Genç Sorosçular Rahatsız!! / Behiç KILIÇ

Genç Sorosçular Rahatsız!! / Behiç KILIÇ

İletigönderen bezgin » Çrş Mar 09, 2011 18:59

Genç Sorosçular Rahatsız!! / Behiç KILIÇ

Bu “Ergenekon” işi ile çok mutluydular.. Kanlarına kan katılıyordu! Kemalizm can çekişiyordu ve Türkiye’ye istedikleri gibi yön verebiliyorlardı. (Lafı gelmişken, TV’lerde artık kafaya fes takıp cumhuriyete saldıran üşütmeler bile belirdi!!)
Derken acayip bir iş oluverdi!..
Burnu kalkmış bir “devşirme eleman”, silahı sahibine doğru çeviriverdi!! Salak işte!..
Eee, bu “soruşturma timi” de işi otomatiğe bağlamış, babasını tanımıyor!.. N’ooldu?!.. Soros cenahının “iyi çocuklarının” kapısı sabaha karşı çalınıverdi.. Yani Soros cenahının kapısı!.. Ardından da o acul bildiri geliverdi.. Aydınlar (!) endişelenmişlerdi..
Kimdi bu aydınlar?! Sayalım..

- İshak Alaton (Alarko Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı.)
- Hakan Altınay (Açık Toplum Enstitüsü Türkiye Direktörü.)
- İbrahim Betil (Toplum Gönüllüleri Vakfı Başkanı.)
- Ayhan Bilgen (Mazlum Der eski Genel Başkanı.)
- Prof. Dr. Ayşe Buğra (Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi.)
- Prof. Dr. Üstün Ergüder (Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü.)
- Prof. Dr. Seyfettin Gürsel (Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi Direktörü.)
- Prof. Dr. Ahmet İnsel (Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi.)
- Prof. Dr. Şerif Mardin (Sosyolog.)
- Osman Kavala (İş adamı, liberal solun etkin isimlerinden.)
- Müge Sökmen (Metis Yayınları kurucu ortağı, editör, çevirmen.)
- Sezgin Tanrıkulu (Diyarbakır eski baro başkanı, CHP Genel Başkan Yardımcısı.)
- Prof. Dr. Binnaz Toprak (Siyaset bilimci, CHP Parti Meclis Üyesi.)


Tüh tüh maşallah, Allah nazarlardan uzak kılsın cümlesini..
Birebir Soros muhipleri.. Biz hepsine değil de liste başı Bay İzak’a (İshak Alaton)
odaklanalım..
Pek mahir, münevver bir kişiliktir.. Şu sıralar daha da hızlı liberal olan İzak Alaton!..
Göğsünü iktidara paspas eden İzak Bey, galiba Mavi Marmara vahşeti sırasında da İsrail’i yönetenlere giydirmişti de gözlerimiz yaşarmıştı, kendisine duyduğumuz medyunu şükranlık nedeniyle..
İyidir, hoştur ve müthiş uyanıktır, öyle olduğu için de Türkiye’nin krema tabakasında yer almıştır..
Türkiye’nin krema tabakasında yer almanın ön koşulu, iktidara gelene ağam, gidene paşam demeyi bilmekten geçer.. İzak Bey, bu darb-ı meseli geliştirmiş “gelene ağam diyeceksin, gittikten sonra gelene paşam diyeceksin ve o geldiğinde giden ağam diyeni de b..layacaksın kuzum!!” haline getirmiştir..
Nitekim, geçen gün birdenbire zuhurla “Özal, Demirel, Çiller birer kuklaydı” deyiverdi..
Hadi neler dediğine bakalım da biraz
eğlenelim..
“O tarihlerde, Türkiye’yi yöneten askerdi. Ankara’da hükümetimsi bir şey vardı. Bu bazen Demirel, bazen Özal, bazen Tansu Çiller oldu. Ama kim olursa olsun sahnede oynayan kuklaydı” .
Bendeniz acizane bu beyefendinin, şimdi toprakta olan ortağı Üzeyir Garih’le, şimdi b..kladığı liderler karşısında nasıl gerdan kırdıklarına bizzat şahit olma fırsatı bulmuş bir garip kişiyim..
Üzeyir ve İzak rahmetli Turgut Bey’i yere göğe sığdıramazlardı.. Bu yüzden de şirketleri Türkiye’ye sığmaz olmuştu... Sonra Çiller’in önünde reveransları muhteşemdi.. Hatta kadın Başbakan olduğunda “Sizi dünyaya biz pazarlayalım n’oolur” diye yalvarıyorlardı da, devlet “Kadın Başbakanı pazarlamak da ne oluyor” diye frene basmış Çiller de surat asmıştı!!
Dahası da şudur.. Bu İzak Alaton, 90’lı yılların başından itibaren Türk Devletini teslimiyete zorlayan raporların, Soros’a koç başı olan kadroların başında gelir..
Ama muhteremlerin 12 Eylül generalleri karşısındaki duruşlarının da mükemmel olduğu söylenir..
Hele hele bu Bay İzak Alaton’un Zonguldak ve havalisindeki kömür ocaklarının hemen kapatılması ve yerine somon balığı yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi gibi bir önerisi vardı ki..
Bütün kömür işçisini pek mutlu etmişti..
Bay Alaton kendisini iktidarla özdeşleştirme gayretinde ama bana göre Y-CHP de mensubiyetinden büyük bahtiyarlık duyabilir mesela!..
Şu sıra “müthiş endişeli” Bay İzak ve cemaati.. Devlete giydiren elemanlara ışık tutulmasına sebep olan bir operasyona düşüldü.. Maazallah ya ahali titreyip kendine dönerse bu Soros çiftliğinin ördeklerinin hali nice olur?!!

