Güneydoğu’da dönüşüm! / Arslan TEKİN

Güneydoğu’da dönüşüm! / Arslan TEKİN

İletigönderen Balasagun » Çrş Eki 09, 2013 14:40

Güneydoğu’da dönüşüm!

Genelkurmay Başkanlığı nasıl olmuşsa, hükûmetten ayrı bir tavır sergileyerek, PKK’nın bir partinin desteğiyle Mardin Savur’da 1992’de öldürülen 33 PKK’lı için müze yapıldığını kendi sitesinde yazdı.

Ne kutsal rakam 33!.. General Muğlalı’nın Van Özalp’te 1943 Temmuzunda kurşuna dizdirdiği söylenen 33 köylü; 25 Mayıs 1993’te Bingöl yolunda PKK militanlarının şehit ettiği 33 askerimiz; yine 1993’te, 2 Temmuz’da Sivas Madımak Oteli’nin yakılmasıyla dumandan zehirlenip hayatlarını yitiren 33 “aydın” (sol cenah “aydın” diyor!); üç gün sonra karşılık olarak Başbağlar köyünde 33 vatandaşımızın katli; Madımak yangını yüzünden cezalandırılanlar 33 kişi...

PKK, anlaşılan şehitlik kurmayı bitirmiş, müze merhalesine geçmiş.

PKK’nın başlarından Murat Karayılan konuştu bu sefer: “Devlet ateş açmazsa biz ateş açmayız, ateşkese uyarız” diyor.

40 yıllık tecrübeye sahipler, AKP gibi, aynı gayeyi güden bir parti bulmuşlar, dek durmak istemiyorlar. Bırakın homurdanmayı, işinizi yürütün! Kan akmadıktan sonra her şeyiniz serbest... Haraç toplarsınız, şehitlik kurarsınız, müze açarsınız, işçi-müteahhit kaçırırsınız, kamyon-TIR yakarsınız, istediğiniz gibi propaganda yaparsınız. Belki halkın rehaveti sizi ürkütüyordur. Silâh sizde... Ucunu gösterdiğinizde bölge insanı mecburen hizaya gelecek; çünkü, “Devlet” yok; siz varsınız...

Genelkurmay’ın açıklamasına bakmayın; yukarının haberi olmadan alt birimden biri koymuştur. Hem Genelkurmay’ın işi mi bu! Her şey valiliğin kontrolünde zaten! R. T. Erdoğan: “Ne oluyoruz!” der, yazıyı siteden bile kaldırırlar!

Siz işinize bakın. Önümüzde mahallî seçimler var; Güneydoğu’yu silme almanız lâzım. Onun için ufak tefek arızalara göz yumacaksınız.

Havel Cemil, havel Murat! Selahattin’in kulağını çekin; mızıkçılık ediyor. Ne bu! BDP’de, erken kongre falan... Otursun oturduğu yerde! Sizin silâhınızla seçilmedi mi? (“Havel” dedim ama bir kurt düştü içime... R. T. Erdoğan buyurdu: PKK alfabesinde X, Q, W kullanılacak; “hawel”mi demem lâzım! Cemil, sen de DTCF’lisin, beni anlarsın... Hatalı yazmışsam hatırlat!)

Prof. Dr. Şaban Şimşek’i cep telefonundan aradım ama konuşamadım.

Birden farklı konuya girdim. “Kim bu zat?” diyeceksiniz... Şaban Şimşek 2003’te, daha “Yard. Doç. Dr.” iken MEB Müsteşar Yardımcısı olmuştu. Bakan Doç. Dr. Hüseyin Çelik’ti. H. Çelik ve Ş. Şimşek Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden arkadaştılar. H. Çelik vefa göstermiş yakın arkadaşını müsteşar yardımcısı yapmıştı. Gerçekten vefalı Hüseyin Çelik; hocası Prof. Dr. Necat Birinci’yi de müsteşarlığa getirmişti. (Milletvekili seçilmesine de önayak olmuştu.) Şaban Şimşek’le aralarına sonra bir kara kedi girdi ve Ş. Şimşek üniversiteye döndü.

Şimdi memleketinde, Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde ders veren Prof. Dr. Şaban Şimşek, Habervaktim sitesinde de yazıyor. “Van Dosyası” başlıklı üç uzun yazısı insanı dehşete düşürüyor! Van örneği gösteriyor ki, yeni belediyeler kanunu ve “PKK açılımı”, Güneydoğu’nun birçok ilini dönüştürmüş. Ama nasıl dönüştürmüş! (Devam edeceğiz.)

