Fuller’in bülbülleri

Genel & Güncel Konular

Fuller’in bülbülleri

İletigönderen Pınar » Cum Haz 27, 2008 10:48

Fuller’in bülbülleri

Arapça yerine Latin alfabesi kondu. Bu değişiklik sonraki nesillerin Osmanlı geçmişine dair yazılı külliyata erişiminin önünü bir kalemde tıkadı.


AKP’nin 2 numaralı ismi Dengir Fırat’ın Atatürk devrimlerini ’travma’ olarak nitelemesi, Türkiye’de yıllarca CIA ajanı olarak görev yapan Graham Fuller’in kitaplarını anımsattı. Ermeni tarihçi Nişanyan da aynı söylemi kullanmıştı. İşte Fuller’in hezeyanı:

’Bir gecede dilleri değiştirildi’

AKP’li Dengir Mehmet Fırat’ın ’travma’ nitelemesi, CIA ajanı Fuller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitabında, Ulu Önder Atatürk’e saldırdığı cümlelerle örtüşüyor. Fırat da “Türk toplumu bir travma yaşadı. Bir gecede kıyafetlerini, dillerini değiştirmeleri istendi. Dini yaşama biçimleri ortadan kaldırıldı” diyor.

Harf devrimini hedef aldı

Ermeni tarihçi Sevan Nişanyan’ın devrimlere yönelik analizleri de kitabında Atatürk’e dil uzatan CIA ajanı Fuller ile aynı paralelde... Nişanyan, Taraf gazetesindeki röportajında harf devrimine şöyle saldırıyor: Harf devriminde amaç, Batılılaşmak değil, eski yazıyı yasaklayarak Türkiye’nin geçmişiyle bağlarını koparmaktır!

Şaşırtan benzerlik!

AKP’li Fırat’ın Atatürk devrimlerini ’travma’ diye nitelemesi, Türkiye’de yıllarca CIA ajanı olarak görev yapan Fuller’in kitapları ile Ermeni tarihçi Nişanyan’ın hezeyanlarını hatırlattı

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’ın, Atatürk devrimlerinin Türk toplumunda travma yarattığını açıklaması, CIA’nın eski Ortadoğu İstasyon şeflerinden Graham Fuller ile taşeronlarını akıllara getirdi. CIA adına yıllarca Türkiye’de görev yapan Graham Fuller, bir süre önce piyasaya çıkan “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitabında, Ulu Önder Atatürk’e saldırdığı cümleler ile Ermeni tarihçi Sevan Nişanyan’ın devrimlere yönelik analizleri arasındaki benzerlik hayli dikkat çekici. Fuller, kitabında, Atatürk’ün Türk Milleti’ni geçmişinden uzaklaştırma çabasında olduğunu iddia ediyor ve ’Tarihsel Kemalist Lobotomi’adıyla yaptığı saldırıda aynen şu ifadeleri kullanıyor: “Arapça alfabe kaldırılarak yerine Latin alfabe kondu. Bu değişiklikler, sonraki nesillerin Osmanlı geçmişine dair bütün bir yazılı külliyata rutin erişiminin önünü bir kalemde tıkadı.” (Yeni Türkiye Cumhuriyeti-sayfa 63-64)

Harf devrimine saldırı

Ne tesadüftür ki, yayınlarıyla devletin resmi kurumlarına; özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne saldırının üssü haline gelen Taraf gazetesinde 23 Haziran tarihinde Neşe Düzel’in röportaj yaptığı Ermeni tarihçi Sevan Nişanyan da Harf Devrimi’ne şu sözlerle saldırıyordu: “Harf devriminde amaç, Batılılaşmak değil, eski yazıyı yasaklayarak Türkiye’nin geçmişiyle bağlarını koparmaktır. Bu ülkenin dokuz yüz yıllık kültürel geçmişiyle bağları, halka on beş gün süre verilerek tek bir hamlede koparıldı ve sıfırdan başlayan bir toplum haline getirildi.” CIA Ajanı Fuller ile Nişanyan arasındaki benzer söylem sadece bununla sınırlı değil. Önce Fuller, ardından Nişanyan Atatürk’e “Türk ırkçısı” saldırısını yapıyor. İşte Fuller ile Nişanyan’ın birbirine yakın hezeyanları:

Atatürk’e hakaretler

“Atatürk, Türkiye üzerinde ülkenin İslami ve Osmanlı geçmişi hakkında bir ulusal amneziye yol açmış bir tür ’kültürel lobotomi’uygulamıştır. Bu, İslam öncesi Türk tarihinin ırkçı eğilimli bir bakışla yeniden okunması suretiyle yeni bir milliyetçilik oluşturmak amacıyla yapılmıştır.” (Yeni Türkiye Cumhuriyeti-sayfa 51) “Atatürk milliyetçiliği denen ve çok modern, çağdaş ve sol zannedilen şeyin özü, en klasik anlamıyla 1920’ler faşizmidir. İtalya’da 1920’deki rejim bu ideoloji üzerine kuruldu... 1930’larda bu Atatürk milliyetçiliğinin üstüne bir de Türk ırkçılığı eklendi.” (Sevan Nişanyan) Fuller ve Nişanyan’ın Atatürk’e yönelik saldırıları, bazen neredeyse aynı cümlelerle yapılıyor. Fuller’in, kitabında Atatürk’ün ve Cumhuriyeti kuran kadronun Batı’ya bakış açısını yansıtırken buna rastlıyoruz:

