Genelkurmay Açıklamasındaki En Büyük Hata

Genel & Güncel Konular

İletigönderen Berco » Prş May 10, 2007 22:56

Çetin, Diğer başlıkta sana son cevabımı verdim,bu başlıkla birlikte bitiyor.

Senin sosyalizmin a'sından b'sinden haberin yok.Tüm toplumlar sınıflardan oluşur.Tüm toplumların tarihi sınıf savaşlarının tarihidir.Senin bilmediğin(bilmeni zaten beklemiyordum.) sınıf "bilincinin" güçlü oluşmamasıdır.Bu "sınıf" olmadığı manasına gelmez.Zaten sınıf bilinci güçlü oluşsa ortalık Rusya gibi toz-duman olur.Tarlalarda çalışana köylü demeyeceksen az sayıda fabrikada çalışana işçi demeyeceksen ne diyeceksin?Sınıfsız insanlar mı?İşçi,köylü dediğin an sınıflara zaten bölmüş olacaksın.

Atatürk konusunda yazdıklarına yanlış demedim ama kesinlikle maksatlı olarak yazdığına inanıyorum.


Boş gevezelik...Var mı kanıt yok.Ben bunu daha önceki forumlarda da yazdım.İslamcı düşüncelere karşı savundam da burada bilenler de var.Kemalizm'in ileri iki yönü anti-emperyalizm ve laikliktir.İkisini de senden 10 kat daha iyi savunurum siz ise Atatürk'ün Lise II kitabı olarak bastırdığı gerçekten çok doğru bilgileri ağzınıza almaya bile korkarsınız.Alana da boş saldırırsınız.

Ben olaylar çok yanlış demedim,tam tersi normal dedim.Benim sana itiraz ettiğim ülkede sınıf yok gibi saçma sapan iddiana bir cevap vermek içindi.Zayıf çok zayıf bir sınıf bilinci bile vardı.Yoksa neyine 1 Mayıs yasaklanacak neyine işçilerin dernekleri kapatılacak.Çünkü sınıf vardı ve SSCB'nin etkisiyle sınıf bilincinin -o güçsüz sınıf bilincinin yükselmesinden- endişe ediliyordu ve bu yola girildi.

Hadi sana kolay gelsin...
Kullanıcı küçük betizi
Berco
Üye
Üye
 
İletiler: 166
Kayıt: Pzt Şub 26, 2007 21:37

İletigönderen Çetin Taş » Prş May 10, 2007 23:30

Çetin, Diğer başlıkta sana son cevabımı verdim,bu başlıkla birlikte bitiyor.

:?: :?:
Senin bilmediğin(bilmeni zaten beklemiyordum.)

Yavrum,senin bilip benim bilemeyeceğim hiçbir şey olamaz.
sınıf "bilincinin" güçlü oluşmamasıdır.Bu "sınıf" olmadığı manasına gelmez.Zaten sınıf bilinci güçlü oluşsa ortalık Rusya gibi toz-duman olur.Tarlalarda çalışana köylü demeyeceksen az sayıda fabrikada çalışana işçi demeyeceksen ne diyeceksin?Sınıfsız insanlar mı?İşçi,köylü dediğin an sınıflara zaten bölmüş olacaksın.

Bak,tartışa tartışa doğruları söylemeye başlamışsın.Ben içindeki bir miktar yanlışı düzelteyim.Köylü köylüdür,işçi de işçi.Ama köylü-işçi köylünün,işçinin ne anlama geldiğini,emeğin ne demek olduğunu,yaptığı işin,ürettiği değerin ülke için,millet için,sanayi-tarım için önemini bilemiyorsa sen köylü sınıfından,işçi sınıfından bahsedebilir misin?Şu an Türkiye müfusunun yarısından fazlası işçi ve köylüden oluşuyor.Şimdi bu insanlar ne kadar sınıflarının bilincinde?Bu insanların kaçta kaçı emekten yana siyasi partilere oy veriyorlar,destekliyorlar?Yavrum,bu sorular laf olsun diye sorulan sorular değil.Bak usanmadan sana anlatıyorum,daha doğrusu anlatmaya çalışıyorum.Söylediklerimi anlamaya çalış,her şeye itiraz ederek iyi solcu olunmaz.Ne zaman öğreneceksin bunu?
Boş gevezelik...Var mı kanıt yok

