Dün Milliyet’ten Ali Eyüboğlu’nun yazısını okuyunca aynen böyle dedim.
Hatta içimden birkaç kere de tekrar ettim.
Sonra da bu konu üzerinde bir iki kelam da ben etmeliyim dedim.
Konu şu: reyting uğruna toplumun temel yapısı ile bağdaşmayan yapımlara imza atarak kazancına kazanç katıp sonra da magazin dünyasında caka satan yapımcı Fatih Aksoy, dünyayı ters yüz edecek, çağ açıp çağ kapatacak (!) türden bir buluşa imza atacakmış.
Geçtiğimiz günlerde özgürlüğüne kavuşan Mehmet Ali Ağca’ya yakında başlayacak dans yarışmasında jüri üyeliği düşünmüş hatta bu iş için 500 bin dolarlık bir de teklif yapmış!
Bu duruma inanamayan Eyüboğlu da açmış sormuş Aksoy’a olayın aslını astarını.
Cevap oldukça vahim!
“Haber doğru değil. Ama adam cinayet işledi, 30 yıl yattı bir 30 yıl daha mı yatıracağız. Para teklifi yapmadık. Yarışmacı olarak adı geçti.”
Ve devam etmiş muhterem, bu göz yaşartıcı söylemine.
“Ağca sadece Türkiye’de değil, dünyada tanınan biri. “
Dünyada tanınan!
İşte işin özü bu cümledir.
Aksoy nihayetinde bir yapımcıdır ve projelerinin ses getirmesini, televizyonlarda izlenirliliğinin yüksek boyutlarda olmasını elbetteki isteyecek, düşünecek, planlayacaktır.
Hatta bazen toplumun değer yargılarını göz ardı etme pahasına yapacaktır bunu.
Yapıyor da…
Yapılıyor da…
Aslolan daha fazla para kazanmak daha lüks içinde yaşayıp daha cafcaflı bir hayat yaşamak değil mi nihayetinde!
Evet.
Toplumun canına okunmuş kimin umrunda?
Her neyse gelelim biz malum konumuza.
Ağca dünyaca tanınan bir isim.
Evet.
Peki ne diye tanınıyor bu kişi dünyaca?
Papa’ya suikast düzenleyen, sonra da hücresinde Papa ile yarım saat sohbet edip Time dergisine kapak olan bir TÜRK.
Sonra “Mehdiyim-mesihim” açıklamalarıyla gündem yaratıp ardından Hristiyanlığın öncüsü sayılan Pavlos’a hayranlığını dile getirmiş bir TÜRK.
Dünya onu böyle tanıyor.
Biz daha fazlasını da biliyoruz.
Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi suikastının tetikçisi.
Ve şu an herkesin gözü onun üzerinde.
Ne söylese olay olacak ne yapsa dünya konuşacak.
İşte Aksoy gibi birileri de “Adam bir 100 yıl daha mı yatacak.” diye olayı angaje edip servetine servet katacak.
Hayatlarına kastedilmiş insanlar mı?
Kimin umrunda.
Özellikle bu yapımlar nedeniyle geleceklerini saçma sapan şov programlarında şöhret peşinde koşmakla kurmaya çalışan gençlerin manen daha da batması hatta yerin dibine girmesi mi?
Kimin umrunda.
Aslolan para.
Daha fazla para.
Dünyalar kadar para.
Boşuna mı söylemiş atalarımız “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” diye!
Belli ki Aksoy da esirgememenin uğraşı içinde.
Eyüboğlu yazısı içerisinde “Yuh artık” dediği için özür dileme gereği duymuş.
Düşündüm ben de yapmalı mıyım diye.
Sonunda verdim kararı mı.
Özür dilemek gerekli elbette.
Özür dilerim ama daha çok gençlerden.
Yazımın başlığında kullanmak zorunda kaldığım bu kötü örnek oluşturan sözcük yüzünden.
Makalelerim için: http://www.tuncayylmz.blogspot.com