tutmuştu. TSK’nın kışlalarını kim top ateşine tutacak? Yoksa dağdan indirecekleri PKK mı?
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen MansurSah » Pzr Kas 01, 2009 10:04

Merdi kıpti, şecaat arzederken, sirkatin söylermiş.

Yeniçeri Ocağı, Çağın gerisinde kalmaktan ziyade, devletin otoritesi değil de grupların, cemaatin otoritesi altına girmiş. Devlete zarar verir olmuş, komplolar yapar olmuş vs. ve nihayetinde kaldırılması gerekmiş de devlet, halkı, Yeniçeri Ordusu'na karşı savaşmaya çağırmış, Yeniçeri'lerin kışlaları bombalanmış, binlercesi öldürülmüş, tutuklanmış ve Yeniçeri Ocağı'yla ilişki içinde olduğundan, Bektaşi Dergahları kapatılmış, müridler şeyhler kılıçtan geçirilmiş.

Peki, günümüzde bu durum, TSK'nın durumuna mı benziyor yoksa Polis Teşkilatı'nın mı???


T.C. Devleti'nin değil, Fethullah Cemaati'nin kontrolüne giren, devlete-millete komplolar düzenleyen; işte Ergenekon Tertibi, işte ıslak-kuru imza, işte rahip cinayetleri-McDonald's bombalanması ve nihayet Hrant Dink'in cinayeti (ki bunlar hep Ramazan Akyürek'in timi tarafından yapıldı)..

Dolayısıyla, tasfiye edilmesi ve yerine yenisinin kurulması gerekli olan kurum, Polis'tir!

Cemaate karışmış bulaşmış ne kadar amir-memur varsa he vatana ihanetle yargılanıp idamları istenmelidir. Yeniçeri'de Bektaşi tekkelerinin kapatılması, şeyh-müridlerinin öldürülüp tutuklanması gibi, FEM dersaneleri, yurtları ve tüm şirketleri kapatılmalı, buradaki insanlar da tutuklanmalı ve vatana ihanet davaları açılmalıdır.

Polis Teşkilatının tasfiyesi sürecinde, yerine Jandarma bakabilir. Zaten kırsala bakıyor, hatta mahalleler arasında polis-jandarma sınırları var; üstelik AB Uyum Yasaları'na tabii olmamış belki de tek kurum olan Jandarmamız'ın büyüyerek, en azından o geçiş sürecinde, Polis Teşkilatının yerini alması, belki de en uygun olanıdır.

Sonra da eğer tekrar bir Polis Teşkilatı kurulacaksa, hepsi 4 yıllık üniversite mezunu ama iş bulamamış, Atatürkçü gençlerden kurulmalıdır.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen FahrettinAltay » Pzr Kas 01, 2009 12:18

Bunca kargasadan sonra taironas'in yazisina ve dusuncelerine kimse cevap yazmadi.
Ben taironas kardesimize katiliyorum. Bizler e-mail forwardlamakla, iletmekle, klaviye ile yazi yazmaktan baska bir sey yaptigimiz yok... Eger aramizda var ise, lutfen arkadaslar, bizleride yonlendirin.
Ben artik faliyete gecmek istiyorum, Vatana bir yardimim dokunsun istiyorum.

Saygilar.
Bayraklari Bayrak yapan, ustundeki kandir, Toprak ugruna olen varsa VATANDIR
Kullanıcı küçük betizi
FahrettinAltay
Üye
Üye
 
İletiler: 81
Kayıt: Pzt Eyl 07, 2009 11:54

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen ceylanmm » Pzr Kas 01, 2009 16:52

