FİRAVUNİZM
Eren Erdem
17.01.2008
Yeni bir gün geçmiyor ki, Orta Doğuda bir ölüm haberi almayalım.
Yeni bir gün geçmiyor ki, Dünyada sefalet ve yokluk içerisinde can çekişen insanların acısını gönlümüzde hissetmeyelim
İnsanoğlu varlık sahnesine çıktığı ilk günden bugüne süregelen süreçte her daim belirli nedenlerden ötürü KAVGA etmiştir. Günümüzde de bu KAVGA şekil değiştirmek sureti ile devam etmektedir.
Tarım toplumu olabilmeyi başarmış toplulukların başlattığı TOPRAK kavgası, ardından gelen FİKİR ve DÜŞÜNCE kavgaları, nüfus arttıkça baş gösteren ETNİK MİLLİYETÇİLİK ve KÜLTÜREL TABANLI çatışmalar, nihayetinde PARAnın icadı ile son halini alan KAPİTAL savaşı.
Sürekli bir hengameye hapsedilen insan, belirli odakların oluşturduğu KALIPLAR dahilinde KAVGAYA itilmekte ve yaşam alanını bu odakların güdümündeki fikir ve düşünsel akımların yok edici etkisiyle doldurmaktadır.
İlahi metinler insanoğluna ulaştığında ortaya çıkan KAVGALAR, genellikle EGO odaklı idi. EGO ve ihtiras merkezli bu çatışmaların öbeğinde ise GÜÇ ve SALTANAT yatmakta idi.
İş bu çatışmaların tezahürlerini bugün acı bir biçimde görmekteyiz. Bu denli tehlikeli bir oyunun devamı ve insanoğlunun halen daha ısrarcı biçimde tarihin tekerrür gerçeğini görmezden gelişi ciddi anlamda düşündürücüdür.
EMPERYALİZM, yayılmacılık olarak ifade edilse de, benim görüşümce salt yayılmacılık olmayıp, DİN-MİLLİYET-TAVIR gözetmeksizin sadece EKONOMİK sistemi işletme adına toplumun tüm değerlerini yok etme güdüsünü de barındırmaktadır.
Nitekim, EMPERYALİST olarak nitelenen ülkelerin yaklaşımları analiz edildiğinde de bu gerçek net biçimde görülmektedir.
Ancak, KAVGA odaklı bir toplum yaratma konusunda uzmanlaşmış olan EMPERYALİZM, günümüzde ortaya çıkmış bir kavram ve olgu değildir.
Tarihsel ve Teolojik kaynaklarda ismi geçen ve belirli özellikleri ÖN PLANDA tutulan FİRAVUN örneğinden yola çıkarak, günümüzle analojik bağlantısını ortaya koymaya çalışacağım.
Firavun için Kuranda ifade edilen özellikleri sıralayalım ;
1- Cani, sadist ( Bakara 49)
2- Gerçekleri kabul etmeyen ( Ali İmran 11)
3- Apaçık delil ve kanıtlara rağmen bildiğini okuyan bir DİKTATÖR ( Araf 106 )
4- Toplumun gözünü boyayan aracı güçleri olan (Ali İmran 116)
5- Yalancı Sahtekar ( Araf 116)
6- Halkının inanç ve düşünce özgürlüklerini sonuna kadar kısıtlayan ve onlara karşı DESPOT bir tutum sergileyen.(Araf 123-124)
7- GELENEKÇİ, Atalar Kültüne aşırı BAĞLI (Yunus 7
8- Haddi aşmış/toplumuna ekonomik-sosyal-politik anlamlarda ambargo koymuş ve onların tüm özgürlüklerini elinden almış. (Ta-Ha 24)
9- Kullandığı metod : Halkı SINIFLARA ayırıp birbirine kırdırmak! Farklı görüşler yaratıp, bu görüşleri çatıştırmak. ( Kasas 4)
10- Halkı kayıtsız şartsız egemenliği altına alan ( Kasas 28 )
Yukarıdaki 10 madde, Kuranın tanımladığı FİRAVUN resminin ta kendisidir. Bu maddelere baktığımızda SONRADAN ortaya çıkan FİRAVUNLARIN müdahale edemediği salt DİNİ anlayış olan Kuran odaklı düşünce paralelinde baktığımızda,
Kuran bizlere tarihsel bir kişiliğin dedikodusunu yapmamış, TARİHİN TEKERRÜR gerçeğini hedef alarak FİRAVUNİZM gerçeğini aktarmıştır.
