gönderen AlpereN » Prş Eki 16, 2008 19:19
"Tam hakikate, ancak bir düşünceyi diğer düşüncelerle, zıt görüşlerle karşılaştırarak varılabilir."
Kadir Mısıroğlu'nu neden ekrana çıkardık?
Gürkan HACIR ile Şimdiki Zaman, 12 Ekim Pazar akşamı çok konuşulacak bir dönüş yaptı.
Sitemize gelen e-postalara ve kanala gelen telefonlara yetişemedik.
Tepkiler çeşitliydi.
Kimi vatandaşımız "bu adamı susturun, tahammül edemiyoruz" diyor, kimisi Mısıroğlu'nun maddi hatalar yaptığını iddia ediyor, kimisi de "Mısıroğlu gibi değerli bir ismi ekrana çıkarma cesaretini gösterdiğimiz için" bizlere teşekkür ediyor...
Elbette ki gelen tepkiler arasında, Mısıroğlu'nu olumsuz yönde eleştirenlerin sayısı oldukça fazlaydı.
Çünkü toplumun genelinin mutabık olduğu konularda, alternatif yorumlarda bulunmuştu Mısıroğlu.
*
Bu ülkede 30-40 tane "kadrolu aydın" vardır.
Tartışılacak konu ne olursa olsun, o 40 kişi içerisinden bazıları ekrana çıkarlar.
Onlar liberalizmden demokrasiye, ekonomiden tarihe, terörden dine ve hatta futbola kadar her şeyden anlarlar!
Bu 40 kişinin bir kısmı iktidar yanlısıdır, bir kısmı muhaliftir, ulusalcıdır, bir kısmı liberaldir ama iktidar yanlısıdır, bir kısmı liberaldir ama iktidara mesafelidir, kimisi "solcudur", kimisi dincidir, kimisi laiktir, kimisi siyasal islamcılıktan gelir ama liberalizme kaymıştır ve saire...
Ahali de sanır ki, işte çok sesli demokrasi korosu!
*
Oysa öteki olmak, muhalif olmak, aykırı olmak bu kadar basit bir şey midir?
AKP'yi eleştirmek muhalif olmaya yeter mi?
AKP'yi iktidara taşıyan süreci, yapıyı, yapısal ilişkileri sorgulamadan muhalif olunur mu?
"Kral çıplak" diye bağırmadan aykırı olunur mu?
*
Biz Şimdiki Zaman'a "hakikatin arandığı zaman dilimi" dedik.
Yaptığımız programlarda hep hakikati bulmaya çalıştık.
Oktay Sinanoğlu'nu, Emin Gürses'i, Sarp Kuray'ı, Liz Behmoaras'ı, Salih Akdemir'i, Cengiz Şişman'ı, Alev Alatlı'yı ve son olarak Kadir Mısıroğlu'nu hakikate bir adım daha yaklaşmak için ekrana çıkardık.
Bu ülkenin tarihine dair söyleyecek sözü olan herkese platform yaratmaya çalışıyoruz. Çoğulcu demokrasi, özgürlük gibi kavramların Altan Kardeşlere, Mahçupyanlara, Murat Belgelere, Taraf Gazetesine bırakılmayacak kadar değerli olduğunu düşünüyoruz..
İnandığımızın tam tersini bile söylese, kimsenin iddialarını "terör" olarak nitelemiyoruz..
Kadir Mısıroğlu'nun söylediklerinin büyük çoğunluğuna katılmasak da, hakikate ancak sınırsız tartışma yoluyla ulaşılabileceğini düşünüyoruz.
Medya ve Demokrasi adlı kitabında John Keane der ki: "Bir düşünce yanlış bile olsa, içinde birkaç dirhem hakikat de bulunabilir. Herhangi bir konuda egemen olan görüş hemen hiçbir zaman hakikatin tamamı değildir. Bu nedenle tam hakikate, ancak bu düşünceyi diğer düşüncelerle, zıt görüşlerle karşılaştırarak varılabilir. Toplumsal konularda hakikate ulaşabilmek için zıtları birleştirip uzlaştırmak zorunludur."
*
Atatürkçü olduğunu ısrarla belirten izleyicilerimizden çok ciddi eleştiriler aldık.
Atatürk'ün ve cumhuriyetin eleştirilmesine haklı olarak tahammül edememişlerdi.
Ancak emin olsunlar ki, bu ülkede bazı konuların tabu olması, tarihin bazı dönemlerinin dogmalaştırılması, putlaştırılması, en çok Mustafa Kemal Atatürk'e zarar verir.
Atatürk devrimlerine karşı olanlar sürekli bir devinim halindeyken, Atatürkçü düşüncenin, 1938'de dondurulmuş olması, cumhuriyete büyük zarar vermektedir.
Atatürkçü düşünce dogmalaşmaktan kurtarılmalıdır ve bu da ancak karşıt görüşlerle tartışarak, onları dinleyerek olur.
Dogmalaşmış bir Atatürkçülüğün, dinden ne farkı vardır?
*
John Stuart Mill'in bir sözüyle bitirelim: "Bir görüş, hakikatin ta kendisi olsa bile, eğer karşı fikirlerle zorlanmazsa, bozularak önyargıya dönüşür. Yaşayan hakikat yerine, ölü bir dogma halini alır. İnsanlığın, artık şüpheli görmediği şeyler hakkında düşünmekten vazgeçme yönündeki vahim eğilimi, yaptığı yanlışlıkların yarısının nedenidir. İşte o zaman, 'yerleşmiş görüşlerin derin uykusu', insan zihninin ahlaki cesaretini ve onurunu egemenliği altına alır."
*
Gürkan HACIR ile Şimdiki Zaman, Pazar akşamları, kendi gündemiyle ve "öteki" konuklarıyla hakikati aramaya devam edecek..
Bu yolda, sevgili Alev Alatlı'nın bizlere hatırlattığı bir Arap atasözü de hep kulağımıza küpe olacak: "Hakikate ulaşmak isteyen, kahrından ölmeyi göze almalı!"
ŞİMDİKİ ZAMAN TV
------------------
şahsı ilk kez duymama rağmen "Şimdiki zaman" gibi bir izlencede bu adamın konuşturulması benide üzdü gerçekten...