Benzer ifadeler

“Türkiye’de Kemalist gelenek içinde bile Batı ile ilgili ikili bir görüş mevcuttur. Batı’ya bir yandan güçlü, gelişmiş ve başarıya ulaşmış bir uygarlık olarak hayranlık duyulmakta; ama bu arada aynı Batı, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması ve çökertilmesinde anahtar rol oynamış, uzun soluklu bir emperyalist saldırganlık kaynağı olarak görülmektedir.” (Yeni Türkiye Cumhuriyeti-sayfa 48 ) Nişanyan’ın, “Cumhuriyetin Batı Uygarlığı ile ilişkisi nedir” sorusuna verdiği cevap da bir hayli ilgi çekici: “İkirciklidir. Biz İkinci Mahmut’tan beri bir yandan ’Batı’ya mecburuz’diyoruz, diğer yandan da, ’Batı düşmandır, emperyalisttir, kafirdir, bizi sömürür’diye düşünüyoruz. Cumhuriyetin bilinç altında yatan, derin bir yaranın ifadesidir bunlar. Ziya Gökalp’lerden, Ömer Seyfettin’lerden beslenen bir ırkçılık ve gavur düşmanlığı kültürüyle biz bir yandan düşmanız Batı’ya. Bir yandan da gıptayla, kıskançlıkla bakıyoruz ona. 1920’lerden beri böyle acayip bir zihniyetin makasına sıkıştı Türkiye.” (Sevan Nişanyan)

Toplumda yara açmış

Fuller devrimler için “travma” sözcüğü yerine, toplumda açılan “yara” lardan söz ediyor. Fuller, 1950’lerden sonra bu yaraların iyileştirildiğini de sözlerine ekliyor. Fuller’in 1950’lerden sonrası için yaptığı yorumu ise şöyle şu şekilde: “Söz konusu psikolojik ve kültürel tedavi süreci; ülke içinde artan demokratikleşme düzeyi, Türk toplumunun çok etnik unsurlu ve çok kültürlü karakteri ile dinin toplumdaki yerinin daha fazla kabulü, ülkenin İslami Osmanlı geçmişinin daha büyük oranda tanınması ve nihayet Türkiye’nin Müslüman dünyadaki yerinin daha iyi anlaşılması gibi olgular tarafından kamçılanan bir süreçtir.” (Yeni Türkiye Cumhuriyeti-52)

Graham Fuller kimdir?

CIA ajanı Graham Fuller, 1980’lerde CIA’nın Ulusal İstihbarat Konseyi Başkan Yardımcılığı görevinde bulundu. Ardından CIA’in Ortadoğu Masası Şefliği’ne getirildi. “Siyasal İslamın Geleceği” ve “Türkiye’nin Yeni Jeopolitiği” gibi kitaplar yazdı. Yıllarca Türkiye’de CIA ajanlığı yapan Fuller’in ayrıca, ABD’li Türkiye uzmanı Prof. Henri Barkey ile hazırladığı “Türkiye’nin Kürt Sorunu” adlı bir çalışması da var. Araştırma, ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Morton Abramowitz, başkanlığını yaptığı Carnegie kuruluşu için hazırlanmış. SSCB yıkılmadan önce “komünizm tehlikesine” karşı, sosyalist ülkelere komşu Müslüman ülkelerde, “yeşil kuşak” oluşturulması fikrinin de yaratıcısı olan Fuller, RAND adlı düşünce kuruluşunda analistlik yapıyor.

‘Travma’ sözleri deprem yaratmıştı

AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat, Atatürk devrimlerini travma olarak nitelemesi büyük tepkiye yol açmıştı. New York Times’ta, Sabrine Travernise imzasıyla yayınlanan “Bu acı kan davasının kökleri tarihe dayanıyor” başlıklı haberde AKP hakkındaki kapatma davası değerlendirilirken, Dengir Mir Mehmet Fırat’ın sözlerine yer verilmişti. Dengir, Atatürk devrimleri için, “Türk toplumu bir travma yaşamıştır. Bir gecede kıyafetlerini, dillerini değiştirmeleri istenmiştir. Dini yaşama biçimleri ortadan kaldırılmıştır” diye konuşmuştu.

