Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

İletigönderen soma45 » Cum Oca 16, 2009 18:08

sizlerle paylasmak istedim...

GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Hakikat-i Tasvir gazetesinde, Bedir cengi münasebetiyle, Atatürk’ün Hz. Peygamber’e (s.a.v) hayranligini anlatan bir yazida M. Semseddin Günaltay’in bir hatirasini söyle nakletmektedir: “Islâmlarin, Kureys kafilesine karsi en büyük ve mühim zaferi olan Bedir cengi, Peygamberlerin en sonu ve en bügüyü olan Hz. Muhammed’in (s.a.v), ayni zamanda pek büyük bir asker ve basbug oldugunu da ispat etmistir.
Bu muazzam zaferin hikayesine baslamadan evvel, o zaferin askerlik bakimindan büyük ehemmiyetini ve Peygamberimizin (s.a.v) bu savasi sevk ve idarede gösterdigi askerî dehâyi, asrimizin en büyük askerlerinden biri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün agzindan dinleyelim:
Hadisenin sâhidi bulunan ve bizzat Atatürk’ün muhâtabi olan rahmetli tarihçi ve Islâm bilginlerinden Semseddin Günaltay, Konya’da bir parti kongresinde yaptigi pek mühim ve tarihî bir konusmada, Atatürk’ün Bedir cengi ve yüce Kahramani hakkindaki hayranligini söyle anlatmisti:
- Atatürk’ün birer asker kaçagi yuvasi hâlini alan medreseleri kapatmasinin ve dinimizi cehâletin ve yobazligin elinden kurtarmak için giristigi hayirli inkilâbin mânâsini kavrayamayan bir takim kimseler, o büyük adamin dini akidelerinden süpheye düsmüslerdi.
Bu sirada, aydin geçinen taninmis bir zat da , bu yanlis kanaate düserek, güya Atatürk’ün gözüne girmek gayretine düsmüs ve mutaassip bir Islâm düsmani tarafindan, Islâmiyet ve Hz. Muhammed (s.a.v) aleyhine yazilmis bir paçavrayi Türkçeye tercüme edip Atatürk’ün mütelâa ve tasvibine arzetmistir. O esnada Dolmabahçe Sarayi’nda oturmakta olan Atatürk, bu esere söyle bir göz gezdirdikten sonra, hemen Semseddin Günaltay’in Erenköyü’ndeki kösküne telefon ettirerek kendisini acele saraya davet etmis ve mahut tercümeyi göstererek:
- Hocam, su kitabi gördünüz mü? Bu kitaba ne dersin?
Diye sormasi üzerine, bu ani sual karsisinda ne cevap verecegini sasiran üstad da bir an için Atatürk’ün dîni akîdesi hakkinda tereddüde düsmüs, acaba kitap hakkinda hakiki kanaati nedir, nasil bir cevap verebilirim, diye aklindan geçirmis ve nihayet:
- Pasam, birkaç gün müsaade buyurunuz da, tetkik edeyim, deyip evine dönmüstür.
Üstadin cevabini sabirsizla bekleyen Atatürk, günün birinde acele bir emirle, hocayi Dolmabahçe Sarayi’na çagirtmistir. Burada sözü üstada birakalim ve hikayeyi kendi agzindan dinleyelim:
- Dolmabahçe Sarayi’na acele celb edildigim gün, beni dogru Atatürk’ün huzuruna çikardilar, Atatürk, büyük bir masanin basinda Basvekili Ismet Pasa ile karsi karsiya oturuyorlar ve önlerindeki haritaya egilmisler, dikkatle bir seyler tetkik ediyorlardi.
Ben içeri girince, basini kaldirip gözlerimin içine bakan Ata hemen sordu:
- Kitabi tektik ettiniz mi, fikriniz nedir? Dedi.
Artik tereddüde lüzum ve imkan kalmamisti, ne olursa olsun dedim ve tercümeyi Atatürk’ün önüne koyarak:
- Ele alinacak sey degil, bir fâcia, Pasam !
Diye cevap vermeye kalmadan, Atatürk yerinden firlayip parladi ve Basvekile dönerek:
- “Bu paçavrayi toplatin ve tercümeyi yapan (…) Bey’i de, devlet hizmetinde kullanilmamak üzere hükümet kapisindan uzaklastirin”, diye emretti. Atatürk’ün denizlerden renk alip veren gözleri, masanin üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanin basina çekip parmagini bir noktaya dikti. Bu kendi elleriyle çizdikleri bir askerî harita idi ve Hz. Muhammed’in (s.a.v) büyük Bedir Cengi’ni adim adim gösteriyordu.
- Hz. Muhammed’e ve Onun peygamberligi kadar, büyük askerî dehasina hayran olan essiz Sakarya galibi, Bedir galibini göklere çikarirken onun Hak Peygamber (s.a.v) oldugundan süphe edenlere cevap olarak:
- “Su haritaya baksinlar ve Bedir destanini okusunlar, diye heyecanlandi. Ata’nin son sözü su olmustu:
- Hz.Muhammed’in bir avuç imanli Müslümanla mahser gibi kalabalik ve alabiline zengin Küreys ordusuna karsi Bedir Meydan Muharebesi’nde kazandigi zafer, fâni insanlarin kâri degildir. Onun peygamberliginin en kuvvetli delili iste bu savastir. Diye gözlerini uzak çöllere ve kutlu topraklara dogru çevirdi.
Atatürk’ün, tarihte kendilerini takdir ettigi ve hayran kaldigi mümtaz kisiler yok degildi. Mesela 3 Mart 1924 Selim’den “Hazret-i Yavuz” diye bahsetmistir.
En çok takdir ettigi kumandan Timur’du.
- “O sizin yerinizde olsa yaptiklarinizi yapabilir miydi?” diye soran birine:
- Bunu bilemem, fakat ben olsaydim onun yaptiklarini yapamazdim. Demistir.
Kendisinin en hayran oldugu kimse soruldugunda süphesizdi hep “Hz. Muhammed (s.a.v)” derdi. Onun devlet kurmaktaki yetenegine hayrandi. “Zira O, hiç yoktan devlet kurmustu.” Derdi. Baska bir zaman, Orgeneral Fahreddin Altay’in, Atatürk’e Hz. Muhammed (s.a.v) hakkinda sordugu bir soruya geldigi cevap:
Bir gün kendisine sordum:
- “Hz. Muhammed (s.a.v) hakkindaki fikirleriniz nedir?”
Tek kelime cevap verdi.
- “SAMIMIDIR.”

Kaynak: Hilmi YÜCEBAS, Atatürk’ün N. F. Hatiralari, s. 41
“Milleti kurtaracak, yine milletin kendi iradesi ve azmidir. Manda kabul edilemez!”
Kullanıcı küçük betizi
soma45
Üye
Üye
 
İletiler: 298
Kayıt: Pzr Oca 20, 2008 4:43

Şu dizine dön: Mustafa Kemâl ATATÜRK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x