
CHPli Canan Arıtmanın özür diliyoruz kampanyasını eleştirmeyen Gülün etnik kökenine ilişkin yorumu ayıp ötesiydi.
Bu yorumun sadece Arıtmanı bağladığı, kişisel olduğu; kısa sürede CHP lideri Deniz Baykal ve CHP yönetimi tarafından yapılan açıklamalar ve atılan adımlarla anlaşıldı.
Ne yazık ki bu ülkede hala Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına bağlı ve eşit bir yaşam isteyen bazı vatandaşların etnik kökenlerini öne çıkaran bir zihniyet varlığını sürdürebiliyor. Arıtmanın, destek mesajları alıyorum diyerek ısrarlıca ve anlamsız bir şekilde tavrını sürdürmesi bunu bize kanıtladı.
* * *
Şimdi gelelim Gülün özür diliyorum kampanyasına ilişkin yorumu ve Arıtmanın bu yoruma nedeniyle gerçekleştirdiği milliyetçilik ötesi çıkışına karşı attığı adımları irdelemeye;
1) Gülün özür diliyorum kampanyasına ilişkin tepkisi, bu kampanyaya karşı kızgınlık duyan vatandaşların tüylerini diken diken eden cinsten olabilir. Ancak, kabul etmeliyiz ki, bu tür kampanyalar biraz da bu kızgınlığın yaratacağı farkındalık üzerine inşa edilmiştir. Yani ne kadar tepki, o kadar farkındalık Gülün kampanyayı düşünceyi ifade özgürlüğü olarak değerlendirmesi bu açıdan doğruydu. Bütün resmi tepkiler bu çerçevede kalabilseydi, bu kadar kıyamet kopmazdı. Gül, belki, Cumhurbaşkanı sıfatıyla devam eden cümleye ama diye başlayıp resmi tezi de tekrarlayabilirdi. Bu da Arıtman ve benzer şekilde kızacak vatandaşların tepkilerini biraz olsun yumuşatabilirdi.
2) Gül, Arıtmanın etnik kökenle ilgili sözlerine gösterdiği ilk tepkide de oldukça sağduyuluydu. Bu nedenle, ertesi günkü gazetelerde Arıtman sert eleştirilirken Gül bir kez daha mağdur olarak algılanmış, demokrat imajını cilalamıştı.
3) Gülün ikinci adımı soy ağacını açıklamak oldu. Gururla, Kayseri eşrafından olduğunu, yüzyıllardır hem anne hem baba tarafından Müslüman ve Türk olduğunu cümle aleme duyurdu. Buradaki hem anne hem baba ayrıntısı, soy açısından bir saflık vurgusundan başka bir şey olamaz. Yani Osmanlıda birçok etnik topluluk iç içe geçmiş olsa da Gülün soyu Ermenilerin bir dönem yoğun olduğu Kayseriden gelse de Gül saf bir Müslüman Türk olduğunun altını kalın çizgilerle çizdi
4) Ve son adım dava oldu. Gül, Arıtmana açtığı 1 YTLlik tazminat davasında, Arıtmanın gerçek dışı iddiasıyla kendisinin şeref ve haysiyetine saldırdığını iddia etti. Annesinin Ermeni kökenli olduğu imasını bir hakaret olarak değerlendirdi. Gülün 10 sayfayı bulan dava dilekçesinde, Cumhurbaşkanlığı sıfatı kalkan olarak gösterilse de dilekçenin temeli Annem Ermeni kökenli değil, Müslüman ve Türk bir soyum var, ama aksini ileri sürerek, hakaret etti, karaladı, şerefime ve haysiyetime saldırdı görüşüne dayandı.
Yani Yüzyıllardır birlikte yaşayan yüzlerce etnik kökenin oluşturduğu bu cumhurun başkanı olarak, annem velev ki Ermeni, velev ki Kürt, velev ki laz, bunun ne önemi var demek yerine, Anneme Ermeni diyerek hakaret ettin, karaladın tavrını tercih etti.
* * *
Genelkurmayın bile Yanlıştır, Türkiyeye zarar veren sonuçlar doğurur diye geçiştirdiği bir kampanyanın üzerinden başlayan tartışmada Gülün sergilediği bu tavır, bir kez daha liberaller tarafından biçilmek istenen kaftanın kendisine uymadığını gösterdi. O pırıltılı demokrat imajı bir kez daha yara aldı. Bununla da kalmadı, özür diliyoruz kampanyasını hiç de hak etmediği kadar büyütüp, korkunç bir farkındalık yarattı
Büyük ihtimalle Ermeni diyasporası, Gülün bu adımlarını maç ziyaretinden sonra ilişkilerin gidişatına yaptığı en içten katkı olarak algılayacaktır. Kimbilir belki de Erivandaki muhatabı Gülle diyaloğu konusunda ikna edemediği diyasporayı, bu sonucu kanıt olarak göstererek ikna etmeye çalışacaktır.
Uzun lafın özeti, Arıtmanın fendi, Gülü yendi. Arıtman açtığı karşı savaşta, Gülün de büyük katkılarıyla kampanyacılara istediklerinden büyük bir destek vermiş oldu
Diplomasi Gündemi, 23 Aralık 2008