
AKP koalisyonu çatırdıyor. ATA uçağından, Cumhurbaşkanlığı uçağına terfi eden liberaller Erdoğan eleştirilerini neden linç düzeyine vardırdı?
Fehmi Koru Obama gibi geldiler, Busha benzediler ifadesini kullanınca Erdoğan Yazıklar olsun! dedi.
Yuh çekebilirdi, Oohaaa diyebilirdi, boykot edebilir, ceketini çıkarıp kollarını sıvayabilirdi... Neden ciğerden bir Yazıklar olsunu tercih etti?
Çünkü bu gül demetine iliştirilmiş kısa ve öz sitem notuydu... Hatta veda!
Belli ki Erdoğan adrese teslim yaptığından emin olmak istedi. Kuryelik Koruya düştü!
Sokaktan geçen zerzevatçının çıkardığı gürültü için veya mahalle maçı yapan zıpır çocuklara çıkışmak için yazıklar olsun demeyiz herhalde... Ortada yazık edilmiş bir ortak değer olmalı. Paylaşılmış, vefaya değer herhangi bir şey. Koru, Başbakanın hayatında böyle bir değer paylaşımının adı olabilir mi?
GİZLİ ŞİFRE: KURYE
Kim Fehmi Koru?
Abdullah Gülün can yoldaşı! Gül, gençlik yıllarından beri Korunun hayatında önemli bir yere sahip. 60lı yıllarda Milli Türk Talebe Birliğinde, sonra İngilterede beraberler. Aynı odayı paylaşacak kadar yakınlar! Gülün Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Korunun unutulmayacak ifadesi: Cumhurbaşkanı bizim evden çıktı!
Eğer Koru Erdoğanı Busha benzetiyorsa ev ahalisinin bundan haberdar olmaması mümkün değil. Hele Korunun evden izin almadan böyle riskli bir taarruz başlatması çok zor! Peki bu evin reisi kim?
Erdoğanın beraber yürüdük biz bu yollarda klibinde başrolü paylaştığı isim! Erdoğann kızgınlığı, Korunun kulaklarını çekmeyen evin reisine!
Erdoğanın koltuğu çok sevdi diyen Ahmet Altana yeni bir not tutuşturmasının nedeni de aynı!
ADRES: ÇANKAYA
Koru, Erdoğandan yediği zılgıtı sineye çekerken, II. Cumhuriyetçi Ahmet Altan bunu dava meselesi yaparak Erdoğanı hırpalayıcı ifadelerle eleştirdi. Erdoğan, Altana Erzurumda cevap verdi. Adreste yine Çankaya/Ankara vardı: Başbakan koltuğunu sevseydi mesai arkadaşını Çankayaya çıkarmazdı.
Bu cümlede buram buram bir taşla iki kuş vurmak kokuyor. Erdoğan, vefasızlığa uğrayan mağdur Başbakan imajını pekiştirirken, aslında zekice kurgulanmış bir intikam cümlesi kurmuş olamaz mı?
Çünkü Gülün Çankayaya gönderilmesinin, Erdoğanın özverisinden mi, yoksa ilk yeme atlayan sazan mıyız, biz de Kasımpaşalıyız diyerek çıkardığı kişiye özel erken emeklilik yasasından mı kaynaklandığı hala tartışmalı!
İKTİDAR KAVGASI
Melih Aşık dünkü köşesine bu konuya katkıda bulundu: Başkent kulislerine yakın bir dostumuz şu hatırlatmada bulunuyor: Tayyip Erdoğan yapılan eleştirilerde Abdullah Gül etkisi görüyor, o yüzden iki kat öfkeleniyor... Hem de yakın gördüğü yazarlara... Dostumuz ABD ve AByi arkasına alan Gül ile Tayyip Erdoğan arasındaki sürtüşmenin yoğunlaştığını söylüyor... Dikkat çeken bir yorum..
Gerçek şu ki, AKP tek başına iktidarda olsa bile, kurulduğu günden bu yana kendi içinde örtülü bir koalisyon tarafından yönetiliyor!
