Değerli Dostlar,
Bugün, yakından tanımak onuruna sahip olduğum değerli bir KAHRAMAN VATAN EVLADI ŞEREF MADALYALI BİR KOMUTANIMIZI kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyim.
Yazacak ve söyeyecek çok şey var ama giden gittiği ile,kalan kaldığı ile yapan yaptığı ile kalıyor...
İŞBİRLİKÇİ SATILMIŞ MEDYA ..SIR DİYOR..
NE SIR RI? ŞEREFSİZLER..
Kelimenin tam anlamı ile
MEDYA LİNÇİ...
F TİPİ YARGISIZ İNFAZ...
Her nasılsa KÜRTLERİN AVRUPADA EN YOĞUN VE ETKİN OLDUĞU bir ülkede sözde kaçak, sözda PKK itirafçısı hain birisinin elini kolunu sallayarak yaptığı iki satır iftirası ile PKK nın kırsalda yıkamadığı komutanımı bir acı söz bir hain haber furyası yıktı gitti...
Sevgili komutanım
senden ve senin gibilerden ,
sizlere sahip çıkamadığımız, koruyup kollayamadığımız için binlerce defa özür diliyorum.
Vatan sana minnettardır ama biz sana borçlandık...
Borcumuzu ödeyinceye kadar şimdilik hoşçakal...
***************************************************************************
Reha Muhtar
Yazara ulaşmak için :
rmuhtar@gazetevatan.com GAZETEYİ OKUDU, KAFASINA SIKTI...
Elbette hesaplaşanlar, yarının çok daha güzel olacağını söyleyecekler...
Hesaplaşmalardan mutlu yarınlar çıkacağına hükmedecekler...
Elbette, birbirlerini alabildiğine suçlayanlar, geçmişin kanının müsebbibi olarak birbirlerini ilan edenler, verdikleri kutsal savaşı, gözümüzde iyice kutsayacaklar, ulaşılmaz mertebesine çıkartacaklar...
Elbette ki, darbeleri soruşturan yazarlarla, dinci faşizmden dem vurup, Hitler faşizmine atıf yapan aydınlar kendi teorilerini tümevarım veya tümdengelim örneklerle ispatlamaya kalkacaklar...
***
Bir kesimi okurken, dinci faşizmin Hitler tipi bir sistemle geldiğini görecek, iyice rahatsızlanacaksınız...
Diğer kesimi okurken, kaç kere darbe yapılmak istendiğini saymaktan bıkacak, faili meçhullerin kimler olduğu üzerine toto oynayıp her tarafımı afakanlar bastı diye feryat edeceksiniz...
Her taraftan sıkılacaksınız...
Bir tarafta dinci darbe mi olacak diye hayıflanacak, diğer taraftan derin devlet darbesinden korkacaksınız...
Bir tarafta Baas kabusu, diğer tarafta, Tahran muamması arasında yüreğiniz sıkışacak, daral gelecek, gelmişe geçmişe söveceksiniz... Dün bu ülkede Hrantın ikinci ölüm yıldönümünde hâlâ hangi karanlık ellerin göz göre göre bu genç adamı hunharca öldürdüğünün muhasebesi yapılıyordu...
Aynı saatlerde, bu kez faili meçhul cinayetler işlediği ileri sürülen, PKKyla savaşta tekerlekli sandalyeye mahkum olmuş bir emekli albayın kafasına kurşun sıktığı olayıyla çalkalandı Türkiye...
Gazeteyi okumuş, hakkında yazılanları sindirememiş ve kafasına kurşun sıkmıştı emekli Albay...
***
Irak tipi bir Baas rejimi mi?..
Tahran tipi bir muamma mı?..
Milyonlarca insan, bu soruları soran, Türkiyeyi bu ikilemin çıkmazına sokan senaryoları hakediyor mu acaba?..
Avrupa Birliği, demokrasi, laiklik, özgürlükler, modernite ve birey olma kültürü kim bilir ne kadar uzaklarda şimdi?..
Heyhat!..
Hayallerimde bile kalmadılar sanki...