Emevi döneminde allanıp pullanan, uçtu-kaçtı masalları ile anti-seküler bir yapıya dönüştürülen İSLAM dininin ÖZünde, kıssadan hisse mantığı yer almaktadır.
Günümüzde toplumların takip ettiği İSLAM, Allahın elçiler vasıtası ile insanlığa sunduğu anlayış ile örtüşmemektedir. Bununla ilgili çok fazlaca çalışmamız mevcuttur.
Ancak kısaca özetlemek gerekirse,
1- Hiçbir Peygamber YENİ DİN getirmemiştir. Her biri aynı dini toplumlara aktarmıştır. Fakat toplumlar bu fikirleri başkalaştırmak sureti ile DİNLER ve SEMAVİ DİNLER adı altında UYDURMA bir kavram yaratmıştır. Bunun da FİRAVUNİZM ürünü olduğunu görmek zor olmayacaktır
2- Günümüzde algılanan İSLAM inancı, EMEVİ döneminde şekillenmiştir. Kuran ile İnsan arasına DUVAR ören DUVAR İŞÇİLERİNİN ürünü olan bu anlayış, tamamen anti-seküler, namaz = cennet ve zulme karşı sessizlik odaklıdır.
3- Emevi döneminde, saltanatı koruma adına insanlara lanse edilen bu anlayışın amacı, halkı dünya hayatından ve dinin onlara dünya hayatında yüklediği sorumluluklardan uzaklaştırmaktır. Nitekim mükemmel oranda başarılı olmuşlardır. Bugün Başörtüsü konusunda yoğun tepkiler veren DİN-Cİ kimlikli kişilerin(DİNDAR ile DİN-Cİ arasındaki temel ayrımı yapmak gereklidir), Filistin-Irak ve diğer ezilen halkların mağduriyeti karşısındaki sessizliği tam bir REZİLLİK örneğidir. Bu sadece türban değil, birçok kavramı sahiplenip HALKI ZULME TESLİM EDEN tüm düşünen varlıklar aynı REZALETİN ortağı ve sürdürücüsüdürler
Bu 3 madde esasen yetersizdir, fakat DİN hususunda vurgulamak istediğim meseleleri vurgulayabildiğim kanaati ile ESAS meseleye dönmek isterim.
Yukarıda saydığımız 10 maddelik FİRAVUNİZM ANAYASASI, günümüzde farklı kılık ve kılıflarda karşımıza çıkmaktadır.
Şimdi bunları detaylıca irdeleyelim ;
FİRAVUNİZM ANAYASASI
Kısa döneme değinmek isterim. Nitekim tarihin derinliğine dalarsak eğer makalemiz KİTAPLAŞMA durumunda kalacak. Fakat AZ ZAMANDA ÇOK İŞ yapmamız gerektiğinden şimdilik KISA DÖNEM tahlilleri ile bu meseleleri irdeleyelim.
FİRAVUNİZM dediğim kavramın 21.yy açılımı EMPERYALİZMdir.
Emperyalizm, DİN-IRK gibi kavramlara sahip olmayan bir olgudur. Hiçbir değer gözetmez. Tek amacı kendi ürettiği KAPİTALİST sistem çatısı altında hükmetmek ve SAHİP olmaktır.
Hükmettiği toplumlarda yapay krizler yaratır. Onların ekonomik anlamda fazlaca negatif olmasını ve bu yolla BAĞIMLI kalmalarını sağlar. Tüm koşulları tamamladığı ülkeleri ise ALENEN İŞGAL EDER.
Emperyalizm ve Kapitalizmden bahsedelim.
