Gençlik Birleşiyor, Cumhuriyete Sahip Çıkıyor!
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkez Gençlik Kolları, Cumhuriyet Halk Partisi Gençlik Kolları, Demokratik Sol Parti Gençlik Kolları, İşçi Partisi Öncü Gençlik, Yeni Parti Gençlik Kolları ve Türkiye Gençlik Birliği Ankara'da 28 Ekim'de Cumhuriyet'in ilan edilişinin 86. yıldönümü dolayısıyla ortak bir basın açıklaması yapıldı. DSP İstanbul Milletvekilleri Hasan Macit ve Ayşe Jale Ağırbaş, DSP Denizli Milletvekili Hasan Erçelebi, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu, İşçi Partisi Ankara İl Başkanı Sefa Koçoğlu, ADD Genel Başkanvekili ve ADD Genel Sekreterinin de destek verdiği mitingde ortak bir basın açıklaması yapıldı. Açıklama şöyle:
Değerli yurttaşlar, genç arkadaşlarım;
Yarın Cumhuriyet'in ilan edilişinin 86. yıldönümünü kutlayacağız. 86 yıl önce Anadolu, savaştan çıkmış, yoksul ve harap haldeydi. Ama başı dikti, kararlıydı. O kararlılıkla Mustafa Kemal'in önderliğinde dünyaya örnek olacak büyük bir devrime imza atıldı. İnsanı köleleştiren tüm kurumlar tasfiye edildi. Halkımız kulluktan özgür yurttaşlığa yükseltildi Ülkenin bağımsız ekonomisinin inşasına başlandı. Dev kamu iktisadi teşekkülleri ülkenin en batısından en doğusuna kadar uzanan bir yelpazede kuruldu. Dünyanın en hızlı kalkınan ülkelerinden biri olduk Milletimiz okulla tanıştı. Okuma yazma öğrendi. İtilip kakılan kadınımız özgürleştirildi. Ve daha onlarcası… Cumhuriyet işte bu yüzden dünyanın her köşesinde "Türk Mucizesi"olarak anılır.
Türk Gençliği, Cumhuriyet'in 86. yılında Mustafa Kemal'in Gençliğe Hitabe'de kendisine verdiği görevin bilinciyle ayağa kalkmıştır, mücadelesini birleştirmiştir. Bu müjdeyi halkımızla paylaşmaktan gurur duyuyoruz!
Değerli yurttaşlar, genç arkadaşlarım;
Türkiye 90 yıl sonra yeniden "ateşi ve ihaneti"görmektedir. Kurtuluş Savaşıyla birleşen ve emperyalizme karşı mücadele eden tüm mazlumlar dünyasına örnek olan halkımız etnik ve mezhepsel temelde parçalanmaya çalışılmaktadır. Yarın 29 Ekim. Cumhuriyet'in ilanının yıldönümü. Mustafa Kemal'in koltuğunu işgal eden "Tarihi Fırsat"lafının mucidi Abdullah Gül ve "Ben Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanıyım" naralarını gururla atan Tayyip Erdoğan'ın himayesinde Türkiye parçalanmaya doğru gitmektedir. Dikkat ediniz; Türkiye çok Amerikancı iktidar görmüştür, ancak AKP kadar pervasızca ve provokatif bir biçimde bunu yapanı görmemiştir.
Değerli yurttaşlar, genç arkadaşlarım;
Yarın 29 Ekim. Cumhuriyet'in ilanının yıldönümü. Bir akıl tutulması yaşanmaktadır ülkemizde. Terör örgütü üyeleri ellerini kollarını sallayarak ülkeye gelmekte, "tiyatro"benzeri "çadır mahkemelerinde"yalandan yargılanmakta ve serbest bırakılmaktadır. Üstelik tüm bu kepazelik Tayyip Erdoğan tarafından "devlet projesi"olarak nitelendirilmektedir. Şimdi soruyoruz: Devletin bölünmesi ve milletin parçalanması ne zamandan beri "devletin projesi"olmuştur? Bu Türkiye Cumhuriyeti devletinin projesi olamaz. Olsa olsa Amerikan Devleti'nin projesi olabilir.
Yarın 29 Ekim. Cumhuriyet'in ilanının yıldönümü. Halkımızın devletine güveni neredeyse sıfırlanmıştır. O şehit anasının çığlığını hepimiz izledik televizyonlardan. "Keşke ben de oğlumu dağa gönderseydim. En azından kahraman gibi karşılanırdı."diyor gözyaşları içinde. Cumhuriyet, ayaklar altındadır. Halkımız ABD ve AB'nin emriyle; AKP, DTP ve PKK eliyle parçalanmaya çalışılmaktadır. Binlerce yıllık kardeşlik kültürü, çirkin bir iç savaş tezgâhıyla baltalanmaya çalışılmaktadır.
Değerli yurttaşlar, genç arkadaşlarım;
Yarın 29 Ekim. Cumhuriyet'in ilanının yıldönümü. Hukuk, Silopi'deki çadır tiyatrosunda başka, Silivri'deki zulüm mahkemesinde başka işletilmektedir. Şimdi Türkiye'nin vatansever aydınları üzerinde estirilen Ergenekon terörünün sebebini daha iyi anlıyoruz. Akıllarınca aydınlarımızı hukuksuz bir biçimde Silivri'de hapsederek açılımlar için dikensiz bir gül bahçesi yaratacaklardı. Ama hesapları tutmamıştır. İşte bakın buradayız! Gençliğimizin ve Bağımsızlık aşkımızın olanca ateşi ve coşkusuyla buradayız. Azerbaycan Bayrağına sahip çıkamayacak kadar şahsiyetsizleşen işbirlikçilere karşı ayaktayız. İşimize, aşımıza, geleceğimize sahip çıkmak için ayaktayız. "Herkes üniversiteye gidecek diye bir kural yok."diyen kukla YÖK Başkanına karşı ayaktayız! "Üniversite bitiren iş bulacak diye bir şey yok."diyen Başbakana karşı ayaktayız. Sendikasızlaştırmalara, işten çıkartmalara, yoksulluğa, açlığa karşı ayaktayız. Eşini dostunu Üniversite'ye rektör atayanlara karşı ayaktayız. Bağımsız yargıya sahip çıkmak için, hukukun ama gerçek hukukun egemenliği için ayaktayız Halkımızı "azınlıklara"bölmeye çalışanlara karşı ayaktayız ve diyoruz ki: Türkiye'de yani bir azınlık arıyorsanız kendinize bakınız; Türkiye'de sizler gibi Amerikan işbirlikçileri azınlıktır!
Ulu Önder Atatürk'ün Gençliğe Hitabe de belirttiği tüm koşullar bugün Türkiye'de gerçekleşmektedir. Ama o hitabeyi anlayan gençlerde buradadır, aranızdadır.
http://www.tgb.org.tr/fv_devam.asp?id=773