Arslan TEKİN, 9 Ekim 2013
arslantekin53@yahoo.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Re: Güneydoğu’da dönüşüm! / Arslan TEKİN

İletigönderen Balasagun » Prş Eki 10, 2013 12:08

Demokrasi gereği taviz!

Bir yerde farklı fikirler, farklı etnisiteler varsa, ister istemez problemler de vardır. Dünya kuruldu kurulalı böyle... Demokrasilerde problemlerle de yaşamayı bilmeliyiz. Asıl yönetim mahareti nedir? Problemleri en aza indirebilmektir. Problemi en aza indiremeyenler teslimiyetçidirler. “O problemi çözmek için problem çıkaranlara uymak demokrasinin gereğidir.” düşüncesi her zaman kaybettirmiştir.

İlk “demokratikleşme paketleri” Tanzimat Fermanı’nı (1839), Islahat Fermanı’nı (1856), fermanların açıklanmasına giden vetireyi inceleyin; ister basiretsizlik, ister çaresizlik, ister beceriksizlik yüzünden deyin, hususiyetle kışkırtılmış gayrimüslimlerin problem hâline gelmeleri üzerine verilen cilâlı tavizleri göreceksiniz... Ve neticesi koskoca bir imparatorluğun erimesidir. Allah’a çok şükür, Anadolu’ya da sıkışsak, bir devletimiz oldu. Eğer Sevr uygulansaydı, bitmiştik.

Ya şimdi? Parçalansak nereye kadar? “Millî devlet”in zarureti burada ortaya çıkıyor. “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım”, “Ebediyyen sana yok ırkıma yok izmihlâl” söz ve mısraları “millî devlet” çerçevesinde düşünülmelidir ve bu sözlere itiraz, “millî devlet”le hesaplaşanlardan gelir: Birincisi PKK, ikincisi AK Parti yönetimi ve bunların pınarından su içenlerdir!

Bir yazarımız diyor ki: “Demokrasi düşüncesi ve demokratik kanalların açılması, şiddeti besleyen toplumsal ve psikolojik ortamı yumuşatarak terörün toplumsal potansiyelini daraltmakta, bir noktadan itibaren terör örgütleri, belirli şartlarda, silah bırakma zorunluluğu hissetmektedir. / Türkiye bu demokratik seçeneği görmezlikten gelemez. / PKK bugün hemen silaha sarılmıyorsa bunun sebebi, geniş ılımlı Kürt tabanından gelen tepkilerdir, bunu unutmamak lazım.” (Taha Akyol, “PKK ve Demokrasi”, Hürriyet, 8 Ekim 2013).

Yazarımız, Bu satırları yazana kadar problemin büyüklüğünü ve asayiş tedbirleriyle asla halledilemeyeceğini ispatlamak için kendisince birtakım “deliller” sıralıyor.

Eski “abimiz” alınmasınlar (Beni, ilk profesyonel gazete yazarlığına başlatan odur.) “Atma Recep din kardeşiz.” sözünü söylemenin tam yeri...

PKK, bu kadar tavizi silâhla almıştır ve nihaî hedef için silâh elde dağlarda beklemektedir. “Ilımlı Kürt tabanı” tepkisi diye bir şey olamaz. PKK ne derse o... Başka örneği görülmemiştir.

Dün bahsettiğim, Ak Parti’nin eski bürokratı Prof. Dr. Şaban Şimşek’in, Habervaktim’deki köşesinde, “Van Dosyası” başlığıyla yazdıkları, silâhlı PKK’nın ve “barış yoldaşı” Ak Parti yönetiminin neleri dönüştürdüğünü müşahhas olarak ortaya koymaktadır.

Prof. Dr. Şaban Şimşek, eski görev yeri Van’ı bu yıl ziyaret eder. Dostlarıyla görüşür. Bir dostu Ak Partilidir. Yakın akrabalarına sormuş: “Ak Parti’den aday olursam bana oy verir misin?” Cevap: “Senin için canımı veririm ama oyumu vermem!.. Kim olduğu mühim değil. Bizim partimiz var; kimi aday gösterirse ona veririm.”

Gelinen yer: PKK bağlılığı. Bunun adı demokrasi mi? Müslümanlık mı? Ak Parti ektiğini biçecek.

AKP’nin eski bürokratı Şaban Şimşek, sonra daha vahimini açıklıyor. Yazacağız.

