
Hadi, o sözleri yine söyle Gül
Abdullah Gül, Kürt sorununu gündeme getiren heyete Düşünüp de söyleyemediklerim var demiş. Gül, aslında düşündüklerini 15 yıl önce söylemişti:
Bunları açık söylemek zorundayım, Ne mutlu Türküm diyene lafını tutup her yere yaza yaza ve bunu özellikle hiç olmayacak yerlere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ilginç çıkışlarını sürdürüyor. Önceki gün Hakkariden gelen sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve AKPnin Hakkari milletvekilleri ile görüşen Güle bölgelerinin sorunlarını iletirken bir yandan da sözde Kürt sorununa dikkat çektiler. Taraf gazetesinin haberine göre bu temsilciler Cumhurbaşkanı Güle Kürt sorununun çözümü için diyalog yolunu açmasını ve özellikle DTPlilerle görüşülmesini istediler. Hakkarililer, Bu sorun Kürt sorunudur ve adının konulması gerek görüşlerini ilettiler.
Diyalog ve iyi niyet
Bu sözlere karşılık Gülün, Düne kadar adı yoktu. Bugün biz de biliyoruz. Çözülmesi gerekir. Bu da ülkenin demokratikleşmesiyle olur. Demokrasi gelişecektir. Burada söyleyemeyeceğim şeyleri de düşünüyorum. Hatta sizin de bana söylemek isteyip söylemediğiniz şeyleri biliyorum ve size katılıyorum. Bu sorunun çözümü süreç işidir. Bu sorunun çözülmesi için herkesin elinden gelen çabayı göstermesi gerekir. Diyalogla ve iyi niyetle çözülmesi gerekir dediği öğrenildi. Ankarada deprem etkisi yaratan sözler Gülün 1993 yılında Refah Partisi Milletvekili sıfatıyla yaptığı açıklamaları akıllara getirdi. Çünkü Gül, bugün Düşünüyorum ama söyleyemiyorum dediklerini 15 yıl önce,19 Aralık 1993te, Türkiye Gönüllü Kültür Teşekkülleri 3üncü İstişare Toplantısı nda aynen şu ifadelerle dillendirmişti: Milliyetçilik; demin dediğim gibi, öyle olmuş ki; Türkçülük şeklinde alınmış ve bu ister istemez, aksini de bazı insanların aklına getirmiştir. Mesela, -bunları açık söylemek zorundayım- Ne mutlu Türküm diyene lafını tutup her yere yaza yaza ve bunu özellikle hiç olmayacak yerlere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür.
Zorla kabul ettirildi
Bir Türk dünyaya bedel gibi, bu laflar aslında Türkiyenin o bütünlüğünü, Türkiyenin o geçmişteki bütün insanları İslam kardeşliği etrafında toplayan bu bütünlüğünü tehdit eder anlama gelmiştir. Şimdi ne gariptir ki, bu lafları; seyahat ederseniz, Doğu ve Orta Anadoluya, doğru geldikçe Önce Vatan yazdığını, batıya Ankaraya İstanbula gittiğinizde ise hiç rastlamazsınız bunlara. Yani bunlar tek parti devrinden kalan ve zorla, halkın kendi inanç değerleriyle bütünleşmeyen, bir dünya sistemini halka zorla kabul ettirmektir.
Millet ihanetin hesabını sorar
Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün Hakkarili sivil toplum örgütü temsilcilerini kabulünde Kürt devletinin kurulmasına yeşil ışık yakan konuşmasına siyasiler ve sivil toplum örgütleri tarafından büyük tepki geldi. MHP Tokat Milletvekili Reşat Doğru, her gün cenazelerin kalktığı Türkiyede milletin kendisine ihanet edenlere her zaman gereken cevabı verdiğini ve vermeye devam edeceğini belirterek, ülkeyi bölmek isteyenlerle sonuna kadar mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Doğru, Bugün(dün) Kocatepe camiinden şehit Binbaşımızın cenazesi kaldırılıyor. Önceki gün de iki şehidimizin cenazesi kaldırıldı. Şehitlerimizin olduğu yerde topraklarını, vatanını, bayrağını savunan insanlarımızın haklı olarak hakkını savunduğunu düşünüyorum. Bu millet kendisine kim ihanet etmişse ona gereken cevabı vermiştir vermeye devam edecektir. Türk milleti bölücü terörden çok çekmiştir. Bu terörün son bulmasını istemektedir diye konuştu.
Bölünmeye doğru gidiyoruz
Türk-İşe Bağlı Haber-İş sendikası Genel Başkanı Ali Akcan ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün sözlerini Türkiyenin artık bölünme noktasına doğru gittiği şeklinde değerlendirdi. Gülün sözlerinin Kuzey Irakta resmen Kürt devletini tanımak olduğuna vurgu yaptığını ifade eden Akcan, Zaten Kuzey Irakta artık böyle bir devletin varlığı var. Bugüne kadar her şeye olmaz olmaz diye diye yaklaşan Türkiyeyi parçalama niyetleri nihayet gerçekleşiyor.
'Mertçe ağzındaki baklayı çıkarsın'
CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman da Cumhurbaşkanı Gülün kafasının arkasındakileri milletten gizlemeden açıkça ve mertçe ortaya dökmesi gerektiğini vurguladı. Ülkeyi yönetenlerin kafasının arkasındaki yatan ve söylemek isteyip de söyleyemediklerini şehit cenazeleri ve her geçen gün artan terör olaylarından anlaşıldığının altını çizen Arıtman şöyle konuştu: Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün söylemlerini son derece yadırgadım ve kendisini bu sözlerden ötürü kınıyorum. Ne demek söyleyeceğim şeyler var ama söyleyemiyorum? Kafasının, beynini arkasındakileri ortaya döksün görelim. Kafasının arkasında yatanları kimseden saklamasın. Zaten onların
ülkeyi nasıl yönettiklerini, kafasının arkasında yatıp da söyleyemediği şeyleri şehit cenazelerinden, gazilerimizin sayılarından ve terörden görüyoruz. Kendisini yüreklice, cesurca, mertçe kafasının ve dilinin arkasındakileri açıklamaya davet ediyorum. Ağzındaki baklayı ıslatmasınlar ortaya çıkarsınlar. Ne yani kendisi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sınırları içerisinde başka bir devletin kurulmasını mı istiyor? Ağzındaki baklayı çıkarsın. Sözüm ona demokratikleşme, özgürlük ve eşitlikten yana olanların net olmaları lazımdır.
İyi polis kötü polis oyunu
MHP Ordu milletvekili Rıdvan Yalçın ise insanları ayrıştırma yoluyla bölmenin ne Cumhurbaşkanına ne de Başbakana fayda getireceğine dikkat çekerek, Başbakan Erdoğanın kötü polisi, Cumhurbaşkanı Gülün ise iyi polisi oynadığını ifade etti. Kürt kökenli ve Türkiye Cumhuriyeti bayrağı altında yaşayan insanları kafası bir, kalbi tek siyam ikizlerine benzeten Yalçın, kafasız bazı siyasetçilerin bunu görmemekte ısrar ettiklerini söyledi.
Kaynak