AKPye medya ve sivil toplumdan gelen dış desteği de bu denge belirliyor. Örneğin, AKP politikalarını desteklediği zannedilen Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Mehmet Altan gibi liberal isimler, Erdoğanın terörle mücadele yöntemi konusunda askerle işbirliğine karşı Talabaninin özel sempatisini kazanmış Gülü kolaylıkla yükselen değer olarak benimseyebiliyor; benimsetmeye çabalayabiliyor. Bu çaba sonucu oluşan fotoğrafta, Cumhurbaşkanı Çankayada reform üstüne reform yapan AB fatihi olarak konumlandırırlırken , Erdoğan kendini popülizme vurmuş, herhangi bir politikacı figürünü temsil ediyor! Sonuçta Gül, Korulu İngiltere yıllarında Büyük Doğunun köhneliğini farketmiş bir siyasetçi. Küresel değerleri benimsemeye daha açık! Erdoğan ise hala köhne doğuda kalmış. Buna milli demek zor ama herşeye rağmen yerel!
PADİŞAH BENZETMESİ
New York gezisinden Gül benim de Cumhurbaşkanım kıvamında dönen Cengiz Çandar; Tarihimizdeki iki Osmanlı padişahı ile benzer özellikler taşıyacağa benziyor Türkiyenin Cumhurbaşkanı. 600 yıla yakın Osmanlı tarihinde hem Revan (Erivan) ve hem de Bağdat seferine çıkmış olan iki padişah Kanuni Sultan Süleyman ile IV.Murattır. Kısa süre içinde hem Erivana gitmiş, hem de Bağdata gidecek olan ilk Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olacağa benziyor.
Gül, Neo-Osmanlıcıların bu benzetmelerinden memnun.(Allah sonlarını benzetmesin)
Taraftan Elif Çakır, Erdoğanın yalnızlığa itildiği için Paşasının Başbakanı olduğunu yazmış. Bunu Erdoğanın düştüğü durum veya ceza olarak algıladığı belli.
Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı ile Genel Kurmay Başkanının (şimdilik) milli çıkar çizgisinde buluşmasına da bu şerrin hayrı diyelim(!)
Bu rüzgar hem Korunun satırlarını, hem Dengir Fıratın istifasını, şok gelişme olmaktan çıkarıyor... Dışarıdan yaprak dökümü gibi gözüken gelişmeler Erdoğanın parti içinde de tek başına iktidara gelme operasyonun parçası olamaz mı?
Yalçın Doğan Hürriyetteki köşesinde Yakın çevresi berbat. Cahil, yeteneksiz, kompleksli, dünyayı anlamaktan uzak, kendine güvensiz. O çevre, onu yanlış bilgilendiriyor. diyor Erdoğan için.
Ya Başbakanı yakınında tutmaya çalışan çevre nasıl?
Onlar Nursuna Memecanın palamut şiş, şarap ziyafeti çektiği beyaz zenciler!
Bu özel gecenin Nursuna Hanımın başmüzkareci olması için tertiplenmiş kulis çalışması olduğu söyleniyor. Eeeeee hükümetin performansını değerlendirmesi gereken raporlarda Cumhurbaşkanını kuvvetlice öven AB ile müzakere etmek şerefine nail olmak da Gül ailesine, evinde yatılı-kalkılı kalacak derecede yakın olan Nursuna Memecana yakışır değil mi?
ROMALI ASKERLER
Ahmet Hakan isyan ediyor: Memecan Ailesinin, Obama üzerine yatırım yapan Beyaz / Protestan / Anglosakson / Uyanık / Pazarlamacı / Yatırımcı tiplerden hiç mi hiç farkları yokmuş yahu...
Nursuna Hanım alelade bir isim değil! Hem eşi majestelerinin karikatüristi ünvanını bileğinin hakkıyla kazanmış, hem Robert Kolej ve sınırötesi eğitim tedrisatından geçmiş, özellikle ABDdeki yıllarında eminim iyi yetiştirilmiş bir hanım. O yıllarda da ABDde sık sık birlikte olmuşlar Gül ile. New Yorkta gidip Sex and the City kafelerine takıldıklarını düşünmüyorsunuz değil mi?