Yenicag, 09.03.2011
behic@yenicaggazetesi.com.tr




Sorosçuların Tayyip Erdoğan’a uyarıları!.. / Behiç KILIÇ

“Ergenekon tutuklamalarında” şuna alışmıştık.. “Götürülenler” Atatürkçü duruşlarından, milli hasletlerinden, cumhuriyetin ilkelerinden dem vurarak haykırırlardı..
Son seferde gözaltına alınan şöyle diyordu..
“-Hırant için!..”
Cumhuriyet diyen Atatürk diyen için “İyi oldu, hak etmişlerdi” diye arkalarından teneke çalan “aydınlar(!)” şimdi ayaklanmış durumdalar..
Son gidenin, “Hırant için..!” sloganı atmasından dolayı!..
Silivri tutuklularının toplumsal infazına soyunmuş kalem sahipleri, akademisyenler vs.. şimdi “Ahmet Şık’ı derhal bırakın!..” kampanyası yürütüyorlar..
Lafa direkt dalalım..!
Son operasyona gösterilen tepkilerde Tayyip Erdoğan’a, “Sen o koltukta biz istediğimiz için oturuyorsun.. Bunu unutup da bizim adamlarımızı da gözaltına almak da neyin nesi!!?” diye hesap soruluyor!.
Gördüğümüz, Türkiye’nin büyük boyutta kimler tarafından işgal edildiğidir!.. Bu işgalin gösterdiği de, Türkiye’nin su başlarını tutanların kendilerini iktidarın üstünde varsaymalarıdır!..
Bir bildiri yayınlandı ve şöyle denildi..
“Son yıllarda Türkiye’nin yakın tarihindeki bazı karanlık olayların aydınlatılmasına yönelik önemli davaların başlatılmış olması, kuşkusuz, demokrasi açısından çok önemli bir gelişmedir. Ergenekon üyeliği suçlamasıyla tutuklanan gazetecilere Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın eklenmesi ciddi bir endişeye kapılmamıza neden olmuştur.”
Gencecik teğmenlerin, uyuşturucu ve kadın ticaretiyle suçlanmasında bile “endişe” duymayan, askerler aleyhine “sehven” suç belgesi yaratılmasında dahi “endişelenmeyen” egemen muhteremler kendilerine yakın kimlikler tutuklanınca aniden endişelenmişlerdir..!
Şimdi bu endişeli kadroyu, yayınladıkları belgenin altına attıkları imzaları ile tek tek tanıyalım..
- İshak Alaton (Alarko Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı)
- Hakan Altınay (Açık Toplum Enstitüsü Türkiye Direktörü)
- İbrahim Betil (Toplum Gönüllüleri Vakfı Başkanı)
- Ayhan Bilgen (Mazlum Der eski Genel Başkanı)
- Prof. Dr. Ayşe Buğra (Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi)
- Prof. Dr. Üstün Ergüder (Sabancı Üniversitesi İstanbul politikalar Merkezi Direktörü)
- Prof. Dr. Seyfettin Gürsel (Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi Direktörü)
- Prof. Dr. Ahmet İnsel (Galatasaray Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi)
- Prof. Dr. Şerif Mardin (Sosyolog)
- Osman Kavala (İş adamı, liberal solun etkin isimlerinden)
- Müge Sökmen (Metis Yayınları kurucu ortağı, editör, çevirmen)
- Sezgin Tanrıkulu (Diyarbakır eski Baro Başkanı, CHP Genel Başkan Yardımcısı)
- Prof. Dr. Binnaz Toprak (Siyaset bilimci, CHP Parti Meclis Üyesi)
Bu ekibin Soros adına iş gören ABD-AB muhipleri olduğunu söylüyorum, başka da bir kelam etmiyorum!..
Bu muhterem zevat demişti ki; “Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın eklenmesi ciddi bir endişeye kapılmamıza neden olmuştur..”
Şimdi dikkatinizi bir başka “sözcünün” açıklamasına çekiyorum..
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Helene Flautre da, “Ergenekon” davası kapsamında bazı gazetecilerin gözaltına alınmasından “derin endişe duyduğunu” açıkladı.. Gördüğünüz gibi,aynen “derin endişe!!” AB’ci ve Sorosçu, endişe paylaşımındalar ve gerekçeleri de şu..
“Ergenekon darbe planlayıcıları gibi ulusalcı hareketlerle bağlantılı olabileceklerine inanmak zor..!”
Tercümesi, “...piyasada bunca ulusalcılar dururken bizim arkadaşlarımıza niye sarkıyorsunuz!!?”
Bütün bu gelişmelerin gösterdiği şudur..
En son K.Afrika, Arap ülkelerinde petrol oyunları temelinde kalkışmalar organize eden “Soros egemenliği” Türkiye’de de önemli bir işgali gerçekleştirmiş, kamuyu manipüle edecek noktalara egemen olmuştur..!(İsak Alaton ismine dikkatinizi çekerim.)
Tayyip Erdoğan’a “asıl patronu unutma” mesajı da bu vesile ile verilmiştir..!