Su türköne denilen kisinin suratinda (altan kardeslerde beraber) hic bir güzellik,iyilik,insanlik görebiliyormusunuz,ALLAH,bunlari dogustan itibaren cezalandirmis.Birde 70 li yillarda yalan Milliyetciler vardi,sirtlarini saglam almak ve cikarlari oldugu icin Milliyetciyiz diye,milliyetci gruplarla dolasirlardi,grup halinde adam falan dövmeye kalkarlardi,iste bu türköne denilen kisi de öyle o yalanci milliyetcilerden birisi.Simdide cikar icin arkadas,sümüklü fetoscu olmus.Yarin bakarsiniz (bunlar dönek dömelirlermis ya),atatürkcü oluverir.Gecenlerde basinda yazmisti,esinden bosaniyor diye,basinda tahmin esine (eside ondan iyi bir b.k degil ya,hani tencere kapagini bulurmus deyimi) kaba kuvvet kullaniyormus,dayak v.s..Ispatlandigi gibi evde esine dayak atan kisiler,disarida cok korkak olurmus.Türköne kendini öven söyleyisleri vardir,yok rahmetli muhsin yaziciogluyla ( reis muhsinle,türkönenin deyimi ) solcu dövmeye cikarlarmis.Yukarda yazdigim gibi, bu türköne gibi yavsaklar nerede güc,cikar varsa otarafa dömelirler.
Kullanıcı küçük betizi
ceylanmm
Üye
Üye
 
İletiler: 34
Kayıt: Sal Eyl 16, 2008 19:18

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen yigitler » Pzr Kas 01, 2009 17:28

TSK'yi degil, daha iyisi Zaman gazetesi'ni yok edelim de yerine adam gibi bir gazete kurulsun, Turkone'yi de hapise atalim olsun bitsin!
Kullanıcı küçük betizi
yigitler
Üye
Üye
 
İletiler: 600
Kayıt: Pzr Ara 07, 2008 21:41

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen bezgin » Çrş Kas 04, 2009 12:30

bezgin yazdı:Ülkücü dendigine bakmayin, kendisi Abdullah Catli denen caninin arkadasi, büyük ihtimalle 80 öncesi Gladyo üyesi.

Milli Hükümet kuruldugunda Gladyo ile baglantilari mutlaka arastirilacaktir.


:arrow: genelkurmay-uzerinden-mehmet-i-cokertmek-t22956.html#p128586
Mümtaz’er’e dair tezler



TOPLUMUN önemli bir bölümünün “Bunlar galiba Apo’yu affedecek” diye kuşkuya gark olduğu bir dönemde...

İktidar yetkilileri “Asla ve kata! Ne Apo’su, ne affetmesi! Nereden çıkıyor bunlar?” diye durumu toparlamaya çalışırken...

“İktidara çok yakın bir gazeteci” sıfatıyla Mümtaz’er Türköne çıkıp, “Apo’yu paşa yapalım... Türkbükü’ne yerleştirelim” diyerek “Kürt açılımı”nı sabote etti...

Yetmedi!

İktidar “Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yıpratmayalım” diye açıklamalar yaparken, yine Mümtaz’er yangına körükle giderek, “Türk Ordusu’nu lağvedelim, yeni bir ordu kuralım” deyiverdi...

Bütün bunların ardından beynimi şu soru kemiriyor:

“Sakın bu Mümtaz’er, derin devletin adamı olmasın?”

Ahmet Hakan





Türköne, Ergenekon sanığı olmaktan mı korkuyor?

Önce “Apo’ya paşa unvanı verilsin” diyen, sonra da Türk Silahlı Kuvvetleri’nin tasfiye edilerek yerine Osmanlı’daki “Nizam-ı Cedid Ordusu”nun kurulmasını isteyen eskinin ülkücüsü, bugünün “demokrasi kahramanı” Mümtazer Türköne’ye birkaç sorum var:

* 1990’lı yıllarda dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in danışmanlığını yaptınız mı?

* Yaptıysanız, Çiller’in “derin devlet”i savunmak için söylediği, “Bu devlet için kurşun atan da yiyen de şereflidir” sözünün patenti, iddia edildiği gibi size ait olabilir mi?

* O dönemde birlikte çalıştığınız kişiler arasında bugün Ergenekon davasında yargılanmakta olanlar var mı?

* Varsa... Acaba bugünkü “Kürtçülüğünüzün” ve asker karşıtlığınızın asıl nedeni, eski ilişkilerinizi inkâr çabası olabilir mi?

* Ergenekon soruşturmasının bir gün zat-ı âlinize kadar uzanabileceği ihtimali hiç aklınıza geldi mi?