Erdoğanın bu ekibin bazı mensuplarıyla daha önce yediği ev yemeklerini, Leonardo da Vincinin Son Akşam Yemeği tablosuna benzetenler, şifrelerini çözmeyi deneyenler olmuştu. Sayısız Avrupalı ressamın tablosuna konu olan olay, Hz. İsanın Romalılarca tutuklanmadan önce havarileriyle yediği son yemektir. Bu tasvirin ana teması ihanettir. Acaba bunca zaman medyada ve siyasette Erdoğanın etrafını saranlar gerçekten havarileri miydi, yoksa Romalı askerler mi?
++++++
Emine Hanım boykot etti
Emine Eroğan Abdullah Gülün 29 Ekim dolayısıyla verdiği Cumhuriyet resepsiyonuna da katılmadı. Emine Hanımın Çankaya boykotunun arkasında acaba kadın kıskançlığı mı var, kadın sezgisi mi?
++++++
Ardıçın anırmasını bekleyenler infial yarattı
Bugün 8. gün; Engin Ardıç hala anırmadı!
Biz yılmadık; sözünü tutmasını bekliyoruz...
Sadece biz mi? Dün, gün boyu internet sitelerine düşen yorumlardan ve aldığımız e-postalardan anladık ki, Engin Ardıçın anırıp-anırmadığı konusu halkımız arasında infiale yol açmış. Dilerseniz önce konuyla ilgili iddialardan bir kaçına yer verelim:
Ben duymadim, bir daha anırsn... K. Erhan
Geçen gece sabaha yakın bir seher vaktinde anırdı Taksim meydanında ben oradaydım ve duydum. Ayrıca Yeni Çağdan ekip mekipte yoktu meydanda. Ortalıkta in cin top oynuyordu. Hıhh!!! Z. Çetinkaya
En son aldığım habere göre, Engin gece 3 civarlarında Taksimden geçerken içindenanırmış. Bu çağda da duymayanlar varsa bu onların sorunu. Adam anırmış işte verdiği sözü tutmuş. Daha ne istiyorsunuz İnönü de maç esnasında anıracağım demedi ya!

Bir şaibeye yol açmamak veya olay yerindeki infialden yararlanıp konuyu oldu bittiye getirme girişimiyle karşılaşmamak için yeni tedbirler aldık. Taksim Meydanında görevlendirdiğimiz ekibimiz yine 24 saat tetikte.
Ama olur ya Engin Ardıç gelir de, kenarda köşede, tinerci çocuklardan başkasının geçmediği bir yerde anırırsa, olay belgelensin, kayıtdışı kalmasın istedik. Yeni projemiz, MOBESE kameralarının görüş alanına girmeyen köşelere anırma sensörleri ve ENASE(Engin Ardıç Anırma Sistemleri) kameraları yerleştirmek.
Ha birde dün resmini koymamıza rağmen tanıştıramamıştık, bir sesin anırma olarak değerlendirilebilmesi için kaç desibel olması, hangi nağmeleri barındırması gerekir bunların analizi için konuyla ilgili denetleyici firmadan bir anırma uzamanı istedik: Sağolsunlar Karakaçan Beyi yolladılar! Kendisi de, gerekli tahlilleri yapmak üzere olay yerinde beklemede!
Lafın kısası kaçamazsın Engin Ardıç!
Anırdın anırdın, yoksa tükürdüğünü yaladın demektir!..
++++++
MİNİ YORUM
Mustafayı izlemeye devam edin
Mustafa ile ilgili teslim edilmesi gereken tek hak var; adamlar bir misyon için veya para için -neyse- bir biçimde kendi etki silahlarını üretmişler. Milli Eğitim Bakanlığı Mustafa filminin haklarını satın almış. Çocuklarımız her yıl sarhoş, yalnız, diktatör, korkak, aciz, hovarda, dinsiz... (hepsi birarada nasıl oluyorsa artık) Atatürk izleyecek.
Ya yerden yere vuranlar? Siz ne yapıyorsunuz?
Atatürk belgeseli çekecek bir yönetmen, Cumhuriyeti yazacak bir metin yazarı, canlandıracak bir aktör yok mu bu memlekette? Efendiler! Bu işler Nutuk bastırıp, iktidar korkusuyla kapağa adını yazdıramayacak kadar taklacı olmakla olmaz!
Selcan TAŞÇI, 12 Kasım 2008