Yenicag, 08.03.2011
behic@yenicaggazetesi.com.tr
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Genç Sorosçular Rahatsız!! / Behiç KILIÇ

İletigönderen bezgin » Çrş Mar 09, 2011 19:48


Sakın Türkiye’ye gelme Helene! / Arslan BULUT



Ergenekon soruşturmasının savcısı Zekeriya Öz’ün açıklaması, Yenişafak gazetesinde, “Yazıdan, kitaptan değil, deliller var” başlığıyla manşetten verildi. Ancak bu açıklamanın yayınlandığı gün, gazeteci Nedim Şener ve Ahmet Şık’a savcılıkta sorulan sorular ile onların verdiği cevaplar yayınlandı.
İki gazeteci sadece savcılıkta ifade verdiğine göre bu sorular ve cevapların basına nereden verildiği bir sır değil. Bu durumda soruşturmanın gizliliğini kim ihlâl etmiş oluyor?
Sorulara baktığımız zaman hepsinin “kitap”la ve kitapların içindeki cemaat bölümleri ile ilgili olduğu anlaşılıyor. Evet Hanefi Avcı, Emin Aslan gibi polis şeflerinin kitapları ile ilgili sorular da sorulmuş ama sonuçta “kitap yazmak”tan başka ortada somut bir fiil yok. Bir de kitap yazmayı tasarlamak var!
Ceza hukukunda kitap yazmak diye bir suç yok! Kitapların içeriğinde suç olan bir fiile veya örgüte destek veriliyorsa suç o zaman başlıyor.
Bir de yazılmamış, yayınlanmamış kitaplar sorgulanıyor.
İyi de kitap yayınlanmamışsa fiil oluşmamış demektir. Yani bir arkadaşınıza, belli bir konuda kitap yazacağınızı söylemiş olabilirsiniz. Henüz beyninizden veya bilgisayarınızdan dışarı çıkmamış bir düşüncenin sorgusu yapılabilir mi?