Öncelikle, Kapitalizm kavramı önemlidir. Toplumumuzun anlayacağı bir dille ifade etmeye çalışırsak, Kapitalizm Dini imanı para olan çeşitli SEÇİLMİŞLİK iddiası güden toplulukların EKONOMİK EGEMENLİĞİDİR.
Kapitalizm, Bayraksız-inançsız ve bağımsızdır.
Küresel GÜÇ öbeği haline dönüşen ve sadece KAPİTAL odaklı çalışan çeşitli FİNANS GÜÇLERİNİN, ülkelerin bağımsızlığına ambargo koymasıdır kapitalizm.
Daha detaylı açılmamaya kalkışırsak;
Dünyayı 212 kişiden oluşan 12 aile yönetmektedir. Bunlar aralarında çeşitli iş bölümleri yapmıştır. Kategorize edersek eğer şöyle bir tablo ile karşılaşırız.
1- İleri teknoloji Tröstlerinin Sermayedarları
2- Dünya Petrol, Doğalgaz ve Madenlerinin egemenliğini ele geçirmiş sermaye tröstleri
3- 1920 den sonra hızla büyüyen BANK KAPİTAL, yani FİNANS KAPİTAL gerçeğinin hisse senedi, sıcak para, bankacılık gibi tröstlerine sahip ekonomi baronları
4- Medya ve yazılı basın sermayesi tröstleri (Örn: Murdoch, CNN İnternationalin sahibi, Aydın Doğan)
5- Doğrudan doğruya silah teknolojisi üreten sermaye grupları.
6- Sanal uzay teknolojisine sahip tröstler ( Örn: Bill GATES)
Bu güç odakları, KÖKLÜ ve İSMİ DUYULMUŞ ailelerden oluşan bir yapılanmadır. Bunlar da CFR ve BİLDERBERG adı altında bugün deklare edilmiştir. Ancak şu bir gerçektir ki, bu iki oluşum bu 212 kişiyi içermez, onların PİYON ve MAŞALARINI kapsar.
Şimdi bu 12 aile ne kazanıyor ?
Dünya Kapitalinin toplamının % 78ini!!!
212 kişi 7 Milyar kişi ?
100-78 = 22 ?
İşte Kapitalist Sistem budur!!!
Bunu anlatmak için, toplumun hiç anlamadığı kelimeler kurmanın bir anlamı olmadığı gibi, TEORİ PEŞİNDE koşup TAMAMLANMAMIŞ DEVRİMLERİN ardına düşmenin de bir anlamı yoktur.
Bu sistemin amacı :
Küresel Dünya Devletini kurmaktır.
TEK DİN(Elbette İslam Değil! )
TEK BAYRAK ( Elbette Ay-yıldız değil!)
Bunu Büyük Devletin Başkentide : ORTADOĞUdur.!
İsmini Sıkça Duyduğunuz BOP, Yani Büyük Ortadoğu Projeside bu amacın bir adımıdır. Nitekim bugün bu misyon %90 oranında tamamlanmıştır.
Şimdi Kurandan örneklerle oluşturduğum 10 maddelik listenin analizini yapalım ;
1- Cani, sadist ( Bakara 49)
Bu sistem, tarihin en kanlı savaşlarının mimarı olmuştur. Hiroşimaya atılan atom bombası, Vietnam savaşı, Kızılderili katliamı, Irak operasyonu, Haçlı Seferleri, Engizisyon katliamları, Soykırımlar
..vs.
Her biri belli bir amaca hizmet etmiştir.
Mesela,
ABD, Vietnam savaşını kaybetti demek, ahmaklıktır.!
ABDyi yöneten kişi, ABD başkanı olmamakla birlikte bunu 50 defa söylememize gerek yoktur. Barrack Obama bu gerçeğin delilidir
ABDyi, Amerikan Merkez Bankası yönetmektedir. Aynı zamanda FİNANS KAPİTAL dediğimiz, Bankacılık odaklı sermayedarlığın merkezi de bu organizasyondur. Bu kurum, 12 aileden 2 tanesinin ortaklığı ile işlemektedir. Nitekim, SAVAŞ bu sermaye tröstlerinin en büyük kazancıdır!
