Can Dündar
can.dundar@e-kolay.net
İsrail saldırganlığını mı yazmalı bugün, Ergenekon operasyonunu mu?
Tel Avivdeki devlet teröründen mi söz etmeli; Türkiyedeki terör-devlet ilişkisinden mi?
İyisi mi, bize ikisinden de bahsetme fırsatı bahşeden, eski bir dosyayı açalım:
* * *
İsraili ilk ziyaret eden Türk Başbakanı Tansu Çillerdi.
Tarihi gezi, 1994ün 3 Kasım günü başlamıştı.
Resmi temasların ardından Mossada gittiler.
O gezide Çillerin yanında, MİT Müsteşarı Sönmez Köksal, yardımcısı Mehmet Eymür ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar vardı.
Ziyaretin amacı, terörle mücadele ve istihbaratta işbirliği imkânlarını araştırmaktı.
Normalde güvenlikçiler arasında konuşulacak bu konuya Başbakanın müdahil olması garipti. Ama gariplik burada kalmadı.
Çiller, bir ara MİTçilere dönüp Bizi yalnız bırakabilir misiniz? diye sordu. Köksal ve Eymür çıktılar.
Çiller ve Ağar, Mossadla toplantıya devam ettiler.
* * *
Çillerin hedefi Suriyedeki Öcalanın yakalanmasıydı.
Özel Harekât, bu işle görevlendirilmişti.
Dairenin başında, dün gözaltına alınan İbrahim Şahin vardı. 1994 başında acilen ihtiyaç duyduğu bazı malzemeleri raporla bildirmişti. Başbakan da o malzemeler için Mossaddan yardım istemeye gitmişti.
Çiller döndükten 10 gün sonra Emniyet ambarına, İsrailden koliler geldi. Ambalajı açılmadan Özel Harekât Dairesine teslim edildi.
Emniyetin 15 Kasım 1994 tarihli kayıtlarına göre gelen malzemenin dökümü şöyleydi:
2 adet 12,7 çapında Baretta dürbünlü tüfek...
8 adet pompalı av tüfeği...
100 adet hedef aydınlatıcı...
15 adet nişancı spot ışığı...
150 adet görülebilir lazer ışığı...
145 adet silah üstü dürbün...
20 adet gece görüş gözlüğü...
Sonra farklı malzemeler de geldi:
280 adet Uzi otomatik tabanca... 20 adet 7.62 mm. Galli tüfek... 100 adet susturucu... Işıklı cam kırma aleti... Alev makinesi... Mengene... Kapı kırma tokmağı... Ses bombası... Sis bombası... Dinamit... Çene açma aleti... Keskin nişancı elbisesi... İniş kayma takımı... Dağcılık ipi... Tel kesme makası... Köpek kovucu... Komando bıçağı...
Liste, suikast kokuyordu.
* * *
Özel Harekât timleri bu silahlarla, İsrailli uzmanların gözetiminde Antalya Bey dağlarında eğitim yaptılar.
Ama amaçlanan operasyon gerçekleştirilemedi.
Seçim öncesi Çillere Aponun kellesi verilemedi.
Ne var bunda, devlet bir operasyona niyetlenmiş, olmamış diyebilirsiniz?
Zaten asıl mesele, bundan sonrasında... O silahlarla daha sonra ne yapıldığında...
İsrail silahları, Emniyete 1994 Kasımında ulaşmıştı.
Peki Türkiyeyi karıştıran ve bugün hâlâ karanlıkta kalan provokasyon ve faili meçhul cinayetler ne zaman tırmanışa geçti:
1994 sonunda...
Aralık 1994: Özgür Ülke gazetesi kundaklandı.
Mart 1995: Hasan Ocak boğularak öldürüldü.
Mart 1995: Gazi Mahallesinde Alevi kahvelerinin taranmasıyla başlayan olaylarda 17 kişi öldürüldü.
Nisan 1995: Sultanahmete cuma çıkışı bomba kondu.
* * *
Liste uzayıp gidiyor.
İşte Susurluk budur!
Susurluk skandalında sokağa dökülenlerin Ergenekon soruşturmasına niye kuşkuyla yaklaştığını merak edenlerin Soruşturma niye yakın tarihin kanlı izbelerine değil de ha bire hükümete muhalif isimlere doğru seyrediyor sorusuna kafa yormaları gerekir.
Halbuki tahkikat, örneğini verdiğim türden konulara girse, bu arada Türk-İsrail silah ticaretinin de bir dökümü çıkarılsa ne kadar faydalı bir tarihi belge olur; düşünsenize...