***

Zekeriya Öz, “Yürütülmekte olan soruşturma, bir kısım basın mensubunun gazetecilik görevleri, yazdıkları, yazacakları yazılar, kitaplar ve ileri sürdükleri görüşleriyle ilgili değildir” diyordu.
Elbette kimseye ayrıcalık tanınamaz ama bir tutuklama kararı verilebilmesi için de elde kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin olması, şüphelilerin delilleri karartma imkânının bulunması, ayrıca kaçmalarından şüphelenilmesi gerekir. Bu somut deliller şayet kitaplar ise bunları değiştirmek artık mümkün değildir. Bir gazetecinin ülkesini terk etmesi yani kaçması düşünülemez..
Bu şüpheli durum giderilemediğinden baskın ve tutuklamaların “dokunan yanar” ı göstermek için yapıldığına dair kanaat yaygınlaşmıştır. Bu da devlet erkinin başka bir siyasi çıkar grubunun veya zümrenin amaçları için kullanıldığına dair şüpheleri kuvvetlendirmektedir ki soruşturulması ve aydınlatılması gereken konulardan biri de budur!

***

Diğer taraftan Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Helene Flautre, “Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın yaptıkları araştırmacı gazetecilik çalışmaları uluslararası düzeyde kabul görüyor.. Bu isimlerin Ergenekon darbe planlayıcıları gibi ulusalcı hareketlerle bağlantılı olabileceklerine inanmak zor” diye bir açıklama yaptı!
İyi ama bu iki gazeteci dışında kalan şüpheliler neci! Müyesser Yıldız veya diğerleri gazeteci değil mi? Savcının söylediği gibi bu iki kişinin imtiyazı mı var?
Helene bir taraftan da Türk makamlarına “bu davada uluslararası insan hakları standartlarına tam uyulması ve soruşturmanın azami ihtiyatla yürütülmesi” çağrısı yaptı.
İnsan haklarını bu açıklama ile önce Flautre çiğnemiş oluyor. Hem gazeteciler arasında ayırım yapıyor hem de kulaktan dolma bilgilerle, Türkiye’deki tüm ulusalcı hareketleri “Ergenekon darbe planlayıcıları” olarak gösteriyor!
Böylece savcılığı Tayyip Erdoğan’dan alarak kendisi üstlenmiş oluyor.
“Adil yargılamayı etkilemek” suçundan dava açılabilir bir söz değil mi bu?
Sakın Türkiye’ye gelme Helene!
Bir de şu var Helene: Türkiye’deki bütün askeri darbelerin arkasında ABD vardır. Bu itibarla, “ulusalcılık” yani millicilik iddiasındaki bir insan darbe planlayıcıları arasında olamaz, olmamalıdır. Amerikancı olduğu halde ulusalcı görünmek, milli fikirleri istismar ederek ABD lehine casusluk yapmak demektir!

Yenicag, 08.03.2011
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Genç Sorosçular Rahatsız!! / Behiç KILIÇ

İletigönderen bezgin » Prş Mar 10, 2011 2:00

İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Re: Genç Sorosçular Rahatsız!! / Behiç KILIÇ