Mustafa Mutlu
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen bezgin » Çrş Kas 04, 2009 12:46

Nizam-ı Cedid ama mutlaka NATO ordusu


Mümtazer Türköne TSK'yı tasfiye edip yerine Nizam-ı Cedid ordusu kurma önerisine açıklık getirdi: Yeni ordu NATO'nun ihtiyaçlarına göre kurulacak ve orduyu ihbar mektubunu yazan subaylar kuracak.

Bundan Birkaç gün önce Zaman gazetesindeki köşe yazısında Türk Silahlı Kuvvetleri'ni (TSK) tasfiye ederek yerine Osmanlı'da olduğu gibi Nizam-ı Cedid ordusu kurmayı öneren Mümtazer Türköne dünkü kçşe yazısında önerisine “açıklık” getirdi. Türköne önerisini NATO'nun soğuk savaş sonrası ihtiyaçları ile gerekçelendiririken tasfiye edileceklerin kimler olduğunu da netleştirdi.

Türköne ses getiren Nizam-ı Cedid ordusu kurma önerisini gerekçelendirdiği yazısında öncelikle “Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir NATO ordusu olduğunu” vurguluyor. Diğer NATO ordularının tamamının soğuk savaş sonrası köklü birkaç değişimden geçtiğini hatırlatan Türköne Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ise büyük ölçüde 89 öncesi yapısını sürdürdüğünü söyleyerek “yeni” Nizam-ı Cedid ordusunun NATO'nun yeni ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış bir ordu olacağını işaret ediyor.


Ordu içerisinde örgütlü güç kim?
Türköne'nin açıklık getirdiği bir diğer olgu TSK'yı tasfiye etmenin TSK'nın üst düzey komuta kademesini tasfiye etmek anlamına geldiği. “Sorun karargâhta ve komuta kademesinde” diye yazan Türköne ordunun komuta kademesini bir tür “derin ordu”, “ordu içinde ordu” olarak tarif ediyor. Türköne bu “ordu içinde ordu”ya yani ordunun komuta kademesine karşı yeni orduyu “irtica belgesi”nin aslını ortaya çıkaratn ihbar mektubunu yazan subayların kuracağını belirtiyor. Burada ilgi çeken nokta Türköne'nin ihbar mektubunu gönderen ve komuta kademesini tasfiye ederek yeni bir ordu kurmaya aday olarak tarif ettiği subayların “halihazırda örgütlü” olduğunu vurgulaması. “İhbar mektubunda yer alan bilgilerin zenginliği, bu deşifrenin örgütlü olduğunu, dolayısıyla ordu içinde sağduyulu bir refleksin mevcudiyetini gösteriyor. Subaylarımızın yüzde 90'ı birliğinin ve silahının başında, savaşa hazır bekliyor.” diye yazıyor Türköne.

Türköne'nin tarih bilgisi
Türköne, ihbar mektubunu yazan subayların TSK'yı tasfiye ederek yeni bir ordu kurmalarını somutlamak için yazısını, “'Mevcut komuta kademesini tasfiye edince, yeni orduyu kiminle kuracağız?' diye soranlara cevabı yine tarihten verelim. Ankara'da yeni orduyu kuran komutanların -Atatürk dahil- rütbesi neydi?” sorusuyla bitiriyor ve bir kez daha tarih bilgisi konusunda soru işaretlerini arttırıyor. Mustafa Kemal'in Samsun'a çıktığı sırada rütbesi mirliva yani bugünkü tuğgeneral ya da tümgeneral düzeyindeydi. Yine merkezi Ankara'da bulunan Milli Mücadele'yi yürüten Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak ve Ali Fuat gibi Paşalar Osmanlı'da en yüksek rütbe olan Paşa rütbesindeydiler ve halihazırda ordu komutanlarıydılar. Kurulan yeni ordunun mevcut rütbesi en düşük komutanı İsmet İnönü olarak görülebilir. O da daha Birinci Dünya Savaşı sırasında kolordu komutanlığı yapmaktaydı.