Kanıt sensin.Terbiyesizliğe de devam etmişsin.
Kemalizm'in ileri iki yönü anti-emperyalizm ve laikliktir.İkisini de senden 10 kat daha iyi savunurum siz ise Atatürk'ün Lise II kitabı olarak bastırdığı gerçekten çok doğru bilgileri ağzınıza almaya bile korkarsınız.Alana da boş saldırırsınız.

Halt etmişsin sen!Kemalizm'in ileri iki yönü olarak bula bula antiemperyalizm ve laikliği mi buldun?Nere de Sürekli Devrim ilkesi?Nerede Halkçılık?Nerede Devletçilik?Nerede Cumhuriyetçilik?Nerede Milliyetçilik(he,pardon,milliyetçilik geri bir ideoloji,değil mi :wink: )?Senin o bahsettiğin "Vatandaş için Medeni Bilgiler"kitabıdır ve 1930'dan itibaren uzun yıllar ortaokul öğrencilerine ders kitabı olarak okutulmuştur.Bu kitabın ben de hem eski basımlarından biri var ve hem de çevirisi var ben de.Pek çok bölümünü de ezbere bilirim,samimi olarak ilgilenirsen taranmış(scanned)halini sana gönderebilirim.

Sınıf bilinci yok,sınıf var!Ne olmuş?Ne anladım öyle sınıftan ben?Anlatabiliyor muyum?Yoksa hala anlatamadım mı?

Bütün bu tartışmalardan sonra az da olsa doğru şeyler söylemen senin için büyük bir adım,tebrik ederim.

Benim için kolay olan senin için de kolay olsun. :roll:
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen Ram » Prş May 10, 2007 23:33

MedceziR yazdı:
Berco yazdı:Atatürk ki o ulus-devlet kurmak için ölesiye çalışıyordu.Diyordu ki:

Türk’ler Arap'ların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra, bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların vesairenin Türk'lerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir şekilde tesir etmedi.. Bilakis, Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti, milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü Muhammed'in kurduğu dinin gayesi milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu arap fikri ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed'in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasr etmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah'a kendi lisanında değil Allah'ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah'a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyyet karşısında Türk Milleti bir çok asırlar ne yaptığını ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kuran'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. (Medeni Bilgiler)

En son olarakta:

Ben, manevî miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım, ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü müşkülât önünde, belki gâyelere tamamen eremediğimizi, fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle dönüyor, milletlerin, cemiyetlerin, fertlerin saadet ve bedbahtlık telâkkileri bile değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkâr etmek olur.

M.K.Atatürk

Berco, bunları Atatürk mü söylemiş :roll:


Yoruma bakar... İsteyen istediği yorumlar. Ama değişen bir şey olmaz. Nihayetinde bütünüyle ele alındığında, Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün, din hakkındaki düşünceleri ortadadır. Ben de zamanında şöyle bir yorum yapmıştım bazı veledlerin internet sitesinde.


Ram! yazdı:Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi.

Evet. Bizim geçmişimiz bellidir,

Arapların dinini kabul ettikten sonra bu din Arapların (..) Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. (..)

Bunun cevabını zaten altta verilmiş. Söz konusu dinin yanlışlığı değil, yanlış yorumlanması ve yaşanmasıdır. Söz konusu olan şudur: Türkler İslâmı kabul ettikten sonra, Araplar Türklerle bir olmamıştır. Açıkça düşmanlardır. Ama Araplara duyulan bu yersiz özenti yüzünden -ki bunun sebebi yanlış vurgulanan dini vicdandır- Türkler milli benliklerini kaybetmeye başlamışlardır.