Çünkü, uzayan savaş ve iç çatışmalar ülkelerin KRİZ yaşamasına ve bu sermayenin egemenliğine girmesine neden olmaktadır. Kendi yarattıkları ekonomik sistem o kadar akıllıca işlenmektedir ki, Dünyanın bir tarafında olan KAOS, Serbest Piyasa ekonomisi nedeni ile uzak diyarlardaki ülkeleri dahi etkilemektedir. İşte bu GÜÇLÜ SERMAYE kurt misali, dökülen ekonomileri AVLAMAK koşulu ile esareti altına alır ve o bölgenin tüm kaynaklarını sömürür.
Bir ülkede KRİZ varsa;
1- O ülkenin lideri bu SİSTEME karşı gelmiştir,
2- O ülke fazlaca Madene sahiptir.
3- O ülke Fazlaca Fosil Yakıta sahiptir.
4- Ya da yukarıdaki özelliklere sahip ülkelere stratejik bir yakınlığı yada jeopolitik bir konumu bulunmaktadır.
Kısacası, bu sistemin temel amacı PARA ve HÜKMETME gayesidir. İnsan canı hiçbir şekilde ÖNEM ARZ ETMEZ!
Vietnam Savaşı uzamış, Silah Tüccarları bölgeyi mesken edinmişlerdi. Nitekim, gayelerin ne olduğu buradan daha net görülmektedir.!!
Bu SİSTEM, Muhteşem oranda CANİ ve SADİSTTİR!!
2- Gerçekleri kabul etmeyen ( Ali İmran 11)
Bu SİSTEM, kendi gerçekleri dışında gerçek kabul etmeyen ilginç bir mantalite öngörmektedir.
Mesela ;
ABDnin Irak işgali, tam anlamıyla BOP ve Petrol odaklı iken, bunu ÖZGÜRLEŞTİRME yaftasında sunmak, SİSTEMin gerçeklerinin İNSANOĞLUNUN gerçekleriyle ne kadar zıt ve çelişik olduğunun göstergesidir.
3-Apaçık delil ve kanıtlara rağmen bildiğini okuyan bir DİKTATÖR ( Araf 106 )
Bu SİSTEM, uygulayıcıları tarafından bu temel PRENSİP ile korunmaktadır. Bu sistemin onlarca farklı açılımı mevcuttur.
Mesela ;
SİSTEM, insanlar için ideolojiler yaratır. Bir yanda yok etmek istedikleri ülkelerde ETNİK MİLLİYET kavramını öne sürerken, Ailesi YAHUDİ LOBİLERİNDE yer alan bir yahudiye MARKSİZM adı altında Eşitlikçi fikirler de üretir.
Batı odaklı düşünceler dediğim tüm düşüncelerin özünde yatan budur. Tamamı, bu SİSTEMin satranç tahtasında gerekli gördüğü yerlere yerleştirdiği piyonların ta kendisidir. SİSTEM, silahli mücadele ettiği ülkelerde ANTİ fikri de kendisi yaratır. Bunun amacı GÜDÜME ALMA ve tüm toplumsal yapılanmaları kontrol etme dir.
Bunu şu yolla yaparlar;
SÖMÜRDÜKLERİ ÜLKELERDE Vakıflar kurup, bu vakıflar aracılığıyla DEMOKRASİ NARALARI eşiliğinde düşünce ve fikir grupları yaratırlar. Aynı zamanda en sevdikleri ve en çok kullandıkları değerlerin başında da DİN gelir. YETİŞTİRDİKLERİ BİREYLERİ KENDİLERİ İÇİN TEHTİD OLARAK GÖRDÜKLERİ TOPLUMLARIN İNANÇ SİSTEMİ İÇERİSİNDE ÖNEMLİ KONUMA GETİRMEK SURETİ İLE, TOPLUMA TAMPONLAR VE DURDURUCU AKIMLAR SUNARLAR.
Bunların başında gelen ABD menşei HOCAEFENDİLER, bugün Türkiyenin kuşatılmasında büyük rol sahibidir.