(soL-Haber Merkezi)
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen bezgin » Çrş Kas 04, 2009 12:58

Bay Türkdöne


Tüm dönekler Devrimcilerden
çıkacak değil ya, bu da ülkücülerin "DÖNEK"i...
Bay Türkdöne 29.Ekim.2009 günü Zaman'daki köşesinde "Bizim bir Nizam-ı Cedit
ordusuna ihtiyacımız var." başlıklı bir yazı yazmış...
Belli güçler sanki 29.Ekim.2009'u Türkiye Cumhuriyetine, Türk Devletine, Türklüğe
Taarruz'un başlangıcı olarak seçmişler.. Seven Nişanyan Taraf'da Atatürk'ün Gençliğe
hitabesine saldırıyor, Türkdöne Türk Ordusunu kaldırmaktan bahsediyor.... Ve bazı
gazetelerde aynı sertlikte olmasa da aynı doğrultuda onlarca yazı...
Türkdöne ilginç bir adam... 1980 öncesi Ülkü Ocakları Genel Yönetim Kurulu Üyesi...
1990'da Terör'le Mücadelede en radikal dönemde Tansu Çiller'in danışmanı... Tansu
Çiller'in Abdullah Çatlı için söylediği " Bu Ülke için Kurşun Yiyen de Kurşun Atan
da değerlidir" sözünün metin yazarı... Ve şimdi Ordu düşmanı ... Belli ki
talimatları Okyanus ötesinden alan bir "DÖNEK"... Tüm dönekler Devrimcilerden
çıkacak değil ya, bu da ülkücülerin "DÖNEK"i...
Değişim hayatın kuralıdır. İnsanların zaman içerisinde fikirlerinin değişmesinden
doğal ne olabilir. Ama ani ve 180 derecelik dönüşler beni ürkütüyor...
Bu "Dönek" dediklerimiz aslında değişmedi mi acaba, diye soruyorum zaman zaman...
Cengiz Çandar Filistin Kamplarındayken, Hasan Cemal Darbe girişimlerinde yer
alırken, Türkdöne Ülkü Ocaklarında görev yaparken de Okyanus Ötesinden talimat mı
alıyorlardı diye düşünüyorum...
Benzer sorulari Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük için de soruyorum kendi kendime...
Gelelim Türkdönenin yazısının son paragrafına ve yazıya ilişkin düşüncelerime...
Türkdöne Şöyle Diyor;

""Gerçek" olduğu ortaya çıkan belge, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin vatanı ve
milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı, bugüne kadar ortaya çıkartılmış en ciddi
tehdidin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinden geldiğini gösteriyor. Bu tehdidin
ortadan kalkması için cuntacıların ordudan ayıklanması yetmez. Bu belgenin
hazırlanması emrini veren Genelkurmay İkinci Başkanı'nın başında bulunduğu
hiyerarşinin tamamının görevden alınması da yetmez. Hatta ve hatta, bu kurumsal
yapıyı sürdürebilmek ve skandalı örtbas etmek için kendi itibarını riske eden
Genelkurmay Başkanı'nın istifa etmesi bile bu tehdidi ortadan kaldırmaz.
Türk askerinin şerefini, ülkemizin güvenliğini, Türkiye'nin birliğini, halkın
hukukunu, devletin bekasını koruyabilmek için bu "kurumsal yapı"ya son vermemiz ve
yeni bir ordu kurmamız lâzım. Bizim bir Nizam-ı Cedit ordusuna ihtiyacımız var. "

Nizam- Cedit benzetmesi boşuna değil... Ne demek Nizamı Cedit : Yeni Düzen... Yeni
Dünya Düzeni kurulmaya çalışılmıyor mu? Ulus Devleti reddeden ABD - daha doğrusu
Küresel Şirketler- merkezli Yeni Dünya Düzeninde Ulus Devletin Milli Ordusu olabilir
mi? Bu düzenin savunucularının Yeni Düzene uygun bir ordu istemelerinden daha
mantıklı ne olabilir...

Yeniçeri Ocağı Benzetmelerinin temelinde Yeniçeri Ocağının Bektaşi Mezhebine bağlı
olmasının da payı var... Bunlara göre Türk Ordusunun mensupları Laiklik Tarikatının
mensubu... Sırf bu nedenle yok edilmeleri gerekir diye düşünüyorlar.

