sizlerle paylasmak istedim...
GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Hakikat-i Tasvir gazetesinde, Bedir cengi münasebetiyle, Atatürkün Hz. Peygambere (s.a.v) hayranligini anlatan bir yazida M. Semseddin Günaltayin bir hatirasini söyle nakletmektedir: Islâmlarin, Kureys kafilesine karsi en büyük ve mühim zaferi olan Bedir cengi, Peygamberlerin en sonu ve en bügüyü olan Hz. Muhammedin (s.a.v), ayni zamanda pek büyük bir asker ve basbug oldugunu da ispat etmistir.
Bu muazzam zaferin hikayesine baslamadan evvel, o zaferin askerlik bakimindan büyük ehemmiyetini ve Peygamberimizin (s.a.v) bu savasi sevk ve idarede gösterdigi askerî dehâyi, asrimizin en büyük askerlerinden biri olan Gazi Mustafa Kemal Atatürkün agzindan dinleyelim:
Hadisenin sâhidi bulunan ve bizzat Atatürkün muhâtabi olan rahmetli tarihçi ve Islâm bilginlerinden Semseddin Günaltay, Konyada bir parti kongresinde yaptigi pek mühim ve tarihî bir konusmada, Atatürkün Bedir cengi ve yüce Kahramani hakkindaki hayranligini söyle anlatmisti:
- Atatürkün birer asker kaçagi yuvasi hâlini alan medreseleri kapatmasinin ve dinimizi cehâletin ve yobazligin elinden kurtarmak için giristigi hayirli inkilâbin mânâsini kavrayamayan bir takim kimseler, o büyük adamin dini akidelerinden süpheye düsmüslerdi.
Bu sirada, aydin geçinen taninmis bir zat da , bu yanlis kanaate düserek, güya Atatürkün gözüne girmek gayretine düsmüs ve mutaassip bir Islâm düsmani tarafindan, Islâmiyet ve Hz. Muhammed (s.a.v) aleyhine yazilmis bir paçavrayi Türkçeye tercüme edip Atatürkün mütelâa ve tasvibine arzetmistir. O esnada Dolmabahçe Sarayinda oturmakta olan Atatürk, bu esere söyle bir göz gezdirdikten sonra, hemen Semseddin Günaltayin Erenköyündeki kösküne telefon ettirerek kendisini acele saraya davet etmis ve mahut tercümeyi göstererek:
- Hocam, su kitabi gördünüz mü? Bu kitaba ne dersin?
Diye sormasi üzerine, bu ani sual karsisinda ne cevap verecegini sasiran üstad da bir an için Atatürkün dîni akîdesi hakkinda tereddüde düsmüs, acaba kitap hakkinda hakiki kanaati nedir, nasil bir cevap verebilirim, diye aklindan geçirmis ve nihayet:
- Pasam, birkaç gün müsaade buyurunuz da, tetkik edeyim, deyip evine dönmüstür.
Üstadin cevabini sabirsizla bekleyen Atatürk, günün birinde acele bir emirle, hocayi Dolmabahçe Sarayina çagirtmistir. Burada sözü üstada birakalim ve hikayeyi kendi agzindan dinleyelim:
- Dolmabahçe Sarayina acele celb edildigim gün, beni dogru Atatürkün huzuruna çikardilar, Atatürk, büyük bir masanin basinda Basvekili Ismet Pasa ile karsi karsiya oturuyorlar ve önlerindeki haritaya egilmisler, dikkatle bir seyler tetkik ediyorlardi.
Ben içeri girince, basini kaldirip gözlerimin içine bakan Ata hemen sordu:
- Kitabi tektik ettiniz mi, fikriniz nedir? Dedi.
Artik tereddüde lüzum ve imkan kalmamisti, ne olursa olsun dedim ve tercümeyi Atatürkün önüne koyarak:
- Ele alinacak sey degil, bir fâcia, Pasam !
Diye cevap vermeye kalmadan, Atatürk yerinden firlayip parladi ve Basvekile dönerek:
- Bu paçavrayi toplatin ve tercümeyi yapan (
) Beyi de, devlet hizmetinde kullanilmamak üzere hükümet kapisindan uzaklastirin, diye emretti. Atatürkün denizlerden renk alip veren gözleri, masanin üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanin basina çekip parmagini bir noktaya dikti. Bu kendi elleriyle çizdikleri bir askerî harita idi ve Hz. Muhammedin (s.a.v) büyük Bedir Cengini adim adim gösteriyordu.
- Hz. Muhammede ve Onun peygamberligi kadar, büyük askerî dehasina hayran olan essiz Sakarya galibi, Bedir galibini göklere çikarirken onun Hak Peygamber (s.a.v) oldugundan süphe edenlere cevap olarak:
- Su haritaya baksinlar ve Bedir destanini okusunlar, diye heyecanlandi. Atanin son sözü su olmustu:
- Hz.Muhammedin bir avuç imanli Müslümanla mahser gibi kalabalik ve alabiline zengin Küreys ordusuna karsi Bedir Meydan Muharebesinde kazandigi zafer, fâni insanlarin kâri degildir. Onun peygamberliginin en kuvvetli delili iste bu savastir. Diye gözlerini uzak çöllere ve kutlu topraklara dogru çevirdi.
Atatürkün, tarihte kendilerini takdir ettigi ve hayran kaldigi mümtaz kisiler yok degildi. Mesela 3 Mart 1924 Selimden Hazret-i Yavuz diye bahsetmistir.
En çok takdir ettigi kumandan Timurdu.
- O sizin yerinizde olsa yaptiklarinizi yapabilir miydi? diye soran birine:
- Bunu bilemem, fakat ben olsaydim onun yaptiklarini yapamazdim. Demistir.
Kendisinin en hayran oldugu kimse soruldugunda süphesizdi hep Hz. Muhammed (s.a.v) derdi. Onun devlet kurmaktaki yetenegine hayrandi. Zira O, hiç yoktan devlet kurmustu. Derdi. Baska bir zaman, Orgeneral Fahreddin Altayin, Atatürke Hz. Muhammed (s.a.v) hakkinda sordugu bir soruya geldigi cevap:
Bir gün kendisine sordum:
- Hz. Muhammed (s.a.v) hakkindaki fikirleriniz nedir?
Tek kelime cevap verdi.
- SAMIMIDIR.
Kaynak: Hilmi YÜCEBAS, Atatürkün N. F. Hatiralari, s. 41