"Türk milleti birçok asırlar, (..) bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndü. (..)

Evet. Arapçayı kim biliyordu? Kimin okuma-yazması vardı? Sonuç = Yobazlık. Şimdi imkânlar bol. İster dilinde oku, ister Arapça öğren öyle oku. Yeterki bilerek, anlayarak oku.

"Türk milletini Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah'la mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. (..)

Evet. Yobazlardan bahsediyor ATATÜRK. Ama siz, dinden bahsediyor sanıyorsunuz değil mi? Anlamadan-bilmeden okumak var, anlayarak ve bilerek okumak var. Demekki anlamadan-bilmeden okuyanlardansınız sizde. Yeni Türkçeyle okuyun. "Türk milletini" yazan yerden sonra, "sözde" kelimesini getirin. Bakalım ne anlam çıkıyor...

Daha iyi anlayabilmeniz için... Traji komik bir fıkra: Sadece Allah'tan beklemeyin, çalışın, çırpının!

Dinine çok bağlı bir genç adam, Ege denizinin ortasında mahsur kalmış. Çırpınarak Allah'a dua etmiş: Allah'ım ne olur bana yardım et... 10 dakika sonra uzakta bir balıkçı teknesi görmüş ama önemsememiş. Seslenmeye gerek yok, nasıl olsa Allah'ım beni kurtarır demiş. Adam tekrar koyulmuş dua etmeye: Allah'ım bana yardım et... Ardından yüz metre yakınında bir kütük görmüş. Adam düşünmüş. Kendimi yorup yüzemem, iyice yoruldum, Allah'ım beni zaten kurtarır diye içinden geçirerek tekrar duaya koyulmuş: Allah'ım bana yardım et... Aradan 5 dakika geçmiş-geçmemiş bir gürültü adamın yüzünü yukarı çevirmiş. Bir helikoptermiş bu. Sevinmiş :) Helikopter yaklaşmış, içindeki askerler adama ellerini uzatmışlar. Ama adam, helikopterin Yunan helikopteri olduğunu anlayınca binmekten vaz geçmiş. Bu gavurlar beni kurtarmasın, nasıl olursa Allah'ım bana yardım edecek deyip tekrar duaya koyulmuş: Allah'ım bana yardım et... Önce her yer karanlık olmuş, sonra aydınlık. Karşısında belli-belirsiz bir ışık sezmiş.
- Ben neredeyim? Sen kimsin?
- Ben can almakla görevli melegim ve canını aldım.
- Ama ben dinime son derece bağlı ve daha çok genç biriyim. Ve Allah'a defalarca dua ettim, neden şimdi, nede..?
-Allah sana seslenip kurtulasın diye bir balıkçı teknesi gönderdi, seslenemem deyip reddettin. Allah sana, sarılıp kurtulan için bir kütük gönderdi, yüzemem deyip reddettin. Allah sana bir helikopter gönderdi, ama sen, bu lûtfu gavur diye tabir ettiğin insanları bahane göstererek reddettin. Kusura bakma, bu saatten sonra can pazarı başlar...


"... din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. (..) Artık Türk, cenneti değil, (..) son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra..."

Yeni Türkçede meali şudur:

Din hissi, Türk insanının vicdanını yıktı. (Bu suistimali yaratan üstte bahsi geçen yobazlardır.) Beklenen dostlar-yandaşlar-vatandaşlar, kendi milletini bırakıp Araplar'a yardıma koştular. Türk, artık bu cennet vatanı düşünmüyordu, son Türk topraklarındaki (çoktan düşmüş olan), düşman Arapların yanına koşuyordu.

Herkes bilirki, Cihad, dini yaymak için, dini korumak için, yani kısaca "din" için yapılan savaştır. Kendi milletimizin duygularını, dinini, vicdanını, ahlakını ve bu vatanı korumak, uğruna savaşmak varken, neden çoktan düşürülmüş, hain Araplarla dolu toprakları korumak için, onlarla birlik olmak için gider bu insanlar? diye yakınıyor Atatürk.