Yalnız bir soru var; Nizamı Cedit kurulurken, dayandığı hazır r eğitimli bir grup
vardı... Bunların kuracakları ordunun nüvesini hangi silahlı grup oluşturacak?
Yeniçeri Ocağının kışlalarını Nizam-ı Cedit top ateşine tutmuştu. TSK'nın
kışlalarını kim top ateşine tutacak. Yoksa dağdan indirecekleri PKK mı?

Not: Bunları yazmak Ordumuzun Hiçbir Hatasının olmadığını iddia etmek anlamına
gelmez. Diğer kurumlarımız kadar olmasa da ordumuzun da pek çok hatası vardır. Ama
bu hatalar Ordumuza haksız ve insafsız bir şekilde saldırılmasını gerektirmez.



Fazlı KÖKSAL
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Fetullah'ın Mümtazer'i havlıyor: Orduyu tasfiye edelim

İletigönderen bezgin » Prş Kas 05, 2009 13:37

O zaman Gül kehanette bulunmuştu, bugün “Islak Belge” konusunda hiç akla gelmeyecek bir isim, “Gelinen bu noktada belki bunun çapı genişleyecek” kehanetinde bulundu. Bu isim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün…Başbakan Erdoğan’a çok yakın, yıllarca AKP Grup Başkanvekilliği yaptı, son kabine revizyonunda da Sanayi Bakanlığına atandı. Böylesi özelliklere haiz bir insanın sözlerini yabana atmak mümkün mü? Hele de iddia edildiği gibi özellikle “Ergenekon”a damgasını vuran çok önemli “istihbarat” kaynaklarıyla “kanka”lığı varsa!..


Islak İmzanın Çapı-Meyyal Uygur

Daha ortada fol ve yumurta yokken dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, 9 Temmuz 2007 günü yemekte buluştuğu bir grup gazeteciye, “yazılmamak” şartıyla, “Ümraniye soruşturmasına dikkat edin. O iş çok büyüyecek” dedi ve dediği gibi iş çok büyüdü, ortaya bir “Ergenekon serisi” çıktı.

Gül’ün o yemeğinin baş davetlisi olma ihtimali kuvvetle muhtemel Zaman Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın hemen ertesi gün kaleme aldığı “Çeteleri Kanıksamak” başlıklı yazısındaki şu satırlar acaba “Ergenekon” sonrası sürecin, yani bugünlerin mi habercisiydi?

“Son yıllarda yaşanan çete olayları ‘vatansever çete’ ile sınırlı değil. Askerle de sınırlı değil. Çeteleri yan yana koyduğunuzda fark ediyoruz ki, mesele çok daha karmaşık ve tehlikeli. Onca emekli asker ya da polisin hobi şeklinde yaptığı bir faaliyetten söz edilmiyor; tam aksine uzantısı devletin çarklarına kadar sirayet etmiş bir yapı var ortada... “

Başbakan Erdoğan da 17 Şubat 2008’de, aynen Gül gibi, “Başı var. Ümraniye olayı var. Bitmiş değil, devamı var” şeklinde konuştuktan sonra şunları söyledi; “Hâlâ devletin içinde bu süreci yavaşlatmaya çalışan unsurlar var. Bunlar, biz şimdi iktidara gelmeden önce tespitlerimizdi. Bunları ortaya çıkarma gayreti içindeyiz…İçerdekileri de cımbızlayarak çıkarmalıyız…Bunların içinde öyle bir şey var ki, birkaç kişinin işi olabilir. Bazıları belli merkezlerden yönetilmiş olabilir. Bundan sonraki süreci çok kontrollü götürmeliyiz”.

Hem Gül, hem Erdoğan’a çok yakın Fehmi Koru’nun daha 27 Ocak 2008’de, “5 Kasım’da Beyaz Saray’da gerçekleşen Bush-Erdoğan görüşmesinde varılan mutabakat, sadece PKK’nın tasfiyesini mi içermektedir, yoksa Türkiye’de demokratik düzeni tehdit eden bütün ‘militer’ unsurları mı? PKK yanında, uzaktan kumandalı gizli örgütün tasfiyesini de göze almış olabilir mi ABD?” diye yazdığını hatırlıyor musunuz?