Arslan TEKİN, 10 Ekim 2013
arslantekin53@yahoo.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Re: Güneydoğu’da dönüşüm! / Arslan TEKİN

İletigönderen Balasagun » Cum Eki 11, 2013 8:59

PKK’nın önünden bir ‘Balyoz’ kalktı!

Balyoz Davası’nda akıl almaz bir ceza çıktı. Yargıtay’ın bu kararını ben bekliyordum. Yargıtay’da dava görülürken “Hâkimin yumuşağından kork!” demiştim. Hâkimler çok naziktiler. (Aynı gün Yargıtay’da mahkeme salonunda tecrübeli avukat Celal Ülgen de aynısını söyledi ve sanık yakınlarına: “Sevinmeyin.” dedi.) Takip ettiğim “Ergenekon” dedikleri bir tuhaf davanın karar duruşmasında da hâkimler çok sevecendi ama verilen cezalar ortada. “Ergenekon”un da Yargıtay safhası var. Silivri mahpuslarının morallerini bozmak istemem ama -o zaman da yazdım- umutlanmasınlar. Aynen “Balyoz”daki gibi; hiçbir şey yapmamış olmamak için usûlen birazının kararı bozulacak, çok azı beraat, birkaçı da mahkemesi yeniden görülmek üzere serbest, diğerlerin cezaları tasdik edilecek. (Uzun uzun savunma hazırlayıp yormayın kendinizi!) Anayasa Mahkemesi’ne de, AİHM’e de güvenmeyin...

Eski Yargıtay Başsavcısı Prof. Dr. Sami Selçuk, anormalliklere dikkati çekmiş ve: “Ancak bir genel afla bu iş temizlenir.” demişti. Çünkü bir “hukuk”tan bahsetmek mümkün görülmüyor.

“Balyoz”cu bir subay ne diye haykırıyordu: “Kürdistan kurulması için onurlu subaylar buraya hapsedilmiştir.”

Ortalık sözüyle basitçe söylersek: “Yani!..”

Bölücülük almış başını gidiyor, bölücülerle mücadelede en tecrübeli isimler mahkûm edilmişler. Yahu hepsi mi darbeci! Hepsi mi planın içinde! (Ben de, “Erbakan’ı devirenler, R. T. Erdoğan için haydi haydi darbe planı yaparlar.” diye kaç defa yazdım!) Akıldan geçirmek ve hatta plan yapmak, hepsine ölümüne ceza mı gerektirir!

PKK devletini kurmak için Ak Parti yönetiminin müzâheretinde yolunda emin adımlarla ilerleyen bölücülerin önünden bir “balyoz” daha kalktı.

PKK, milleti de inandırmış artık. “Devlet yok, biz varız. Gönül rızasıyla saflarımıza gelin.” diyor.

İki gündür yazıyorum... Bugün de yazacağım. Eski Ak Parti bürokratı Prof. Dr. Şaban Şimşek, ziyaret için gittiği Van’da karşılaştığı manzarayı Habervaktim’deki köşesinde âdeta irkilerek anlatıyor. Van’ı örnek alıyor ama, bu örneği bütün Güneydoğu illerine teşmil edebilirsiniz, diyor. Mahalli yönetimler kanunu değişti... İl genel meclisleri ve il özel idareleri kaldırılıyor, büyükşehirlerdeki tek meclis, belediye meclisi oluyor. Tabiî valilik sadece bir protokol makamı artık.

Şaban Şimşek yazıyor: “İşte bütün bunlar bir nevi özerk yönetim gibi algılanıyor, Van’da. Beklenti o. Yerel yönetim seçimlerini bu kadar önemsemelerinin sebebi bu beklentide yatıyor. Tutturacakları yüksek bir oy oranı ile ‘bu halkın asıl temsilcisi, bölgenin gerçek sahibi biziz’ diyebileceklerini düşünüyorlar.”

Ak Parti Güneydoğu’da silinme noktasına gelmiş. PKK, dindar kesimin oyunu almak için imamlara el atmış. Müthiş çalıyorlar. Belediyelerdeki yeni durum, bir nevi muhtariyet de sağlayacak. Onun için milletvekilliği seçiminden daha önemli mahallî seçimler.

Ak Parti yönetimi seçimi beklemeden eline kına yakabilir!

(Büyük fikir ve dava adamı Nevzat Kösoğlu, dün hayata veda etti. Milliyetçi Hareket’te mümtaz yeri vardı. Eserleriyle yaşayacak. Allah rahmet eylesin.)

Arslan TEKİN, 11 Ekim 2013
arslantekin53@yahoo.com
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x