Asıl Cihad, kendi kendine yaptığın savaştır. Kötülüğe karşı...

Bu insanlar çoğunlukla, Kutsal Toprakları koruyamadıktan sonra, Türk Devletine karşı bir hareket içine, hainlik içine girmedilermi? Her ne kadar, bir kısmı, kutsal topraklarda yaşamak ve bu havayı solumak için gitsede, acı gerçek olan çoğunluk bellidir.

Not 1: Yukarıda bahsi geçen Araplar, bizi arkadan vuran, bize düşman olan, satılmış Araplardan oluşmaktadır. Asla ve katha bir genelleme düşünülemez, savunulamaz.

Not 2: Yobazlaşmayın, yobazlık yapmayın evlâdım.

Mustafa Kemâl ATATÜRK yazdı:Din lüzumlu bi müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır.


Can Dündar'a benden selâmlar: Çok zıplayanın, döşeğinden yay fırlar!
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen Çetin Taş » Prş May 10, 2007 23:40

Ram kardeşim demiş.
Yoruma bakar... İsteyen istediği yorumlar. Ama değişen bir şey olmaz. Nihayetinde bütünüyle ele alındığında, Mustafa Kemâl ATATÜRK'ün, din hakkındaki düşünceleri ortadadır.


Atatürk işte LAİKLİK ilkesini bunun için sonuna kadar savunmuş,olmazsa olmaz 6 okun içine sokmuş ve anayasa tarafından da güvence altına almıştır.Netice olarak DİN,inanç işidir.İnanca karışılmaz ama DEVLET YÖNETİMİ'ne de DİN karıştırılmaz-karıştırılamaz.İnancı ile uğraşmak yerine insanların inançları ile uğraşanlar yüzünden DEVLET YÖNETİMİ'ne DİN karıştırılmamalıdır.Şimdiki iktidara olan tepki işte tam da bu yüzdendir.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen cafersadık » Cum May 11, 2007 14:23

Çetin Taş yazdı:Cafersadık,7-8 yaşında kız çocuklarına baştan aşağı türbanlar,pardüsöler,entariler giydirilmiş.İzledik bunları televizyonlardan.Dünyada çağdaş çocuk kıyafetleri bunlar değil herhalde?Bunda anlamayacak,garipseyecek ne var canım kardeşim?


garipsediğim çağdışı kıyafetler sözün abicim.kıyafetler değil çağdışı olan.çocuklara bu tür kıyafetlerin giydirilmesi asıl çağdışılık demek istedin heralde.
Kullanıcı küçük betizi
cafersadık
Üye
Üye
 
İletiler: 198
Kayıt: Sal Mar 20, 2007 20:22

İletigönderen Çetin Taş » Cum May 11, 2007 14:45

Cafersadık kardeşim.Elbette ki çocuklara bu tür kıyafetler giydirmek çağdışılıktır.Ve bu tür kıyafetleri de(baş örtüsü demiyorum,dikkat!)çağdışı buluyorum.Çağdaş kıyafet nasıl olur?Çağdaş kıyafet elbette ki kadın olsun,erkek olsun;insanların kıçını-başını açıkta bırakan kıyafetler değildir.Bu tarz giyim de ahlaksızlıktır.Ama insanların hem ahlak kurallarına uygun şekilde giyinmelerini sağlayacak,görüntü itibariyle insana yakışacak,yaz-kış vücut sıcaklıklarını koruyabilecekleri,hijyeni sağlayacak kıyafetlerdir çağdaş kıyafet.Benim çağdışı bulduğum kıyafetlerin hiç birisi ne görüntü itibariyle,ne hijyen açısından uygun değildir.Benim düşüncem bu yönde Cafersadık kardeşim.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

Önceki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x