Bugün nelere tanık oluyoruz; Bir yandan güya “PKK tasfiye ediliyor”, öte yandan TSK’ya önce “kuru”, sonra “ıslak” belgelerle abandıkça abanılıyor, ne tesadüf değil mi?

Ancak Ümraniye’den, “Ergenekon”a çıkan süreci hatırlatmamın sebebi başka. O zaman Gül kehanette bulunmuştu, bugün “Islak Belge” konusunda hiç akla gelmeyecek bir isim, “Gelinen bu noktada belki bunun çapı genişleyecek” kehanetinde bulundu. Bu isim, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün…Başbakan Erdoğan’a çok yakın, yıllarca AKP Grup Başkanvekilliği yaptı, son kabine revizyonunda da Sanayi Bakanlığına atandı. Böylesi özelliklere haiz bir insanın sözlerini yabana atmak mümkün mü? Hele de iddia edildiği gibi özellikle “Ergenekon”a damgasını vuran çok önemli “istihbarat” kaynaklarıyla “kanka”lığı varsa!..

Ya Başbakan Erdoğan’ın, aynen “Ergenekon”daki gibi burada da Savcılığa soyunmasına ne demeli?!..Baksanıza daha ortada resmi zanlı veya zanlılar olmadığı, resmi savcılar bile Dursun Çiçek başta, kimseye bir davetiye çıkarmadığı halde, önce “Oradaki zanlılar varsa, bunların ortaya çıkarılmasını”, ardından, “Yönetici makamında olanların tutuculuk içine girmeyip, bunları yargıya teslim etmesini” istiyor. (Acaba bunları söylerken, mesela Alman Mahkemesi’nin kararına rağmen RTÜK Başkanı Zahit Akman için niye o kadar tutuculuk içine girdiğini düşündü mü?)

Ümraniye, Ergenekon’a çıktı. Belli ki “Kuru-ıslak belge” de bir yerlere çıkacak. Acaba nereye? İpucunu yine bir gazetecinin, mesela Zaman Gazetesi’nin Washington temsilcisi Ali H. Aslan’ın geçenlerde nedense Zaman Gazetesi değil de Today’s Zaman’da yayınlanan satırlarında arayalım mı?

Türkiye’nin yıllardır NATO ve AGİT gibi örgütlere üye olduğunu, birçok uluslararası anlaşmaya imza attığını hatırlatan Aslan, buna rağmen TSK’nın henüz demokrasiden çok uzak olduğunu öne sürüyor, sonra sözü malum belgeye getirip, bunun sadece Türk Anayasasına karşı suç olmadığını, Türkiye’nin uluslararası yükümlülükler ve ittifaklarıyla da çeliştiğini söylüyor. Peşinden Pentagon’un, Obama’nın devreye girmesini istiyor, hatta “Bir adım öte giderek, TSK’nın hareketi hakkında bir şeyler yapmanın, ABD’nin ahlâki sorumluluğu olduğunu” iddia ediyor. Zaman’cı Aslan’a göre ABD, TSK’nın Batının demokratik standartlarına ulaşması için neler mi yapabilirmiş; “Çok şey…Örneğin NATO itici platform olarak, keza AGİT mekanizmaları kullanılabilir”miş.

Allah Allah, madem “belge”den bu kadar eminler, acaba hala neden ABD’den, NATO’dan, AGİT’ten yardım bekliyor, medet umuyorlar?!..Aslan, bu yazısına, “ABD, Türk Ordusuna karşı ne zaman dürüst olacak” başlığını koymuş!..İşte bu çok doğru ve bence TSK da vakit geçirmeden sadece ABD’ye değil, NATO’ya da aynı soruyu sormalı!..

Zira belli ki, Sanayi Bakanı Ergün’ün “tahmin” ettiği üzere bu işin “çapı” da çok büyüyecek veya büyütülecek. Hem de uluslararası-uluslarüstü ebatta!..

Kaynak: Açık İstihbarat
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Önceki

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x