Güvenlik paketi mi, tek parti devleti mi? / İsrafil K.KUMBASAR

Güvenlik paketi mi, tek parti devleti mi? / İsrafil K.KUMBASAR

İletigönderen Balasagun » Sal Şub 17, 2015 17:41

Güvenlik paketi mi, tek parti devleti mi?


Resim
Anayasa’yı askıya alan iktidar sahipleri, anlaşılan o ki ‘iç güvenlik’ adı altındaki paketi her ne pahasına olursa olsun Meclis’ten geçirmeye kararlı.

Diyorlar ki:

- “Güneydoğu’da kamu güvenliğinin sarsılmasından bahsedenler, güvenliğin sağlanmasına yönelik atılan bu adıma neden karşı çıkıyorlar?”

Evet, bir ‘güvenlik’ endişesi var.

Ancak bu endişenin kaynağı öyle lanse edildiği gibi ‘kamu güvenliği’ olamaz.

Hele hele ‘çözüm süreci’ adı altında, ‘federal’ yapıya geçiş yolunda birlikte ‘magarina’ oynadıkları terör örgütüne karşı ‘ülke güvenliği’ hiç olamaz.

Peki ya nedir?

- “AKP güvenliği!”

Evet, bir gün mutlaka ‘hesap verecekleri’ korkusu içerisinde ne yapacaklarını şaşıran iktidar sahiplerinin, ileride karşılarına çıkması muhtemel ‘ciddi toplumsal muhalefet’ hareketlerine karşı kendilerini ‘sağlama alma’ endişesidir.

* * *

Ellerine geçirdikleri gücü kaybetmek isteyen iktidar sahipleri, ‘ileri demokrasi’ adı altında ülkeyi adı konulmamış bir ‘sivil darbe’ sürecine sürüklemiş bulunuyor.

Ülke, bir zamanlar ‘diktatörlük’ heveslilerinin hayali olan ‘2.5’ parti çizgisini çoktan aşarak ‘tek parti’ devletine doğru koşar adım gidiyor.

‘Millet iradesi’ yalan ve hile ile gasp edilirken, lider tahakkümü altındaki Meclis, asli işlevinden uzaklaşarak adeta ‘Danışma Meclisi’ görüntüsü veriyor.

‘Kendisi için’ asla bir şey istemeyen hazretin, ‘bilinçaltını’ dışarıya vuran gerekçe, kargaları bile güldürecek nitelikte.

Bu milletin içerisinden bir daha ‘Milli Şef’ olma özentisine kapılan kimseler çıkmasın diye ‘Başkanlık’ sistemini istiyor.

* * *

“Yargı bize ayak bağı oluyor” , “Yargı bana karışmasın” vecizelerinde somut vücut bulan büyük ideal, artık ‘fiilen’ gerçekleşti, yürütmenin üzerinde kısmen varlığını hissettiren ‘yargı denetimi’ sistemli bir şekilde bertaraf edildi.

HSYK kontrol altına alındı, yargı kurumları ‘uyumsuz’ unsurlardan arındırılarak yeniden dizayn edildi.

Bir zamanlar hazretin ‘hukuk danışmanlığını’ yapan zat Anayasa Mahkemesi başkanlığı koltuğuna oturdu; yine ‘Akbil soruşturmasında’ hazret hakkında ‘beraat’ kararı veren kişi Yargıtay Başkanlığı’na getirildi.

‘Yargı’, artık bir ‘denetim mekanizması’ olmaktan çıkarılarak adeta ‘yürütmenin pisliklerinin’ üzerini kapatmaya yarayan bir ‘araç’ haline getirildi.

* * *

İç güvenlik paketinin Meclis’ten geçmesi halinde ülke, ‘polis’ nezaretinde farklı bir ‘sıkıyönetim’ ile karşı karşıya kalacak.

    * Polis, ‘makul şüphe’ çerçevesinde artık istediği kişilerin üzerlerini arayabilecek.

    * ‘Saldırı’ ile karşılaşma ihtimalini ‘hissettiği’ an, istediği gibi silah kullanabilecek.

    * ‘Hâkim kararı’ olmadan, ‘polis amirlerinin izni’ ile istediği kişiyi dinleyebilecek.

    * Gözaltı yetkisi, ‘savcılardan’ alınarak ‘polis amirlerinin’ insafına terk edilecek.

Bunun daha açık tercümesi şu:

- “Bundan sonra Anayasa’da tarif edilen temel hak ve özgürlükler çerçevesinde iktidarın icraatlarına karşı ‘demokratik tepkilerini’ ortaya koymak için sokağa inmeye kalkışanların çanlarına ot tıkayacağız?”

* * *

İç güvenlik paketi, ‘tek parti devletine’ geçiş yolunda çok önemli bir adım olacak.

Bugüne kadar ‘gaz alma’ babındaki malum ‘kayıkçı kavgaları’ ekseninde kısmen var gibi görünen ‘muhalefet’ kavramı artık tamamıyla ortadan kalkacak.

Vatandaş iki ana kategoriye ayrılacak:

    1-) İktidara biat eden vatanseverler.

    2-) İktidara karşı çıkan vatan hainleri.

Haliyle, ‘devlet otoritesine’ karşı çıkan sözde ‘vatan hainlerine’ karşı, ‘devlet gücünü’ elinde bulunduran iktidar tarafından her türlü ‘baskı’, ‘şiddet’ ve ‘zulüm’ doğal bir hak haline gelecek.

Bakın, daha şimdiden iç güvenlik paketine karşı çıkan herkesi ‘vatan haini’ diye damgalamaları hangi kafanın yansımasıdır sizce?

* * *

Doğal hukukun en temel prensiplerinden biridir.

‘Anayasanın’ ve ‘demokrasinin’ dışına çıkan bir siyasal iktidar, değil ‘yüzde 40’ isterse ‘yüzde 99’ halk desteğini arkasına almış olsun, ‘meşruiyetini’ kaybeder.

Meşruiyetini kaybetmiş olan bir iktidara karşı ise ‘milli direniş’ hakkı en temel ‘meşru’ haklardan biri haline gelir.

İsrafil K.KUMBASAR, 17 Şubat 2015
israfilkumbasar@yenicaggazetesi.com.tr
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Bing [Bot] ve 0 konuk

x