İletigönderen bezgin » Prş Mar 10, 2011 22:20

Feryatlar “iki kişi” için / Behiç KILIÇ


Son dalgada “onlar” olmasaydı bu egemen matbuatın çıkardığı ses gene “Oh olsun, kim bilir hangi darbe organizasyonu içindeydiler!” temelinde olacaktı..
Nedim Şener için bile döktükleri “timsah gözyaşı”dır!..
İsyanları, koldaşları, omuzdaşları için!..
Feryatları da, “Siz ne cüretle Ahmet’i de, Nedim’i de alabilirsiniz!!?” diye!..
OdaTv’nin “dışarıda kalanları” Yalçın Küçük’le derdest edilseydi, ne içleri acıyacaktı ne de “Ulan n’oooluyor, ibre bize mi dönüyooo!!?” diye panik ortaya çıkmayacaktı..
Sözün özü şu...
Matbuatın içerisinde önemli bir yapı var.. ABD liderliğindeki emperyalizmin devşirdiği, Türk devletine karşı husumet içerisinde donatılmış bir “gazeteci!!” güruhu!.. Bu ekip, hem iktidarın medyasına, hem TÜSİAD ayaklı medyaya, hem de cemaat medyasına dağılmış haldeler...
Görevleri net.. Cumhuriyetin temel ilkelerinin tahribi, Atatürkçü sistemin lağvı ve Türkiye’nin federe bir dağılmışlığa götürülmesi için kamuoyu oluşturmak!..
Mesela, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, ulusal duruşa karşı, bulundukları mekanları ortak cephe haline getirip tek sesle saldırmak en önemli görevleri..
Şimdiye kadar, bu “Ergenekon” organizasyonuna büyük destek veriyorlardı ve de “Bu milliyetçiler topyekun imha edilmeli!!” sloganları ile cezaevine her gönderilenin ardından teneke çalıyorlardı..
Gelgelelim bir zaman öncesinde, bu “Ergenekon” konusunda bir garip sinyaller gelmeye başladı!.. Ne zaman?.. Polis Müdürü Emin Aslan’ın “içeri” alınması ile... Ne oldu o zaman?!! Bazı “kalemlerde” bir telaş (!) hissedilir oldu.. (Bostancı’da öldürülen gazeteci(!) Orhan Yılmazkaya’nın örgütü Devrimci Karargah mensubu kadın gazetecinin(!) gözaltına alınması, ilişkileri işaret eden bir sonuç!!)
Ardından Polis Müdürü Hanefi Avcı’nın “garip” çıkışı, kafaları karıştırdı.. Hanefi Avcı, birdenbire sırtını içinde bulunduğu siyasi cemaate dönüvermişti ve bir kitap yazmıştı.. (Bir anda ulusalcıların sevgilisi olması da milli şuurun, şuursuz bir tercihidir aslında. Hanefi’nin milliyetçiliğe saldıran satırları bulunan kitabı, milliyetçi-ulusalcı cemaat tarafından kapışıldı!!) Ama asıl önemlisi bu polis müdürü ile “Devrimci Karargah” adlı örgütün yoğun ilişkileriydi!! Hanefi Avcı tutuklanınca, matbuatın bir kesimindeki panik havası daha da yoğunlaşıverdi!..
İşte o sırada sezilen şudur...
Ellerine bir takım dosyalar verilerek piyasaya “gazeteci” diye sürülen elemanlarla, devletin istihbarat birimlerinin üst katmanlarına kadar tırmanmış görevlilerin de içlerinde bulundukları bir oluşum mevcut!..
Dahası, bu “birlikteliğe” destek ötesi liderlik eden, ABD merkezli bir Yahudi lobisinin parmak izlerine de rastlanılıyor!.. Bunun da yalın tanımı “Neocon desteği” diye yapılabilir!..
Kafa karıştıran, inanılması zor bir halka!..
Biraz daha açalım...
Neocon yapının önemli elemanlarından biri, Balyoz tutuklusu Çetin Doğan’ın damadı Dani Rodrik!.. Ulusalcı (!)Çetin Doğan (O kendisini solcu diye tanımlıyor), hapse girince kızı ve damadı babalarının haksızlığa uğradığı gerekçesi ile hangi köşe yazarlarından yardım istedi?!. İkinci cumhuriyetçi ve liberallerden!.. Dani Rodrik’in amiri kim?.. Eric Edelman!!. Edelman’ın hedefi ne?.. Ak Parti!.. AKP, bu çerçevede kimden rahatsız, bir süredir?.. Uzun süre kendisine destek veren ama bir süredir ABD’den gelen rüzgarla kendisine muhalefet eden yazarlardan!..
Mesela, son gözaltındaki Ahmet Şık kimdir?.. Eline tutuşturulan dosyalarla askerin beline kazmayı indiren “seçilmiş” yazar.. O zaman iktidarın “muteberi” olan bu kişi, şimdi ne yapıyordu?. İktidarın en büyük destek kaynağına dalış yapacak kitabı hazırlıyordu!.. Nerede?.. ABD-Neocon muhibbi vakıf üniversitesinde, kendisine tahsis edilen ofiste!!!
Türkiye’de olan biteni anlamak zor iştir!
Bu operasyonun ardından dökülen gözyaşı sadece bir kişi için!..

Yenicag, 10.03.2011
behic@yenicaggazetesi.com.tr
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 3 konuk

x