Şimdi bu kuşatma yöntemlerini anlama adına örnekler verelim;
Türkiyede kuşatma yukarıda izah ettiğim biçimde gerçekleşmiştir. İlginçtir ki hertürlü fikrin önderi, aynı oranda bu SİSTEME bağlıdır. Örnekleyelim ;
1- DİN-Cİ kanat: ABDullah GÜL
1950 Kayseri doğumlu. 1968de Kayseri Lisesini bitirdi. 1974De İstanbul Üniversitesi İktisad bölümünü bitirdi. Aynı Üniversitede Yüksek Lisans ve Doktora yaptı. Daha sonra İngilterenin EXETER Üniversitesinde Doktora çalışmaları yaptı. İstanbula dönüp Doktorasını tamamladı. 83-91 Yılları arasında Ciddede İslam Kalkınma Bankasında Ekonomi Uzmanı olarak çalıştı.
91 Yılında RP Kayseri il başkanlığı yaptı.Aynı sene meclise girdi.
ABDullah Gül ile ilgili sayısız BELGE ve BİLGİ mevcut. Fakat Ben ABD odaklı bir kişi olduğunu gözler önüne sermek için bunları teker teker burada açıklamayacağım. Dileyene özel görüşmeler yolu ile gereli bilgiyi veririm.
Ancak, ABD Hayranlığını gösterme adına şunları söyleyelim.
Nisan 2003, tezkere reddedildi. ABD yoğun baskı uygulamakta ve DIŞİŞLERİ BAKANI Gül tam yetki ile Colin Powel karşısına çıkıyor.
Gülün imzaladığı mütabakatın bazı maddeleri şunlardır ;
- PKKya yapılacak hertürlü operasyon öncesinde ABD askeri kurumlarına BİLGİ verilecek.
- ABDnin olası İRAN operasyonu için, ÜS ve BİRLİK verilecek.
- Türk ordusunun ASKER ve SİLAH sayısı, ABDnin koymuş bulunduğu standartlara göre güncellenecek.
İşte 7 maddelik mütabakat metninin 3 maddesi budur. Diğerlerini göstermeye gerek dahi yoktur. Çünkü halihazırda bu 3 madde GÜLün tüm kişiliğini ve bağlantılarını bizlere göstermektedir.
ABD nin Türkiyede muhafazakar KAMPın başına getirdiği DİNDAR diye nitelenen GÜLün başından geçen bir olaydan daha bahsedip konuyu kapatayım ;
World Jewish Congress Delegasyonundan- Dünya Yahudi Kongresi 3 Yetkili geçtiğimiz ay yaptığı Türkiye gezisinde Başbakan ve Cumhurbaşkanınca ağırlanıp misafir edilmiştir. Yapılan görüşmede üzerinde mutabakata varılan maddeler şunlardır ;
- Türkiyede anti-emperyalist ve Yahudi karşıtı çalışmalara karşı tavrın daha sert hal alması
- Ilımlı İslam ve Dinlerarası Dialog konusundaki başarılı çalışmaların devamı ve gerekli desteğin temini
Fazla söze ne hacet. MAL meydanda!
2- BRÜKSEL Solu : Yasemin Çongar
Türkiyede bir dönem yaşandı ki, Türk tarihinin en kara sayfası oluşu itibari ile unutulmayacağı kesindir.
68 Kuşağı dediğimiz bu dönemin GENÇ beyinleri, o dönem itibari ile bu kuşatmayı idrak etmişlerdi. Memlekette işlerin iyi gitmediğini anladıkları için TEPKİ vermiş olan bu GENÇler, Komünist vs.. gibi ithamlarla toplum dışına itilmiş ve imha edilmiştir.
Sistem, kendisine karşı duranları dışlar. Kendisine BİAT eden KÖLE HALKI da bu dışlama operasyonuna dahil eder.
Ancak, o dönem öyle bir kuşak vardı ki, bunlar SİSTEM karşıtı GENÇlerin eline silah veren sözde SİSTEM karşıtlarıydılar.
Bunlardan bazıları, Mahir Kaynak, Ömer Lütfü Mete, Mihri Belli, Oral Çalışlar, Hikmet Çetin, Doğu Perinçek
vs. dir. Bu isimler KASITLI ve PROGRAMLI olarak bu baltalama eylemini sürdürürken bilinçsizce bu oyuna alet olan bir diğer kişi de Mahir Çayan dır.