Çağdaş seyyah unvanlı Ermeni

Ermeni asıllı tarihçi Sevan Nişanyan 1956 yılında İstanbul’da doğdu. Orta öğrenimini Işık Lisesi ve Robert Kolej’de tamamladı. 1974’te ABD’ye giderek Yale Üniversitesi ve Columbia Üniversitesi’nde tarih, felsefe ve Güney Amerika siyasi sistemleri üzerine eğitim gördü. Dünyanın birçok farklı bölgesini gezerek seyahat kitapları kaleme alma yolunu seçti. [b]“Çağdaş seyyah”[/b] unvanlı Nişanyan’ın “Yanlış Cumhuriyet: Atatürk ve Kemalizm Hakkında 51 Soru”, “Sözlerin Soyağacı” ve “Ankara’nın Doğusundaki Türkiye” gibi kitapları bulunuyor.



Resim

Halk tarafından devlete "Sen bana hizmet etmek için varsın, bunun ötesinde senin bir anlamın yok" dendiğinde herşey yoluna girecektir...

(Osman Pamukoğlu)
Kullanıcı küçük betizi
Pınar
Üye
Üye
 
İletiler: 1380
Kayıt: Çrş Haz 06, 2007 7:47

İletigönderen borabey » Cum Haz 27, 2008 15:21

Küresel sazın,
şen bülbülleri...
elbette ki
bu toprakların sesini söyleyecek değillerditr.
Bir zamanlar
Kollu GRAMAFONLAR ve üstünde SAHİBİNİN SESİ
k....k resimli ALAMETİ FARİKASI VARDI..
Bunlar,
SAHİBİNİN SESLERİDİR....
TÜRK'ÜN SESİ DEĞİL...
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

ATATÜRK'ÜN OSMAN'I NASIL VATANDAŞ OSMAN OLDU?

İletigönderen borabey » Cum Haz 27, 2008 15:35

Vatandas Osman;
Acı ama gerçek...
Vatandaş "Türk Osman" Osman Bey, sabah saat 7.00'de Casio masa saatinin
alarmıyla gözlerini açtı.
[color=red]Puffy yorganını kaldırdı.
[color=red]Hugo Boss pijamalarını
çikarip [color=red]Adidas terliklerini giydi.
color=red]WC'ye ugradiktan sonra banyoya geçti.
[color=red]Clear
sampuan ve color=red]Protex sabunuyla dusunu aldi.
l[color=red]Colgate ile dislerini firçaladi .
[color=red]Rowenta ile saçlarini kuruttu.
[color=red]Bill's gömlegini ve [color=red]Pierre Cardin takimini giydi.
[color=red]Lipton çayini içti.
[color=red]Sony televizyonda [color=red]medya özetlerini ve [color=red]flash haberleri
izledi.
[color=red]Citizen kol saatine bakti. Aile fertlerine '[color=red]çav' deyip [color=red]Hyundai
otomobiline bindi.
[color=red]Blaupunkt radyosunu açarak, [color=red]rock müzigi buldu. Agzina bir
[color=red]Polo seker atti Sehrin göbegindeki [color=red]Mega Center'daki ofisine varinca, [color=red]Casper
bilgisayarini çalistirdi.
[color=red]Microsoft Excel'e girdi. [color=red][color=red]Ofisboy' dan [color=red]Nescafe'sini
istedi. [color=]
Saat 10.00'a dogru açligini yatistirmak için [color=]Grisini[/color] yedi.
Öglen [color=]Wimpy's
Fast Food kafeteryaya
[/color]gitti.
Ayaküstü, [color=]Coca Cola [/color]ve [color=]hamburgeri[/color] mideye
indirdi.
[color=]Camel sigarasini yakip color=red]Star gazetesini karistirdi.
Aksam-üzeri is çikisi
][color=red]Image Bar'a ugrayip color=red]JB'sini yudumladi, sonra kösedeki ][color=red]Shopping Center'a ugradi.
Esinin siparis ettigi [color=red]Persil Supra
deterjan, Ace çamasir suyu, [color=red]Palmolive
sampuan, Gala tuvalet kagidi ,
[color=darkred]Sprite gazoz ve [color=red]Johnson kolonyayi alarak kasaya yanasti.
[color=darkred]Bonus
kartiyla faturayi ödedi.
Hafta sonu esi Münevver'le [color=red]Galleria'ya
giden Osman Bey, [color=darkred]Showroom'lar dolasip [color=red]Kinetix ayakkabi,
[color=darkred]Lee Cooper blue jean satin aldi.
Aksam evde bir gazetenin verdigi [color=darkred]TV Guide'a göz atan Osman
Bey,kanallar arasinda [color=darkred]zapping yaparak, [color=red]First Class, Top Secret,Paparazzi gibi
programlar izledi.
Ayni anda [color=darkred]Outdoor dergisini karistirdi. Saat 22.00'ye dogru
[color=darkred] Show'da Türk dili üzerine panel basladi.
Uykusu gelen Osman Bey, televizyonu
kapatip yatak odasina geçerken, kendini mutlu hissetti.
[color=cyan]" Ne mutlu Türk'üm diyene!"
diye gerindi ve uyudu.
[color=black]Hala da uyuyor..


iyi uykular sevgili milletim....
iyi uykular sevgili milletim....
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

İletigönderen Ram » Cmt Haz 28, 2008 15:26

Gel de Bilbilik'i anma...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x