Girit’i de Böyle Kaybettik
(Ulusal Kanal’da Onur Öymen’le kısa bir söyleşi, Kıbrıs üzerine.)
Kıbrıs gündemde değildi bu güne kadar, şimdi gündemde, niçin acaba?
Taviz almak isterseniz, kendinizi kuvvetli, karşı tarafı zayıf görürseniz ortaya çıkarsınız…
Kıbrıslı Rumlar güçlendiler. İsrail’le stratejik işbirliği yapıyorlar…
Aylardan beri başbakanla telefonla konuşmayan Obama yönetimi şimdi övgüler yağdırıyor…
Kıbrıs’ta Türkler ayrı egemenliği şimdi kaybediyor… Kıbrıslı Rumlara Kıbrıs Türkleri olarak elinizdeki toprağı veriyorsunuz. Aranıza 80 bin Rum alacaksınız. Türk Silahlı Kuvvetlerini Kıbrıs’tan çekeceksiniz…
Daha önce Türklere büyük baskı yaptılar. Evet dedirttiler. Rumlar reddettiler. Neden? Daha fazlasını alacaklarını umuyorlardı. Bu plandan daha fazlasını elde edeceklerine inanıyorlar. Rumlara daha iyisini getirecekler!
Girit’te de böyle oldu. 1897’de Türkler yendi Yunan’ı ama Girit’i kaybettik…
Sıkıntının özü direnemiyorsun!
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, çok sevinçliyiz, diyor. Bizim söyleyecek bir şeyimiz kalmıyor.
İlkemiz neydi? Bu konu Kıbrıslı Rumlarla, Türkler arasında bir konuydu… Türkiye - Yunanistan dışişleri bakanları görüşecek. Şimdi kendimizi de araya koyuyoruz. Baskılar bize de gelecek!
Kırk senedir Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne ambargo var, bunun dünyada benzeri yok… Derviş Eroğlu’nun dediklerini şaşırarak karşıladım. Diplomasinin alfabesidir bu:
Bir müzakereye otururken bir an önce çözelim derseniz, karşı tarafa kendiniz için çözüme çok muhtaç dedirtirsiniz…
Kıbrıslı Türkler Türkiye’den her konuda 20- 30 puan daha ileridirler.
Güvenlik Konseyi Kararları Kıbrıs Rum’unu tüm Kıbrıs’ın egemeni kabul ediyor. Uluslararası toplum 1964’ten beri böyle, Cumhurbaşkanı Rum, yardımcısı Türk, ama son söz Türk yardımcının olacaktı. Şimdi Annan planıyla bu sulandırıldı. Siz orada son sözü söyleyebilecek misiniz? Neticede bu devleti kurarken (64 Kıbrıs’ı) veto hakkınız vardı. Şimdi var mı?
Madem bir anlamı kalmıyor, niye iki kesim denecek?
Sizin topraklarınız daha dar alana alınacak. 80 bin de Rum içinize girecek.
Bunun bir de güvenlik sorunu var. Orduyu çekince güvenliği kim sağlayacak?
Kırk yıl önce üç köyde bütün Türkleri katlettiler. Muratağa, Sandallar, Atlılar köyleri. Bebek çocuk, genç yaşlı herkesi… Bunu yapanlardan bir tanesi yargılandı mı?
Kıbrıs yüzünden AB, sekiz müzakere başlığını veto ediyor. Kıbrıs çözülürse alacak mısınız Türkiye’yi? Fransa Devlet Başkanı halkına: “Merak etmeyin beş başlığı Fransa tek başına veto etti.” diyor. “Sonuçta biz halkoyuna sunacağız,” diyor.
Bütün süreç bitse bile Fransa evet demezse Türkiye üye olamayacak. “E, n’apalım, halk reddetti…” denecek.
Başbakan ne dedi? “Çok direnirsek bizi kuzu kuzu çekilmeye zorlarlar. ” diyor…
Tarihte ne zaman Türk’e kuzu dendi ki! Suriye Lübnan’dan nasıl çekildiyse kuzu kuzu diyor… Ne alakaysa…
Türkiye’nin içerde zayıfladığı bir dönemde, Yunanistan’ın, Rum’un güçlendiği bir dönemde başlatıyorlar bunu…
Davutoğlu’na bir kişi demiş mi, Kıbrıs’ı hallederseniz sizi AB’ye alacağız diye.
Bunu Alman siyasetçilerine vaktiyle konuşurken sordum, cevabını bildiğiniz soruları sormayın, dediler…
Norveç bütün işlemleri halletti. Halk istemedi, girmedi.
Özetle şu:
Türkiye’ye bu kadar baskı yapılırken siz bunu başarı olarak anlatamazsınız!
Anlatırsanız halkınıza haksızlık yapmış olursunuz!
Masadan kalkan taraf olmayalım lafını ben dünyada kimseden duymadım.
Bugün PKK ile baskı yapıyorlar görüşün diye.
Yarın Ermenistan ile protokolleri yeniden ortaya getirmezlerse… Şaşırmayın…
Şimdi muhtemeldir ki çözüme şekerden kalıp geçirecekler. Referanduma öyle sunacaklar. Girit’i böyle verdik.
Ecevit’in, Denktaş’ın kemiklerini sızlatmayın!
Lütfen yeni geçmişte bunu sağlayan( bağımsızlığı) kahramanların kemiklerini sızlatmayın!
Halkı da kandırmayın!
Kıbrıs’a gidecekler gelecekte, Kıbrıslı Rum gümrükçülerle gümrükte burun buruna gelirlerse hiç şaşırmasınlar!
Özgün Haber, Feza Tiryaki, 14 Şubat 2014