Milli Demokratik Devrim sloganıyla yola çıkan Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının bu söylem ardına yerleştirdikleri mantık tamamen haklıdır.
Çünkü, Milli olan, Demokratik olması gereken bir Devrim kesin suretle Mustafa Kemalin bıraktığı yerden devam etmeye karşılık gelmektedir.
Ancak, toplumun RUH KÖKLERİNE ait olmayan görüş ve fikirleri rehber edinen kişi ve gruplar, yine rehber edindikleri bu görüşlerin etkisiyle SİLAHLI MÜCADELE başlatmışlardır.
Bu sadece HATA dolu bir serüvenden başka bir şey değildir
Şimdi bu kuşağı imha eden düşünce sistemine, diğer tabiri ile 2.Cumhuriyetçilere bağlılığıyla bilinen meşhur SOLCU Yasemin Çongarı ele alacağız.
Bu kızımız, Cumhuriyet Gazetesinde Hasan Cemal ile birlikte çalışmıştır. ABDde çeşitli basın kuruluşlarında görev almış, ABDli bir kişi ile evlilik yapmıştır. Daha sonraları TARAF gibi bir gazetede görev almak koşulu ile Türkiyede görevini icra etmektedir.
Batı Emperyalizminin en bariz işbirlikçilerinden biri olan ÇONGAR ve ekibi, Demokrasi ve Özgürlük gibi söylemleri PARAVAN yapmak sureti ile, Türkiyenin Tam Bağımsızlığına karşıt bir çizgide yürümektedirler. Nitekim ABD ile ilişkileri bakımından TAM BAĞIMLI olan ÇONGAR, katıldığı seminerlerde ilginç çıkışlar yaparak FEDERASYON hususunda fikirler beyan etmiştir.
Unutmamalı, SOL görüşlülerin savunduğu temel altyapı, tamamen anti-emperyalist ve anti-kapitalist bir yaklaşımı içeren SOSYALİST bir toplum modeline yöneliktir.
Çelişki şurada ;
ÇONGAR ve diğer tüm 2.Cumhuriyetçiler, kendi görüşleriyle birebir çelişkilidir. ABD işbirlikçisi ve destekçisi ÇONGAR, özgürlük NARASI atamaz!
Bu tavrı, tamamen gayrı ahlaki ve insanlıkdışıdır.
Öte taraftan, Fetullah Gülene bağlılığıyla bilinen TİMAŞ YAYINEVİnden sürekli kitap çıkartan Mahir Kaynak ve Ömer Lütfü Mete gibi şahsiyetlerin, bir dönem gençleri bunlar faşist diye tahrik ettikleri gruplarla işbirliği kurmaları da hazmedilir cinsten değildir.
Büyük Ortadoğu Projesine yönelik çalışmaların önemli adamlarından biri olan KAYNAK ve METE, ÇONGARın çalışmalarına paralel bir dizi çalışma içerisindedir.
BİLGİ ÜNİVERSİTESİ merkezli projelerin tamamının kotarıcısı TESEV vakfıdır.
TESEV VAKFI, George Soros adlı AB Valisinin Türkiye koludur. Tüm finansal desteklerini buradan sağlamaktadırlar
TESEVin başkanı Dr.Can Paker, Türkiyede ne kadar basın organı-dernek-vakıf-DİNİ CEMAAT-sivil toplum örgütü
vs yapılanmalar varsa hepsine MADDİ YARDIM etmek suretiyle sızmaya ve ele geçirmeye çalışmaktadırlar.
Açık Toplum Enstitüsü adı altında çalışan bu kurum da aynı ideolojinin diğer kollarından biridir. Nitekim büyük oranda başarılı olmuşlardır.
TESEV, hükümete rota çizen bir BÜYÜKELÇİ konumuna getirilmiştir.
ÇONGARda Tesev ile an itibari ile doğrudan ilişkilidir.
DEVAM EDECEK....
http://www.millikurtulus.com/index1.html